EKONOMİ - 20 Ekim 2021 Çarşamba 13:50

UFS Academy gelişim fırsatlarını 7/24 şeflerin cebine taşıyor

A
A
A
UFS Academy gelişim fırsatlarını 7/24 şeflerin cebine taşıyor

Türkiye’de her 2 profesyonel mutfaktan birine giren Unilever Ev Dışı Tüketim, UFS Academy adlı mobil uygulamasını gastronomi sektörüne tanıttı. Uygulama ile sektör temsilcileri, pişirme tekniklerinden, gastronomi trendlerine, en güncel eğitim içeriklerine mobil cihazından ulaşabilecek.

Unilever Ev Dışı Tüketim, şefler ve mutfak çalışanlarının gelişimine fayda sağlamak ve gastronomi sektörünün sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak amacıyla geliştirdiği ‘UFS Academy’ isimli mobil uygulamasını tanıttı. ‘UFS Aademy’ uygulamasının tanıtım toplantısına Unilever Ev Dışı Tüketim Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz, TÜRYİD Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Cizreli ve ünlü şef Arda Türkmen katıldı. Toplantıda UFS Academy uygulamasının sunduğu özelliklerin yanı sıra Unilever Ev Dışı Tüketim’in şeflerle gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları, şefler ve mutfak çalışanlarının kariyer yolculukları ve profesyonel gelişimlerine yönelik eğitim ihtiyaçları, şefler ve mutfak çalışanlarının eğitim içeriklerine erişimi konuları ele alındı.

UFS Academy ile yarının mutfağı 7/24 şeflerin cebinde

Dünyanın en büyük yiyecek ve hızlı tüketim ürünleri üreten şirketlerinden biri olan Unilever’in Ev Dışı Tüketim Kategorisi, ‘UFS Academy’ isimli mobil uygulamayı geliştirdi. Uygulama içerdiği ücretsiz eğitimlerle şeflere temel reçetelerden ileri seviye pişirme tekniklerine, dünya mutfaklarından en güncel gastronomi trendlerine geniş bir yelpazede eğitim içerikleri sunuyor. Şefler uygulamadaki eğitimlere diledikleri zaman mobil cihazları üzerinden erişebiliyor. Eğitim modüllerinin sonundaki testleri tamamlayan şefler ise dünyanın en iyi 10 mutfak sanatları enstitüsü arasında sayılan ICCA akreditasyonuna sahip sertifikalar alıyor. “Takımını Yönet” özelliği ise şeflere tüm mutfak ekibi için eğitimler organize edip takip etme imkânı sunuyor.

Uygulamada, videoların 2 dakikanın altında ve reklam içermeyecek şekilde hazırlandığı bildirildi. Dünyanın dört bir yanındaki uzman şefler tarafından hazırlanan en güncel ve kapsamlı şef eğitimlerine ücretsiz ve sınırsız olarak ulaşmak isteyen şeflerin UFS Academy mobil uygulamasını mobil cihazlarına indirmesi yeterli oluyor.

UFS Academy gelişim fırsatlarını 7/24 şeflerin cebine taşıyor

İnternet şeflerin sağ kolu oluyor

Unilever Ev Dışı Tüketim’in Türkiye’de şeflerin eğitim ve profesyonel gelişim alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına yönelik araştırma gerçekleştirdi. Araştırma, şeflerin büyük bir çoğunluğunun profesyonel gelişim, trendleri takip etmek ve işleriyle ilgili konularda danışmak için çevrim içi kaynaklara başvurduğunu gösteriyor. Şefler çevrim içi eğitimlerin gelişimleri için önemli olduğunu düşünüyor. Ancak şeflere çevrim içi eğitimlere katılım durumları sorulduğunda şeflerin yüzde 60’ının hayatında hiç çevrim içi bir eğitime katılmadığı ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılan şeflere göre profesyonel gelişimlerinin önündeki en büyük engeller zaman ve bütçe kısıtları. Eğitim fırsatlarının faydalarını düşündüklerinde ise şeflerin en çok dikkatini çeken unsurlar arasında dünya mutfaklarına dair bilgi sahibi olmak ve uluslararası bir sertifika almak yer alıyor. Ayrıca şeflerin neredeyse tamamı mutfaktaki ekiplerinin profesyonel gelişimini yakından takip etmek ve eğitimlerini bizzat planlamak istiyor.

