EĞİTİM - 13 Aralık 2021 Pazartesi 12:57

YÖK Başkanı Özvar: '20 devlet ve 3 vakıf üniversitesi araştırma üniversitesi oldu'

A
A
A
YÖK Başkanı Özvar: '20 devlet ve 3 vakıf üniversitesi araştırma üniversitesi oldu'

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Yükseköğretim Kurulu olarak bu yıl Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı’nda değişiklik yaptıklarını belirterek, “Aday Araştırma Üniversitesi’ ve ‘Aday Araştırma Üniversitesi Adayı’ gibi sınıflamalar kaldırılmıştır. Bu kapsamda programımızda 20 devlet üniversitesi ile 3 vakıf üniversitesi yer alacaktır” dedi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, YÖK tarafından yürütülen “Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı” kapsamında alınan yeni kararların duyurulduğu Araştırma Üniversiteleri Toplantısı’na katıldı. Ankara’da bir otelde düzenlenen programa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldı.

YÖK Başkanı Özvar, araştırma üniversitelerinin sosyal ve beşeri bilimler yoluyla topluma yeni bilgi ve analizlerin çoğunu ürettiklerini belirterek, bu üniversitelerin 21. yüzyılın küresel bilgi ekonomisinin merkezinde yer aldığını belirtti.

Özvar, araştırma üniversitelerinin, ülkelerin en iyi ve en parlak öğrencilerini çekerek nitelikli akademisyenleri istihdam ettiklerini ifade etti. Özvar, nitelikli bilgi üretmek, doktoralı araştırmacı insan sayısını artırmak gibi sebeplerden dolayı 11 araştırma ve 5 aday araştırma üniversitesinin kabul edildiğine dikkati çekerek, tarafından Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması programında yapılan değişiklik ile 20 devlet üniversitesi ve 3 vakıf üniversitesinin artık araştırma üniversitesi olduğunu ilan etti.

“Araştırma üniversiteleri, sosyal ve beşeri bilimler yoluyla topluma önemli ölçüde katkıda bulunan yeni bilgi ve analizlerin çoğunu üretirler”

Özvar burada yaptığı konuşmasında, araştırma üniversitelerinin, 21. yüzyılın küresel bilgi ekonomisinin merkezinde yer almasının yanı sıra dünya çapında ortaöğretim sonrası eğitim için ‘amiral gemileri’ niteliğinde hizmet ettiğini belirterek, “Birden fazla akademik ve toplumsal role sahip, seçkin ve karmaşık kurumlar olan araştırma üniversiteleri, yalnızca teknolojide önemli ilerlemelere yol açmakla kalmayıp aynı zamanda sosyal ve beşeri bilimler yoluyla topluma önemli ölçüde katkıda bulunan yeni bilgi ve analizlerin çoğunu da üretirler. Hem kültüre, teknolojiye ve topluma katkıda bulunan ulusal kurumlar hem de küresel entelektüel ve bilimsel eğilimlerle bağlantılı uluslararası kurumlardır. Bunlar, küresel bilgi toplumunun gerçekten merkezi kurumlarıdır” dedi.

Araştırma üniversitelerinin, ülkelerin en iyi ve en parlak öğrencilerini çekerek en nitelikli akademisyenleri istihdam ettiklerini ifade eden Özvar, “Doktora düzeyinde eğitim veren merkezi üniversiteler olan bu üniversiteler, araştırma çıktılarının da büyük kısmını üretirler. Nispeten küçük ülkelerde birkaç araştırma üniversitesi varken, daha büyük ülkelerde çok sayıda olabilir, ancak her hâlükârda bunlar ülkedeki toplam yükseköğretim kurumlarının küçük bir kısmını oluştururlar. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde, 5 bin civarında orta öğretim sonrası kurumdan belki de küresel olarak 150 araştırma üniversitesi vardır; yine Çin'in 5 bin kadar yükseköğretim kurumu arasında yaklaşık 100 üniversitesi bu kategoride sayılabilir” diye konuştu.
YÖK tarafından yükseköğretime çeşitlilik getirdiğini öne sürdüğü “Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması” programının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edildiğini hatırlatarak, “Ülkemizin öncelikli hedefleri ve alanları çerçevesinde nitelikli bilgi üretmek, disiplinlerarası çalışmaları ve işbirliklerini teşvik etmek, doktoralı araştırmacı insan sayısını artırmak, uluslararası işbirliklerini güçlendirmek ve Üniversitelerimizi uluslararası alanda daha görünür kılmak maksadıyla başlatılan Programa, yapılan değerlendirmeler sonucunda belirlenen 11 Araştırma ve 5 Aday Araştırma Üniversitesi kabul edilmiştir” dedi.

“Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programımızda 20 devlet üniversitesi ile 3 vakıf üniversitesi yer alacaktır”

YÖK Başkanı Özvar, Yükseköğretim Kurulu tarafından bu yıl Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması programında yapılan yeniliklere ilişkin şunları söyledi:

“Bundan sonra Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programımızda 20 devlet üniversitesi ile 3 vakıf üniversitesi yer alacaktır. Daha önce araştırma üniversiteleri kategorisinde değerlendirilmeyen vakıf üniversiteleri bu yeni dönemde gösterdikleri performanslar ile aynı devlet üniversiteleri gibi yakından takip edilecektir. Başvuruda bulunan ve yapılan değerlendirmeye göre 3 vakıf üniversitemiz araştırma üniversitesi etiketi almaya hak kazanmıştır. ‘Aday Araştırma Üniversitesi’ ve ‘Aday Araştırma Üniversitesi Adayı’ gibi sınıflamalar kaldırılmış olup Program kapsamında yer almaya hak kazanan ‘Araştırma Üniversiteleri’ kendi içinde bir gruplandırılmaya tabi tutulmuştur.

Araştırma üniversiteleri artık performansına göre 3 gruba ayrılaca

Özvar, yenilikleri arasında, araştırma üniversitelerinin performanslarına göre A1, A2 ve A3 olmak üzere 3 performans kümesine veya grubuna ayrılacağı bilgisini vererek, “A1, Üst Düzey Araştırma Performansı gösteren üniversiteler, A2 Yüksek Düzey Araştırma Performansı gösteren üniversiteler, A3 Orta Düzey Araştırma Performansı gösteren üniversiteler” dedi.

Üniversitelerin kapasitesinin artırılması özel destek programları yolda

Özvar, Yükseköğretim Kurulu olarak ilerleyen dönemde söz konusu program kapsamındaki üniversitelerin kapasitelerinin artırılmasına yönelik özel destek programları sağlanması konusunda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile görüşmelerin devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki günlerde bu konuda inşallah size müjdeli haberler vermeyi umuyoruz” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından araştırma üniversitelerinin rektörlerine, YÖK Başkanı Özvar ve Bakan Varank tarafından program beratları tarafından takdim edildi.

Toplantıya ayrıca, ilgili kurum başkanları, YÖK Üyeleri ile Araştırma Üniversitelerinin Rektörleri ve ilgili Rektör Yardımcıları da katıldı.

Program ve toplantı hakkında

Türkiye’nin öncelikli hedefleri ve alanları çerçevesinde nitelikli bilgi üretmek, disiplinlerarası çalışmaları ve iş birliklerini teşvik etmek, doktoralı araştırmacı insan sayısını artırmak, uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve üniversitelerin uluslararası alanda daha görünür kılmak amacıyla başlatılan Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı’na yapılan değerlendirmeler sonucunda belirlenen “11 Araştırma ve 5 Aday Araştırma Üniversitesi” kabul edildi.

Program kapsamında yer alan üniversitelerin performansları Araştırma Üniversiteleri Performans İzleme Endeksi aracılığıyla; “Araştırma Kapasitesi”, “Araştırma Kalitesi” ve “Etkileşim ve İşbirliği” başlıkları altında 32 gösterge kapsamında değerlendirildi. Bu kapsamda gerçekleştirilen toplantıda Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı’nda 20 devlet üniversitesi ile 3 vakıf üniversitesi yer alacağı duyuruldu.

Bu kapsamda; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Marmara Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Fırat Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi, “Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması” programında yer alacak. Ayrıca, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Koç Üniversitesi olmak üzere ilk kez vakıf üniversiteleri söz konusu programa dahil edildi.

Mustafa Cenik - Sadettin Aliusta
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.