EKONOMİ - 28 Ocak 2021 Perşembe 11:07

TCMB Başkanı Ağbal'dan enflasyon açıklaması

A
A
A
TCMB Başkanı Ağbal'dan enflasyon açıklaması

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal,” Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürüleceği bir görünüm altında enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 9.4 olarak gerçekleşeceğine, 2022 yıl sonunda yüzde 7’ye ve 2023 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Ağbal, video konferans yöntemiyle yapılan 2021-1. Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı’na katıldı. Ağbal toplantıda ekonomi ve enflasyon görünümüne dair değerlendirmeleri, orta vadeli enflasyon tahminlerine ve para politikası stratejilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına ekonomi ve enflasyon görünümüne dair değerlendirmelerde bulunarak şunları kaydetti:

“2020 yılının son çeyreğinde bazı ülkelerde uygulamaya konan salgın tedbirleri küresel büyümeleri toparlanma etkilerini yavaşlatmış, tedaviye yönelik olumlu gelişmeler, 2021 yılının ikinci yarısında daha hızlı bir toparlanma beklentisini güçlendirmiştir. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde enflasyon düşük seyretmektedir. Ancak 2021 yılında küresel enflasyon üzerindeki risklerin ağırlıklı olarak yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Artan emtia fiyatları ve talep koşullarındaki olası iyileşmenin yanı sıra salgına karşı uygulanan yüksek hacimli mali ve parasal genişleme önümüzdeki dönem için enflasyonist baskı oluşturma potansiyelini taşımaktadır. Bu görünüm altında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde para politikasındaki genişletici duruşun sürmesi beklenmektedir.

Nitekim son dönemde gelişmekte olan ülkelere portföy girişlerinin hızlandığını görmekteyiz. Ülkemizde ise iktisadi faaliyet ve güçlü kredi ivmesinin desteğiyle 2020 yılının 3. Çeyreğinde yurtiçi talep kaynak belirgin bir toparlanma göstermektedir. İktisadi faaliyetin 4. Çeyrekte de güçlü bir seyir izlediğini görüyoruz. Sanayi üretimi, perakende satış ve ciro endekslerinde 3. Çeyreğe göre 4. Çeyrekte de güçlü bir artış görülmüştür. Ekonomik aktivitede görülen güçlü toparlanma aynı zamanda sektörlerin geneline yaygınlaşmış durumdadır. Bu dönemde ihracat ve turizm bağlantılı bazı sektörler haricinde imalat sanayiinin genelinde salgın öncesi üretim düzeyleri de aşılmıştır. Özellikle taşıt, mobilya ve beyaz eşyanın dahil olduğu dayanıklı tüketim malları sektöründe üretim, sipariş ve kapasite kullanım oranları oldukça güçlü bir toparlanma sergilemiştir. İnşaat bağlantılı ara malı sektörlerinde de aynı göstergeler daha kuvvetli bir seyre işaret etmektedir.

Diğer taraftan başta giyim olmak üzere turizm bağlantılı imalat sektörlerindeki iyileşme ise sınırlı kalmıştır. Hizmetler sektöründe de bir çok alt sektörde cirolar salgın öncesi düzeylerini aşarken salgının olumsuz etkilediği konaklama, yiyecek, havayolu ve seyahat acentesi sektörlerinde ise halen salgın öncesi düzeylerin altında bir seyir görülmektedir. İktisadi faaliyetteki güçlü toparlanma sanayi sektöründe belirgin olmak üzere istihdam piyasasında da iyileşme sağlamıştır. İstihdam imkanları genişlerken iş gücüne katılım oranında da toparlanma görülmektedir. Ancak son dönemde salgına bağlı kısıtlamaların hizmetler sektörüyle istihdamı üzerindeki etkileri görülmeye başlamıştır. İktisadi faaliyet düzeylerine ilişkin, yakın dönem göstergeleri salgına bağlı kısıtlamalar ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle bir miktar yavaşlamaya da işaret etmektedir. 2020 yılı 3. Çeyrekte başlayan güçlü toparlanmanın en önemli belirleyicisinin ise güçlü kredi büyümesi olduğunu görmekteyiz. Yıllık kredi büyümesi 3. Çeyrekten itibaren ivmelenmiş ve 2017 yılındaki kredi garanti fonu kaynaklı hızlı kredi genişlemesinin çok ötesinde bir genişlemeye neden olmuştur. Bu güçlü kredi genişlemesi firma kredilerinde olduğu kadar konut ve ihtiyaç kredileri başta olmak üzere bireysel kredilerde de belirgindir. 2. Çeyrekten itibaren bankalarca Türk lirası cinsinden açılan net kredi hacmi 518 milyar Türk lirası olmuştur. 3. Çeyrekte uygulanmaya başlanan parasal sıkılaştırma ve diğer politikalara bağlı olarak kredi faaliyetleri yükselmeye başlamış, kredilerin ivmelenmesinde de önemli bir yavaşlama sağlanmıştır. Kredi genişlemesinin etkisiyle salgın döneminde belirgin bir parasal genişleme de gerçeklemiştir. Altın dahil döviz tevdiyat hesaplarını da içeren geniş tanımlı M2 para arzı 2020 şubat ayına kıyasla yüzde 33 artışla 833 milyar Türk lirası yükselmiştir.

