MAGAZİN - 18 Eylül 2013 Çarşamba 12:38

'Yılmaz Güney, eşi Nebahat Çehre’yi öldüresiye dövüyordu'

A
A
A
'Yılmaz Güney, eşi Nebahat Çehre’yi öldüresiye dövüyordu'

Ünlü yapımcı Abdurrahman Keskiner, 30 yıl arkadaşlık yaptığı ünlü sanatçı Yılmaz Güney’in eşi Nebahat Çehre'yi öldüresiye dövdüğünü yazdı.

Mor Çatı Kadın Vakfı tarafından kadına karşı şiddete dikkat çekmek için hazırlanan tişörtlerin tanıtımını yapan ve kadına el kaldırmanın zavallılık olduğunu söyleyen ünlü sanatçı Nebahat Çehre’nin, eski eşi Yılmaz Güney’den sürekli dayak yediği iddia edildi.23 yıldır, kadına yönelik aile içi ve ev içindeki şiddete karşı mücadele eden Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı için beş tasarımcı Gamze Saraçoğlu, Jale Hürdoğan, Simay Bülbül, Elif Cığızoğlu ve Ayşe Deniz Yeğin tişört tasarladı. Mağazalard’da satışa sunulan tişörtleri ünlü sanatçı Nebahat Çehre ve Şebnem Dönmez giyerek kamera tanıtımını yaptı. Tanıtım toplantısında kadına şiddetle ilgili, “Gittikçe daha da artan kadın şiddeti içimizi kanatan bir olay. Dayak yiyen, ezilmiş ve sığınacak yeri olmayan birçok kadın var. Bana göre bir erkek kadına el kaldırıyorsa zayıf karakterli, kompleksli ve zavallıdır. Bu projede olmaktan dolayı çok mutluyum. Ufak bir katkım olursa ne mutlu bana” diyen Çehre’nin de dayak mağduru olduğu iddia edildi.Ünlü yapımcı Abdurrahman Keskiner, hayatının yazıldığı "Apo Gardaş" isimli kitapta 30 yıl arkadaşlık yaptığı ünlü sanatçı Yılmaz Güney’in Nebahat Çehre’yi öldüresiye dövdüğünü yazdı. Keskiner, Yılmaz Güney’in Erol Taş ile birlikte Adana’ya geldiği sırada tesadüfen tanışıp şoförüne yardım ettikten sonra çiftçilik yaparken İstanbul’a gittiğini ve burada Yılmaz Güney’i bulduğunu ve 30 yıl sürecek arkadaşlığının başladığını kaydetti. Güney’in yanında işe başladıktan sonra kadınlarla ilişkilerine de çok yakından tanık olduğunu belirten Keskiner, "Güney, Can isimli bir kadınla birlikteyken aynı zamanda Nebahat Çehre ile de birlikteydi. Can Güney ile evlenmek istiyordu ama Güney Nebahat Çehre ile evlenmek istiyordu. Ama Can ’önce benimle evlensin sonra beni boşasın Çehre ile evlensin’ diyordu. Güney buna yaklaşmıyordu. Bu arada ben bir Can’a bir Çehre’ye gidiyordum. Nebahat Çehre’ye ne zaman uğrasam ağzı burnu kan içinde durmadan Yılmaz’dan dayak yiyen bir kadın. Nebahat kaçıp ya teyzesine, eniştesine ya da anneannesine gidiyordu. Oralardan geri getirmek hep bana düşüyordu. Bir bakıyorsun birkaç gün Nebahat’la iyi gidiyor ama çok geçmeden yine dayak faslı başlıyor. Nebahat, Yılmaz ile birlikte olduğu sürece hep dayak yedi" ifadelerine yer verdi.

