EKONOMİ - 06 Nisan 2020 Pazartesi 14:49

Yavuz Yüksel: 'Türkiye düşen petrol fiyatlarından büyük avantaj elde edebilir'

A
A
A
Yavuz Yüksel: 'Türkiye düşen petrol fiyatlarından büyük avantaj elde edebilir'

İşadamı Yavuz Yüksel,''Petrol fiyatlarındaki düşüşlerden en olumlu etkilenecek ülkelerin başında Türkiye ve Çin geliyor. Petrol fiyatlarındaki uzun süreli düşük fiyatlar, kurları görece daha rekabetçi olan bu iki ülkeyi daha da ön plana çıkarabilir'' dedi.

Yükselir Group Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yüksel petrol piyasalarında gerçekleşen ani değişimleri yorumladı. Kazananları, kaybedenleri, piyasa hakkındaki yorumlarını, Türkiye'nin bu piyasada alması gereken kritik aksiyonları açıkladı.

Mart ayını değerlendiren Yavuz Yüksel, ''Mart ayında petrol piyasalarında yaşananlar, insanın ömründe bir kere görebileceği türden gelişmelerdi. Koronavirüs salgınının talep tarafında oluşturduğu serbest düşüş, Rusya ve Suudi Arabistan’ın petrol arzı konusunda anlaşamayıp, fiyat ve pazar payı savaşına girmeleri, daha önce görmediğimiz petrol fiyat hareketlerini görmemizi sağladı. Volatilitenin zirve yaptığı bu ayda petrol fiyatlarında günlük yüzde 30 düşüş gördüğümüz günler yaşadık. Gösterge niteliğindeki Brent petrol 20 dolar seviyelerinde işlem gördü. Gelecekteki petrol fiyat tahminleri yapılırken, en çok referans alınacağını düşündüğümüz Mart ayını geride bırakırken, genel ekonomi tarihinde önemli bir yer tutabilecek potansiyele sahip Nisan ayına giriyoruz'' dedi.

Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: ''Koronavirüsün etkileri devam ederken, petrol piyasaları için ikinci şok OPEC toplantısından geldi. Üretim kısıntısında anlaşamayan Rusya ve Suudi Arabistan her türlü üretim kısıntısını görmezden gelerek maksimum kapasitede ve yüksek indirimlerle piyasaya petrol sürmeye başladılar. Üretim kısıntılarında anlaşamama nedeni olarak Rusya tarafının özellikle Avrupa'daki pazar payını ABD’li kaya gazı üreticilerine kaptırmak istememesiydi. Anlaşma sağlanamayınca piyasalardaki dengeler bozuldu''.

Yaşanan bu durumu oyun teorisine bağlayan Yüksel, "Oyunda kurallara bağlı olmayan güçlü bir oyuncu devreye girince oyunun dengesi bozuluyor ve kuralları tüm oyunculara uygulamak gerekiyor. OPEC 1970’lerde petrol üretiminin yüzde 70’ini gerçekleştiren çok daha önemli bir konumdaydı ama yıllar geçtikçe yeni üreticiler ile birlikte bu oranı yüzde 30’a kadar geriledi. 2016 yılında Rusya'nın OPEC’a katılması ile tekrar büyük bir karar alıcı konuma gelse de, yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte, ABD dünyanın en büyük petrol üreticisi oldu. OPEC'ın koyduğu üretim kısıtlama veya arttırma tarafında bir zorunluluğu bulunmayan ABD’li kaya gazı üreticileri, pazar paylarını artırmaya başladılar. Böylelikle oyundaki denge bozuldu. Şimdi bu kurallara ABD’li oyuncuların da uyması gerekiyor, çünkü maliyet olarak Rusya ve Suudi Arabistan'ın bu konuda eli kuvvetli'' şeklinde konuştu.

''Farklı alanlardaki gelişmelerde de yeni gelen güçlü oyuncu oyunun kurallarını değiştiriyor''
Farklı alanlardaki gelişmelerde de yeni gelen güçlü oyuncunun oyunun kurallarını değiştiğini aktaran Yüksel, ''Aslında bu yeniden dengelenme hayatın her anında mevcut. Askeri anlamda örneklerini gördüğümüz gibi siyasi anlamda da sonuçları olacağını düşünüyorum. Yaşananların bir benzerini geçtiğimiz sene askeri anlamda gördük. ABD, 1987’de SSCB ve bugünün Rusya’sı ile yaptığı INF ( Kara konuşlu nükleer başlık taşıyan 5 bin km menzilli füze üretimini yasaklayan anlaşma ) anlaşmasından çekildiğini söyledi. Bu çekilmenin asıl nedeni anlaşmadaki yükümlülüklere uyma zorunluluğu olmayan yeni bir gücün ortaya çıkması idi. Çin Halk Cumhuriyeti. Siyasi anlamda da bir benzerini ilerleyen yıllarda göreceğiz. Türkiye'nin, dünya 5'ten büyüktür söylemi aslında oyunun dengesinin bozulduğu ve yeni güçlerin siyasi anlamda farklı düzen kurulması gerekliliği üstüne idi. Türkiye gibi siyasi anlamda yükselen ülkelerin varlığı düşünüldüğünde oyunun dengeleri yine bozulacak ve yeni kurallar devreye girecek. BMGK daimi üyelerinin önümüzdeki 30 yılda bu şekilde kalacağını düşünmek zor'' diye konuştu.

