EKONOMİ - 11 Mayıs 2023 Perşembe 15:18

'Türkiye'de fintek ekosisteminde 700’ün üzerinde şirket bulunuyor'

A
A
A
'Türkiye'de fintek ekosisteminde 700’ün üzerinde şirket bulunuyor'

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Murat Zaman, “Türkiye'de fintek ekosisteminde 700’ün üzerinde şirket bulunuyor.

Ülkemizdeki fintek ekosistemi 2022 yılında 89 milyon dolar yatırım almış ve diğer yıllara bakıldığında önemli bir gelişme göstermiştir. Fintek şirketlerinin hayatta kalma oranı ise yaklaşık 94,93’e ulaştı. Öte yandan ‘Fintek Çırağı Programı’ kapsamında binlerce gencimiz hem yetiştirilecek hem de '1 Milyon İstihdam' projemize katkı sağlayacaktır” dedi.

Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (TÖDEB), öğrenme ve gelişmeye yatırım yapan bir model sunarak nitelikli insan kaynağı talebini ülke gençlerinin potansiyeli ile buluşturuyor. TÖDEB, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Marmara Üniversitesi iş birliği ile Fintek Çırağı Programı’nı hayata geçiriyor. Cumhuriyet’in 100. yılı vesilesi ile ilk yıl 100 genci kabul etmeyi hedefleyen TÖDEB, Fintek Çırağı Programı kapsamında sektörün insan kaynağı gereksinimlerinden yola çıkarak tasarladığı bir müfredat sunacak. Bir akademik yıla yayılacak ve 28 haftadan oluşacak programın ilk yarısında, mevzuat ve bilgi teknolojileri temelli dersler ile geliştirilmiş bir müfredat izlenecek. Dersler hibrit (hem sınıf içi hem de çevrim içi) olarak uygulanacak ve Marmara Üniversitesi akademisyenleri liderliğinde gerçekleşecek.

Programa, TÖDEB Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Bilgetekin, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Murat Zaman, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen, Merkez Bankası Ödeme Sistemleri ve Finansal Teknolojiler Genel Müdürü Serdar Murat Öztaner ile TÖDEB üye kuruluşları temsilcileri katıldı.

'Türkiye'de fintek ekosisteminde 700’ün üzerinde şirket bulunuyor'

“Ülkemizdeki fintek ekosistemi 2022 yılında 89 milyon dolar yatırım aldı”

Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, birliğin temsil ettiği sektör ve sektör mensuplarının Türkiye açısından ne kadar önemli olduğunun farkında olduklarına dikkat çeken Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Murat Zaman, “Türkiye'de hızla gelişen fintek ekosisteminde 700’ün üzerinde şirket bulunduğunu ve bu şirketlerin yaklaşık üçte birinin ödemeler alanında faaliyet gösteriyor. Start-up ekosistemi içerisinde çok başarılı olan ülkemiz, yatırım ekosistemi olarak Avrupa’da 10’uncu sırada, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde 3’üncü sırada yer almaktadır. Ülkemizdeki fintek ekosistemi 2022 yılında 89 milyon dolar yatırım almış ve diğer yıllara bakıldığında önemli bir gelişme göstermiştir. Ancak bu sektörle ilgili verebileceğimiz en önemli haber, fintek şirketlerinin hayatta kalma oranının yaklaşık 94,93’e ulaşmasıdır. Bu yönden bakıldığında fintek ekosistemimizin ne kadar başarılı ve nitelikli olduğu görülmektedir” şeklinde konuştu.

“Fintek Çırağı Programı’ sayesinde gençlerimiz ilgi duydukları alanda uzmanlaşmasına ve istihdamına katkı sağlayacaktır”

