GENEL - 10 Aralık 2019 Salı 11:46

Yaşlı ayrımcılığı en fazla istihdam ve medyada

A
A
A
Yaşlı ayrımcılığı en fazla istihdam ve medyada

Yaşlı ayrımcılığının en fazla istihdam ve medya alanlarında yapıldığını kaydeden Sosyal Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Melis Oktuğ Zengin, “Biz onlara uyguladığımız ayrımcılığı doğallaştırıyoruz ve bunu da çok kolay tolere edebiliyoruz. Bunun önüne geçebilmemiz için onların sosyal hayatta görülebilmelerine fırsatlar oluşturmamız gerekiyor” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu 2018 verilerine göre Türkiye’de 65 yaş üstü 7,1 milyondan fazla kişi bulunmakta. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde 10,2, 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3 ve 2060 yılında yüzde 22,6 olacağı tahmin ediliyor.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde yaşlılara yönelik ayrımcılık hakkında açıklamalarda bulunan Sosyal Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Melis Oktuğ Zengin bu ayrımın en fazla istihdam ve medya alanlarında yapıldığını dile getirdi. Prof. Dr. Melis Oktuğ Zengin, özellikle Amerika ve Avrupa kıtalarında daha yaygın olarak ortaya çıkan bu durumun, Türkiye’de yaşlılara duyulan saygının hala kaybedilmemiş olmasından dolayı daha az görüldüğünü kaydetti.

“İş yaşamında yeni nesil teknolojilerin kullanılması genç neslin çalışma hayatında daha etken olmasında önemli rol oynadı. Türkiye’ye bakıldığında da istihdam konusunda aynı durum söz konusu. Ancak yaşlılara olan yaklaşımın toplumsal olarak diğer ülkelerden ayrıştığını görüyoruz” diyen Nişantaşı Üniversitesi’nden Sosyal Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Melis Oktuğ Zengin, “Bizim kültürümüzde yaşlı kişiler bilgeliği ile öne çıkar. Aile içinde bilginin taşıyıcısı konumundaydı. Nispeten bu rolü devam ediyor. Fakat geniş aileden çekirdek ailelere geçiş yaptık. Dolayısıyla aile içinde eskiden olduğu gibi yaşlı bir kişi ile temasımız azaldı. Yaşlı kişilerle direkt iletişimde bulunamadığımız için çevremizde olanlarla ilgili imgeler ve bir takım temsiller ile özdeşleştirme yapılmaya başlanıyor. Bu noktada medyadaki yaşlı temsilleri direkt iletişimin olmadığı yerde büyük önem taşıyor. Örneğin yeni teknolojilere uyum sağlayamayan, daha geleneksel yapıda kişiler olarak lanse ediliyor. Ruhsal ve fiziksel çöküş ile bağdaştıran bir takım imgeler ile anlatılıyorlar. Bu da gelecekte yaşlı algısından kaynaklanan ayrımcılığa yol açabilir” şeklinde açıklamada bulundu.

“Diğer ayrımcılık türlerine göre daha kolay tolere ediliyor”
Yaşlı ayrımcılığının diğer ayrımcılık türlerine göre daha fazla tolere edildiğini söyleyen Prof. Dr. Melis Oktuğ

Zengin şunları ifade etti:
“Biz onlara uyguladığımız ayrımcılığı doğallaştırıyoruz. Örneğin ‘yaşlılar yavaş hareket eder, teknolojiyi kullanamazlar’ gibi söylemler yapılıyor. Bizler bunu doğallaştırdığımız için ayrımcılık olduğunun bile farkında değiliz. Çok kolay tolere edebiliyoruz. Bir de hem kadın hem yaşlı olmak, hem engelli hem yaşlı olmak gibi çifte ayrımcılık söz konusu. Yaşlanma doğuştan gelen bir durum değil, yaşamı boyunca herkesin yaşayacağı bir evre. Dolayısıyla hepimizin karşılaşabileceği bir ayrımcılık türü.”

"Fırsatlar oluşturulmalı"
Bu ayrımcılığın önüne geçilebilmesi için yaşlı bireyler sosyal yaşamın içerisinde daha fazla yer almaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Melis Oktuğ Zengin, “Toplum içinde aktif rollerini devam ettirmeliler. Yaşlılar için daha esnek çalışma saatlerinin olduğu, iş hayatında bilgi ve deneyimlerini aktarabilecekleri konumlarda yer alabilecekleri istihdamlar oluşturulmalı. Toplumsal olarak da görünürlüklerinin daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer yeterli güvenceler alınırsa yaşlı kişilerin toplumun işlevselliği için katkıları devam edebilir, hakları da bu bağlamda tüm çabaların merkezinde yatar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.