GÜNDEM - 20 Kasım 2019 Çarşamba 13:12

Türkiye'yi sarsan siyanürle ölüm vakaları

A
A
A
Türkiye'yi sarsan siyanürle ölüm vakaları

Türkiye'yi sarsan ölümlerde siyanür belirtisinin ortaya çıkmasının ardından internetten siyanür satışı yapılması tartışmaları da beraberinde getirdi. 20 yıldır psikiyatri alanında görev yapan Prof. Dr. Nuray Atasoy da intiharların sebepleri ve yöntemlerini değerlendirdi. Psikiyatri uzmanı Atasoy, ateşli silah ve siyanür gibi tehlikeli maddelere ulaşımın engellenmesi gerektiğini belirtti.

Bülent Ecevit Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Atasoy, Türkiye'de yaşanan intihar vak'alarının sebepleri ve yöntemlerini İHA'ya değerlendirdi. İntihar vakalarında önemli bir oranı gençlerin oluşturduğuna dikkat çeken Atasoy, intiharların toplumda önemli bir yeri olan halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. Dünyada ve Türkiye'de genç yaşta intihar vak'alarının üçüncü sıraya kadar yükseldiğini belirten Atasoy, intihara yönelten sebepleri de şöyle sıraladı:

"İntihar özellikle haberlerini duyduğumuz genç yaş grubunda insanlar. İntihar gençlerde önemli bir ölüm nedeni. Çünkü o yaşlarda intihar dünyada da Türkiye'de de üçüncü sıraya kadar çıkıyor. Bir halk sağlığı sorunu. İntihara neden olan etkenleri ortadan kaldırırsak, depresyonu fark eder, tedavi edersek intiharları önlemek mümkün. Bizim toplumumuzda pek çok toplumda önemli bir halk sağlığı sorunu. Daha çok altında intihara yol açan intiharı artıran bir takım etkenler görüyoruz. Bu konuda Zonguldak'ta bir alan araştırması yapmıştık. Orada da benzer bulgular çıktı. İntiharda işsizlik, ekonomik sorunlar gibi, stres faktörleri, yalnız olmak, desteksiz olmak, göçmenlik gibi yaşam koşullarını güçleştiren hayat koşullarına sahip olmak, belli bir kayıp yaşamak. Bir hastalık tanısı almak gibi, iflas, iş kaybı gibi intiharla ilgili riski artırabiliyor. İntiharların bir çoğunda araştırıldığında özellikle depresyon olmak üzere psikiyatrik hastalıklar olduğunu görüyoruz. Yüzde 70'e varan intihar vak'alarında girişimi olan ve ölmemiş vak'alarla ilgili araştırmalarda en sık gördüğümüz durum depresyon. Depresyon günümüzde oldukça artan bir hastalık. Dünyada da Türkiye'de de genç yaş grubundaki iş gücü kaybına neden olan hastalıklar arasında ilk 10 sırada. Hatta 2020'lerden sonra ilk beş içerisinde olacağı Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı çalışmalarla söyleniyor. Tabi ki bir takım sağlıkla ilgili faktörler etkiliyor ama yaşam koşullarının daha zor olduğu dönemlerde de intihar sayılarının arttığı çeşitli araştırmalarda toplum tabanlı çalışmalarda da gösterilmiş."

"Kişinin, kriz anında el altındaki tehlikeli ürünü kullanma olasılığı bile artıyor"

Prof. Dr. Nuray Atasoy, medyada yer alan siyanürle ölümlere de değindi. Atasoy, siyanür gibi tehlikeli bir maddeye ulaşılmasının da önüne geçilmesinin altını çizerek şöyle devam etti:

"Bu medyada duyduğumuz intiharlarla ilgili muhtemelen öyle, tabi ki bu kişilerin muayenelerini yapmadan kesin bir teşhis doğru olmaz ama muhtemelen var olan koşullarla ortaya çıkan bir çaresizlik hali, belki bir depresyon ve özellikle vurgulanan ekonomik kriz halinin de intihara yol açtığı görülüyor. Siyanürle ilgili biz klinik pratikte gelen intihardan dönmüş kurtarılmış vak'alarda bir sürü yöntem görüyoruz. Özellikle ilaç en sık ulaşılan kolay ulaşılan bir yöntem. Siyanür çok tehlikeli bir madde. Doğrudan çok düşük dozlarda bile solunum yoluyla bile direk vücuttaki tüm sistemleri çökerten, hızlı ve gürültülü bir ölüme neden olan bir madde. İntihar vak'alarında şöyle olabiliyor. Çok acı çeken nasıl bir dişiniz ağrır ağrısına dayanamayıp çekilsin istersiniz öyle bir ruh hali olabiliyor. Ruhsal acı o kadar dayanılmaz oluyor. Her şey o kadar çözümsüz görünüyor ki ölüm bir çareymiş gibi algılanabiliyor. Hatta medyaya yansıyan ölümlerde çok acıdır ki ailecek yada çocuklarını da zehirleyip ölümü gibi çok acı bir tablo gördük. Muhtemelen o ruh hali insanların sağlıklı düşünmesine, problemleri sağlıklı ele almasına imkan bırakmıyor. İnsanlar kendi ölümlerini bir çare olarak görürken yanlarında çocuklarının ölümünü bile göze alabiliyorlar. Biz hep söyleriz. Mesela ateşli silah varlığı bile intihar için çok büyük bir risk. Çünkü insanlar çeşitli nedenlerle depresyona yakalanabilir. Krize girebilir. Türkiye'de silahlanma sayılarının arttığını medyada da görüyoruz. Daha sağlıklı veriler gerekli kurumların elinde vardır. El altında tehlikeli bir şey olduğunda silah gibi o silahı kullanma olasılığı bile artıyor. Bir kişi ilaç içse bile kurtulma olasılığı var. Fark edilir hastaneye getirilir. Pek çok kurtulan sonra tedavi ettiğimizde intihar riski ortadan kalkan vak'alarımız var. Ama silah gibi tehlikeli, siyanür gibi tehlikeli bir madde kullanıldığında intihar amacıyla geri dönüşsüz asla artık sonucu ölümle bitmesi neredeyse garanti olan bir yöntem ortaya çıkıyor. Böyle bir yöntem varken hayat koşulları, hastalıkların getirdiği etkenler ortadan kaldırılamayacağına göre insan sağlığı için tehlikeli olabilecek bir şeye ulaşma yollarının açık olması çok büyük bir problem. Yoksa insanlar çaresiz olduğunda dişi çok ağrıyıp çekilsin isteyen biri gibi ölümden başka hiçbir seçenek göremeyebiliyorlar. İnsanları o noktada tedaviye alabilsek yada onu engelleyebilecek bir sistemle karşılaşsalar tabi ki ölümün önüne geçilebilir. Bu anlamda yasal süreçleri bilemiyorum ama bu kadar tehlikeli bir maddenin internetten alınabiliyor olması kesinlikle çözülmesi gereken bir problem."

"Her türlü koruyucu önlemlerin alınması gerekiyor"