Başta bireysel krediler olmak üzere net kredi kullanımının tarihsel ortalamaların oldukça üzerinde artması altın ithalatının hızla yükseldiği ve turizm gelirlerinin keskin bir şekilde gerilediği 2020 yılında cari işlemler açığının önemli oranda yükselmesine neden olmuştur. Kasım ayı itibariyle 12 aylık birikimli cari işlemler açığı 38 milyar dolar civarına yükselmiştir. Artan cari işlemler açığıyla küresel gelişmelerle uyumlu gerçekleşen sermaye çıkışları önemli miktarda rezerv kaybına da yol açmıştır. Dış dengedeki bozulmaya bağlı olarak artan makro finansal riskler neticesinde ülke risk birimi artarken döviz kurlarında oynaklık ve döviz kaybı gözlenmiş ve borçlanma maliyetleri artmıştır. Bu görünüm altında yurt içi yerleşiklerin mevduat dolarizasyonu artış göstermiştir.”

Makro ekonomik görünüm altında şekillenen enflasyona ilişkin bilgileri ve değerlendirmeleri paylaşmak istediğini vurgulayan Başkan Ağbal şu ifadelere yer verdi:

”İç talep koşulları başta olmak üzere döviz kurunun birikimli mali tepkileri uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seyirler fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Tüketici enflasyonu 2020 yılı eylül ayındaki yüzde 11.75 seviyesinden 2020 yıl sonu itibariyle 14.60 seviyesine yükselmiştir. Böylelikle enflasyon Ekim enflasyon raporunda paylaştığımız tahmin bandının üzerine gerçekleşmiştir. Enflasyondaki yükselişte temel mal ve gıda grupları belirleyici olmuştur. Ekim enflasyon raporu sonrasındaki dönemde temel mal grubunun yıllık enflasyona katkısı 1,5 puan artışla 4.7 puana ulaşırken gıda grubunun katkısı 1.3 puanlık yükselişte 4.7 puan olmuştur. Öte yandan enerji ile alkollü içecek ve tütün grupları toplam 0.7 puanlık katkıyla tüketici enflasyonunu önemli ölçüde sınırlamıştır. Giyim, konaklama, eğitim, eğlence ve kültür hizmetleri gibi salgın nedeniyle talep koşullarının zayıf seyrettiği kalemlerde enflasyon nispeten düşük seyretmektedir. Öte yandan başta dayanıklı mallar olmak üzere kredi genişlemesine bağlı olarak talebin güçlü olduğu bazı alt gruplarda enflasyon oldukça yüksek bir seyir izlemektedir. Tüketici enflasyon alt kalemleri incelendiğinde temel gıda ürünleri ve dayanıklı mallarda yıllık enflasyonun tarihsel ortalamaların oldukça üzerine çıktığı görülmektedir.
