GÜNDEM - 13 Ağustos 2019 Salı 11:21

Türkiye’yi drone'leri ile tanıtıyorlar

A
A
A
Türkiye’yi drone'leri ile tanıtıyorlar

Gönüllü drone pilotları Türkiye’nin doğal güzelliklerinin yurt içinde ve yurt dışında tanıtımının yapılması için sekizinci kez düzenlenen “Doğa İçin Uç” projesi ile eşsiz güzellikleri kuş bakışıyla gösterdiler.

Türkiye'deki Drone Pilotu gönüllülerinden oluşan Droneturk ekibi tarafından hazırlanan Doğa İçin Uç projesinin 8.'si Göller teması ile hazırlandı. 4K UHD görüntü formatında yapılan çekimlerde ülkenin doğal güzellikleri bütün gerçekliğiyle gözler önüne serildi. Projeye katılmak için Türkiye’nin farklı şehirlerinden 170 adet çekim gönderildi. Gönderilen çekimler arasından 39 tanesi projede yer alarak 6 ay süren müzik çalışması ile sunuma hazırlandı. Projenin müziği Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı Öğretim Görevlisi Dr. Özgür Çelik tarafından özel olarak bestelenerek oraventus tarafından da müziği gönüllü olarak düzenlendi. 

Doğa İçin Uç projesi ile drone operatörlerinin yaşadıkları bölgelerden çekmiş olduğu görüntüler arşiv niteliğini taşıyor. Droneturk adıyla toplanan grup üyeleri her projede farklı tema çalışmaları konu almakta ve kısa görüntülerini bir arada toplayarak bu eserin oluşmasını sağlamaktadır. Projeye kalan görüntü sahipleri adına TEMA Vakfına isimlerine 1'er adet fidan bağışı yapılarak isimlerine sertifikaları gönderiliyor. Doğa İçin Uç projesinde 1 görüntüye 1 fidan sloganıyla projeye daha yoğun katılımı teşvik etmeyi hedefliyor. 

Projede yer alan Bolu Yedi Göllerin havadan çekilen görüntüsünde rengarenk ağaçların eşsiz manzarası kendine hayran bırakıyor. Erzincan’ın Bağıştaş köyünde çekilen görüntülerde gökyüzü ayna suyun üzerine yansıyor. Manzaranın güzelliğine ise o anda raylardan geçen tren eşlik ediyor. Muğla’da gün batımında uçan flamingolara havadan görüntüsü kartpostallık manzaralar oluşturdu. Erzurum’da buzul gölünde çekilen görüntüler ise belgesel yapımlarını aratmadı. Yer yer kar ile kaplı dağların üzerinde uçan drone doğanın tüm güzelliklerini kuş bakışı görmemizi sağladı. Rize’de kayıt edilen görüntülerde ise dağları sarıp sarmalayan bulutların görüntüsüne küçük göletlerin manzarası da eşlik edince ortaya masalsı kareler çıktı. Konya Beyşehir Gölü’nde buzu kırarak ilerleyen sandalın görüntüsü ise doğanın güzelliğini ortaya çıkarttı.

“Amaç burada Türkiye’yi tanıtmaktır”
İnsansız hava Araçları Eğitimi Veren DroneTürk kurucusu Mustafa Kaçan, “Biz aslında yeni yerler keşfetmek için Avrupa’ya akın ederken Türkiye’nin de müthiş doğa manzarasını ve seyahat edilecek yerlerini bu proje ile gösteriyoruz. İzleyenler ise Türkiye’de böyle bir yer var mıymış? Diye bize geri dönüşler sağlıyorlar. Projemizin bir güzel geri dönüşleri ise coğrafya öğretmenlerimizden geliyor. Öğretmenler çektiğimiz göller, dağlar ve tarihi mekanları öğrencilere gösterme imkanları oluyor. Doğanın bozulmadan en güzel hallerini bu proje ile arşiv niteliğinde kayıt altına alıyoruz. Projemizde Meke Gölü'nü görüyorsunuz 4 yıl sonra kuraklıkla baş ederken belki o gölü göremeyeceğiz. Ama bu proje ile Meke Gölü'nün kaybolmadan son kuş bakışı halini kayıt altına almış olduk. Projemizin içerisinde Hasankeyf ve Kaz Dağları’ndan da görüntüler var. Amaç burada Türkiye’yi tanıtmaktır. İnsansız hava Araçları ile neler yapılabileceğini göstermektir. Drone kullanıcılarının DroneTürk Platformunu takip etmelerini öneriyorum. Çünkü hem iş anlamında hem de sosyal sorumluluk projeleri anlamında çok aktif bir grubuz” dedi.  