Dört kardeşin evde ölü bulunması olayında evin girişine siyanür uyarısı yazısı asmalarını da hatırlatan Atasoy, "4 kardeşin siyanür kullanımında kapıya uyarı asmışlardı. Bu eve girmeyin, dikkatli girin. Çok araştırmışlar ve kendileri dışında kimseye zarar vermemesini önemsemişler. Çok üzücü bir insanların başına gelen toplum olarak bizi de çok üzdü. Bu tür kullanıldığında da kişiye de çevreye de hızlıca tehlike oluşturacak yanlışlıkla solusa ölümüne sebep olabilecek. Bu tür maddelere ulaşmanın kesinlikle önüne geçilmeli. Yoksa intihar bir sağlık sorunudur. Bir halk sağlığı sorunudur. İntiharla ilgili hem hastaneler, hem toplumu ilgilendiren okullar, sosyal çalışmacılar, ekonomik sistem her türlü sistemin koruyucu önlemler alması gerekiyor" diye sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Geçmişten geleceğe uzanan el Kayseri’de 440 yıldır hizmet veren Nasrullahzade Vakfı; Ramazan Ayı boyunca her gün 350 kişilik iftar yemeği veriyor. 1584 yılında kurulan Nasrullahzade Vakfı; Mustafa Germirli İmamhatip Ortaokulu’nda Ramazan Ayı süresince iftar yemeği veriyor. Her gün 350 kişiye verilen iftar yemeğinin yanında vakıf tarafından çeşitli yardım ve hayırlar da yapılırken, Vakıf Çalışanı Mehmet Soyaslan; "Nasrullahzade Vakfı; Osmanlı döneminde 1584 yılında Nasrullahzade Mehmet Efendi tarafından kurulan bir mülhak vakıftır. O günden bu güne kadar 440 yıldır vakfımız hizmetlerine devam etmektedir. Kayseri’de vakfiyemiz gereği şartlar var. Bunlar fakir ve fukaraya yardım, aşure gününde aşure yaptırmak, Yasin hatim okutturmak gibi şartları yerine getiriyoruz" dedi. Vakfın faaliyetleri hakkında bilgiler veren Soyaslan; "Vakıf Mütefevelisi Dr. Mehmet Köseoğlu’nun öncülüğünde hizmetlerimize devam ediyoruz. Bu sene 1 ay boyunca fakir ve muhtaç insanlara 1 ay boyunca yemek veriyoruz. Onun yanında 3 bin torba 25 kiloluk un dağıtımımızı yaptık, bunu her yıl yapıyoruz. Kandil gecelerinde etli pilav yaparak ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Altınoluk mahallesinde bulunan ve mülkiyeti vakfımıza ait Nasrullahzade Cami’nin her türlü gideri vakfımız tarafından karşılanıyor. Bunun haricinde yıllık 5 tane proje hafızlık orta okullarına gıda yardımı ve her türlü ihtiyaçlarına gücümüzün yettiğince yardımcı oluyoruz. Ayrıyeten diyanet tarafından verilemeyen, eksik kalan belletmenlere de belletmen ücreti vererek hayır şartlarımızı yerine getiriyoruz" ifadelerini kullandı. "Dışarıdan bağış almıyoruz" Vakıf bünyesinde bağış almadıklarını da sözlerine ekleyen Mehmet Soyaslan; "Nasrullahzade Vakfı dışarıdan herhangi bir bağış almamaktadır. Vakfımızın 1584 yılından kalan gayrimenkullerini günümüz şartlarında değerlendirerek elde etmiş olduğumuz gelirler çerçevesinde bu yardımları yapmaktayız. Şuan içinde bulunduğumuz bina vakfımızın bir dönem gayrimenkulü olan bir bina. 440 yıl önce vakfeden şahsın ruhuna buradan her gün dualar gidiyor. 680 tane kiracımız var, piyasa şartlarında kiraya veriyoruz. Buradan gelenlerle vakfımızın amaçları doğrultusunda hizmet ediyoruz" diye konuştu.
İstanbul 15 Temmuz Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında suç duyurusunda bulundu CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında dün İstanbul’da yaptığı bir mitingde 15 Temmuz gazi ve şehitlerine yönelik "zibidi" kelimesini kullandığı iddiasıyla 15 Temmuz Derneği tarafından suç duyurusunda bulunuldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında dün İstanbul’da yaptığı mitinginde 15 Temmuz gazi ve şehitlerine yönelik "zibidi" kelimesini kullandığı iddiasıyla 15 Temmuz Derneği tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Adliye önünde dernek adına basın açıklaması yapan 15 Temmuz Gazisi İlhami Çil, yapılan hakaretin, ülkesinden milletinden kopuk, bu toprakların ruhundan uzaklaşan, köksüz ve tomurcuksuz bir siyasi lafazanlık ifadesi olduğunu belirtti. Çil, "15 Temmuz gecesi hain darbe girişimine bütün varlığıyla karşı koyan, her kesimden ve siyasi görüşten milyonlarca vatandaşımıza ’zibidi’ deme hadsizliği gösteren CHP’li Özgür Özel, partisinin ’bin bahar görse de yeşermeyecek bir taş’ gibi bu toprakların ruhundan bihaber olduğunu ne yazık ki bir kez daha ortaya koymuştur. Şaşırdık mı? Hayır, hem CHP’nin hem de Özgür Özel’in halkçılık maskesi altında halk düşmanlığı siciline yakışır hadsiz bir cüretle bir kere daha karşılaşmış bulunuyoruz. Milli iradeyi müdafaa için şehit düşmüş 15 Temmuz kahramanlarına dil uzatmak hiç kimsenin haddi değildir. 