GÜNDEM - 23 Mayıs 2022 Pazartesi 23:01

Türkiye’nin insanlı ilk uzay projesi başlıyor

A
A
A
Türkiye’nin insanlı ilk uzay projesi başlıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Milli Uzay Programı çerçevesinde ‘Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu’ görevini başlattıklarını açıkladı. Türk uzay yolcusunda aranacak kriterler ise 45 yaşından küçük olmak, Mühendislik, Fen Bilimleri, Temel Bilimler, Fen Bilimleri ve Temel Bilimler alanındaki Eğitim ve Tıp Fakültelerinden birini bitirmek olacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ‘Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu’ görevinin detaylarını paylaştı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevi başlıyor. Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu projesi start aldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı olan 2023’te uzayda bir Türk olacak. Türk uzay yolcusu Uluslararası Uzay İstasyonu’na bilimsel araştırmalar için gönderilecek. Seçilecek 2 adaydan biri 10 gün süreyle istasyonda kalacak. Türk uzay yolcusu için 45 yaşından küçük, Mühendislik, Fen Bilimleri, Temel Bilimler, Fen Bilimleri ve Temel Bilimler alanındaki Eğitim ve Tıp Fakültelerinden lisans derecesine sahip ve çok iyi derecede İngilizce bilenler başvuru yapabilecek. Adayların 149.5-190.5 santimetre boya ve 43-110 kilogramağırlığa sahip olması gerekecek. Her iki gözde de doğal olarak veya gözlük, kontakt lens ile düzeltme sonrası yüzde 100 (Snellen20/20) görme keskinliği aranacak adaylara yapılacak muayenelerde tansiyon problemi olup olmadığına bakılacak. Başvurular, uzaya.gov.tr adresi üzerinden 23 Haziran 2022 saat 20.23’e kadar alınacak. İlk başvuru aşamasını geçen adaylardan ek bilgi, belge, doğrulama gibi talepler istenilecek. Adaylar, test, tetkik ve muayeneden geçirilecek, İngilizce dil yetenekleri için mülakata alınacak. Tüm bu süreçlerin sonunda aday sayısı 2’ye düşürülecek. Bu iki adaydan biri Uluslararası Uzay İstasyonu’na çıkacak ilk Türk olacak” denildi.

“Tua ve Milli Uzay Pprogramı”

Açıklamada, “Bu çalışmalar çerçevesinde 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ilgili kuruluşu olarak Türkiye Uzay Ajansı kuruldu. Daha sonra Milli Uzay Programı’nı oluşturmak amacıyla çalıştaylar düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Şubat 2021’de Milli Uzay Programı’nı görkemli bir törenle tüm dünyaya tanıttı. Türkiye’nin uzay politikaları alanındaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin ortaya konulduğu Milli Uzay Programı ile şu 10 stratejik hedef belirlendi.

Ay Görevi: Cumhuriyet’in 100’ncü yılında uluslararası iş birliği ile yakın Dünya yörüngesinde ateşlenecek milli ve özgün hibrit roketle Ay’a sert iniş gerçekleştirilecek. İkinci aşamada, ilk fırlatma bu kez milli roketle yapılacak ve Ay’a yumuşak iniş gerçekleştirilecek.

Yerli Uydu: Yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkartılacak. Türkiye’nin uydu üretim kabiliyeti, Türkiye Uzay Ajansı’nın koordinasyonunda kurulacak olan tek bir milli şirket bünyesinde birleştirilecek.

Bölgesel Konumlama: Türkiye’ye ait bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirilecek. Bu konuda kritik teknolojilere güdümlü projeler yoluyla yatırım yapılacak.

Uzay Limanı: Uzaya erişimi sağlamak amacıyla bir uzay limanı işletmesi kurulacak. Türkiye için en uygun fırlatma alanı ve teknolojisi belirlenecek. Fırlatma tesis altyapısı oluşturulacak.

Uzay Havası: Uzay havası veya meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yapılarak uzaydaki yetkinlik arttırılacak. Özellikle iyonosfer araştırmaları desteklenecek. Uzay gözlemlerini toplayan bir birim oluşturulacak.
Uzay Nesneleri: Türkiye, astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha yetkin bir konuma getirilecek. Radyo teleskoplarıyla bilim insanları, uzaydan gelen radyo dalgaları üzerinde çalışabilecek. Aktif uydular ve uzay çöpleri yerden ve uzaydan izlenecek.

Uzay Sanayisi: Uzay alanında sanayi kümelenmesi ile entegre çalışmalar yürütülecek. Uzay teknolojisi ürünleri ve hizmetleri ihraç edilecek. Yüksek nitelikli insan kaynağı için istihdam oluşturulacak.

Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi: ODTÜ ile birlikte yerli ve yabancı yatırımcılarla ev sahipliği yapacak bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurulacak. Uygun teşvik mekanizmalarıyla uzay alanına devşirilebilecek yeteneklere sahip KOBİ’lerin bu bölgede yer alması sağlanacak.

