GÜNDEM - 02 Aralık 2019 Pazartesi 12:02

Ünlü oyunculardan şiddet içerikli dizilere sert eleştiri

A
A
A
Ünlü oyunculardan şiddet içerikli dizilere sert eleştiri

Sinema ve dizi dünyasının önemli isimlerinden Mehmet Aslantuğ, Uğur Polat ve Atalay Taşdiken, son dönemlerde televizyon dizilerinin şiddet içeren konularına ağır eleştirilerde bulundu. Oyuncular, televizyonda yer alan mafya ve çete savaşlarını içeren diziler hakkında toplumun olumsuz yönde etkilendiğini ve şiddete sevk ettiğini söyledi.

Tepebaşı Belediyesi Yaşam Köyü’nde kurulan Art Colony’in açılışına katılan ünlü oyuncular Mehmet Aslantuğ, Uğur Polat ve Yönetmen Atalay Taşdiken son yıllarda artış gösteren şiddet içerikli diziler hakkında ağır eleştirilerde bulundu.

“Televizyon, sinema gibi maalesef bu çizmenin, darbenin teslim aldığı bir sürü şey var”

İhlas Haber Ajansına (İHA) açıklamalarda bulunan ünlü oyuncu Mehmet Aslantuğ, artan şiddet içerikli diziler için, “Bu konu yumurta mı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtadan çıktı tartışması gibi bir şey. Biraz eğitim gibi, kültürel iklimin diğer alanları gibi ne ekerseniz bir süre sonra onu hasat ediyorsunuz. Böyle bir talep var mıydı yoksa bunlar yapıldıkça böyle bir talep mi oluştu? Bunlar tartışma konusu. Ben ilkinden yana fikrimi kullanıyorum. Yani daha kolayı, kısmen etki edeni, kısmen rant imkanı veren şeye evrildi ve zamanla da talep edilir hale geldi. Toplumun kültürel alanda, popüler taraf da dâhil televizyon, sinema gibi diğer alanlar da maalesef bu çizmenin, darbenin teslim aldığı bir sürü şey var. Sebebi tek değil, bu sonucun bir sürü bileşeni var. Bu ülkenin algıda irtifasını olumsuz etkileyen ne varsa bunların da sebebi tek değil çok. Maksat bunları iyileştirmek onun için buralar çok kıymetli” ifadelerini kullandı.

“Ticareti temsil eden arkadaşların çok da bizim dertlerimizle hareket ettiklerini düşünmüyorum”

Ayrıca Aslantuğ, popüler hale gelen dijital dizi ve film platformlarının sinemaya etkisinden de bahsederek, “Ticareti temsil eden arkadaşların çok da bizim dertlerimizle hareket ettiklerini düşünmüyorum. Yakın zamana kadar bilet fiyatları, mısır tartışmaları da geçti. Orada vahşi kapitalizmin kuralları işliyor, oralara cümle kurmaya bile gerek yok” şeklinde konuştu.

“Özellikle çocuklar ve genç yaştakiler etkileniyor”

Oyuncu Uğur Polat, şiddet içerikli dizi ve filmlerin çocuk ve gençleri olumsuz yönde etkilendiğinden bahsederek, “Bir yere kadar bu da bitecek, sonra başka bir furya başlar bu iş böyle. Gazetelerde 3. sayfa haberlerini okuyoruz. Özellikle çocuklar ve genç yaştakiler etkileniyor ama buda bitecek” diye belirtti.

Ünlü oyunculardan şiddet içerikli dizilere sert eleştiri

“Toplumsal olarak büyük bir travmaya doğru gidiyoruz”

Film Yönetmeni Atalay Taşdiken ise, toplumsal olarak büyük bir travmaya doğru gidildiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de özellikle televizyon sektöründe televizyonların halkın talebini, halkın beklentisini dikkate aldığını düşünmüyorum. Bu biraz kanal yöneticilerinin reyting denilen canavara yenik düşmesi. Şiddet insanlık varlığı boyunca bir nevi porno diyelim maalesef çok ilgi ve dikkat çeken, insanları provoke eden bir şey. Bundan sonra da öyle olacak. Sonuç olarak halk beklentisi, halkın iradesinin karşılığı bu değil. Özellikle genç kuşağın doğruyu ve yanlışı ayırt etmekle ilgili çok önemli rehberlere, büyüklerin önermelerine ihtiyaçları var. Örnekler bunlar olunca da çocukların seçeneği kalmıyor. Toplumsal olarak büyük bir travmaya doğru gidiyoruz” dedi.