Yılmaz Güney ile Nebahat Çehre’nin 1966 yılında birlikte oynadığı "Eşrefpaşalı" isimli filmde Çehre’nin çok zor anlar yaşadığını anlatan Keskiner, şöyle devam etti:"Yılmaz önce kamerayı yerleştirdi, Nebahat’ın yanına giderek şu bardağı al karşıya geç kafanın üzerine koy dedi. Nebahat büyük bir şaşkınlıkla ’anlamadım’ dedi ancak Yılmaz ısrar etti. Olur olmaz derken Nebahat çaresiz dediğini yapmak zorunda kaldı. Duvarın önüne gidip bardağı kafasına koyup beklemeye başladı. Setteki herkes bunun şaka olduğunu sandı ancak iş ciddileşince nefesler kesildi. Herkes dehşet içinde Yılmaz’a bakmaya başladı ancak o gayet sakindi. Kameraya ’motor’ dedi. Kamera çalışmaya başlayınca Nebahat’ın yüzü bembeyaz oldu. Gitti gidecek. Yılmaz nişan aldı, Nebahat ağlamaya başladı. Yılmaz tetiğe bastı kurşun ıskalayıp geçti. İkinci kez tetiğe bastı bu kez kurşun Nebahat’ın başındaki bardağa isabet etti. Nebahat koşarak Yılmaz’a sarıldı ve ağlamaya başladı. Herkes bir oh çekerken Erol Günaydın ve Tuncel Kurtiz’in elindeki bardaklara da Yılmaz ateş etti."