Enflasyon eğilimi temel mallarda yüksek seviyesini korurken hizmetlerde kademeli bir yükseliş görülmekte, işlenmiş gıdada ise belirgin bir şekilde yukarı yönde riskler artmaktadır. Fiyat arttırma eğiliminin tarihsel ortalamalarla kıyasla yüksek olduğu ve genele yayıldığı da görülmektedir. Üretici enflasyonu artış eğilimini korumaktadır. Üretici fiyatlarında yıllık enflasyon 2020 aralık ayında yüzde 25.15’e ulaşmıştır. Döviz kuruna son dönemdeki olumlu katkısına rağmen uluslararası emtia fiyatları öncülüğünde yüksek bir seyir izleyen üretici fiyatları, tüketici fiyatları üzerinde yukarı yönde baskı oluşturmaya devam etmektedir. Alt kalemleri itibariyle incelendiğinde metal ve metal ile ilişkili gruplar kağıt ve kağıt ürünleri gıda, motorlu kara taşıtları ve ulaşım araçları temel üretim girdilerinde enflasyon oldukça yüksek seyretmektedir. “

Enflasyonu etkileyen unsurlara değinmenin faydalı olacağına vurgulayan Ağbal,” Öncelikle toplam talep koşullarına dair çıktı açığı girişimi önemli bir gösterge olarak enflasyonist baskıları etkilemiştir. Hızlı kredi genişlemesinin birikimli etkileriyle talep koşulları 2020 yılının 2. Yarısında güçlü seyretmiş ve çıktı açığı göstergeleri enflasyonist düzeylere erişmiştir. Bu gelişmede salgından en çok etkilenen turizm ve hizmet bağlantılı sektörlerdeki zayıf seyrin toplam çıktı açığını sınırlayıcı etkisine karşın hızlı kredi genişlemesinin uyardığı genele yayılmış harcama gruplarındaki güçlü seyir belirleyici olmuştur. 2020 yılının 3. Çeyreğinde finansman koşullarındaki iyileşme ve ertelenmiş talebin etkisiyle özel tüketim talebi milli gelir artışının oldukça üzerinde gerçekleşmiş ve büyümeye en yüksek katkıyı veren harcama bileşeni olmuştur. Turizmin sınırlayıcı etkisine rağmen güçlü kredi ivmesinin birikimli etkileri ve dış talebin katkısıyla 2020 yılının son çeyreğinde toplam talep koşullarının hala enflasyonist düzeylerde seyrettiği anlaşılmıştır. Bununla 2020 yılının son çeyreğinde iktisadi faaliyetin döngüsel olarak zirve noktasına ulaştığını ve 2021 yılının ilk çeyreğindeki yavaşlamayla eğilimine yakınsamaya başladığını düşünüyoruz. Enflasyonun önemli belirleyicilerinden birisi olan döviz kurundan tüketici ve üretici enflasyonuna gelen etki de 2020 yılının 2. Yarısında oldukça güçlenmiştir. Döviz kurlarındaki gelişmelerin enflasyona yansıması konjonktüre göre farklılaşabilmekle temelde 3 ayrı kanal üzerinden gerçeklemektedir. Bunlar; talep kanalı, maliye kanalı ve beklenti kanalıdır. Döviz kuru yetişkenliği ekonominin yükselme dönmelerinde ve döviz kurunun hızla arttığı dönemlerde tarihsel ortalamalardan daha yüksek olmaktadır. Döviz kurlarında son aylarda yaşanan düşüş, önümüzdeki dönemde enflasyon üzerinde döviz kuru kaynaklı etkilerin zayıflayacağına işaret etmektedir. Enflasyon üzerinde etkili olan bir diğer unsur ise uluslararası emtia fiyatlarındaki özellikle son dönemde meydana gelen yukarı yönlü gelişmelerdir. Petrol, endüstriyel metaller, tarımsal emtialar fiyatlarındaki artış eğilimi girdi maliyetleri kanalıyla enerji, gıda ve temel mallar kanalıyla enflasyon üzerinde yukarı yönde bir baskı oluşturmaktadır. Öte yandan ocak ayı Para Politikası Kurulu (PPK) kararında da değindiğimiz gibi dünya genelindeki tedarik sorunları dikkate alındığında bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtlarının da tüketici fiyatları üzerindeki riskleri artırdığını değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin tahminlere geçmeden önce tahminlerde esas aldıkları temel varsayımları aktaran TCMB Başkanı Ağbal,”Orta vadeli tahminler üretilirken şimdiye kadar özetlediğim makro finansal koşullar ile enflasyon görünümünü esas aldık. Buna ilave olarak ithalat fiyatları, gıda fiyatları ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik, güncelledik. Son dönemde petrol fiyatlarındaki yükseliş ve küresel toparlanma beklentilerinin güçlenmesiyle ham petrol fiyatlarına dair beklentiler yukarı yönde güncellendi. Vadeli