TÖDEB ‘Fintek Çırağı Programı’ hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Yardımcı Zaman, “Projenin amacı fintek sektörünün Türkiye ve dünyada da yaşanan yetişmiş personel eksikliğini Türkiye açısından gidermek. Bilindiği üzere, yetenek eksikliğinin en çok yaşandığı sektörlerden biri olan fintek sektörünün ve bağlantılı tüm sektörlerin ihtiyacı olan insan kaynağının karşılanması ülkemiz için stratejik bir hale gelmiştir. Bu doğrultuda TÖDEB Fintek Çırağı Projesi ile kamu, özel sektör ve üniversite işbirliği ile önemli bir adım atılmıştır. Bu programla, finansal teknolojiler ile doğrudan ya da dolaylı ürün ve hizmetler sunan kuruluşların, yetişmiş eleman ihtiyacını doğrudan karşılayacak insan kaynağının meydana getirilmesi hedeflenmektedir. Bu program, FİNTEK alanında yeni yeteneklerin yetiştirilmesini odağına almasıyla, başarısını programdan mezun olan yeteneklerin 6-12 aylık periyotlarda işe yerleşimini ölçmesiyle ve sektörün ihtiyaçlarını göz önüne alan nitelikli eğitim içerikleri ve eğitim süreçleri ile kurgulanmasıyla farklı bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca bu programda, eğitimin tüm aşamalarında alanında uzman kamu ve özel sektör kurumları işbirliği ile farklı bir yapı kurulacak ve büyük bir açık kapatılacaktır. Aynı zamanda bu program, ülkemizde binlerce gencin ilgi duydukları alanda akademik olarak da uzmanlaşmasına ve istihdamına katkı sağlayacaktır. Bu sayede binlerce gencimiz hem yetiştirilecek hem de '1 Milyon İstihdam' projemize katkı sağlayacak şekilde istihdam edilecektir” diye konuştu.

"Bankaların toplam finans piyasasındaki pazar payı 90'lar seviyesinde"

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Muhammet Erişen ise Türkiye'de bankacılık ağırlıklı bir finansal sektör bulunduğunu hatırlatarak, "Bankaların toplam finans piyasasındaki pazar payı 90'lar seviyesindedir. Ancak banka dışı finansal kuruluşlarımızın ekonomimizde özel bir yeri bulunmaktadır. Özellikle ödeme ve elektronik para kuruluşları yeni, yüksek teknolojiye dayanan ve ticaret hayatını kolaylaştıran bir fonksiyona sahiptir. Bu anlamda ödeme ve elektronik para sektörü, bankacılık, sigortacılık ve sermaye piyasası faaliyetlerini yürüten kuruluşları destekleyen diğer finansal faaliyetleri tamamlayan bir rol üstlenmektedir." şeklinde konuştu.

"TR Karekod' sistemi yabancı turistlerin ödemelerini yapabileceği noktaya geldi"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödeme Sistemleri ve Finansal Teknolojiler Genel Müdürü Serdar Murat Öztaner de "TR Karekod" sisteminin yüzde 80'lik oranda yaygınlaştığını aktararak, "Yabancı turistlerin ödemelerini yapabileceği bir noktaya geldi. Hazirandan itibaren bunu göreceğiz hep birlikte. Siper, Karekod Yönlendirme Sistemi (KYS), iş yeri kayıt sistemi, bunların hepsi 1,5 - 2 senelik süre içerisinde ciddi altyapı projeler olarak getirildi. Çünkü altyapıyı getirmeden yenilikçi üst katmandaki yenilikçi teknolojileri sizlerin geliştirmeniz mümkün değil. Biz altyapıyı kurup düzenlemelerle pekiştirip olabildiğince sizlere bu organı sunmaya gayret ettik” ifadelerini kullandı.

“Görevlerimizi layıkıyla yerin getirmeye çalıştığımız bir yılı daha tamamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz”


TÖDEB vizyonuyla bir araya geldikleri ilk günden bu yana, üyelerin sesi ve sektörün birleştirici gücü olmayı önemsediklerini ve tüm çalışmalarını bu doğrultuda titizlikle sürdürdüklerini belirten TÖDEB Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Bilgetekin, "Finansal teknolojilerin gözde bir sektör haline gelebilmesi ve üyelerimizin sektör lideri kuruluşlar olarak konumlanabilmesi amacıyla tüm görevlerimizi layıkıyla yerin getirmeye çalıştığımız bir yılı daha tamamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

'Türkiye'de fintek ekosisteminde 700’ün üzerinde şirket bulunuyor'

Fintek Çırağı Programı

Öte yandan toplantıda verilen bilgilere göre, TÖDEB, öğrenme ve gelişmeye yatırım yapan bir model sunarak nitelikli insan kaynağı talebini ülke gençlerinin potansiyeli ile buluşturuyor. TÖDEB, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Marmara Üniversitesi iş birliği ile Fintek Çırağı Programı'nı hayata geçiriyor. Cumhuriyet'in 100. yılı vesilesiyle ilk yıl 100 genci kabul etmeyi hedefleyen TÖDEB, Fintek Çırağı Programı kapsamında sektörün insan kaynağı gereksinimlerinden yola çıkarak tasarladığı bir müfredat sunacak.