15 Temmuz Derneği olarak, şehit ailelerimize ve gazilerimize hakaret edilmesini kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi kamuoyuna yüksek sesle duyuruyoruz" dedi. 15 Temmuz şehidi Köksal Karmil’in eşi Gülsüm Karmil ise “Nasıl böyle bir kelime kullanılır? İnanın ki gece sabaha kadar uyuyamadım. Böyle büyük bir hakaret olamaz. Hangi görüş olursa olsun bu şekilde söylenmesi gerçekten çok üzücü. Ben bu konuda gerçekten hakkımı helal etmiyorum. 5 yetimim var. Onların da hakkını helal etmiyorum. Gereken neyse yapılmasını istiyorum. Eşim köprüde şehit oldu. Ayaklarında pahalı ayakkabılarıyla gitmişler deniliyor. Ne zaman ayaklarına baktılar, çoğu çıplak ayakla gitti, ellerinde silahları mermileri yoktu, hiçbir şeyi yoktu. Koşa koşa bu vatanı savunmak için gittiler. Bu kadar rahat çıkıp o kelimeyi kullanıyorlar. Bu kadar aciz kendileri. Sadece yazıklar olsun diyorum onlara” dedi. Öte yandan dernek üyeleri tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde Özel’in, konuşması sırasında "Ayağında pahalı ayakkabılar kotlar üstünde markalı sweatshirtler olanlar ve Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üzerine perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil dedesi Çanakkale’de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" diyerek şehitlerin hatırasına alenen hakaret ettiği ve halkın benimsediği değerleri alenen aşağıladığı ve hakaret ettiği belirtildi. Dilekçede, Özel hakkında "kişinin hatırasına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" suçundan dava açılması talep edildi.
Mardin Artuklu’ya kazandırılan ’Valilik Parkı’ hizmete açıldı Mardin’in Artuklu ilçesinde yapımı tamamlanan "Valilik Parkı", vatandaşların hizmetine açıldı. Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tuncay Akkoyun, Artuklu “Valilik Parkı”nı ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Park hakkında Mardin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fatih Eroğlu ve ilgili birim müdürlerinde bilgi alan Vali Akkoyun, Valilik Parkı’nın bugün itibariyle vatandaşların hizmetine açıldığının müjdesini verdi. Vali Akkoyun, “Artuklu ilçemizde 6 bin 230 metrekare alan üzerine inşa ettiğimiz “Valilik Parkı”mız bugün itibariyle hemşehrilerimizin hizmetine açılmıştır. 150 günde yapılması planlanan ancak 85 günde tamamlayarak faaliyete giren parkımızı çocuklarımızın, gençlerimizin, vatandaşlarımızın ve kıymetli Mardinli hemşerilerimizin hizmetine sunuyoruz inşallah. Parkımızın hayırlı olmasını diliyorum. Valilik Parkımızda; Yeşil çim alanları, ağaç dikimleri, giriş kapıları, istinat duvarları, bazalt yürüme yolları ve kaldırımlar, dikey peyzaj çalışmaları ve taş kaplamaları yapıldı. Ayrıca çocuklarımız ve gençlerimiz için; oyun grup alanları, fitness aletleri ve zekâ oyunları duvarı kurulurken vatandaşların dinlenmeleri için de kameriye ve oturma bankları konuldu. Park içerisindeki diğer imalatlarla birlikte şehrimize yakışır bir park ve yeşil alanını vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Valilik Parkımız hemşehrilerimize hayırlı ve uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Başkan Şahin, gençlerin sorularını yanıtladı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, 25 Aralık Panorama Müzesi’nde lise ve üniversite öğrencisi gençlerle buluştu, merak edilen soruları yanıtladı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin son 10 yılda kente kazandırdığı hizmetlerin yanı sıra yeni dönemdeki planlarından da bahseden Başkan Fatma Şahin, programın ilerleyen dakikalarında da gençlerin kültür, eğitim, spor ve yaşam başlıklarını kapsayan sorularına cevap verdi. “Gençlerle birlikte gençler için, ustalık dönemine hazırız ve kararlıyız” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yaptığı konuşmada gençlerin artık dünyanın siyasi tarihini değiştirdiğini belirterek, “Tohum doğru atıldı, büyük bir ormana dönüştü. Türkiye Yüzyılı belediyeciliği diyoruz. Yarın biz yokuz, siz buradasınız. Burası bir mektep. İnsan tanımak için, siyasetin