Ünlü oyunculardan şiddet içerikli dizilere sert eleştiri

Mustafa Kaplan - Çağatay Gür - Ersin Gökdağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Havalar birden ısındı, uzmanından şeker hastalarına ’böbrek yetmezliği’ uyarısı Diyarbakır’da İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Aydın, sıcak havaların artmasıyla birlikte şeker hastalarına sıvı kaybının direkt böbrekleri etkileyeceğini ve böbrek yetmezliğine çok daha hızlı ilerleyebileceği uyarısında bulundu. Sıcak havaların birden artmasıyla birlikte Memorial Hastanesi’nde İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Aydın, uyarılarda bulundu. Şeker hastalığının, vücutta insülin eksikliği ve insüline karşı dirençten oluşan basitçe kandaki şekerin yükseldiği bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Aydın, ’gizli şeker’ denilenin ise gizli olan bir şeyin değil, halk arasında diyabetin başlangıcına veya tıp literatüründe prediyabet denilen diyabet öncesini kapsayan, vücutta henüz bir şeker hastalığı oluşmamış, hastanın şeker hastalığı bulgularının başladığı, gitgide şeker hastalığına doğru ilerlediği durum olduğunu ifade etti. Bundan korunabileceğini veya gizli şeker varsa bunun ilerlemesinin durdurulabileceğini aktaran Dr. Aydın, “Hatta tamamen ortadan kaldırabiliriz. Şeker hastalığı başlangıcı olan hastalar, özellikle diyetlerine, egzersizlerine dikkat ederlerse bu hastalığı önler, durdurur, hatta tamamen yok edebilirler. Evde margarin, iç yağ, kuyruk yağı yerine zeytinyağı kullanırsalar veya günlük en az yarım saat yürüyüş yapsalar, obeziteye yatkın hastalar diyet yapıp kilo verirlerse ve Akdeniz tipi dediğimiz yemekleri, salatayı artırırsalar bunu durdurup önleyebilirler, hatta hastalığı tamamen ortadan kaldırabilirler” dedi. “Yaz aylarında, şu anda hava sıcaklıkları artıyor vücudumuzda kaybettiğimizden çok daha fazla sıvı kaybediyoruz” diyen Dr. Aydın, “Hem şeker hastaları, hem de gizli şeker hastaları normal hastalardan daha fazla su kaybedebilir, böbrekleri normal hastalardan daha hassas olacağından bu sıvıyı yerine koymaları gerekiyor. İçtikleri su miktarlarını artırmaları lazım. Ayrıca protein, yağdan fakir, daha salata ve sebze meyveden zengin bir diyet öneriyoruz. Havalar sıcak olduğu için özelikle 50 yaşın üzerindeki insanlara gündüz güneşin en tepede olduğu saatler 12.00 ile 16.00 arasında dışarıda çok fazla olmamalarını öneriyoruz. Çünkü onların kaybedeceği sıvı direkt böbreklerini etkileyecektir ve böbrek yetmezliğine çok daha hızlı ilerleyeceklerdir” ifadelerine yer verdi.
Zonguldak Rektör Özölçer Koltuğunu çocuklara devretti ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla makamında ağırladığı çocuklara rektörlük koltuğunu devretti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Anaokulu 5 Yaş Minik Kalpler Sınıfı öğrencilerinden Bulut Belen ve Azra Egemen’i makamında ağırladı. Ziyarette çocukların velileri, birim sorumlusu Öğr. Gör. Yasemin Cengiz Demir ve miniklerin öğretmeni Ebru Balçık yer aldı. Ziyarete ellerinde çiçeklerle gelen miniklere sırasıyla makam koltuğunu devreden Rektör Özölçer, onlarla bir süre sohbet etti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocukları makamında ağırlamaktan ve kendilerini dinlemekten büyük keyif aldığını dile getiren Rektör Özölçer, çocukların büyüdüklerinde bu makamlarda oturacak kişiler olduğunu, onları özveriyle ulus ve millet bilinciyle, dayanışma ve yardımseverlik duygularıyla yetiştirmenin büyük önem taşıdığını ifade etti. Rektör Özölçer ayrıca çocuklara kendi kültür ve manevi değerlerinin aktarılması hususunda herkese büyük sorumluluk düştüğünü belirterek çocukların hızlı dönüşen, dijitalleşen dünya karşısında kendi kültür ve manevi değerleriyle bu sürece katılıp çalışmaları, ülkeyi ileri götürme konusunda kararlılık göstermeleri için erken yaşta bu bilincin onlara aktarılması gerektiğine dikkat çekti. Ziyaret toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.
