EĞİTİM - 04 Haziran 2020 Perşembe 13:34

YÖK Başkanı Saraç: 'Uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi'

A
A
A
YÖK Başkanı Saraç: 'Uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi'

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, "Ön lisans, lisans ve yüksek lisans düzeydeki örgün programlarda uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi. Böylelikle dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan karma öğretim modeline diledikleri takdirde üniversitelerimiz uygulama ile geçebilecekler" dedi.

YÖK Başkanı Saraç, yapısal değişikliklerinin ikinci kısmı olan uzaktan öğretim ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde Son dönemde yükseköğretim sistemini yarınlara hazırlayabilmek maksadıyla, ayrıca üniversiteleri küresel değişime, yeni ve zor döneme hazırlıklı kılabilmek, yükseköğretimi uluslararası rekabete sokabilmek için bazı yeni ve yenilikçi düzenlemeler yaptıklarını belirten Saraç, bu bağlamda geçtiğimiz günlerde küresel salgın sürecinde yurt dışında okuyan Türk öğrenciler ile ilgili ve Türkiye'de yabancı uyruklu öğrencilerin gelmesine yönelik düzenlemeleri açıkladıklarını anımsattı. Bugün de uzaktan öğretim ile ilgili yapısal değişikliğe yönelik bazı kararları açıklayacaklarını ifade eden Saraç, "Bilindiği gibi küresel salgın nedeniyle ülkemizde de bütün dünyada olduğu gibi yüz yüze eğitime ara verilerek, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla dersler yürütülmeye başlanmıştır. Yaşanan süreç, yükseköğretim kurumlarımızın her şeye rağmen derslerin uzaktan öğretimle yürütülmesine ilişkin gerekli hazırlıkları çok hızlı bir şekilde yürütebildiğini de ortaya koydu. Bununla birlikte bazı yükseköğretim kurumlarımızın, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla ders verebilme alt yapısı ile akademik hazırlık açısından geliştirilmesi gereken yönlerinin de bulunduğunu ifade etmek isteriz. Fakat bu durum, yükseköğretimi güçlü bütün sistemler, dünya sıralamalarındaki ilk 100'de yer alan tüm üniversiteler için de geçerlidir. Dolayısıyla gelecek süreçler bağlamında bugünden hazırlığımızı yaptığımız takdirde önümüzde ümidvar olmamızı gerektiren bir fırsat bulunmakta olup gerekli adımların vakit geçirilmeksizin atılması durumunda çok hızlı mesafe alınacağımıza güçlü bir şekilde inanıyorum" diye konuştu.

Örgün öğretimde uzaktan öğretimle verilebilecek ders oranını YÖK olarak yüzde 40 çıkardıklarını bildiren Saraç, "Bilindiği üzere mevzuatımız üniversitelerimizin örgün programlarında yer alan derslerin yüzde 30'una kadarını uzaktan öğretim yolu ile verebilmelerine imkan sağlamasına rağmen bu oranın yarısına yaklaşan üniversitemiz dahi bulunmamaktadır. Bu durum, dijital imkanların kullanabilmesi yolunda güçlü bir iradeye sahip bulunan kurumlarımızın bile ayrıca bir yönlendirmeye ve desteğe ihtiyaç duyduğunu göstermektedir" şeklinde konuştu.

"Uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi"

Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarını önümüzdeki süreçlere hazırlayabilmek, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla ders vermelerine ilişkin çalışmalarını ve hazırlıklarını desteklemek amacıyla yükseköğretim kurumlarında uzaktan öğretim yoluyla ders verilmesi konusunda önemli kararlar alındığını bildiren Saraç, şunları kaydetti:

"Buna göre, ön lisans, lisans ve yüksek lisans düzeydeki örgün programlarda uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi. Böylelikle dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan karma öğretim modeline diledikleri takdirde üniversitelerimiz uygulama ile geçebilecekler. Örgün öğretim programlarında yer alan derslerin yüzde 10'unun uzaktan öğretim ile verilmesini istiyor ve önemsiyoruz. Dijital imkanların kullanabilmesindeki yetkinliğin program özelinde de olması için örgün öğretimdeki her bir programın derslerinin asgari yüzde 10'unun uzaktan öğretim ile verilmesinin güçlü bir şekilde tavsiye ve teşvik edilmesine de karar verildi. Örgün öğretimde uzaktan öğretim ile verilecek bu derslerin her bir dönem bazında olması veya bütün programa yayılması ile eş zamanlı verilip verilmemesi hususlarında üniversiteler karar verecek. Fakat Yükseköğretim Kurulu olarak dijital imkanlar ve uzaktan öğretim yolu ile verilecek bu derslere özellikle 2020-2021 eğitim-öğretim yılı güz dönemi programında nispeten daha fazla yer verilmesini önemsiyoruz. Bu önerimiz devlet ve vakıf bütün üniversitelerimiz için geçerli. Buna yönelik senato kararı alan ve uygulayan devlet üniversitelerine, uzaktan eğitim merkezlerinde görevlendirilmek üzere ek kadro tahsisi yapılacak, ayrıca bu uygulamaya geçen üniversiteler için ek araştırma görevlisi de tahsis edilecektir."
Saraç, önümüzdeki eğitim öğretim yılının ilk döneminde kampüslerde öğrenci açısından daha rahat eğitim öğretim ortamlarının oluşmasını hedeflediklerine vurgu yaptı. Bu yeni düzenlemelerin üniversitelerin uzaktan öğretime ilişkin yetkinliklerinin artırılmasını sağlayacağı gibi üniversitelerin kampüslerinde, amfi, derslik gibi eğitim ve öğretim mekanlarında ve sosyal mekanlarda öğrenci açısından devletin belirlediği yeni normalleşme sürecine uygun ortamların oluşması sonucunu da doğuracağını dile getiren Saraç, "Uygulama ağırlıklı programlardaki teorik derslerin de ilk dönemde ve mümkün olduğunca dijital imkanlar ile verilmesinin tercih edilmesi ve kalabalık derslerin de gruplara bölünerek yapılması önümüzdeki eğitim öğretim dönemi için ünivesitelerimize güçlü önerilerimiz ve tavsiyelerimiz arasındadır" ifadelerini kullandı.

"Uzaktan Eğitim Merkezi veya Birimi bulunmayan devlet üniversitemiz kalmadı"

"20 Uzaktan Eğitim Merkezi'nin kurulmasıyla artık Uzaktan Eğitim Birimi bulunmayan devlet üniversitesi sistemde kalmadı" diyen Saraç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Devlet üniversitelerimizin çoğunda uzaktan öğretim birimleri bulunmaktaydı. Geleceğin yükseköğretiminde dijitalleşmenin önemini gittikçe artıracağı güçlü beklentisinden de hareket ederek bütün üniversitelerimizde bu merkezlerin kurulması ve hızlı bir şekilde yetkinlik kazanması maksadıyla bugün 20 devlet üniversitemizde daha Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni kurduk. Böylelikle Uzaktan Eğitim Merkezi veya Birimi bulunmayan devlet üniversitemiz kalmadı. Bu merkezlerin hem uygulamalara destek veren hem de ilgili konularda araştırmalar yapan bir yapıya dönüştürülmesini sağlamayı planlıyoruz. Bu merkezlerde görevlendirilen personelin yetkinliklerini artırmak için özel bir program da uygulayacağız. Diğer taraftan vakıf üniversitelerinin tümünde de bu merkezlerin kurulması yönünde tavsiye kararı aldık."
Saraç, önümüzdeki dönemde uzaktan öğretim uygulamalarının standartlarını yeniden belirleme ve izleme çalışmalarının yapılacağını söyledi. Programların açılması ve derslerin yürütülmesine ilişkin kalite standartlarının belirlenmesi ve uygulamaların değerlendirilmesine yönelik yeni mekanizmaların kurulması, buna paralel olarak YÖK'de de ayrı bir birim kurulmasının söz konusu olduğunu aktaran Saraç, "Uzaktan öğretimle yürütülen program ve derslerde ölçme ve değerlendirme yöntemleri sadece sınavlarla değil, sürece yayılan bir şekilde kurgulanması için bir çalışma başlattık. Yükseköğretim kurumlarımızdaki uzaktan öğretim altyapısının güçlendirilmesini sağlamaya yönelik olarak TÜBİTAK ile yaptığımız ortak çalışmalar hızla devam etmekte olup bu konulardaki somut gelişmeler önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacaktır. Yeni YÖK olarak yükseköğretimi tedrici olarak yeniden yapılandırmaya yönelik sonuç üreten yeni düzenleyici kararlar almaya ve kamuoyu ile paylaşmaya önümüzdeki günlerde de devam edeceğiz" dedi.

