GÜNDEM - 28 Şubat 2020 Cuma 13:04

Türkiye tarihinin kara lekesi 28 Şubat

A
A
A
Türkiye tarihinin kara lekesi 28 Şubat

23 yıl önce Türkiye en karanlık dönemlerinden birini yaşadı. Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi arasında 28 Haziran 1996’da kurulan 54. Hükümet bazı çevreleri rahatsız edince hükümeti düşürmek için basın, yargı, asker ve bürokrasi içinde bir grup harekete geçti.

Sincan Belediye Başkanının düzenlediği “Kudüs Gecesi”ni bahane eden cuntacılar 4 Şubat 1997’de 15 tankı şehrin içinden geçirip Yenikent’teki tatbikat alanına gitti.

Belediye Başkanı Bekir Yıldız görevden alındı. Bazı sivil toplum kuruluşları ‘Gel darbe yap’ dercesine mitingler düzenledi.

Bunlardan güç bulan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, yıllarca zihinlerden silinmeyecek “Sincan’da demokrasiye balans ayarı yaptık” açıklamasıyla ‘postmodern darbe’nin kapısını araladı.

Bu dönem 900 subay ve astsubay sadece eşleri başörtülü olduğu veya içki içmediği için sakıncalı ilan edilip ordudan atıldı. FETÖ üyesi subaylara ise dokunulmadı. Üstelik bu kararlara itiraz yolu da kapalıydı.
Refah Partisinden milletvekili seçilen Merve Safa Kavakçı Meclis’te yemin ettirilmedi. Alelacele vatandaşlıktan da atıldı.

İKNA ODALARI KURULDU

Başörtülü öğrenciler üniversitelere sokulmadı. Sonradan CHP miletvekili olan Nur Serter, ikna odalarının kâşifi olarak tarihe geçti. Bu odalara alınan kız öğrenciler başlarını açmadıkça okula giremeyecekleri yolunda baskı gördüler.

İmam hatip öğrencileri için alınan katsayı kararı, sadece imam hatipleri değil bütün meslek lisesi öğrencilerini yaktı.

Cuntacıların emriyle öyle bir katsayı düzenlemesi yapıldı ki, imam hatip lisesi öğrencisi üniversite sınavında bütün soruları doğru cevaplasa bile ilahiyat fakültesi dışında bir okula giremez hale getirildi.
Yine cuntacıların emriyle Refah Partisi kapatıldı. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmesine bile izin verilmedi. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz’a hükümet kurdurdu. Sonrasında da Ecevit başbakan oldu.

O dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şiir okuduğu için hapis cezasına mahkum oldu, başkanlığı düşürüldü.

Ve Erdoğan, “Bu şarkı burada bitmez” diyerek Pınarhisar cezaevine gitti ve kendisine emir komuta zinciri içinde verilen cezayı çekti.

Ve bütün bu kötü günlerin üzerinden tam 22 yıl geçti. Şimdi başörtüsü yasağı, katsayı problemi diye dayatma sorunlarımız kalmadı.

Ama o günlerin mağdurları yaşadıklarını bir türlü unutamıyor.

Normalleşmenin ardından 28 Şubat darbesinin çirkin aktörleri hakim karşısına çıkarıldı. 5 yıl süren davanın ardından 21 sanık hakkında müebbet hapis cezası verildi.

Halka her türlü zulmü reva görenlere yine de merhamet gösterildi. Rütbeleri sökülen eski generallerin bu cezaları adli kontrole dönüştürüldü.

Şimdi 28 Şubat’ın sözde kudretli generallerin ölenler yaptıklarının hesabını öbür dünyada veriyor.
Hayatta olanlar da zaman zaman en yakın karakola gidip imza veriyor. Ancak bu durum da o kadar gizli yapılıyor ki halka kan kusturanlar bu işi yaparken bir türlü görüntülenemediler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.