GÜNDEM - 28 Ocak 2017 Cumartesi 20:43

Yıldırım-İngiltere Başbakanı May’den ortak basın toplantısı

A
A
A
Yıldırım-İngiltere Başbakanı May’den ortak basın toplantısı

Başbakan Binali Yıldırım, Amerika’nın mülteciler konusunda aldığı karara işaret ederek, “Amerika’nın yeni yönetiminin aldığı kararların içeriğini çok bilmiyoruz tabii kulaktan dolma laflarla bunu değerlendirmek erken bir değerlendirme olur ama asıl çözüm sorunların esasına inip sorunu ortaya çıkan kaynakları ortadan kaldırmaktır” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Başbakanı Theresa May ile yaptıkları görüşme sonrası Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Yıldırım, yaptığı konuşmada, “Sayın May ile ikili ilişkilerimizi etraflıca konuşma fırsatı bulduk. Başta güvenlik olmak üzere ekonomi alanında mevcut işbirliğini nasıl geliştiririz bu konuda kapsamlı görüşmeler yaptık. Ortak iradenin olduğunu teyit ettik. Bu iradenin somutlaştırılmasında 2010 yılında Türkiye ile İngiltere arasında stratejik ortaklık kurulması hedefine yönelik görüşmenin çerçeve ve yol göstericiliği esas alındı. Türkiye ve Birleşik Krallık ekonomileri birbirine entegre olmuş, ulusal güvenlikleri de birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili ülkedir. Stratejik ortaklığımız kuvvetli bir zemine sahiptir. Sayın Başbakanın ziyareti ile söz konusu bu ortaklığı, günümüzde yaşanan şartları, bölgesel olayları da dikkate aldığımızda hem ikili hem de küresel anlamda kapsamlı yeni bir boyuta taşıma konusunda iradelerimizi ifade ettik. Savunma sanayii alanındaki işbirliğini daha ileriye taşımak üzere az önce milli muharip uçak projesi geliştirmeye yönelik, bir çerçeve sözleşme imzalandı. Bu imzalanan sözleşme ile beraber her iki firma karşılıklı olarak yeni bir tip geliştirme üzerinde çalışacaklar. Teknoloji, bilgi alışverişi karşılıklı insan kaynak ve kapasitesinin artırılması konularında ortak gayret gösterecekler. Bu proje, tamamen Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve İngiltere’nin desteklediği bir projedir. Savunma alanında her iki ülkenin gücünü daha ileri taşıyacak önemli bir işbirliği alanıdır” ifadelerini kullandı.

Terörün en önemli tehditlerden biri olduğunu belirten Yıldırım, “Havaalanlarının güvenliği, havaalanına gelen ve giden yolcuların terörle bağlantısının olup olmadığı, terörist ataklara gerekli emniyet tedbirlerinin eksiksiz alındığının teyit edilmesi anlamında her iki ülkenin sivil havacılık idareleri birlikte çalışacaklar. 2017 yılı boyunca birtakım tatbikatları gerçekleştirecekler. Böylece, Türkiye’den İngiltere’ye giden, İngiltere’den Türkiye’ye gelen yolcular daha güvenli seyahat etme imkanına sahip olacaklar” dedi.

“HER TÜRLÜ TERÖRE KARŞI DAHA FAZLA İŞBİRLİĞİ YAPMAMIZ GEREKTİĞİ KONUSUNDA DA TAM BİR MUTABAKAT SAĞLAMIŞ BULUNUYORUZ"

May, konuşmasında şunları kaydetti:

“Bugün gerçekleştirdiğimiz temaslarda da hükümetimize yönelik desteğini bir kez daha dile getirdi. 15 Temmuz’da yaşadığımız hain darbe girişimi ve bunun arkasından Birleşik Krallığın Türkiye’de demokrasiden yana ortaya koyduğu net tavır. Gerek Sayın Büyükelçi, gerek Birleşik Krallık üst düzey yetkilileri bu konuda olan dayanışmasını anında göstermiş, Türk halkının doğrusu sevgisini desteğini kazanmıştır. Ülkemizin DEAŞ’la, PKK ile YPG ile DHKP-C ile, bir sürü terör örgütü var. Ne kadar kılık, isim değiştirirse değiştirsinler, icraatları yaptıkları alçaklık değişmiyor. Terör örgütleriyle yaptığımız mücadeleyi anlatma fırsatı bulduk. Bu konusunda da Suriye başta olmak üzere Irak’ta ve bölgede her türlü teröre karşı DEAŞ başta olmak üzere, daha fazla işbirliği yapmamız gerektiği konusunda da tam bir mutabakat sağlamış bulunuyoruz.”