malzemesi insan. Sana hayatı tanıtıyor. Hayatla birlikte insanı tanıyorsun. Her birinden büyük bir tecrübe elde ediyorsun. Özellikle genç bakışın burada olup kendini yetiştirmek için gayret göstermesi çok önemli. Genç dostu bir şehir olacağız. Gençlerle birlikte gençler için, ustalık dönemine hazırız ve kararlıyız” dedi. “Doğumdan ölüme eğitim bizim en önemli başlığımız” Gaziantep’e eğitimin çok erken başladığı ve Büyükşehir Belediyesi olarak yapılan çalışmaları detaylarıyla anlatan Başkan Şahin, “Bugün bu salonda olanlar derdi olanlar. O yüzden derdi olan gençlik bizim için çok kıymetli. Bize düşen kısım yetişmenizde her şeyi devletten beklemeden Gaziantep modeli. Eğitim şehri Gaziantep. Bu şehir eğitim şehri olmak zorunda. 720 bin genç var. O kadar büyük bir hazine ki. Fırsat eşitliği verip sizlerin önündeki rekabet etme gücünü artırmamız ve size fırsat vermemiz gerekiyor. Doğumdan ölüme eğitim bizim en önemli başlığımız. İkincisi ise spor şehri Gaziantep. Siz bizim için çok kıymetlisiniz. Sporu yaşamın bir parçası yapmanız lazım” ifadelerini kullandı. “Sporun ve hareketli yaşamın önemine işaret edildi” Gaziantep’in gastronomi şehri olması sebebiyle yaşanan obezite problemi sorusuna Başkan Fatma Şahin, “Obezite önemli bir sorun. Aldığınız kalorilerden daha fazlasını yakmanız lazım. Günde en az 10 bin adım atıp bisiklete binmeniz lazım. Biz yeşil alanlarımızı çoğalttık. Bir de bisiklet dağıttık” diye yanıtladı. Bir diğer depremzedelere yönelik ne çalışmalar yapılacağı sorusuna ise, “2 yıl içerisinde eski Nurdağı ve yeni Nurdağı’nı birleştireceğiz. O bölgeyi yeşil Nurdağı ve akıllı Nurdağı olması ile imar planlamamızı yapıyoruz. İnşallah yeni dönemde bambaşka bir bölge olacak” diye cevapladı. ’Genç kızların her alanda var olması gerektiği, bu alanda en büyük destekçinin Fatma Şahin’in örnek gösterilmesinden dolayı Gaziantep’te gerçekten başarı gösteren kızlara özel bir siyaset kursu düzenlenemez mi? sorusunu ise “Tabi ki GASMEK’te siyaset okulu yapalım” diye yanıtladı. Bütün öğrencilerin sorusunu yanıtlayan Başkan Fatma Şahin, programın ardından gençlerle fotoğraf çektirdi.
Çorum Çorum Valisi Dağlı; ’Kalifiye eleman yetiştirmek için her türlü gayreti göstereceğiz’ Çorum Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, sanayicilerin ihtiyacı duyduğu kalifiye eleman yetiştirilmesi noktasında her türlü çabayı göstereceklerini söyledi. Çorum Valiliği ve Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitimler Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen ve Vali Zülkif Dağlı başkanlığında düzenlenen istişare toplantısında “mesleki ve teknik eğitimdeki yeni gelişmeler, planlamalar” ele alındı. Ayrıca yeni düzenlemeler çerçevesinde bu alanda Çorum’daki mevcut durum ve planlamlar görüşüldü. Toplantıda, mesleki Eğitimin mevcut durumu, gelecekte uygulanması planlanan faaliyetler hakkında bilgilendirme yapan Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitimler Genel Müdürü Ali Karagöz, mesleki eğitimde eğitime nitelikli erişimin, tanıtım ve yönlendirmenin, farkındalık arttırma çalışmalarının ve nitelikli istihdamın önemli olduğunu belirterek, sektör içi okul, sektöre entegre okul, bölge okulu ve ihtisas okulu modelleri üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Karagöz, Çorum özelinde sanayicilerin talepleri doğrultusunda bu modellerden bir veya bir kaçının uygulanabileceğini kaydetti. Çorum’un büyük bir sanayi altyapısına sahip olduğunu vurgulayan Vali Zülkif Dağlı da sanayicinin ihtiyaç duyduğu kalifiye işgücünün yetiştirilmesi için her türlü çabayı sarf edeceklerini belirtti. Mesleki Eğitimde işbirliklerinin önemine değinen Vali Dağlı, Çorumlu sanayicilerimiz ile Mesleki ve Teknik Eğitim Liseleri arasındaki iletişimi güçlendirmek amacıyla kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma oluşturacaklarını açıkladı. Toplantıya Mesleki ve Teknik Eğitimler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Murat Güşlen, İl Milli Eğitim Müdürü Abdullah Kodek, İl Sanayi ve Teknoloji Müdürü Murat Ocak, Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Levent Tuzcu, Çorum OSB Müdürü Özgür Özden Yalçın, Çorum Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Recep GÜR ve diğer ilgili kurumlar katıldı.