EKONOMİ - 11 Ağustos 2020 Salı 15:12

Türkiye sağlık alanında diğer ülkelerden ayrışıyor

A
A
A
Türkiye sağlık alanında diğer ülkelerden ayrışıyor

Avrupa ve Amerika koronavirüsle mücadelede ağır kayıplar verirken, Türkiye devreye aldığı politikalarla bu alanda diğer ülkelerden pozitif ayrıştı.

 Bezmialem Vakıf Üniversitesi Prof. Dr.Rümeyza Kazancıoğlu, Türkiye’nin sağlık alanında diğer dünya ülkelerine göre fark oluşturduğunu aktararak, “Özellikle Avrupa ülkelerinin bazılarında hastalara yeteri kadar karşılık veremediklerini, hastanelerin dolduğunu, yoğun bakımlarının, solunum cihazlarının yetersiz olduğunu gördük. Şimdiye kadar Türkiye’deki hastalarımız için böyle bir durum söz konusu olmadı. Avrupa’daki meslektaşlarımızın yaşadığı zorlukları yaşamadık” dedi.

Dünya koronavirüsle mücadele ediyor. Bu mücadelede tıbbı cihaz ve sağlık malzemeleri kadar kaliteli eğitim alan sağlık çalışanları da önem arz ediyor. Yeni eğitim-öğretim yılında sağlık alanına yönelmek isteyen adaylar için ise tercih dönemi başladı. Sağlık alanında varolmak isteyenler adaylar için üniversite tercih süreci başladı. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Prof. Dr.Rümeyza Kazancıoğlu, hem tercih dönemini hemde zorlu pandemi döneminde Türkiye’nin sağlık alanındaki başarısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Prof. Dr.Rümeyza Kazancıoğlu aynı zamanda, açık hava alanlarının öğrencilerin tercihlerinde çok önemli bir kriter haline geldiğinin altını çizdi.

Türkiye’deki sağlık eğitimi hakkında değerlendirme yapan Prof. Dr.Rümeyza Kazancıoğlu, ‘akreditasyon’ konusunda dikkat çekerek, “Gün geçtikçe ilerleyen YÖK’ün belirlediği standartların hemen hemen tüm üniversitelerde yerine getirilmeye çalışıldığını bir süreç var. Bu yetmiyor artık. Bunu akreditasyonlarla bir üst seviyeye taşıyoruz. Ulusal ve uluslararası akreditasyonlar önem kazandı. Çünkü sağlık eğitimini aldığınızda sadece kendi ülkeniz için değil, uluslararası arenada aldığınız eğitim ile birlikte sağlık alanında hizmet vermeniz mümkün. Avrupa’da, Amerika’da ve Orta Doğu’da bunu yapanları biliyoruz. Dolayısıyla akredite olmak, eğitimimizi bir üst düzeye çıkardı. Modern teknolojilerden yararlanıyoruz” dedi.

Prof. Dr. Kazancıoğlu, özellikle pandemi süreciyle akademisyenlerin uzaktan eğitim uygulamalarıyla bilgilerin görsel olarak da öğrencilere aktarılması noktasında deneyim kazandığının altını çizdi.

“Sağlık alanının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı”
Sağlık alanının ülkeler içinde her zaman yüksek öneme sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kazancıoğlu, pandemi sürecinde bunun daha iyi anlaşıldığını kaydetti. Kazancıoğlu, “Bu süreci, tedavi edilmeye insan sayısının birden bire çok sayıya ulaşması ve bu hizmeti üretebilecek grubun sağlık çalışanları olması etkiledi. Bunu sadece hekimler olarak düşünmemek lazım; her türlü sağlık çalışanımız önemlidir. Zaten önemliydi bir kez daha günyüzüne çıktı” dedi.

