GÜNDEM - 28 Eylül 2020 Pazartesi 10:27

Van Gölü’nde bir batık gemi daha gün yüzüne çıkartıldı

A
A
A
Van Gölü’nde bir batık gemi daha gün yüzüne çıkartıldı

Adilcevaz Kültür Sanat ve Turizm Derneği Başkanlığı tarafından Van Gölü'nde yürütülen su altı araştırmalarında yaklaşık 30 metre uzunluğunda yeni bir batık gemi bulundu.

Türkiye'nin en büyük gölü olan 800 bin yıllık geçmişe sahip Van Gölü'nde bulunan Rus batıkları turizme kazandırılmayı bekliyor. Daha önce Adilcevaz ilçesinde göl içinde kale ve peri bacaları gibi yapıtlar bulunurken, daha sonra yapılan dalışlar ve araştırmalar üzerine de Ruslar tarafından yapılan 41 metrelik bir şilep gün yüzüne çıkarılmıştı. Van’ın Muradiye ilçesine bağlı Ünseli Mahallesi civarında bulunan batığa dalış gerçekleştiren Adilcevaz Kültür Sanat ve Turizm Derneği Başkanı ve üyeleri, bu batığı fotoğraf ve video ile kayıt altına aldı.

Van Gölü havzasında bugüne kadar yaptıkları çalışmalarına bu günde bir yenisini daha kattıklarını ifade eden Adilcevaz Kültür Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol, “Daha öncesinde Mustafa Sarı ve Mustafa Akkuş hocalarımızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalardan sonra bugün de dernek olarak Muradiye ilçesinde bağlı Ünseli Mahallesi’ndeyiz. Şuanda, geçmişte Arnis Öğretmen Okulu'nun bulunduğu noktadayız. 1980'li yıllarda rahmetli babamla beraber burada o zaman çocuktuk şu anda sizin ile basına vereceğiniz görüntülerle beraber Alparslan isminde yaklaşık 30 metre tahmin ettiğimiz suyun altında kalan bir batığımız vardı. Bugün bu batığı gün yüzüne çıkardık. İnşallah sizlerde görüntüleri göreceksiniz. Fakat bu batığın bir serüveni daha var. Bu batığın kıyıda oluşu hasebiyle üst güvertesinin komple zamanla söküp götürdüklerini gördük, kalan kısmı da altta. Özellikle dümen kısmını çektim, dümenin yarısı görünüyor. Burası bataklık olduğu için geminin yarısı balçığa gömülmüş vaziyette” dedi.

“Bu batığın 3 Rus batığından birinin olduğunu tahmin ediyoruz”