21 Nisan 1968 yılında Güney ve Çehre ile birlikte Kervansaray’da düzenlenen Siverekliler gecesine gittiklerini de anlatan Keskiner, "Gece bittikten sonra yine üçümüz Hasan Kazankaya’nın Playboy Gazinosu’na uğradık. Bir süre sonra Yılmaz ve Nebahat kavga etmeye başladı. Sonrasında biz gazinodan çıktık yürümeye başladık. Nebahat önde biz ise arkada yürürken, Yılmaz hemen arabasına bindi. Nebahat ise yürüyerek karşıdan karşıya geçmek isterken Yılmaz arabayla gelip Nebahat’a vurdu. Öylesine vurdu ki, Nebahat’ın ayakları yerden kesilip adeta uçtu. Sonrasında yere düşerek kıvranmaya başladı. Hemen Nebahat’ı alarak İlkyardım Hastanesi’ne götürdük. Başına dikiş attılar köprücük kemiği kırılmıştı. Orada bir süre kaldıktan sonra Nebahat’ı Amerikan Hastanesi’ne kaldırdık. 4 ya da 5 gün hastanede kaldı. Yılmaz da hastanede kaldığı sürede onun yanından hiç ayrılmadı. Daha önce ayrılmaya karar vermişlerdi ama bu olaydan sonra araya girip barıştıranlar oldu. Sonra İzmir’de bir otelde kalıp bir süre sonra boşandılar" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.
Çorum Bakan Işıkhan: "Temmuz ayında emekli aylıklarını tekrar masaya yatıracağız" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Nasıl emeklilerimizin refahını artıracak en iyi ve en yeni uygulamaları bugüne kadar hayata geçirdiysek, bundan sonra da aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız bugün ifade etti. Temmuz ayında emekli aylıklarını tekrar masaya yatıracağız" dedi "Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları" çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çorum’da iş dünyasının temsilcileri ile bir araya geldi. Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen programda konuşan Bakan Işıkhan, emekli maaşlarının zammı memur emeklilerinde toplu sözleşmeye göre; SSK ve Bağkur için de enflasyona göre şekillendiğini hatırlatarak, "Biz, ihtiyaçlar ve imkanlar doğrultusunda çoğu zaman bu tutarların çok daha üzerinde emeklilerimiz için adımlar attık. Denge ve disiplin içinde ekonomimizi güçlü bir şekilde yükselttikçe artan refahtan emeklimize daha fazla pay vermeye devam edeceğiz. Ayrıca; daha önce de söylediğimiz gibi, 3600 ek gösterge düzenlemesinin bütün memurları kapsayacak şekilde genişletilmesi yönünde düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Yine esnaflarımızın emeklilik için gerekli sigorta prim gün sayısındaki adaletsizliği gidereceğiz" diye konuştu. Hiçbir zaman tutmayacakları sözü vermediklerini dile getiren Bakan Işıkhan, "Bu, başkalarının milleti kandırma taktiği, bizim değil. Biz ne dediysek bugüne kadar yaptık, bundan sonra da adım adım yapmaya devam edeceğiz. Son 5 yılda yaşadığımız bunca afete ve felakete rağmen, vatandaşlarımızı asla mağdur etmeden hizmetlerimize kesintisiz devam edebiliyoruz" ifadelerini kullandı. Çorum’un, tarihiyle, tarımıyla, endüstrisiyle, önemli medeniyetlerin beşiği olması hasebiyle çok güzel ve önemli şehirlerimizden bir tanesi olduğunu hatırlatan Bakan Işıkhan, "Geçtiğimiz günlerde 2023 yılı işgücü verileri açıklandı. 2023 yılında işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 9,4 seviyesine geriledi. İşsizlik oranları son 10 yılın, istihdam oranları son 21 yılın en iyi seviyelerine çıktı. Ayrıca; 2023 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyüme ile AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke oldu. Milli gelirimiz 1 trilyon doları, Kişi başına Milli Gelirimiz de 13 bin 110 doları aşarak tarihimizin en yüksek düzeyini gördü. Bu veriler gösteriyor ki; pandemiye rağmen, bölgemizdeki savaşlara rağmen, geçtiğimiz yıl yaşadığımız asrın felaketine rağmen, doğru yoldayız" şeklinde konuştu. Emeklilere yönelik olarak başlatılan banka promosyonları ile ilgili de açıklamada bulunan Bakan Işıkhan, "Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerimize yönelik olarak başlattığımız promosyon ödemesi uygulamasının kamu bankalarında 2 katına çıkarılarak 8 ile 12 bin lira arasında olacağını duyurmuştu. Bunun dışında ölüm aylığı hak sahiplerine de 5 bin lira promosyon duyurusunu yapmıştık. Bu hafta pazartesi gününden itibaren de promosyonlar için başvurular alınmıştı. Bugün itibariyle kamu bankalarımız emeklilerimize promosyon ödemelerini yapmaya başladılar. Tüm emeklilerimize hayırlı uğurlu olsun. Bununla birlikte, Kamu bankaları haricinde diğer bankalarla da protokol imzalama sürecini tamamladık. Özel bankalar da, kamu bankaları tutarları asgari olmak üzere promosyon miktarlarını güncelleyecekler. Biz, sağlam politikalarla emeklilerimize mümkün olan en iyi hizmeti vermeye gayret ediyoruz. 2002 yılında iktidara geldiğimizde, iflas noktasına gelmiş bir sosyal güvenlik ve sağlık sistemi devralmıştık. Bunu en iyi kıymetli emeklilerimiz hatırlar. Attığımız adımlarla, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi inşa ettik. Sağlık sigortası kapsamında, ilaca ve tedaviye erişim noktasında dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline geldik" dedi. "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği, Cumhur İttifakı olarak hedefimiz olan Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşallah sizlerin desteğiyle başaracağız" diyen Bakan Işıkhan, şunları kaydetti: "Bu yüzyılı; emeğin, üretimin, çalışmanın yüzyılı yapacağız. Şurası çok önemli; ülkemizin gücü büyük ölçüde yerel yönetimlerimizin gücünden geliyor. Kalkınma yerelden başlar hakikatine istinaden yerelde ne kadar güçlü olursak genel icraatlarimizin de o derece güçlü olacağına inanıyoruz. Çünkü şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki; gelişim, ilerleme ve kalkınma yerelden başlar. Bildiğiniz gibi ülkemizin lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim vizyonu da belediyecilikten geliyor. Cumhurbaşkanımız liderliğinde AK Parti, ülkemizde belediyecilik anlayışını değiştirmiş, milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırmıştır. Aziz milletimiz ’yaparsa AK Parti yapar, Erdoğan yapar’ diyerek bu hakikati, bu güveni ortaya koymaktadır. İnşallah 31 Mart’ta Çorum gerçek belediyecilikle yola devam edecek. Çorum Belediye Başkanımız Halil İbrahim Aşgın, Çorum’un has evladı, bu şehre emeğini ortaya koyan çok kıymetli bir yol arkadaşımız. Çorumlu hemşehrilerimin bir kez daha görevi AK belediyecilik vizyonu ile Halil İbrahim Başkanımıza vereceğine inanıyorum. Bu şehre Halil İbrahim Başkanımız gibi çalışan, üreten, geliştiren yönetimler yakışır. İnşallah Çorum, 1 Nisan sabahından itibaren Cumhur İttifakı çatısı altına daha büyük projelerle yeni bir icraat dönemine doğru ilerlemeye devam edecek. Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği Türkiye Yüzyılı’na da öncülük edecektir, bundan eminiz" dedi.