Unilever Ev Dışı Tüketim Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz, “Unilever Ev Dışı Tüketim ekibi olarak her 2 profesyonel mutfaktan 1’ine ulaşmanın, şeflerle yakın temas halinde çalışmanın bize sağladığı çok kıymetli iç görülerin yanı sıra beraberinde getirdiği bir sorumluluk da var. Bu doğrultuda biz de ev dışı tüketim sektörünün gelişimine katkı sağlayacak adımlar atmaya odaklanıyoruz. Senelerdir markamızın ‘Destekle, İlham Ver, Geliştir’ amacı doğrultusunda hayata geçirdiğimiz projelerle sektöre farklı alanlarda destek veriyoruz. Şimdi de yine şeflere kulak vererek, onlardan aldığımız iç görülerle UFS Academy’i tasarladık. Mutfağın ve şefliğin doğası hem yeni lezzetler geliştirirken hem de mutfak ekosisteminde önemli olan gıda atığı, paket servis gibi farklı alanları yönetirken şeflerin oluşturucu bakış açılarına sahip olması ve optimizasyon yapmasını gerektiriyor. Oysa mutfak kadar talepkâr ve yoğun bir ekosistemde şefler kendilerini geliştirmeye yeterli vakti ayıramayabiliyor.

UFS Academy ile eğitimde zaman, mekân ve bütçe kısıtlamalarını yıkmayı amaçlıyoruz. Şeflerin mutfağın yoğun akışından buldukları ilk fırsatta yeni tarifler için ilham alabilmesi, dünya mutfaklarını ve en son trendleri takip edebilmesi, ekiplerinin gelişimine katkı sağlayabilmesi için geliştirdiğimiz bir uygulama bu. Ayrıca kariyer yolculuğunda da profesyonel gelişimine her an devam edebilmesini hedefliyor. Şeflerin 7/24 cebinde olmayı amaçlıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından şefler ve mutfaktaki ekipleri için bir ilham hareketi, bir profesyonel gelişim yolculuğu başlatıyoruz ve UFS Academy’den fayda sağlamasını umuyoruz” dedi.

Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcısı ve Big Chefs Kurucusu Gamze Cizreli, “Zorlu geçen bir pandemi döneminin ardından sektörün geleceğine umutla bakıyoruz. Hatta 2022 yılının 2019 rakamlarının üzerine çıkacağını ön görüyoruz. Bu da tabii ki bir istihdam açığı oluşturuyor. Bu yüzden UFS Academy gibi şeflere yeni dünya ve beslenme trendlerine, yeni pişirme tekniklerine hızlıca ulaşabilme imkânı sunan, her yerden ulaşılır mobil bir uygulamayı çok kıymetli buluyorum. Sürdürülebilirlik boyutunu da unutmamak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde yeni eklenecek içeriklerle birlikte gıda israfının azalması, daha az plastik kullanımı ve daha az karbon salımı ile ilgili de mutfaklarda bir farkındalık oluşturacak bir uygulama olacak. UFS Academy’nin hem sektöre hem ülkemize hem de kattığı değer açısından gezegenimize çok faydası dokunacağına inanıyorum“ dedi.

