GÜNDEM - 15 Mart 2023 Çarşamba 09:26

Yenilenebilir enerji santralleri deprem felaketinde kurtarıcı oldu

A
A
A
Yenilenebilir enerji santralleri deprem felaketinde kurtarıcı oldu

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta yaşanan 7,8 ve 7,7 büyüklüğündeki depremler, Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü için adeta bir test işlevi gördü. Depremin tam merkez üssünde yer alan Afşin-Elbistan Termik Santrallerinde yaşanan hasar nedeniyle 2 bin 800 Megavatlık (MW) kurulu gücün devreden çıkmasına rağmen, deprem etkisi dışında kalan illerde elektrik kesintisi yaşanmadı.

Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücünün yaklaşık yüzde 2’sine karşılık gelen bu üretimin saniyeler içinde durduğuna dikkat çeken Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, “Deprem bölgesinde başta rüzgâr enerjisi santralleri olmak üzere dikkate değer büyüklükte yenilenebilir enerji yatırımları bulunuyor. On ilimizde devrede olan 963 MW RES, bin 736 MW GES olmak üzere toplam 2 bin 700 MW kurulu gücünde santralimiz üretimlerini kesintisiz sürdürüyor. Ülkemizin enerji kaynaklarını çeşitlendirmedeki başarısının ne kadar önemli olduğunu, bu büyük felakette tecrübe etmiş bulunuyoruz. Enerji tüketiminin yoğun olduğu bir dönemde gerçekleşen depremlerin etkilediği illerde, yenilenebilir enerji kaynaklı üretimin durmaması ve üretime devam etmesi büyük başarıdır” dedi.

Türkiye’nin doğal gaz ve kömür gibi hidrokarbon kaynaklı elektrik üretiminin payını çok daha hızla azaltması gerektiğini savunan Kındap; yenilenebilir kaynakların payının yüzde 75 seviyesine çıkarılması gerektiğini vurguladı. JED Başkanı Ali Kındap, şöyle devam etti: “Ülkemizin enerji güvenliği en az deprem güvenliği kadar önem taşıyor. Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler benzeri felaketlerde, enerji tesislerinin üretimlerine devam etmesi, afet bölgeleri dışındaki kentlere kesintisiz enerji sağlanması gerekiyor. Jeotermal enerji santrallerinin kümelendiği Ege Bölgesi, aynı zamanda ülkemizin en aktif deprem bölgeleri arasında yer alıyor. 30 Ekim 2020’de Sisam merkezli 6,9 büyüklüğündeki depremde İzmir’de yıkım yaşanırken, depremin merkezine çok daha yakın olan santrallerimizde hasar oluşmadığı gibi üretimimiz hiç ara vermeden devam etti.” JED Başkanı Ali Kındap; enerjide ithal kaynaklara bağımlılığın, deprem gibi kitlesel paniğin yaşandığı; liman, karayolu ve otoyolların zarar görebildiği olağanüstü durumlarda ülkeler için önemli bir risk unsuru olduğunu sözlerine ekledi.

"Mevcut kullanım, potansiyelimizin çok çok altında"

Enerjinin temiz kaynaklardan sağlanması kadar, yerli ve sürdürülebilir olmasının da bağımlılığı azaltıcı etki oluşturduğunu, bu durumun tedarik konusunda daha esnek şartlar sunduğuna işaret eden Kındap, jeotermalin bu yönüyle tüm konvansiyonel ve yenilenebilir enerji kaynaklarından pozitif yönde ayrışan bir kaynak olduğunu belirtti.

Jeotermal ile dış etkenlerden bağımsız olarak 7 gün 24 saat enerji üretilebildiğini kaydeden Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: “Jeotermal kaynaklardan entegre kullanım ile çok farklı alanlarda değer sağlayabiliyoruz. Bu alanda 2010-2020 yıllarında kurulu gücümüzü 100 kattan fazla artırarak tüm dünyada ses getiren bir başarı öyküsüne imza attık. Bugün bin 691 MW elektrik enerjisi üretimi; 5 bin 20 MW konut ısıtma, seracılık, termal turizm, soğutma, tropikal balıkçılık gibi doğrudan kullanım alanlarında faydalandığımız ve toplamda 6 bin 700 MW’ın üzerinde olan jeotermal enerji kullanımımız maalesef ki ülke potansiyelimizin çok çok altında.”

Yenilenebilir enerji santralleri deprem felaketinde kurtarıcı oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.