“BİZİM DE ARZUMUZ KIBRIS’TA ÇÖZÜME ULAŞILMASIDIR"

Konuşulan konular arasında 15 Temmuz darbe girişimine asıl aktör konumunda olan FETÖ’nün bütün dünyada olduğu gibi, İngiltere’de de bilinen faaliyetlerinin olduğunu anlatan Yıldırım, “Bu faaliyetler konusunda kendisine bilgi aktarma fırsatımız oldu. Bu suç örgütünün uzantılarının hukukun içerisinde, gereğinin yapılmasını Sayın Başbakandan talep ettik. Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Bugünlerde Kıbrıs’ta bir çözüm arayışı bütün hızıyla devam ediyor. Bizim de arzumuz Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmasıdır. Çözüm, her iki toplumun beklentileri karşılamalı, adil olmalı, iki kesimliliğe dayanmalı ve, kalıcı olmalıdır. Bu konuda garantör devletlerden Birleşik Krallık ve Türkiye olarak en fazla memnun olacak olan bizleriz. Bunun kalıcı hale gelmesi ve orada yaşayan Kıbrıs Türk kesimindeki insanların gerekse Rum güvenliğini garanti altına alacak bir ortamın sağlanması. Bunun da yolu var olan güvenlik ve garantilerin sağlanmasından geçiyor” ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Suriye’de otorite boşluğundan kaynaklı terör faaliyetlerine karşı işbirliğinin ilgili diğer bütün ülkelerle beraber daha da artırılmasının ve bu karışıklardan dolayı orada ölümlere son verilmesi, ayrıca mülteciler sorununun bütün insanlığın sorunu olduğu bilincinden hareketle bütün ülkelerin güçleri oranında ortak olmasının gerekli olduğunu ifade ettiklerini söyledi.

“İngiltere, AB’den referandumla çıkma kararını aldı” diyen Yıldırım, “Bu kararın gereğinin yerine getirilmesi, Sayın Başbakanın önündeki en önemli konularından biri. Türkiye, İngiltere ilişkilerinin de AB’den bağımsız olarak nasıl geliştirileceği yönünde geliştirileceği konusunda da bir çalışma başlatılmasına karar verdik. Bu çalışma, çıkış süreciyle eş zamanlı yürüyecek. Çıkış tamamen gerçekleştiğinde de İngiltere ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması için ilgili bakanlar karşılıklı olarak çalışmalarını sürdürecekler” şeklinde konuştu.

EKONOMİK İLİŞKİLER

Ekonomik ilişkilere değinen Yıldırım, iki ülkenin imkanları düşünüldüğünde çok daha büyük hacimlerde ekonomik yatırım fırsatlarının olduğunu ifade etti. Yıldırım, İngiltere menşeili 3 bine yakın Türkiye’de şirket olduğunu belirterek, bu şirketlerin Türkiye’nin ekonomine katkı sağladığını dile getirdi. Kısa vadede 20 milyar dolar karşılıklı ticaret hedefinin konulduğunu söyleyen Yıldırım, bu hedefin büyütülmesi konusunda ihtiyacın doğacağını kaydetti.