Bir akademik yıla yayılacak ve 28 haftadan oluşacak programın ilk yarısında, mevzuat ve bilgi teknolojileri temelli dersler ile geliştirilmiş bir müfredat izlenecek. Dersler hibrit (hem sınıf içi hem de çevrim içi) olarak uygulanacak ve Marmara Üniversitesi akademisyenleri liderliğinde gerçekleştirilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Narin Güran cinayetinde ’bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarları’ mahkeme kararında yer aldı Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ı arama kurtarma çalışmalarının, “Bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, bunun bir kısmı Güran ailesinin bazı fertleri tarafından yapıldığı” sulh ceza hakimliğinin tutuklama gerekçesinde yer aldı. Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A. (15), çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Narin Güran’ın tutuklu amcası Salim Güran’ın işçisi R.A, savcılıktaki ifadesinde, olay günü sabah 05.00-06.00 gibi uyandığını, o gün sondajın başında uyuduğunu, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini, Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini ifade etti. Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını, Salim Güran’ın 1 buçuk-2 saat yanlarında kaldığını, Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını öne süren R.A, şunları söyledi: "Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ’İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ’Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ’İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ’Neredesin?’ diye sordu. Babam da ’Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ’Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim.’ dedi. Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık." Savcılıkta, tutuklu amca Salim Güran’ın olay günü öğleden sonraya ilişkin "R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük." beyanı hatırlatılarak, "Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?" sorulması üzeri R.A, "Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur" ifadesini kullandı. Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, ve 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını savundu. Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde "Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını" söylediği, Salim Güran’ın da "evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini" anlattığı hatırlatılan R.A, "Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur" dedi. R.A’ya savcılıkta, "Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ’O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ’eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ’Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ’tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?" sorusu da yöneltildi. R.A, soruya "Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum" cevabını verdi. Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, "Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti" dedi. Salim Güran’ın, "R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü" yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A, "21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir" ifadesini kullandı. R.A, savcılıktaki sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını, o köyde sadece muhtarı tanıdığını söyledi. Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, "Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur" cevabını verdi. "Tüm bu çelişkiler ışığında neden Salim Güran isimli kişiyi korumaya çalıştığına ilişkin soru yöneltilmesi üzerine de R.A, "Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum" savunmasında bulundu. R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti. Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, "Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1 buçuk saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı" dedi. "Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı" Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, "Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur" şeklinde konuştu. Hakimliğin, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şunlar yer aldı: "Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ’Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ’Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi."
İstanbul Arda Güler 11’de başladı, Real Madrid 2-0 kazandı Milli futbolcu Arda Güler’in 11’de başladığı maçta Real Madrid, deplasmanda Real Sociedad’ı 2-0 mağlup etti. İspanya LaLiga’nın 5. haftasında Real Madrid, Real Sociedad’a konuk oldu. Milli futbolcu Arda Güler, sahaya 11’de çıkarken, Modric ve Valverde’nin önünde 10 numara pozisyonunda yer aldı. Karşılıklı ataklarla geçen ilk yarıda gol sesi çıkmazken, ev sahibinin iki topu direkten döndü. Sociedad, karşılaşmanın 2. yarısına da etkili başladı ve ilk dakikada girdiği pozisyon da yeniden direğe takıldı. Müsabakanın 56. dakikasında Arda Güler’in ceza yayı sağından yaptığı vuruşta savunmadan seken topta hakem elle oynama tespit ederek penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışında topun başına geçen Vinicius Junior, meşin yuvarlağı filelere gönderdi. Brezilyalı futbolcu ligdeki 2. golünü kaydetti. Vinicius, 73. dakikada ise bu kez penaltıyı kazandıran isim oldu. Sol kanattan ceza sahasına girerken, savunmanın müdahalesiyle yerde kaldı. VAR uyarısı sonrası hakem Munuera, pozisyonu izleyerek ikinci kez penaltı noktasını gösterdi. Kylian Mbappe, penaltıdan kaydettiği golle takımının 2. golüne imza attı. Arda Güler, müsabakanın 78. dakikasında yerini Lucas Vazquez’e bıraktı. Karşılaşmayı 2-0 kazanan Carlo Ancelotti’nin öğrencileri puanını 11’e yükseltti. Real Sociedad ise 3. yenilgisini aldı ve 4 puanda kaldı.