fiyat eğrileri ortalama ham petrol fiyatının 2021 yılı için 54.4 ABD doları, 2022 yılı için ise 52.1 ABD doları olacağına işaret ediyor. Öte yandan petrolün yanı sıra endüstriyel metal ve tarımsal ürünler gibi emtia fiyatlarında da öngörülerin üzerinde bir seyir görüyoruz. Bu doğrultuda 2021 yılına ilişkin ABD doları cinsinden ithalat fiyatları varsayımımızı da yukarı yönde güncelledik. İşlenmemiş gıda fiyatları döviz kuru gelişmeleri ve uluslararası fiyatların son dönem eğilimlerini dikkate alarak 2021 yılı için gıda enflasyonu varsayımımızı 1 puan artışla yüzde 11.5’e revize ettik. Gıda varsayımımız üzerindeki yukarı yönlü en belirgin risklerin uluslararası fiyatların seyri ve yıl içerisinde turizm görünümündeki olası iyileşmeye bağlı talep etkileri olarak değerlendiriyoruz. Maliye politikası ve finansal politikaların ise para politikası ile eş güdüm içerisinde enflasyonda ön görülen düşüş patikasıyla uyumlu bir makro çerçevede belirleneceği ve uygulanacağı bir orta vadeli görünüm esas aldık. Bu bakımdan yakın dönemde milli gelire oranla yüzde 3.5 olarak aşağı yönlü revize edilen 2021 yılı merkezi yönetim bütçe açığı hedefinin para politikası hedeflerini destekleyeceğini değerlendirmekteyiz. Ayrıca güçlü bir politika koordinasyonu çerçevesinde yıl içerisinde kredi politikalarının da para politikası hedefleriyle uyumlu bir gelişim sergileyeceğini öngördük” ifadelerine yer verdi.

Aktardığı genel çerçeve dahilinde ürettikleri enflasyon ve çıktı açığı tahminlerini paylaşan Ağbal,” Temel varsayımla ve kısa vadeli öngörüler çerçevesinde enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakın sayacağını değerlendiriyoruz. Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürüleceği bir görünüm altında enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 9.4 olarak gerçekleşeceğine, 2022 yıl sonunda yüzde 7’ye ve 2023 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Böylece Ekim enflasyon raporunda ön görülen 2021 ve 2022 yıl sonu enflasyon tahminlerini korumuş olduk. Ancak bu tahminlerin üzerinde yukarı yönlü risklerin belirgin bir şekilde önemini koruduğunun da farkındayız. Bu nedenle güçlü, sıkı para politikası duruşumuzu da devam ettirmek zorundayız. 2021 yılı için bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 0.4 puan düşürürken genel iş gücü maliyeti 2021 yılı için belirlenen asgari ücret artışına bağlı olarak 1 puan yükseltici yönde etki yapmıştır. Öte yandan gıda fiyatlarında öngörülen yüksek seyir, enflasyon tahminini 0.2 puan yükseltirken yönetilen, yönlendirilen fiyatlar büyük ölçüde tütün ürünlerindeki vergi ayarlamasının etkisiyle tahmini 0.3 puan aşağı çekti. Ayrıca sıkı parasal dönüşün devamıyla enflasyon beklentilerinde öngörülen iyileşmenin yıl sonu tahminle 0.5 puan düşürücü yönde katkıda bulunacağını değerlendiriyoruz. Tahminler enflasyonun 2021 ve 2022 tahmin hedefleriyle uyumunu sağlayacak bir parasal sıkılık düzeyi varsayımı altında üretildi. Ayrıca küresel büyüme ve dış talep görünümünde salgın kaynaklı olumsuz bir şokun tekraren yaşanmayacağı, küresel riskte yaşanan olumlu gelişmeler ile Türkiye’ye özgü risk algılarında devam edeceği bir görünümü esas aldık. 2021 yılı için oluşturduğumuz tahmin patikasında ücretler gıda fiyatları ve uluslararası emtia fiyatları enflasyonu yukarı yönlü yönetilen, yönlendirilen fiyatlar ile enflasyon beklentileri ise enflasyonu aşağı yönlü etkilemektedir. Bu etkileşim içerisinde sıkı parasal duruşun oluşturacağı güçlü etkinin yıl sonu enflasyonunun yüzde 9.4 düzeyine gerilemesini sağlayacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Fiyat istikrarına işaret eden orta vadeli yüzde 5 hedefimize nasıl bir stratejisi içerisinde ulaşacağımızı anlatmak istediğini belirten Ağbal, şunları kaydetti:

“Öncelikle bir durum tespiti yapmak durumundayım. Enflasyonun mevcut seviyesi ve yukarı yönlü riskle bir arada değerlendirildiğinde yüzde 5 hedefimizden oldukça uzakta bir noktadayız. Paylaştığımız tahmin patikası içerisinde yüzde 5 hedefine 2023 yılı sonunda ancak ulaşabiliyoruz. Bu hedefe varmak amacıyla 2021 yılında enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla kararlı bir şekilde uygulayacağız. Para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşumuz yüzde 5 hedefine ulaşacağımız 2023 yılına kadar uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecektir. 2021 para, kur politikası dokümanında bu yıl içinde enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler eşliğinde kararlılıkla sıkı bir parasal duruş sergileyeceğimizi paylaşmıştık. Bu kapsamda para politikası operasyonel çerçevesini sadeleştirerek, elimizdeki bütün araçları etkin bir şekilde kullanacağımızı da ifade etmiştik. Bunun neticesinde para politikasında güçlü bir sıkılaştırma yaptık. Ve 10.25 olan politika faiz oranını önce 15’e daha sonra 17’ye çıkardık. Enflasyon üzerinde oluşan riskleri göz önüne alarak gerekirse ilave sıkılaşma yapacağımızı da en son PPK kararında ifade ettik. Dolayısıyla yüzde 5 hedefine varmak amacıyla Para Politikası Kurulu elindeki bütün araçları bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Mevcut verilerin yanı sıra elde edilecek her türlü yeni verinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedef patikasından sapma riskine işaret etmesi durumunda önden ilave sıkılaştırma kararlılıkla yapılacaktır. Bu kapsamda enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri talep ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerine uyumunu da yakından izleyeceğiz. Yüzde 5 hedefine ulaşma yolunda parasal duruşun sıkılık düzeyini ise şu şekilde tarif etmek mümkündür; Yüzde 5 hedefine varana kadar gerçekleşen, beklenen enflasyon oranı patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzey güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek oluşturulacak ve bu denge sürekli korunacaktır.”

Mustafa Cenik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gelecek Etki Fonu’ndan OctaiPipe’ye 3 milyon sterlin yatırım Vestel Ventures ve Tacirler Portföy Yönetimi ortaklığıyla yönetilen Gelecek Etki Fonu, ilk yurtdışı yatırımını İngiltere merkezli OctaiPipe’ye yaptı. Endüstriyel IoT için uçtan uca Edge AI platformu OctaiPipe, Seri A öncesi yatırım turunda toplamda 3 milyon sterlin yatırım ve 500 bin sterlin hibe aldı. Londra merkezli SuperSeed tarafından organize edilen tura Vestel Ventures ve Tacirler Portföy Yönetimi ortaklığıyla yönetilen Gelecek Etki Fonu, Atlas Ventures, Forward Partners, D2, Martlet Capital ve Deeptech Labs de katıldı. Yapılan açıklamaya göre, girişim bu yatırım turuyla birlikte, kendi geliştirdiği ‘Birleşik Öğrenme’ (Federated AI) teknolojisini daha da ileri seviyeye getirmeyi ve OctaiPipe platformunun enerji, kamu hizmetleri, üretim, telekomünikasyon ve bağlı cihazlar dahil olmak üzere IoT bağımlı kritik endüstriler için kullanılabilirliğini ölçeklendirmesine olanak tanıyacak. Dr. Eric Topham (CEO), Ivan Scattergood (CTO) ve George Hancock (CGO) tarafından kurulan Londra merkezli girişim 2022’de pazara sunduğu ürünü ile ‘Kritik Altyapı’da çalışan veri bilimcilerine ve yapay zeka mühendislerine güvenilir, uçtan uca ‘Birleşik Öğrenme Operasyonları’ (FL-Ops) platformu sağlıyor. OctaiPipe platformu, kullanıcıların yapay zekayı uçta hızlı şekilde dağıtmasına ve otomatikleştirmesine, akıllı IoT cihazlarından oluşan ölçeklenebilir ağlar boyunca dağıtılmış makine öğrenimini düzenleyip yönetmesine olanak tanıyor. Vestel, yeni nesil iş alanlarını önceliklendirmeye devam ediyor Yatırıma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Vestel Ventures Genel Müdürü Öner Tekin, "Girişimcilik ekosistemini desteklemek ve yeni iş alanlarını Vestel’in bünyesine kazandırmak için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu kapsamda OctaiPipe’a yaptığımız yatırım, ’Gelecek Etki Fonu’nun 5’inci, aynı zamanda da ilk yurtdışı yatırımımız. Gelecek Etki Fonu aracılığıyla, teknolojik yönü güçlü olan ve büyüme potansiyelinin