İngiltere Başbakanı May, terör tehdidi ile mücadeleye değinerek, Türkiye’nin giderek artan terör saldırılarının oluşturduğu tehdit altında olduğunu ifade etti. Suriye’de dahil olmak üzere bölgesel güvenlikle alakalı konuların toplantıda konuşulduğunu anlatan May, toplu göç ve Kıbrıs konusunun da ele alındığını ifade etti. Ticaret konusunda çalışma grubu oluşturulmasına karar verildiğini hatırlatan May, ilişkilerin daha da güçlendirilmesinin refah ve güvenin devam ettirilmesinin amaçlandığını dile getirdi. May, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Birleşik Krallık’ın Türkiye’nin yanında durduğunu söyledi.

Yıldırım ve May, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmenin detayına ilişkin soruyu May, “Birleşik Krallık iki taraflı olarak bölge dışından para sağlayan ikinci ülke. Biz de bu şekilde çalışmalar yapıyoruz” şeklinde cevapladı.

“DUVARLARI YÜKSELTEREK BU İŞİ ÇÖZEMEYİZ"

“Türkiye, diğer bütün ülkelerden daha fazla mülteciye ev sahipliği yaptı. Sizler başta bir NATO üyesi ülkenin mültecileri yasaklaması sonrası ne hissettiniz?” sorusuna Yıldırım, “Mülteci konumunda 55 milyon insan var dünyada. Dünyada BM’ye üye ülkelerin sayısı 200 civarında, 150’sinden daha fazla nüfusa sahip. Dolayısıyla bu sorunu yok sayamayız. Görmezden gelemeyiz. Duvarları da yükselterek bu işi çözemeyiz. Bu işin çözümü daha fazla işbirliği, sorun olan bölgelerdeki sorunu çözmek için daha fazla irade. Kimse durup dururken evinden barkından, vatanından uzaklaşmaz. İnsanlar canlarını kurtarmak için geliyorlar. Biz kapılarımızı sonuna kadar açtık, yine gelirse yine alacağız. Çünkü, bizim inancımız bunu böyle söylüyor. İnsan hayatından daha kutsal birş ey yok. Onların hayata tutunmalarını sağlamak en büyük insanlık görevidir. Yardım geliyor mu? Çok sayıda. Toplam yardım tutarı 700 milyon dolar civarında. Yardım gelse de gelmese de biz bu işi yapmaya devam edeceğiz. Ta ki oralarda barış, huzur oluşacak ve nitekim şimdi Fırat Kalkanı Operasyonu ile 2 bin metrekarelik alanı DEAŞ’tan temizledik, Türkiye’deki göçmenlerin bir kısmı 45 bin kadarı köylerine evlerine yerleştiler. Bunun aslında bütün Suriye’de Irak’ta olması lazım. Bunu nasıl sağlayacağız. DEAŞ’ı oradan yok edeceğiz. Terör örgütlerini bölgeden temizleyeceğiz ve Suriye’de siyasi çözüm, kalıcı barış sağlanacak” karşılığını verdi.

“YÜK ALMALARINI DA BEKLİYORUZ"

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bölgesel sorunları çözmek, oradaki sorunlardan kaçanlara kapıları kapatmakla olmuyor. Neticede, oralara daha fazla uluslararası camianın, BM’nin bütün ülkelerin daha fazla gayret gösterip, sorunlar büyümeden çözüm üretmeleri esas olandır. Bu konuda biz uluslararası camiadan, şunu bekliyoruz, Türkiye’nin yükünün hafiflemesi için daha fazla ellerini taşın altına koysunlar. Takdir etmelerini takdir ediyoruz ama yetmez. Yük almalarını da bekliyoruz.”

Bir soru üzerine Yıldırım, “Hiçbir ticaret insan hakkıyla pazarlık konusu olmaz. Bunu herkesin bilmesi lazım. Bu mülteci sorununu duvar örmekle çözemeyiz. Uzun vadede bunun sebeplerini ortadan kaldırmamız lazım. Bölgesel kalkınma farklılıklarının ortadan kalkması lazım, bölgesel anlaşmazlıkların çözümü için BM şemsiyesinde daha fazla gayret göstermemiz lazım. Siz duvar örerseniz, duvar çözüm olmaz, birikir birikir o duvarlar da yıkılır. Berlin Duvarı da durdu durdu bir gün yerle bir oldu. Niye? Çünkü, değişimin önünde durulamaz. Değişimi yakalamak lazım ve bölgesel sorunları halının altına süpürmekle sorunları çözemeyiz. Sorunların üzerine gitmemiz lazım, büyümeden çözmemiz lazım. Dolayısıyla tabii Amerika’nın yeni yönetiminin aldığı kararların içeriğini çok bilmiyoruz tabii kulaktan dolma laflarla bunu değerlendirmek erken bir değerlendirme olur ama asıl çözüm sorunların esasına inip sorunu ortaya çıkan kaynakları ortadan kaldırmaktır” diye konuştu.