İstanbul Beyoğlu’nda berbere “tıraş ücreti” saldırısı kamerada: 150 lira için kurşun yağdırdı Beyoğlu’nda berbere gelen bir şahıs 150 lira olan saç tıraşı ücretini fazla bulunca berberle kavga etti. Berber tarafından tartaklanan şahıs silahını alıp geldiği dükkana kurşun yağdırdı. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polislerinin yakaladığı şahıs tutuklandı. Beyoğlu Hacıahmet Mahallesi’nde geçtiğimiz 5 Nisan Cuma günü yaşanan olayda, Mustafa D. tıraş olmak için semtte bulunan berbere gitti. Şahıs saç ve sakal tıraşı olduktan sonra ücreti ödemek istedi. Bunun üzerine berber Hikmet Zengin, traş ücretinin 150 TL olduğunu söyledi. Ancak müşteri şahıs ücretin çok olduğunu söyleyerek indirim yapılmasını istedi. Berberde ücreti 120 TL’ye indirdi. Bu ücreti de beğenmeyen şahıs 100 TL çıkartıp berbere verdi. Bu sebeple berber ile şahıs arasında kavga çıktı. Kavga esnasında şahsı tartaklayarak dükkandan kovdu. Bir süre sonra olay yerine silahla gelen şahıs berber dükkanına kurşun yağdırdı. Yaşananlar ise kameralara anbean yansıdı. Saldırının ardından şahıs kaçarken olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Beyoğlu Asayiş polisi saldırganı yakaladı Olayın ardından ihbar üzerine çalışma başlatan Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği polisleri görgü şahitlerinin ifadesine başvurarak çevredeki güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan çalışmalar sonucunda şahsın kimliğini kısa sürede tespit eden polis ekipleri İstiklal Mahallesi’nde onu yakalayarak gözaltına aldı. Olayda kullanılan silahın da ele geçirildiği saldırıyla alakalı emniyete götürülen şahıs ifadesinin alınması ve adli işlemlerinin ardından sevk edildiği kilidi adliyede çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Türkiye, meyve üretiminde dünyada 4’üncü sırada Türkiye yıllık 25 milyon tonluk üretimiyle dünyada dördüncü ülke konumunda yer aldı. Teknoloji platformu GeeksforGeeks’in Mart 2024 raporunda dünyanın en fazla meyve üreten ülkeleri listelendi. Türkiye yıllık 25 milyon ton üretimle dünyanın dördüncü büyük meyve üreticisi konumunda yer aldı. Dünyanın en fazla meyve üreten ülkesi Çin oldu. Çin, yıllık 253,9 milyon ton üretimle zirvede bulunuyor. İkinci sırada yıllık 107,9 milyon ton üretimle Hindistan gelirken, yıllık 39,8 milyon ton üretimle Brezilya üçüncü sıraya yerleşti. Sıralamada Türkiye yıllık 25 milyon tonluk üretimiyle dördüncü ülke konumunda yer aldı. Raporda Türkiye’de Anadolu ve Ege kıyılarına yakın bölgelerde yetiştirilen kiraz, kayısı ve incir üretilen başlıca meyveler olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin çeşitli iklimi ve verimli toprakları, ülkede portakal ve diğer turunçgiller gibi çok çeşitli meyvelerin yetiştirilmesine yardımcı olmakta olup, Akdeniz iklimi olan Mersin ve Antalya’da yaygın olarak yetiştiriliyor. Diğer ülkelere bakıldığında, Meksika 23,7 milyon ton, Endonezya 23,6 milyon ton, Amerika Birleşik Devletleri 22,6 milyon ton, İspanya 19 milyon ton, İtalya 17,2 milyon ton, Filipinler 16,7 milyon ton üretimle ilk 10’a girdi. Rapora göre meyve üretimi büyük oranda yetiştirildiği bölgenin toprak tipi, iklimi ve sıcaklığına bağlı olarak değişiyor. Ayrıca, tarım teknolojisi ülkelerdeki meyve yetiştiriciliğinde önemli bir rol oynuyor. İlk 10’daki ülkeler verimli toprak, hava ve iklimin yanı sıra teknolojiyi de kullanarak narenciye, yemyeşil muz ve tatlı elma gibi çeşitli meyveler ürettiler. Çin’de en çok üretilen meyveler turunçgiller, üzüm, elma ve muzdan oluştu. Ülkenin geniş toprakları ve subtropikal iklimi, meyve çeşitlerinin üretimine öncülük ediyor Yangtze Nehri boyunca uzanan verimli topraklar Çin’de meyve yetiştiriciliğinde önemli rol oynuyor. Hindistan’da en çok yetiştirilen meyveler mango, muz, portakal ve üzüm olarak gerçekleşti. Özellikle Hindistan’da bulunan Alphanso ve Kesar iki tür mango, meyve pazarında küresel popülerliğe öncülük ediyor. Brezilya’da bulunan egzotik meyvelerden bazıları Acai, Kaju Elması, Mor meyve ve Passion meyveleri olurken bazı yaygın meyveler Guava, papaya ve muz olarak öne çıktı.