Ahmet Faruk Sarıkoç

HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYIN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 30 yaşında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, “RTÜK, 30 yıldır çocuk ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek zararlı yayın içeriklerine geçit vermiyor” dedi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin, 20 Nisan 1994 yılında kurulan RTÜK’ün 30. Kuruluş yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Şahin, mesajında şunları kaydetti: “Kamu tekel yayıncılık anlayışının değişmesiyle özel radyo ve televizyonların kurulmasından sonra ihtiyaç haline gelen RTÜK, yayıncılık alanını dünyadaki gelişimlere paralel olarak uzman kadrosuyla kesintisiz olarak regüle ediyor. Dile kolay çeyrek asrı aşkın bir süredir ülkemizin yayıncılık hayatını düzenleyip denetleyen RTÜK, 30. yılını geride bıraktı. RTÜK, 30 yıldır değerlerimizi koruma adına önemli faaliyetler yürütüyor. Radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen, zararlı içeriklere yönelik tedbirler alan Üst Kurul, toplumsal ve kültürel hassasiyetleri her şeyin önünde tutuyor. RTÜK, bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkıyor. RTÜK, 30 yıldır çocuk ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek zararlı yayın içeriklerine geçit vermiyor. RTÜK, 30 yıldır yayınlardaki çocuk ve kadın istismarına, kadına yönelik şiddete ‘hayır’ diyor. Engellilere, yaşlılara ve dezavantajlı gruplara 30 yıldır pozitif ayrımcılık yapıyor RTÜK. RTÜK, 30 yıldır milli güvenliğimizden taviz vermeden muhtemel terör propagandalarına ‘dur’ diyor. RTÜK, 30 yıldır Türk dilinin doğru kullanımı ve Türk kültürünün tanıtılması için mesai harcıyor. RTÜK, 30 yıldır yayınlar yoluyla halkı kandıran sahte pazarlama faaliyetleriyle mücadele ediyor. RTÜK, millet iradesiyle ortaya konulan Yasasında yer alan kurallar çerçevesinde 30 yıldır görevini aralıksız sürdürüyor. Medya okuryazarlığı bilincinin gelişmesi çalışmalarını hayata geçiren RTÜK, Milli Eğitim, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıkları başta olmak üzere birçok üniversite ve paydaş kurumlarla yaptığı işbirlikleriyle özellikle çocukların medya tüketim farkındalığının oluşmasına büyük katkı sağlıyor. Radyo ve Televizyon sektörüne rehber olan Üst Kurulun hedefi; tarafsız, güvenilir, iletişim özgürlüklerine saygılı, milli ve yenilikçi medya hizmetlerinin sunulmasına öncü olmaktır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu; ulusal ve yerel yayıncıları buluşturan organizasyonlarıyla, uluslararası yayıncılık otoriteleri birliklerindeki aktif rolüyle, ‘Medya ve İslamofobi Forumu’ ve ‘Gelecekle İletişim Çalıştayı’ gibi geleneksel hale getirilen uluslararası etkinlikleriyle, Medya alanını irdeleyen ve tüketim alışkanlıklarını tespit eden kamuoyu araştırmalarıyla, ‘Şiddet ve Medya Çalıştayı’, ‘Medyada Nefret söylemi Paneli’, ‘Türk İnternet Medyası RTÜK Çalıştayı’, ‘Ulusal Görsel-İşitsel Medyada Kişisel Verilerin Korunması Sempozyumu’, ‘Dezavantajlı Bireylerin Engelsiz Medya Erişimi Çalıştayı’, ‘Hakikat Sonrası Çağda Kamu Yayıncılığı Sempozyumu’, ‘Televizyon Dizilerinde Kadın Paneli’ ve bu yıl içinde tertip edilecek ‘Sokak Lezzetleri Film Festivali’ ile görev sahasındaki tüm konulara profesyonel anlayışla yaklaşarak sektörün ihtiyaçları doğrultusunda yayıncılık alanına ışık tutuyor. Bir yandan asrın depreminin yaralarının sarılması için koordine edilen ‘Türkiye Tek Yürek Medya Yardım Kampanyası’ ile kalplere dokunulurken, diğer yandan şiddetin önüne geçilmesi için ‘Spor Programları Hakkında Alınan İlke Kararları’ ve ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İlke Kararları’ ile gönüllere temas ediliyor. Kısacası 30 yıldır ‘RTÜK iyi ki var’ diyoruz. 30. kuruluş yıldönümümüz vesilesiyle bizlere desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Kütür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a, tüm devlet büyüklerimize, büyük bir özveriyle görev yapan kıymetli Üst Kurul Üyelerimize ve çalışkan mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