yüksek olduğuna inandığımız girişimlere, sektör ayırt etmeksizin yatırım yapıyoruz. OctaiPipe, yapay zekanın endüstriyel anlamda ölçeklenebilir hale gelmesini sağlayan ’Federated Learning’ teknolojisi geliştiren bir girişim. Bu açıdan OctaiPipe’ın yakın gelecekte Vestel ile ortak çalışmalar gerçekleştirmesini de planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde start-up yatırımlarını, uluslararası iş birliklerini ve büyüme alanlarımıza yönelik yatırımlarımızı sürdüreceğiz" dedi. Verilen bilgiye göre Kritik Altyapı, veri güvenliğinin genellikle en üst düzeyde olduğu, veri açısından zengin, son derece zorlu ortamları nitelendirirken, yapay zekanın IoT cihazları tarafından toplanan verilere uygulanması, Kritik Altyapı’da üretkenliği artırma, sürdürülebilirliği iyileştirme, varlık durumunu ve performansını izleme konusunda önemli potansiyele sahip. Ancak, bulutta veri işlemeyle ilgili güvenlik endişeleri ve artan ‘Bulut Yapay Zekâ’ maliyetleri nedeniyle bağlı cihazların ve yapay zekanın ‘Kritik Altyapı’da kullanımı şimdiye kadar sınırlıydı. OctaiPipe’ın geliştirdiği ‘Birleşik Öğrenme Platformu’ ile IoT cihazlarındaki veriler, yapay zekâ modelini uçta yerel olarak eğitmek, performansı ve sistem dayanıklılığını en üst düzeye çıkarmak, veri güvenliğini artırmak ve bulut veri maliyetlerini radikal şekilde azaltmak için kullanılarak bu alanda ölçeklenebilir çözümler sunuyor.
Antalya 9 günlük tatilde Antalya’nın antik liman ve kentlerine yoğun ilgi Türkiye turizminin önemli merkezlerinden Antalya’da Ramazan Bayramı’nda her şey dahil oteller dolup taşarken, çevresinde bulunan antik kentler de yoğun ilgi gördü. Antalya’nın antik liman ve kentlerinden Olympos, Phaselis, Aspendos ve Side’yi 9 günlük tatilde yaklaşık 100 bin kişi ziyaret etti. Türkiye, dünyanın en çok turist ağırlayan üçüncü ülkesi durumunda ve bunun önemli bir bölümü Antalya’yı tercih edenlerden oluşuyor. Kum, deniz ve güneş turizmi için Antalya merkez yoğun şekilde tercih edilirken, kültürel miras meraklılarının da dikkatini çekiyor. Geçtiğimiz yıl dünyanın önemli turizm destinasyonları arasında yer alan Antalya’daki müze ve ören yerleri, 3 milyon 269 bin ziyaretçiyi ağırladı. Antalya’da turizm sezonunu 12 aya yaymayı hedefleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültürel miras çalışmalarını da bu amacın en önemli ayaklarından biri olarak görüyor. Olympos en çok ziyaret edilen antik kent oldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bayram tatilinin uzatılması yönündeki kararı erken bildirmesi, turizm sektörünün yüzünü güldürdü. Tatilin açıklanmasıyla birlikte seyahat hazırlıklarına başlayan vatandaşlar, ören yerlerini ve müzeleri de programına aldı. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre Antalya’da deniz ve tarihi mirası bir arada barındıran Olympos Antik Kenti en çok ziyaret edilen antik kent oldu. 19 bin 747 kişinin ziyaret ettiği Olympos Ören Yeri’ni, 19 bin 586 turisti ağırlamasıyla Aspendos Antik Kenti takip etti. Ramazan Bayramı’nda Side Antik Kenti 15 bin 320, Faselis Antik Kenti 14 bin 399 ve Antalya Arkeoloji Müzesi ise 7 bin 863 ziyaretçiyi ağırladı. 2028 yılı sonuna kadar, 5,5 milyar lira ödenek ayrıldı Geçtiğimiz ay Antalya’nın Manavgat ilçesindeki Side Antik Kenti Karşılama Merkezi’nin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2028 yılı sonuna kadar Antalya’daki arkeolojik alanlarına kazılar, restorasyon ve çevre düzenlemeleri için 5,5 milyar lira ödenek ayrıldığını ifade etmişti. Ersoy, "Türk arkeolojisi artık hem kazılarıyla hem de kazılardaki koruma çalışmalarıyla dünya arkeolojisinin en önemli paydaşlarından biri haline gelmiştir. 2028 yılı sonuna kadar Antalya’daki arkeolojik alanlarımıza kazılar, restorasyon ve çevre düzenlemeleri için 5,5 milyar lira ödenek ayırdık. Dünyanın en önemli koleksiyonlarından birine sahip olan Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yeniden yapımıyla ilgili çalışmalara başladık" diye konuşmuştu.