“Araştırma laboratuvarlarımızdaki konuların hepsi güncel konu olan Covid-19’a döndü”
Kişinin sağlık alanında kendisini geliştirmesinin uzun soluklu olarak bir adanmışlıkla bütünleşmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kazancıoğlu, “Pek çok meslektaşım ailelerinden kendi hayatlarından feragat ederek bu hizmeti vermek üzere çalıştılar ve halen çalışmaya devam ediyorlar. Araştırma laboratuvarlarımızda konuların hepsi güncel konu olan Covid-19’a döndü” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin sağlık alanında diğer dünya ülkelerinden ayrıştığını düşünüyoruz”
Türkiye’nin sağlık alanında diğer dünya ülkelerinden ayrıştığını düşündüğünü aktaran Prof. Dr. Kazancıoğlu, “Pandeminin başladığı ilk dönemde, özellikle Avrupa ülkelerinin bazılarında hastalara yeteri kadar karşılık veremediklerini, hastanelerin dolduğunu, yoğum bakımlarının yetersiz, solunum cihazlarının yetersiz olduğunu gördük. Şimdiye kadar Türkiye’deki hastalarımız için böyle bir durum söz konusu olmadı. Hatta biz, kendi hastanemizi pandemi hastanesine dönüştürürken kendi bilim kurulumuzca ‘Avrupa’daki meslektaşlarımızın yaşadığı zorlukları yaşamayız’ dedik ve yapmadık. Sağlık Bakanlığının bize önerdiği protokolleri, gösterdiği algoritmaları takip ettik. Koruma tedbirlerimizi alıp birlik olduk, filyasyon çalışmalarına destek olduk. Bunu sürdürmemiz lazım. Yeni normale adapte olmalıyız” şeklinde konuştu.

“Açık hava alanları kriter oldu”
Açık alanlar, sosyal ve spor aktivitelerin yapılabileceği alanların öğrencilerin üniversite tercihlerinde kriter haline geldiğini anlatan Kazancıoğlu, “Bu anlamda biz, kendimizi avantajlı hissediyoruz. Şehrin göbeğinde böyle güzel bir bahçede çocuklarımıza açık hava imkanı sunabilmek güzel. Yeni dönemde açık havada ders çalışma imkanı da sağlayacağız. Sonrasında da yeni öğretim döneminde hastalıklarla mücadelede ne gibi uygulamalar yapılması gerekiyor konusu dikkatimizde” diye konuştu.

Sağlıkçı adaylarına tavsiye
Son olarak bu alanda eğitim alarak sağlık alanında varolmak isteyen adaylara seslenen Kazancıoğlu, “Bu mesajı tekrar etmeyi çok seviyorum; Sağlık alanında olacak arkadaşlara bir kere daha hatırlatmakta fayda var: Sadece bunu bir eğitim süresi olarak düşünmesinler diplomayı aldıklarında hayatları boyu sürecek yeni bir eğitim dönemi başlayacak. Pandemi döneminde yeniden hatırladığımız, fedakarlık gerektiren bir mesleği tercih ediyor olacaklar, diğer yandan bu meslekten bu alacakları tatmini başka bir alandan alamayacaklarını söylemek gerekiyor” şeklinde konuştu.