"Bu kriz bittikten sonra pek çok sistem eskisi gibi olmayacak"

Türkiye'de korona virüs günlük vaka sayılarında azalma söz konusuyken bu tür önlemlerin neden almaya ihtiyaç duyulduğuna ilişkin bir soru üzerine Saraç, "Biz bu pandemi vakasının dünyada seyrine ve çeşitli ülkeleri etkilemeye başladığından itibaren ilgili ülkelerde bulunan yükseköğretim sistemlerini ve başarılı üniversitelerin durumlarını mercek altına almıştık. YÖK olarak kanaatimiz bu pandemi süreci ülkemizde çok başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Fakat bu kriz bittikten sonra pek çok sistem, bunun içinde yükseköğretim sistemleri de dahil eskisi gibi olmayacak. Biz YÖK olarak bunu görüyoruz. Dolayısıyla yeni bir dönem başlayacak ve biz bu dönemi üniversitelerimize hazırlıklı kılmak istiyoruz. Bizim ya bu süreçlere hazırlıklı olmamız lazım ya da bu süreç kapımıza dayandığı vakit günü birlik kararlar almamız lazım" açıklamasında bulundu.

Abdullah Sarica - Nurullah Geylani
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Pütürge Belediyesi’nin ilk meclis toplantısı yapıldı Pütürge Belediye Meclisi, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Belediye Başkanı Mikail Sülük başkanlığında ilk kez toplandı. Toplantıda meclis üyelerinin görev dağılımı da yapıldı. Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük başkanlığında gerçekleşen Meclis toplantısına tüm meclis üyeleri katıldı. İlk meclis toplantısında yeni dönemde görev yapacak meclis başkan vekilleri, meclis katipleri, encümen üyeleri ve diğer komisyon üyelerinin seçimleri gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Başkan Sülük, "Pütürge Belediyesi Meclis Üyelerimizin katılımı ile ilk meclis toplantımızı gerçekleştirdik. Yeni dönemin ve meclis kararlarımızın ilçemiz adına hayırlara vesile olmasını dilerim." dedi. Yapılan konuşmaların ardından Belediye Meclis başkan vekilleri, asıl katipler, ve yedek katipleri oy birliği ile seçildi. Oylamada birinci başkanvekilliğine Ramazan Timurtaş, ikinci Başkanvekilliğine ise Bayram Karaaslan seçildi. Mustafa Fidan, Sait Murat, Ekrem Karakuş ve Hasan Avşar Meclis katip üyeliklerine seçilirken encümen üyeliklerine ise İzzet Çelik ve Mustafa Fidan seçildi. Yine Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliklerine Ramazan Timurtaş, Hasan Avşar ve Yalçın Aksu, Bayındırlık ve İmar Komisyon üyeliklerine Ekrem Karakuş, Bayram Karaaslan ve Abuzer Korkut, 2024 Yılı Gelir Gider Denetim Komisyon üyeliklerine Ekrem Karakuş, Hasan Avşar ve Yalçın Aksu seçildi. Ayrıca mecliste 2023 yılı faaliyet raporu görüşüldü. Pütürge Belediyesine ait PÜRAŞ İmar İnşaat Gıda Turizm Ziraat San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 2023 yılı gelirinin 22 milyon 144 bin 133,69 TL giderinin ise 21 milyon 439 bin 89 TL olduğunu belirten Başkan Sülük, kar oranın ise 705 bin 44 TL olduğunu söyledi. Kubbe Dağı projesinin de revize edilerek 8,8 kilometreye çıkarıldığını aktaran Başkan Mikail Sülük, proje yatırım programına teklif edildiğini belirtti. Yine Pütürge merkezde 10 adet sağlık lojmanının projesinin devam ettiğini belirten Sülük, “Şehir içi otogarı, ticarethaneler ve şehir otoparkı projeleri hazırlanmış ödenek beklenmektedir. 