Uzay Farkındalığı: Uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağını geliştirmek amacıyla uzay farkındalığı oluşturulacak. Net olarak tanımlanmış alanlarda yüksek lisans ve doktora bursları verilecek. Ulusal, uluslararası yaz okulları, kurslar ve çalıştaylar organize edilecek.

Türk Uzay Yolcusu: Bir Türk vatandaşı, bilim misyonuyla uzaya gönderilecek. Böylece Türkiye, uluslararası uzay istasyonunun altyapısından yararlanarak bilimsel deney yapma imkanına kavuşacak. Türkiye’nin uzay alanında görünürlüğü artacak.

Milli Uzay Programı’nda yer alan Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonunun gerçekleştirilmesiyle Türkiye, uluslararası uzay istasyonunun altyapısından yararlanarak bilimsel deney yapma imkanına kavuşacak. Bu prestijli misyon ile Türkiye, uzaya vatandaşını gönderen ülkeler arasında yer alacak. Aynı zamanda genç neslin uzay çalışmalarına ilgisi artacak” denildi.

Bakanlık yaptığı yazılı açıklamada adaylarda aranacak genel şartları da şu şekilde sıraladı:
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.
- 23 Mayıs 1977’den sonra doğmuş olmak.
- Kamu haklarından yasaklanmamış bulunmak.
- Yükseköğretim kurumlarının en az 4 yıllık lisans eğitimi veren Mühendislik, Fen Bilimleri/Temel Bilimler, Fen Bilimleri alanındaki Eğitim ve Tıp fakültelerinden birini bitirmiş olmak.
- Çok iyi derecede İngilizce bilgisine sahip olmak.
- Boy uzunluğu: 149,5-190,5 santimetre, Kilo: 43-110 kilogram.
Aday seçiminde bakılacak genel sağlık kriterlerinden bazıları şu şekilde:
- Her iki gözde doğal olarak veya gözlük/kontakt lens ile düzeltme sonrası yüzde 100 görme keskinliğine sahip olmak.
- Renkli görme bozukluklarından herhangi birine sahip olmamak,
- Protez kullanmıyor olmak ve vücudunda platin/vida bulunmamak,
- Tüm eklemler için normal hareket açıklığına ve işlevselliğine sahip olmak.
- Kan basıncı/tansiyonu 155/95 altında olmak, kronik kalp ve damar sistemi rahatsızlığı olmamak.
- Panik bozukluk, anksiyete bozuklukları, psikotik bozukluk, bipolar bozukluk, intihar düşüncesi, uyuyamamazlık (insomnia) veya diğer ağır kişilik bozukluklarından birini yaşamamış olmak.
- Alkol, uyuşturucu/uyarıcı madde veya ilaç bağımlılığı yaşamamış olmak.
- Karanlık, yükseklik, hız, kaza, kalabalık, boğulma/nefessiz kalma, dağınıklık, yalnızlık/izolasyon, kapalı/dar alan korkusu olmamak.
- Epilepsi, titreme (tremor), MS (multiple skleroz), inme (felç) gibi sinir sistemi rahatsızlıkları yaşamamış olmak.

Başvuru süreci nasıl işleyecek?”

Adaylar, ilana başvuruda bulunmak için uzaya.gov.tr adresinden başvuru sistemine kayıt olacak. Sistem yoluyla yapılan başvurular haricinde başvuru kabul edilmeyecek. Başvurular en geç 23 Haziran 2022 tarihi saat 20.23'a kadar yapılabilecek. Adaylar başvuruları esnasında Başvuru Sistemi’ne girmiş oldukları beyan ve belgelere göre değerlendirilecek. Girilen bilgi ve belgelerin herhangi birinde eksik veya yanıltıcı bilgi olması durumunda başvuru geçersiz sayılacak.

Değerlendirme sonrası mülakat

İlk aşamayı geçen başvuru sahiplerinin sonraki değerlendirme aşamalarına geçebilmeleri için ek bilgi, belge, doğrulama, test, tetkik ve muayeneler talep edilecek. Mülakata çağrılacak adaylar, detaylı değerlendirme süreci sonrasında belirlenecek. Mülakat öncesinde veya sonrasında uygulanacak kapsamlı değerlendirme süreçlerinde elenen adaylar herhangi bir hak iddiasında bulunamayacak.

Tüm bu aşamaların sonucunda seçilen 2 aday TUA veya TÜBİTAK 10 yıl bünyesinde istihdam edilecek. Süreçle ilgili tüm gelişme ve duyurular uzaya.gov.tr. adresinden yapılacak.

En pahalı yapı

Uluslararası Uzay İstasyonu, 1998 yılında Dünya yörüngesine yerleştirildi. Aradan geçen 24 yılda istasyona 150 milyar dolarlık yatırım yapıldı. İstasyonda insan araştırmaları, biyoloji ve biyoteknoloji, fizik ve malzeme bilimleri,teknoloji geliştirme, dünya ve uzay bilimleri alanlarında 3 binden fazla deney gerçekleştirildi. Bugüne kadar Uluslararası Uzay İstasyonu’nu 20 farklı ülkeden çoğu bilim insanı 258 kişi ziyaret etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.