Bu batığın 3 Rus batığından birinin olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden Birol, “Geçmiş yıllarda Van Gölü etrafındaki ulaşım ve yük taşıma işlemleri ağırlık olarak göl üzerinden gerçekleştiğini biliyoruz. Bu anlamda Van Gölü geçmiş yıllarda yoğun bir trafiğine sahipti. Van Gölü'ne ait geçmiş verileri incelediğimizde Rusların Van Gölü'nde kullanılması için 3 adet gemi yaptıklarını biliyoruz. Bu gemilerden birini geçmiş yıllarda gün yüzüne çıkardık. Bu gün burada yapmış olduğumuz su altı dalışı ile görüntülediğimiz batığın 3 Rus batığından birinin olduğunu düşünüyoruz. Sizin de gördüğünüz gibi karşı tarafta 1550’li yıllarda Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Mimar Sinan'ın yaptığı gölgeli koy yer almaktadır. O da çok ilginçtir burayı birçok insan bilmiyor. Bununla ilgili de biz zaman zaman basında görüyoruz. Sanat tarihçi hocalarımız bunu açıklıyorlar. Mimar Sinan'ın burada ilk koyda, Kadırgaların yapıldığı alandayız. Bu alan önem arz ediyor. Dolayısıyla Van Gölü havzasının en dikkat çeken noktal arından birisi bura. Arnis Öğretmen Okulu kapandıktan sonra, Anadolu Lisesi'ne döndü. Bu kısımda batıkların olduğunu kimse bilmiyor. Bilen var ama dalışla ilgili kimse dalışını yapmadı. Bugün de o dalışı yaptık bitirdik. Dolayısıyla bir Rus batığımız daha oldu diye düşünüyoruz. Çünkü parçaları birleştirdiğimiz zaman 30 metrenin üzerindeki boyu ile Ruslar tarafından yapılan batık olduğuna bizler inanıyoruz. Akdamar batığıyla bu batık arasındaki özellikten birini bahsedeyim. Gemi perçinle yapılmış. Saçlar birbirine perçinlenmiş. Ahşap yine olduğu gibi Van Gölü havzasının suyundan olsa gerek sodalı ve tuzlu oluşundan dolayı sapasağlam duruyor. Tatvan bölgesinde bulunan, Ruslar tarafın yapılan batık şilep ile buradaki şilebi incelediğimiz zaman yapısal olarak bire bir benzediklerini görüyoruz. Ayrıca bu bölgenin geçmişte tersane olarak kullanılması bu tezimizi güçlendiren diğer bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Gemi üzerindeki ahşaplar adeta dün yapılmışlar gibi sağlam bir şekilde duruyor, çürüme oluşmamış. Bu da Rus batığı olduğuna biz inanıyoruz çünkü Tatvan Akdamar Rus batığının aynısı burada da yapısal anlamdan birebir aynısı” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Liseli genç kondisyon bisikletinde harcadığı enerjiyi elektriğe çevirdi Konya’da meslek lisesinde eğitim gören 11. sınıf öğrencisi spor salonunda kondisyon bisikletinde harcadığı enerjinin boşa gitmemesi için fikrini paylaştığı öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla geri dönüşüm malzemelerini kullanarak yaptığı kondisyon bisikletinde elektrik üretti. Konya’da yaşayan ve Mehmet Tuza Pakpen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 11. sınıf öğrencisi Abdullah Arda Efe, okul çıkışında spor salonuna gitti. Burada kondisyon bisikletine binen Abdullah Arda Efe, okuldaki öğretmenlerinden edindiği bilgi ile enerjisini boşa harcadığını düşünmeye başladı. Yahya, hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirmek için spor salonundan çıkıp gittiği evinde proje hazırlamak için kolları sıvadı ve uzun süren bir çalışmanın ardından kondisyon bisikleti pedalına bağlayacağı çamaşır makinası motorundan elde edeceği elektriği aküye aktaracağı bir çalışma hazırladı. Öğretmenlerine sunduğu bu çalışmayla yapım aşamasına geçen Abdullah Arda Efe, arkadaşlarının da desteği ile kondisyon bisikletinden elektrik üretmeyi başardı. “Spor salonunda hareket enerjisinin boşa gittiğini fark ettim” Kondisyon bisikletinden elektrik üreten 11. sınıf öğrencisi Abdullah Arda Efe, “Spor salonuna günlük sporumu yapmaya gitmiştim. O sırada hareket enerjisinin boşa gittiğini fark ettim. Okulda derslerde gördüğümüz üzere hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirebileceğimizi öğrenmiştik. Ben de böyle bir şey yapabileceğimi düşündüm. Hocalarıma sundum ve hocalarımızla böyle bir şey yapabileceğimize karar verdik. Çalışmalarımızla bu bisikletimizi ortaya çıkardık. Gayet de güzel çalışıyor. Hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirerek günlük hayatta kullanılabilmemize imkan sağlıyor. Mesela, en basit telefonumuzu şarj ederken, televizyonumuzu çalıştırırken veya başka bir işte hiç fark etmez elektrik enerjisini kullanabiliyoruz” dedi. “Hedefim bu alandan ilerlemeyi düşünüyorum” Bisiklet ile ürettikleri elektrik enerjisini depoladıklarını anlatan lise öğrencisi Abdullah Arda Efe, "Ürettiğimiz elektriği istediğimiz gibi kullanabiliyoruz. İstersek ampul yakmakta, istersek makineleri çalıştırmak ve istersek telefonu şarj etmekte birçok şey de kullanabiliyoruz. En basit bir projemiz. Ülkemizde birçok spor salonunda böyle bisiklet var. Sadece spor salonlarında değil evlerde de var. Böyle bir şey hem insanlar için hem iş yeri sahipleri için hem de dünyamız için, çevre kirliliği açısından çok güzel sonuçlar elde edebileceğimize inanıyorum. Çalışmalarımıza gelecek olursak, ilerideki hedeflerim bu alandan ilerlemeyi düşünüyorum. Böyle makinelerle, insanlık yararına makineler yaparak hem ülkemize hem dünyaya hem kendime katkı sağlayacağımı düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Telefonumuzu tam 30 kez şarj edebilmekte, 22 inç, 25 watt gücündeki bir led televizyonu 12 saat çalıştırabilmekte” Hazırladıkları projede birçok geri dönüşüm malzemesi kullandıklarını anlatan Abdullah Arda Efe’ye çalışmalarında destek veren sınıf arkadaşı Baki Yıldırım ise, “Çamaşır makinesinin motorunu kullandık. Normal 6 vitesli bisikletin vitesini kullandık. Onun dışında bisiklet kasasını onları söktük bu şekle getirdik. Böyle geri dönüşümü kullandık. Normal evlerde de bulabileceğimiz şeyleri aslında kullanmış olduk. 3 bin miliamper batarya kapasitesi olan bir telefonumuzu tam 30 kez şarj edebilmekte ve 22 inç, 25 watt gücündeki bir led televizyonu 12 saat çalıştırabilmektedir. Bununla beraber 1 saat hiç aralıksız pedal çevirirsek 640 kalori yakabiliriz. Tam dolu bataryamız ise 10 saat pedal çevirince tam dolu olmaktadır” ifadelerini kullandı. “Bu projenin başından sonuna kadar öğrenciler büyük ilgi gösterdiler” Öğrencilerin üretime katılması, özgüvenine kavuşmuş olmasının eğitim anlamında önemli olduğuna dikkat çeken Endüstriyel Otomasyon Teknik Alanı Öğretmeni Atölye Şefi Mehmet Ali Yılmaz, “Gerçekleştirebilir miyiz diye biraz bir literatür taraması yaptık. Fikrin güzelliği şöyleydi insanlar spor yaparken aynı zamanda açığa çıkan enerjinin değerlendirilmesi şeklindeydi. Biz bunun tabanını zaten derslerimizde işliyoruz. Çocuklara anlatıyoruz. Burada açığa çıkan hareket enerjisiyle elektrik üretilebileceğini, bunun depolanabileceğini, depolandıktan sonra da faydalı yerlerde kullanılabileceğini öngörerek bu projeye başladık. Bu projenin başından sonuna kadar öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Öğrencilerin katılması, öğrencilerin oradaki parametreleri bilmesi, oradaki elemanlar hakkında bilgi sahibi olması tabii ki bizi sevindiriyor. Çocukların bu konuda biraz üretime iştahlı olmaları veya üretim için bir fikir yürütmeleri bizler için sevindirici bir durum. En azından öğrencinin üretime katılması veya bir şeyler yapabileceği özgüvenine kavuşmuş olması bile eğitim anlamında bizim bir yerlere geldiğimizi gösteriyor. Bu da bizler açısından en azından öğrencilerimiz için bir geri dönüş olarak faydalı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.