Şef Arda Türkmen ise “Bir şef olarak değerlendirdiğimde Unilever Ev Dışı Tüketim’in geliştirdiği UFS Academy mobil uygulamasının sektörümüzdeki tüm şeflerin ihtiyaç anında başvuracağı ve hızlıca sonuç alabileceği bir kaynak olduğunu söyleyebilirim. Profesyonel gelişimini desteklemek, bilgi dağarcığını yeniliklerle güçlendirmek, yeni teknikler ve trendler öğrenmek isteyen her paydaşın mutlaka başvuracağı bir kaynak olacaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzmanından ‘Çöl tozu’ açıklaması : “Hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor” Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye’de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, “Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH’lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. ‘Neden olduk’ diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım” dedi. Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye’de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan’ın başkenti Atina’yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye’yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı. “Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH’lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında” Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, “Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri’nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH’lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama ‘Penceremizi çok açalım, havalandıralım’ gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım” dedi. “Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor” Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, “Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. ‘Neden olduk, ne değişti’ diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’u erguvan ağaçları süsledi Yeşil, Mavi ve Pembe tonlarının İstanbul Boğazını adeta bir tabloya dönüştüren erguvan ağaçları çiçek açtı. Boğaz manzarası ile birlikte havadan çekilen erguvan ağaçları pembeye boyadığı kıyılar kartpostallık görüntüler oluşturdu. Baharın müjdecisi olarak bilinen erguvanlar İstanbul’u süslemeye başladı. İstanbul Boğazının her iki yakasında zarif dallarıyla şehre ayrı bir güzellik katıyor. Her yıl Nisan ve Mayıs ayları arasında çiçek açan erguvan ağaçları kenti adeta bir tabloya dönüştürüyor. Vatandaşlar tarafından oldukça ilgi gören pembe çiçekli ağaçlar Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Cansever gibi şairlerin de mısralarında yer aldı. İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu erguvan ağaçlarının her yıl takip ederek, ağaçların daha çok tanıtılması için birçok proje hayata geçiriyor. “Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor” Bahar geldiği zaman erguvan ağaçlarının çiçek açtığını dile getiren İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu, “Erguvanın bir zamanı var Nisan 15 ila mayıs ayının 15’i arasıdır. Bu zaman dilimi bazen nisanın başına doğru bazen mayısın sonuna doğru kayabiliyor. Bir 15 günlük zaman içerisinde çiçekler açıyor. Kahverengi dalların üzerinde birden önce kırmızı sona çiçekler açınca pembe çiçekleri olan bir ağaçtır. Bu ağaç İstanbul boğazının yeşil yamaçlarının üzerinde sanki birisi fırça ile pembe lekeler atmış gibi bir görüntü çıkıyor. Bu izlemesi çok hoş bir manzara oluyor. Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor. Osmanlı döneminde şairler fark ediyor erguvan ağaçlarının çiçeklerini. Modern ve klasik dönemdeki şairlerimiz de erguvan ağaçlarının çiçeklerin bir metafor olarak kullanıyor. Erguvan İstanbul gönüllüleri diye bir gurup oluşturup, İstanbul’dakilere sürekli olarak bunu anlattık. 20 sene önce herkes erguvanı tanımazken şimdi biliyorlar. Osmanlı Padişahlarından 3. Selim’in bir fermanı var “Erguvan ağaçları azaldı biraz erguvan ağaçları dikin” diye. Erguvan ağaçları bizim bütün Marmara ve Akdeniz kıyılarında var” diye konuştu.
Mersin Tarsus’ta sanatsal etkinlikler artıyor Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesindeki Tarsus’a Değerler Katanlar Kurulu (TADEKA) tarafından sanatsal etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. TADEKA’nın öncülüğünde ’Dünya Sanat Günü’ne özel olarak hazırlanan ve birçok sanatçının eserinin yer aldığı ’Sanat Güzelleştirir’ adlı karma resim sergisi, Mehmet Bal Sanat Galerisi’nde açıldı. Açılışa Büyükşehir Belediyesi Kent Katılımı ve Sivil Toplum ile İlişkiler Şube Müdürü Başar Akça, TADEKA üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve sanatseverler katıldı. Birçoğu Büyükşehir Belediyesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel Berdan Konukevinde 2 gün süren resim çalıştayında ortaya çıkan eserden oluşan sergi, 30 Nisan’a kadar açık kalacak. “Sanat yapmayı herkese tavsiye ediyorum” Serginin küratörlüğünü yapan ressam Nurettin Gözen, açılışta yaptığı konuşmada, eserlerin birçoğunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak gerçekleşen atölye çalışmalarında yapıldığını ifade ederek, “Herkesin eline sağlık. Bundan sonra devam edecek, daha güzel şeyler yapacağız. Sanat iyileştirir, sanat moral verir, sanat insanı güzelleştirir. Sanat yapmayı herkese tavsiye ediyorum” dedi. “Çalışmaların tamamına ful destek olacağız” Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, yapılan çalışmalarla Mersin’in çok daha ilerilere gideceğini kaydederek, “Hep birlikte bu çatı altında sanat çalışmaları yapmak bizim için çok büyük bir fırsat. Özellikle Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesinde olduğumuz için TADEKA çatısı altında kadın