Brexit ile ilgili görüşünün sorulması üzerine Yıldırım, “Birleşik Krallık’ın konusudur. İngiltere halkı böyle bir karar verdiler, onların kararına bizim laf söylememiz gerekmez ama gümrük birliğini sağlamak buna engel değil. AB ile gümrük birliğini güncellemek buna engel değil. Biz, bunu güncellemek için AB ile görüşmelere başladık. Biz, prensip olarak dört özgürlükten yanayız. İnsanların serbest dolaşımı, sermeyenin, hizmetlerin ve malların serbest dolaşımı” diye konuştu.

Başka bir gazetecinin, “AB’den ayrılmaya hazırlanan Başbakan olarak, AB’ye girmeye çalışan Başbakana söyleyecekleriniz nelerdir” sorusuna May, “Birleşik Krallık halkı AB’den çıkma kararı aldılar, AB’ye katılmak isteyen ülkeler olacaktır. Neyin iyi olduğuna ülkeler karar verecektir. Biz, AB ile iyi bir ticari ilişkimizin olmasını istiyoruz” karşılığını verdi.

BAŞBAKAN’DAN “AB’YE GİREN DE PİŞMAN GİRMEYEN DE PİŞMAN" ESPRİSİ

Aynı soruya Yıldırım’ın, “Giren de pişman girmeyen de pişman” cevabını vermesi salonda gülüşmelere neden oldu.

El-Bab’a ilişkin operasyonla ilgili değerlendirmede bulunan May, “Biz, Türk kuvvetlerine desteğimizi sağlıyoruz. Bizler Birleşik Krallık olarak daha fazla nasıl destek veririz diye çabalıyoruz. Güvenli bölge geçmişte de incelenen konulardan birisi. Bence hepimiz ilk önce Suriye’nin geleceğine yönelik bir çözüm için çalışmalıyız. Bence bu çözüm, Cumhurbaşkanı Esad’dan uzak olan bir çözüm olmalıdır. Uluslararası toplum olarak bizler Suriye için çözüm bulmalıyız” ifadelerini kullandı.

Açıklama öncesi, her iki ülke arasında havacılık alanında anlaşma imzalandı. İki isim açıklamaları sonrası el sıkışarak basın mensuplarına poz verdi.

Enise Vural

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesi kurulmasıyla birlikte üroloji kliniği güncel sağlık hizmetlerine devam ediyor. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesinin kurulması ve hastanenin eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçmesiyle birlikte üroloji kliniği, en güncel sağlık hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Daha önce açık cerrahi ile Bandırma’da çeşitli ilklere imza atan üroloji kliniği, bölgede önemli bir üroloji merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, laparoskopik (kapalı yöntem ile) prostat kanseri ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aykut Başer, hastanenin Bandırma ve çevresine en güncel tedavi yöntemleriyle yüksek kalitede sağlık hizmeti sunduğunu belirterek laparoskopik cerrahi hakkında şunları söyledi: "Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri tedavisinde sıkça kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde, cerrah küçük kesiler yaparak bir kamera ve cerrahi aletler aracılığıyla prostat bezini çıkarır. Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazif bir yöntemdir, bu da daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci anlamına gelir. Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri olan erkekler için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Ancak, her hasta için uygun olmayabilir ve tedavi seçenekleri, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, prostat kanseri teşhisi konmuş hastaların, hatta tüm ürolojik kanserlerinde dahil tedavi seçenekleri hakkında hastanemize başvurarak detaylı bir şekilde bilgi almaları önemlidir."