Denizli Beğendiği kıyafetleri mağazadan değil kurutma telinden çaldı Denizli’de bir hırsız, gündelik kıyafet ile abiyelerin asılı olduğu çamaşır telindeki çamaşırları gözüne kestirdi. Güvenlik kameralarına yansıyan olayda hırsızın rahat tavırlarla girdiği bahçede seçtiği abiye kıyafetleri alarak uzaklaştığı görülüyor. Olay, Pamukkale ilçesi Aktepe Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Fatma Akkeçeli yıkadığı çamaşırlarını kuruması için gece 12 sıralarında kapısının önünde bulunan çamaşır teline astı. Akkeçeli’nin çamaşırları asmasından yaklaşık 3 saat sonra uyandığında bahçe kapısının açık olduğunu ve çamaşır telindeki kıyafetlerin ise eksik olduğunu fark etti. Önce çamaşır telindeki kıyafetlere bakan Akkçeli, yaklaşık 10 bin TL değerindeki 8 adet abiye kıyafetinin olmadığını gördü. Güvenlik kameralarını izleyen talihsiz kadın hırsızın rahat tavırlarla çamaşırlarını seçerek aldığını gördü. İhbarda bulunan Akkeçeli aynı zamanda hırsızlık şüphelisinin yakalanması için suç duyurusunda bulundu. “Yıllardır bu mahallede oturuyoruz ilk defa başıma geldi” Hırsızlık anı evin güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Hırsızlık olayının şüphelisi sessiz ve dikkatli adımlarla bahçeye girdiği görülüyor. Daha sonra tellerdeki kıyafetlere yönelen şüpheli, 3 dakika sonra omzuna yüklendiği kıyafetlerle sakin adımlarla evden ayrılıyor. Hırsızın rahat tavırlarının dikkat çektiğini ifade eden Akkeçeli, “Gece 12’de kıyafetlerimi yıkayıp, astım. Astıktan sonra yattık sabah 3 sıralarında eve sakince girilip eşyalarımın alındığını fark ettim. 3.45’te kalktığımda bahçeye kapısının açık olduğunu fark ettim. Daha sonra tellere bakıp kıyafetlerimin seçildiğini anladım. Çok rahat ve sakince tavırlarla kıyafetleri çalıp gittiğini gördük. Seçerek alınmış. Normal kıyafetlerim dururken, sadece abiyelerim alınmış. Piyasa değeri yaklaşık 10 bin TL civarı. Yıllardır bu mahallede oturuyoruz. İlk defa başıma geldi. Rahatça kıyafet de seremeyeceğiz” dedi.