''Düşük petrol fiyatları Suudi Arabistan ile birlikte Rusya ve İran'ı da kötü etkiliyor''
Petrol fiyatlarının düşmesinden hangi ülkelerin etkileneceğine değinen Yüksel,''Petrol piyasasında yaşanan gelişmeleri de işin ekonomik tarafı bir yana askeri ve siyasi olarak da yorumluyoruz. Düşük petrol fiyatları Suudi Arabistan ile birlikte Rusya ve İran'ı da kötü etkiliyor. Bütçesinde açık vermemek için 180 dolar civarı bir petrol fiyatını görmesi gereken İran yanında, bu oran Rusya için 40 dolar civarında. Global anlamda 20’den fazla ülkede yatırımı olan Yükselir Group kuruluşumuzda petrol fiyatlarını çok yakından takip ediyoruz. Ana iş kollarımızdan biri enerji olan grup, bununla birlikte yeni yatırımlar yaparken, ülkelerin petrol fiyatlarındaki değişimlerden nasıl etkileneceğini dikkate alıyoruz. İşadamları olarak global makro fon yöneten fon yöneticileri gibiyiz. Tüm makro gelişmeleri takip edip, ülkelere göre analiz yapmak ve yatırım kararlarımızı ona göre vermek durumundayız. Aynı mantıkla hareket ediyoruz ama fon yöneticilerine göre daha az likit varlıklar taşıyoruz. O yüzden orta ve uzun vadeli makro analizler bizim için önemli. Yaşanan gelişmeler ışığında da petrol fiyatlarındaki kazanan ve kaybeden ülkeleri analiz etmek de artık bugünkü ajandamızın önemli bir gündemi'' ifadelerini kullandı.

''Petrol fiyatlarındaki düşüşlerden en olumlu etkilenecek ülkelerin başında Türkiye ve Çin geliyor''
Petrol fiyatlarındaki düşüşlerden en olumlu etkilenecek ülkelerin başında Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti geliyor. Petrol fiyatlarındaki uzun süreli düşük fiyatlar, kurları görece daha rekabetçi olan bu iki ülkeyi daha da ön plana çıkarabilir. Group olarak beklentimiz ise üretim tarafında bir sıkıntı çıkmadıkça (savaş, terörist saldırılar vb..) petrol fiyatlarında orta vadede 70 dolar üstü fiyatların artık çok kolay olmayacağı yönünde'' açıklamasında bulundu.

''OPEC toplantısında ne karar çıkarsa çıksın, sonuçlarının kısa vadeli olacak''
Önümüzdeki OPEC toplantısında ne karar çıkarsa çıksın, sonuçlarının kısa vadeli olacağını vurgulayan Yüksel, ''Son yapılan araştırmalara göre günlük 15-20 milyon varillik bir arz fazlası var. Dünya üzerinde ticari işletmelerin sahip oldukları ile birlikte 2-3 milyar varillik bir depolama kapasitesi olduğu düşünülüyor. ABD Başkanı Trump, stratejik rezervlerin sonuna kadar doldurulmasını istedi. Brent Petrol 20 dolar civarında iken, Çin'in de stratejik rezervlerini artırma yoluna gittiği haberleri çıktı. Ülkemizin de başarılı hazine yönetiminin benzer aksiyonlar aldığını ve alacağını düşünüyorum. Petrol fiyatından bağımsız olarak fiyat eğrisi de depolama ve ileri vadeli satma açısından güzel olanaklar sunuyor. Bu fırsattan kesinlikle ülkemizin de maksimum seviyede yararlanması gerekiyor. Olabildiğinde petrolü depolamak ilerleyen dönemde bizlere büyük bir artı sağlayacaktır. Bununla birlikte koronavirüs etkisinin geçmesi ile talebin eski haline gelmesinin 1-2 sene alacağını göz önüne almamız lazım. Ayrıca düşük fiyatlardan sonuna kadar depolanmış petrol, uzun bir süre tavan fiyat oluşturacak görünüyor. Önümüzdeki OPEC toplantısında ABD kaya gazı üreticileri de anlaşmaya dahil olup, günlük 10 milyon varillik bir kesintide anlaşılacak gibi görünüyor. Ama talep canlanmaya başladığında bu anlaşmanın da ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu göreceğiz'' dedi.

Türkiye’nin Ceyhan’da yatırımlara devam edilen petrokimya endüstri bölgesi ile gelecek dönem enflasyon beklentilerinde petrol fiyatlarının önemine dikkat çeken Yavuz Yüksel, Türkiye’nin ilerleyen dönemlerde çok büyük bir potansiyeli olduğunu söyledi.

''Arzın değil, talebin pazarlık masasında kuvvetli olduğu bir dönemdeyiz''
Yüksel sözlerini şöyle sonlandırdı: ''Arzın değil, talebin pazarlık masasında kuvvetli olduğu bir dönemdeyiz. Türkiye çok akıllı bir yatırımla Ceyhan’da petrokimya alanında önemli yatırımların buluşma merkezi olacak bir bölge oluşturdu. Bu süreçte Ceyhan’ın ve Türkiye’nin önemli ve uluslararası ticarette etkisi daha da artacak. Enflasyon tarafında ise ilerleyen dönemlerde daha önce ülkemizde çokça gördüğümüz devlet-özel sektör işbirliğine yönelik adımlar görebiliriz. Düşük fiyattan petrol depolayan Türkiye, ilerde bunu ülkemizdeki rafinelere aktarıp, aradaki fark ile enflasyonun yükselme eğiliminde olduğu dönemlerde, akaryakıttaki vergileri düşürme imkanına kavuşabilir''.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.