çalışmalarının tamamına destek olacağız. Dernekler bazında yeni projelerle geliyoruz” diye konuştu. “Sergilemenin gururunu yaşıyoruz” Sanatçılardan Seda Yıkılmazpehlivan da Büyükşehir Belediyesi tarafından ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak Berdan Konuk Evinde gerçekleştirilen resim kampına da katıldığını belirterek, “57 ressamın katıldığı çalıştayda 75 küsur resim ortaya çıktı. Onlardan iki tanesi de bana ait. Hem keyifli bir organizasyon içerisinde yer aldık hem anlamlı bir güne, anlamlı resimler üretmeye çalıştık. Biz çok eğlendik. Bu değeri görmekten de mutlu olduk. Bugün de sergilemenin gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Yozgat Korkutan artış: Yozgat’ta son bir haftada 255 kişinin vücudundan kene çıkartıldı Havaların ısınmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında artış yaşanırken, Yozgat’ta son bir haftada 255 kişi vücuduna yapışan kene nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurdu. KKKA hastalığının yoğun şekilde görüldüğü illerden biri olan Yozgat’ta ilkbahar mevsimiyle birlikte kene vakaları başladı. İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle Yozgat, Sivas ve Tokat çevrelerinde sık görülen ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan keneler kırsal kesimde yaşayanlar için risk oluşturuyor. KKKA’nın ölümcül sonuçlar doğurduğunu söyleyen uzmanlar ise, tarım alanları, yeşil alanlar ve hayvancılığın yapıldığı yerler ile pikniğe giden vatandaşlara uyarılarda bulunarak tedbirli olmalarını istedi. En çok vakaya Saraykent ilçesinde rastlandı Uzmanlar, kırsal alanda vatandaşların vücudu kapatan kıyafetler tercih etmelerini, pantolon paçalarını çorapların içine sokmalarını tavsiye ederken, ateş, halsizlik, baş ağrısı, vücut ağrısı, ishal gibi şikayetleri bulunan kişilerin ise en yakın sağlık kuruluşuna gitmelerini önerdi. Uzmanlar ayrıca, vücuda yapışan kenenin bulunduğu yerden çıplak elle temas etmeden çıkartılması gerektiğine dikkat çekti. Yozgat ili genelinde son bir haftada 255 kişinin vücuduna kene yapışırken, kene vakalarının en yoğun olduğu ilçe ise Yozgat’ın Saraykent ilçesi oldu. Saraykent ilçesinde 60, Sarıkaya ilçesinde 30, Kadışehri ilçesinde 27 ve diğer ilçeler olmak üzere 255 kişi sağlık kuruluşlarına müracaat ederek, vücuduna yapışan keneyi çıkarttı. Kene yapışması nedeniyle Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde 2, Yozgat Şehir Hastanesi’nde ise 1 olmak üzere 3 kişinin de tedavisinin devam ettiği öğrenildi. “Keneye karşı tedbirli olun” Yozgat Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Doktoru Dilek Yılmaz, keneye karşı vatandaşları uyararak, almaları gereken tedbirler konusunda uyarılarda bulundu. Yılmaz, “Vatandaşlar dağa, ormana, tarlaya, bahçeye giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyinmeliler. Pantolon paçalarını çoraplarının içerisine koysunlar, kırsal alandan döndükten sonra kıyafetlerini tamamen çıkartıp vücutlarını kontrol etsinler. Özellikle kasık bölgeleri, diz arkaları, kulak arkası ve ense ve saç diplerine bakıp kene kontrolü yapsınlar. Eğer hastaya kırsalda kene temas ettiyse kendileri sağlık ocağına başvurmadan önce güvenli bir şekilde keneyi kendileri çıkarsınlar. Tabii ki bunu çıplak elle yapmayıp, eldiven, bez veya poşet ile kenenin kafa kısmına en yakın yerden tutup keneyi çıkarsınlar. Kene tuttuktan sonra kendilerini 10 gün boyunca gözlemlemeliler. Ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, iştahsızlık, halsizlik gibi belirtilerin bir ya da birkaçı olursa o zaman hastaneye başvursunlar. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ölümcül bir hastalık ve bu nedenle vatandaşlarımızın çok dikkatli olmalarını öneriyoruz” dedi.
İstanbul Net UYP açığı 314,2 milyar dolara yükseldi Net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 286,7 milyar ABD doları iken 2024 Şubat sonunda eksi 314,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Şubat ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri’ni açıkladı. Buna göre Şubat sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 2,4 oranında azalışla 320,2 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 3,2 oranında artışla 634,4 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 286,7 milyar ABD doları iken 2024 Şubat sonunda eksi 314,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2023 yıl sonuna göre yüzde 8,8 oranında azalışla 128,5 milyar ABD doları, diğer yatırımlar kalemi yüzde 3,3 oranında artışla 126,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 8,1 oranında artışla 50,4 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2023 yıl sonuna göre yüzde 11,3 oranında artışla 176,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları 2023 yıl sonuna göre yüzde 6,9 oranında artışla 102,5 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2023 yıl sonuna göre yüzde 16,7 oranında artışla 34,5 milyar ABD doları olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 6,2 oranında artışla 2,8 milyar ABD doları, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 2,8 artışla 43,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2023 yıl sonuna göre yüzde 1,3 oranında azalarak 355,6 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2023 yıl sonuna göre yüzde 3,2 oranında azalarak 41,8 milyar ABD doları olurken, TL mevduatı yüzde 9,1 oranında artarak 18,6 milyar ABD doları oldu. Bankaların toplam kredi stoku yüzde 0,6 oranında artarak 63,6 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 1,9 oranında azalarak 99,2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.