Samsun Zeki Yavru: “Adana Demirspor’u yenip, alt sıralardan iyice uzaklaşmak istiyoruz” Samsunspor’un takım kaptanlarından Zeki Yavru, Süper Lig’de oynayacakları Adana Demirspor maçını kazanarak alt sıralardan iyice uzaklaşmak istediklerini söyledi. Süper Lig’in bitimine 6 hafta kala küme düşme hattından 7 puan uzakta bulunan Samsunspor, Adana Demirspor maçı hazırlıklarını sürdürürken, takım kaptanlarından Zeki Yavru, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Yavru, takımın durumu, sezon sonu bitecek sözleşmesi ve kariyer hedefleriyle alakalı önemli değerlendirmeler yaptı. “Adana Demirspor’u yenip, alt sıralardan iyice uzaklaşmak istiyoruz” Alacakları galibiyet ile küme düşme hattından giderek uzaklaşacaklarının altını çizen takım kaptanlarından Zeki Yavru, “Ligde son viraja giriyoruz. Kendi sahamızda Adana Demirspor’u yenip, alt sıralardan iyice uzaklaşmak istiyoruz. Bu maçı kazanırsak, bizim açımızdan çok büyük bir rahatlama olabilir. Yere daha sağlam adımlarla basmak için çalışıyoruz. Taraftarımız ile birlikte güzel bir atmosfer bizi bekliyor. Maçın sonucu da bizim açımızdan güzel olur diye umuyorum” dedi. “Amacımız, Süper Lig’de kalıcı takım haline gelmek” Bu sene kümede kalma hedefini tutturup, Süper Lig’in kalıcı takımlarından biri olmak istediklerini dile getiren tecrübeli oyunca, “İlk günden beri söylüyorum. Yeni kurulan bir takımız. Daha önceden de Samsunspor gibi yeni kurulan takımlarda bulundum. Süper Lig’e uzun süre sonra çıkan takımlarda da bulundum. Bir şeylerin oturması süreç alıyor. Samsunspor’da da bazı şeylerin oturması zaman aldı. İçeride iyi bir birliktelik oluştu. Gisdol hocanın gelmesinin de bizlere katkıları oldu. Şu andaki konumumuza gelmemizde bu etmenlerin etkisi var. Amacımız, bir an önce derin nefes alıp, Süper Lig’de kalıcı takım haline gelmektir” diye konuştu. “Sözleşmem sezon sonu bitiyor, devam etmek isterlerse değerlendiririz” Samsunspor’da mutlu olduğunu ve yeni sözleşme görüşmelerine, yönetim istediği takdirde başlayabileceklerini ifade eden Yavru, “Samsunspor’da sözleşmem sezon sonu bitiyor. Bu forma ile başarılı süreçler yaşadım. Geçen yıl şampiyonluk yaşadım. Taraftarın ve camianın büyüklüğünü görerek Samsun’a gelmiştim. Hedeflerimizi geçen yıl başardık. Bu sezon da kendi adıma güzel geçiyor. Futbolda en tecrübeli dönemimdeyim. Sözleşmem sona erdiği için kulübümüzle bir görüşmemiz olacaktır. Onların tercihi doğrultusunda devam etmek isterlerse, masaya oturup, görüşüp, en iyi şekilde değerlendiririz. Samsunspor’da mutluyum. Taraftar ve camia ile güzel bir birlikteliğimiz oldu. İyi günümde de kötü günümde de bana sürekli destek oldular. Hiçbir zaman beni ve takımı yalnız bırakmadılar. Samsun’da hem sahiplendim hem de sahiplenildim. O yüzden hakkımızda hayırlısı ne ise olsun. Ama burada ama başka yerde her zaman ekmeğimizin peşindeyiz. Bunun için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu. “Hocayla tartışmadım, böyle şeylerin gündeme gelmesi bizleri üzüyor” Beşiktaş maçında oyundan alındıktan sonra yaşanan görüntülerin yanlış anlaşıldığına da değinen deneyimli defans oyuncusu Zeki Yavru, “Beşiktaş maçında oyundan çıkarken hocamız Markus Gisdol ile aramızda bir konuşma gerçekleşti. Ekrana yansıyan görüntüleri tartışma olarak aksettiler. Böyle bir tartışma yaşanmadı. Hocamızın ilk geldiği günden beri en iyi diyalog kurduğu isimlerden biriyim. Ona en çok yardımcı olan futbolculardanım. Kendisine ikinci yarıya iyi başladığımızı söyledim. Hocamız da daha atak oynamak istediği için değişiklik yaptığını söyledi. Sonuçta hocamızın tercihi de sonuç getirdi ve Beşiktaş’tan puan aldık. Bu puan hepimizin hanesine yazıldı. Asla Samsunspor’da böyle bir tartışmaya ne hocamız izin verir ne de biz kaptanlar izin veririz. Samsunspor, kümede kalma yolunda kritik viraja girerken böyle şeylerin gündeme gelmesi bizleri üzüyor. Biz kalan son 6 maça bakıyoruz. İnşallah Samsunspor’u camiaya yakışır şekilde Süper Lig’de tutarız” ifadelerini kullandı. Zeki Yavru, bu sezon Samsunspor forması ile 24 maçta 1 gol 2 de asist yapma başarısı gösterirken, toplam bin 744 dakika sahada kaldı.