Van Akdamar Adası gündüz ayrı gece ayrı güzel Van Gölü’nde bulunan her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Akdamar Adası, açan badem ağaçları çiçekleriyle ziyaretçilerini mest ediyor. Van’ın tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Valiliği’nin katkılarıyla yapılan çalışma sonrası Güneş Enerji Sistemi (GES) ile ışıklandırılan Akdamar Adası yeni görünümüyle göz kamaştırıyor. Bahar aylarıyla birlikte badem ağaçlarının çiçek açmasıyla gündüz ziyaretçilere görsel şölen sunan Akdamar Adası, gece ışıklandırmasıyla da yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu. Van’ın önemli tarihi mekanlarından biri olan, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Akdamar Adası’nı ziyaret eden Van Valisi Ozan Balcı, yapılan restorasyon ve bakım çalışmalarını inceledi. Özellikle bahar aylarıyla birlikte badem ağaçlarının çiçeklerinin açmasıyla görsel bir şölen sunan adada, ziyaretçilerin daha güvenli ve konforlu vakit geçirmeleri için bir çok çalışma yapıldı. Vali Yardımcısı Furkan Duman’dan bilgi alan Vali.Ozan Balcı, Akdamar Adası’nın önemli bir değer olduğunu belirterek, “Van, tarihi, doğası, kültürüyle büyük bir zenginlik. Bunlardan en önemlisi de Akdamar Adası. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği bir zenginlik. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Valiliğimiz işbirliği ile Akdamar Adası’nda restorasyon ve bakım çalışması yaptık. Bu kapsamda güvenlik yolları yaparak, deforme olan yolları onardık. Yürüyüş yollarını korkuluklarla güvenli hale getirdik. Akdamar Adasını aydınlattık. Adanın belirli yerlerine çeşmeler yaptırdık. Adanın birçok yerine kuş yuvaları bıraktık. Adanın bakımı yapıldı. İskele düzenlendi. Arıtmasını yaptık. Mescit ve WC’ler yenilendi Böylece yerli ve yabancı turistlerin daha güzel vakit geçirmeleri için güzel bir çalışma oldu. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Hemşehrilerimizi, yerli ve yabancı misafirlerimizi Van’ımızın tarihi ve kültürel güzellikleri ile özellikle de Akdamar Adası’nı ziyaret etmeye davet ediyoruz" dedi. “Bayramda Akdamar Adası ve ören yerlerine ziyaretçi akını” Van’da 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde 17 bin 700 yerli ve yabancı turist Akdamar Adası ve kentteki ören yerlerini ziyaret etti. Van’ın müze ve ören yerleri, 9 günlük bayram tatili boyunca başta İranlılar olmak üzere ziyaretçi akınına uğradı. Eşsiz güzelliğiyle ziyaretçileri mest eden tarihi Akdamar Adası, her dönem olduğu gibi yine en çok ziyaret edilen yerlerden oldu. 12 bin kişi ile en fazla ziyaretçiyi Akdamar Adası ağırlarken ardından onu 3 bin kişi ile Van Müzesi takip ederken, 2 bin 700 kişi ise Van Kalesi’nin ziyaret etti. (EKİP-ŞAK-
Aydın Son siparişini jandarmaya teslim etti, 20 yıl sonra yakalandı Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 20 sene önce işlediği cinayet sonrası firar ederek izini kaybettiren ve yemek siparişi yapan bir işletmede kurye olarak çalıştığı öğrenilen firari zanlı, iki aylık çalışmanın ardından jandarmanın verdiği yemek siparişi sonrası yakalanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Koçarlı ilçesinde 23 Haziran 2004 tarihinde A.B. isimli şahıs, aralarında husumet bulunduğu iddia edilen baba ve iki oğlunun ateşli silahla saldırısında öldü. Olaydan sonra şahıslardan biri yakalanırken, baba ve diğer oğlu K.Ü. kayıplara karışarak izini kaybettirdi. Jandarma özel ekip kurdu A.B.’nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dosya yeniden ele alınarak İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Aydın İl jandarma Komutanlığı Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinden oluşan özel ekip kuruldu. Ekipler dava dosyası üzerinde 06 Şubat 2024 tarihinden itibaren çalışmaya başladı. Ekipler davanın zaman aşım süresinin dolmasına az bir süre kala çalışmalarını yoğunlaştırdı. “Son siparişi jandarmaya teslim edince yakalandı” Aydın jandarmasının özel ekibinin titizlikle çalışmasının ardından A.B. isimli şahsın öldürülmesi olayının firari şüphelisi K.Ü.’nün İzmir’in Bornova ilçesinde yemek siparişi verilen bir firmada kurye olarak çalıştığı, olayın diğer failleri olan babası A.Ü.’nün 2018 yılında vefat ettiği, kardeşi A.Ü.’nün ise olayın ardından yakalanarak tutuklandığı belirlendi. Jandarmanın planı başarıya ulaştı Aydın’dan İzmir’e giden özel ekip olayın firarisi K.Ü.’yü yakalamak için hazırladığı planı devreye koydu. Jandarma müşteri olarak şahsın çalıştığı yemek işletmesinden sipariş verdi. Olaydan habersiz K.Ü. hazırlanan siparişi getirerek, jandarma ekiplerine teslim edince 20 yıl sonra yakalandı. 20 yıl sonra tutuklandı İzmir’de özel ekip tarafından yakalanan şahıs, Aydın’a getirildi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.Ü. mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine teslim edildi.