Ali Canberk Özbuğutu - Uğur Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Öğretir: En iyi Türkçeyi kullanarak gençlere rol model olma çabasındayım İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü tarafından düzenlenen “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” etkinliğinde, ATV Ana Haber Sunucusu-Anchorman Cem Öğretir, üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleriyle bir araya geldi. Etkili iletişim için gerekenleri gençlere tek tek anlatan Cem Öğretir, televizyon haberciliği hakkında da öğrencileri bilgilendirdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nün organizasyonuyla üniversitenin kampüsünde, “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” eğitimi düzenlendi. Ünlü Spiker Cem Öğretir etkinlikte katılımcılara; etkili iletişim, beden dili ve diksiyon ile ilgili uygulamalı eğitim verdi. Cem Öğretir, beden dilinin nasıl olması gerektiği, bir insanın nasıl ikna edilebileceği ve öz güven konularını detaylı olarak ele aldı. Söz konusu etkinliğe İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İGÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kaya, İGÜ ve UBF öğretim elemanları ve davetliler katıldı. “Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model” Günlük hayatta kullanılan kelime ve cümlelerin ne kadar sık kullanılırsa o kadar çok alışkanlık yaptığını belirten Cem Öğretir, “Aslında bu da televizyon gibi bir alışkanlık meselesi. ‘İyi bir alışkanlık mı, kötü bir alışkanlık mı?’ bunun cevabını seyirciye bırakıyorum. Ben bir televizyon dünyası çalışanı olarak kendi açımdan en iyisini yapmaya gayret ediyorum, bunun için Türkçeyi en güzel şekilde kullanıp gençlerimize iyi örnek olma çabasındayım. Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model. Dolayısıyla rol model olduğunuzda büyük bir sorumluluğu da üzerinize alıyorsunuz” dedi. “Televizyon haberciliği şekil değiştiriyor” Cem Öğretir, habere ulaşmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde ana habere duyulan ihtiyacı sorgulayan bir seyirciye, halâ tam anlamıyla sosyal medyaya güven oluşmadığı için insanların televizyon aracılığı ile haberleri doğrulattığını anlattı. Cem Öğretir, “Televizyon haberciliği yok olmaktan ziyade şekil değiştirip dönüşüyor. Aynı, radyonun televizyon ortaya çıktığında artık kullanılmayacağının düşünülmesi gibi basılı gazetecilik de artık dijital mecralara taşınıyor.” dedi Kariyeriyle ilgili merak edilen soruları da yanıtlayan Cem Öğretir’in gerçekleştirdiği eğitim, öğrenciler ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü.
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde iki üniversite arasında bilimsel çalışmalar ile eğitim-öğretim iş birliği yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek. YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.
Ankara Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Silvan Barajı ve Hidroelektrik Enerji Santrali’nde (HES) elektrik üretimi için ilgili firmalarla anlaşma imzalandığını belirterek, Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası katkı sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Yumaklı, Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandığını duyurdu. İlgili firmalarla yapılan anlaşma Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası kazandıracak. Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada Silvan projesinin Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) en önemli etaplarından birisi olduğuna dikkati çekti. “8 baraj ve 23 sulama tesisi olmak üzere toplam 31 adet bileşeni bulunan Silvan projesinin ekonomimize yıllık 20 milyar TL katkı sağlaması planlanıyor” diyen Yumaklı, Kulp Çayı üzerindeki Silvan Barajı ve HES’in bu bileşenlerin en önemlilerinden birisi olduğunu vurguladı. Yumaklı, Silvan Barajı’nın 175,5 metre yüksekliğindeki 8,7 milyon metreküp dolgu hacmine sahip gövdesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Silvan Barajı, depolama kapasitesi olan 7,3 milyar metreküp rezervuar hacmi ile GAP’ın Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci sulama barajı olacak. Halihazırda fiziki gerçekleşmesi yüzde 96 seviyesinde bulunan Silvan Barajı’nın ara depolamalar ve sulama tesislerinin tamamen bitirilip hayata geçirilmesi ile yaklaşık 2 milyon 350 bin dekar tarım arazimiz suya kavuşacak ve 235 bin kişiye iş imkânı sağlanacak.” Elektrik üretimi için önemli adım Tesiste aynı zamanda hidroelektrik enerji üretiminin de gerçekleştirileceğini hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sulama projelerinin gelişimi paralelinde enerji üretimi planlanacak olan Silvan Barajı ve HES ilk aşamada yıllık 681 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Tesiste üretilecek enerji ile ülke ekonomimize yıllık 1,5 milyar TL katkı sağlanması öngörülüyor. GAP’ın en önemli etaplarından biri olan Silvan Barajı ve HES’te enerji üretimi yolunda önemli bir adım atılarak, ilgili firma ile elektromekanik işlerin yapımı ile ilgili sözleşme imzalandı. 1,8 milyar TL bedel ile imzalanan sözleşme çerçevesinde inşaat çalışmalarına ilerleyen günlerde başlanması, projenin Ağustos 2026’da işletmeye hazır hale getirilmesi planlanıyor. Silvan Barajı ve HES ile bir yandan milli servetimiz olan temiz, ucuz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz değerlendirilecek, diğer yandan sahip olduğu depolama kapasitesiyle mümbit topraklarımız suya kavuşturulacak. Ülkemizi bu tür yüz akı projeler ile geleceğe taşımaya ve tarımsal üretimde dünyada söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.”