GÜNDEM - 27 Mart 2020 Cuma 09:58

Uzmanlardan paketli gıda uyarısı: 'Güvenilir markaları tercih edin'

A
A
A
Uzmanlardan paketli gıda uyarısı: 'Güvenilir markaları tercih edin'

Türkiye'de de ölümlere neden olan yeni tip korona virüse karşı vatandaşlar evde kalmaları yönünde uyarılınca çok sayıda vatandaş paketli gıdalara yöneldi. Uzmanlar da paketli ve dondurulmuş gıdaların tüketilmesine ilişkin vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın da geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Market, manav ve pazar yerlerinde ambalajsız şekilde satılan yaş sebze ve meyveler tüketicilerce seçilmeden, satıcılarca gerekli hijyen koşullarına dikkat edilerek satışa sunulacak” açıklaması dikkatleri bir kez daha paketli sebze-meyveler ve dondurulmuş gıdalara çekti.

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünya ülkelerinde etkili olan yeni tip korona virüsün Türkiye’de görülmesinin ardından birçok alanda önlemler alındı. Bu kapsamda korona virüsün yayılmasını engellemek amacıyla vatandaşlar evde kalmaları yönünde uyarılırken 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşların sokağa çıkması sınırlandırıldı. Pazar alanları gibi noktalarda ise vatandaşların ürünleri seçmesine son verildi. Evde kalmayı tercih eden çok sayıda vatandaşın paketli sebze, meyve ve gıdalara yönelmesi de paketli ve dondurulmuş ürünlerin güvenilirliğini gündeme getirdi. Koruyucu Sağlık Uzmanı Mikrobiyolog Prof. Dr. Oğuz Özyaral ve obezite ile metobolik hastalıklara yönelik çalışmalar yapan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya da bağışıklık sisteminin korunması, paketli ve dondurulmuş ürünlerin alımı, sebze ve meyvelerin nasıl yıkanması gerektiği gibi birçok konu hakkında bilgi verdi. Özyaral ve Kaya korona virüse karşı vatandaşların hijyene önem vermeleri gerektiğini belirtirken bu kapsamda alınan önlemlerin vatandaşlar tarafından uygulamaları gerektiğini belirtti.

“Doğal ürünler tüketilmesi lazım”

Korona virüse karşı bağışıklık sisteminin güçlü olmasının önemine dikkat çeken ve önerilerde bulunan Koruyucu Sağlık Uzmanı Mikrobiyolog Prof. Dr. Oğuz Özyaral, “Tedbirler zorunludur diyoruz bunun dışında bir beklentimiz yok. Yan yana durursan hastalık bulaşır sen yürüme virüs yürümesin diyoruz. Bağışıklık sisteminin yükselmemesinin nedeni tüketilen ürünlerin doğal olmaması. Çok fast food, çok gazlı içecek tüketiliyor bu büyük bir sıkıntı. Çocukların mutlak suretle meyve yemesi lazım. Lif değeri yüksek mevsim meyvesi yemek lazım. En büyük problemlerden biri D vitamini ihtiyacı. Yapılması gerekenin sürdürülebilir olması gerekiyor” dedi.

“Gıdaya hiçbir şartta el değmesine tahammül edemiyorum”

Korona virüs sonrası pazarlardan alınan ürünlerin seçilmeden alınması uygulamasını değerlendiren Özyaral,“ Ürünleri alırken birçoğuna el sürmek benim hiç sevmediğim bir şey. Neden bugüne kadar ekmeği poşete sokmadınız? İnsanlar paketlenmiş gıdayı tercih edecek çünkü raf ömrü uzun, içinin havası çekilmiş, dışarıda bozulma durumu engellenmiş. Marka değeri taşıyan ürün satın al diyoruz. Bu ne demek, ben kendimi kanıtlamışım, Sağlık Bakanlığı’ndan raporlarım var. TSE belgelerim var, gıda tüzüğüne uygun üretiyorum” diye konuştu.

“Yumurtayı bile kırmak istemeyen bir nesil var”

Dışarıdan alınan ürünlerin evde temizlenmesi ve mikroplardan arındırılmasına ilişkin konuşan Özyaral, “Yumurtayı bile kırmak istemeyen bir nesil var. Mesela elma aldık, defalarca yıkamanız gerekiyor, sebzeler kademeli yıkanır. Önce soğuk suyun altında bir kasenin içine yerleştirilir orada çamurunun inmesi için bekletilir. Daha sonra çıkarılır bir sirkeli su hazırlanır. Özellikle yeşil gıdalar için söylüyorum. Bekletilir ki arındırılmış olsun” dedi.

“Bağışıklığı düşük insanlar bu virüsten daha çok etkileniyorlar”

Korona virüsten korunmak isteyen vatandaşların önlemleri uygulaması gerektiğini ifade eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, “Biz yıllardır insan sağlığının en önemli noktasının doğru beslenmek olduğunu söylüyoruz. Bu virüs salgınında da şunu gördük, bağışıklığı düşük insanlar bu virüsten daha çok etkileniyorlar. Bu insanlar da genellikle metobolik bir hastalığı olan insanlar. Bağışıklığımızı bir günde değil bütün bir ömür boyunca doğru beslenme alışkanlıklarını kazanarak sağlayabiliriz. Tabi bağışıklık sadece beslenmeden geçmiyor. Yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor. Doğru uyku; en az 7 saat, günde en az 7-8 bardak su içmek, gerekiyor. İşin en önemli kısmı beslenme. Günde en az 2-3 porsiyon farklı renkte taze sebze, günde 2 kez mutlaka çiğ salata yememiz gerekiyor. Günde 2-3 bardak yoğurt ya da ayran kalsiyum olan probiyotikleri yüksek yiyecekleri beslenmeye eklemek gerekiyor” dedi.

“Seç al döneminin sona ermesini çok yerinde buluyorum”

Önlemler kapsamında pazarlarda seç al döneminin sona ermesini yerinde bir karar olarak değerlendiren Kaya,“ Pazarlarda seç al döneminin sona ermesini çok yerinde buluyorum. Pazardan ve marketlerden aldığımız sebze ve meyveye orta derecede akan suyun altında ön bir yıkama yapmak lazım. Sonra büyük bir kabın içerisine 2 litre kadar su koyup aldığımız sebzelerin üzerine biraz sirke ekleyerek 5-6 dakika kadar bekletip sonra bu suyu döküp tekrar yıkamak yeterli olacak” diye konuştu.

“Bu ürünler güvenilir markalardan tercih edilebilir”

Evde kal uyarılarının ardından birçok vatandaşın tercih ettiği paketli ve dondurulmuş gıdalar hakkında konuşan Kaya, “Ben kendi evime yıkanmış olarak paketlenen ürünlerden alıyorum. Bu ürünler güvenilir markalardan tercih edilebilir. Alırken son kullanma tarihine bakıyorum. İkincisi zaten bu yıkanmış ürünler şeffaf poşetlerde oluyor. Orada da poşetten bakıyorsunuz çok ezik, solmuş sebzeleri mümkün olduğu kadar almıyorum. Küçük porsiyonlar halinde alıyorum. 4-5 poşet birden almıyorum. Yıkanmış, ayıklanmış ürünleri bir, iki günlük olacak şekilde alıyorum, alışveriş yaparken bunlara dikkat ediyorum. Cam şişede pastörize sütler alıyorum. Bazı paketli sebzelerin üzerinde minik yazılarla yıkanmamış yazabiliyor. Etiket okuma alışkanlığını kazanmak gerekiyor. Taze sebze ve meyveye ulaşamıyorsanız tabi ki dondurulmuş gıda alabilirsiniz, sağlıklı bir seçimdir, bunları kullanabiliriz. Orada da son kullanma tarihine dikkat ederek almak gerekiyor. Bu sebzeler dondurulurken zaten mevsiminde toplanan sebzeler ve hızlı bir yöntemle donduruluyorlar, herhangi bir işlemden geçirilmiyorlar. Herhangi bir katkı maddesi ayrıca içerisine konulmuyor. O nedenle dondurulmuş ürünleri de rahatlıkla halkımız kullanabilir” ifadelerini kullandı.

Hasibe Karadağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.