7 bin 670 dekar arazi suya kavuşturulacak. Deregözü Göletini ihalesi yapıldı, 2023 yılında DSİ’ye yer teslimi yapıldı. 2024 yılı içerisinde inşaat çalışmaları başlayacak. Planlanan ve talep edilen baraj ve göletler, Ormaniçi Göleti, Poskıran Göleti, Bakımlı Göleti, Arguça Göleti, Alihan Göleti, Candar Göleti, Nohutlu Göleti, Körme Göleti, Gertan Göleti, Keklik Pınarı Göleti, Şiro çayı ıslah projesi” dedi. Belediyenin borç durumu hakkında da bilgiler veren Başkan Sülük, “Belediyemizin 2023 yılından 26 milyon 614 bin 415 TL devir eden borcu bulunmaktadır” ifadelerine yer verdi. Pütürge Belediyesi olarak yeni dönem hedeflere ilişkinde konuşan Başkan Mikail Sülük, şunları söyledi: “Bin 60 metre uzunluğunda 20 metre genişliğinde bölünmüş yol, Bisiklet, Yürüyüş ve Koşu yolundan uluşan yeni ilçe girişi yapımına 2024 yılında başlanması planlanıyor. Tepehan, Pazarcık, Bakımlı ve Nohutlu Mahallelerimizde yeni semt sahalarının yapımına 2024 yılında başlanması planlanıyor. 50 Yataklı Devlet Hastanesi projesi, Doğalgaz projesi, Terminal Binası projesi, Hayvan Pazarı projesi, Kültür merkezi projesi, Kütüphane projesi, Yol asfaltlama çalışmaları, Yol genişletme ve Stabilize serme çalışmaları devam ediyor.”
Eskişehir Eskişehir’de yaban hayvanlarına havadan kuduz aşılaması yapıldı Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü kuduza karşı yaban hayvanlarına havadan oral aşılama çalışması başlattı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen ’Türkiye’de Kuduz Hastalığına Karşı Oral Aşı Atım Çalışmaları’ çerçevesinde, Eskişehir’de 06 ila 08 Nisan 2024 tarihleri arasında yaban hayatına yönelik 8 bin kilometrekarelik ormanlık ve kırsal alanda havadan gerçekleştirilen çalışmalarla 144 bin doz aşılı yem atımı gerçekleştirildi. Bakanlık, 2008 ila 2010 yıllarında da kuduzla mücadele amacıyla Avrupa Birliği (AB) destekli ’Türkiye’de Kuduz Hastalığının Kontrolü Projesi’ni uygulamıştı. Bu çerçevede, 3 yılda yaban hayatına yönelik 1 milyon 800 bin doz oral ve 3 milyon doz parenteral kuduz aşısı uygulandı. 3 yıl süreyle 3 kampanya ile 5 milyon 670 bin aşılı yem atıldı 2014 ila 2016 yıllarında yürütülen ’Türkiye’de Kuduza Karşı Ağızdan Aşılama Projesi’ çerçevesinde ise 3 yıl süreyle 3 kampanya ile 5 milyon 670 bin aşılı yem atıldı. AB desteği de sağlanan Türkiye’de Kuduza Karşı Oral Aşı Temini Projesi çerçevesinde ise yaban hayatına yönelik 225 bin kilometrekare alanda 3 yıl süreyle senede iki defa olmak üzere havadan aşılama çalışması gerçekleştirildi. Proje çerçevesinde gerçekleştirilen 7 kampanya döneminde 35 milyon aşılı yem uçaklardan kırsal ve ormanlık alanlara atıldı. Aşılı yemlere temas edilmemesi ve dokunulması gerekiyor Havadan atılan aşılı yemlere insan teması olması halinde, yemin kokusunda değişiklik meydana geliyor. Bu da yaban hayvanlarının yemleri tüketmemesine sebep oluyor. Bu nedenle kırsal ve ormanlık alanlara havadan atılan aşılı yemlere temas edilmemesi, dokunulması halinde ise en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması önem taşıyor. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, son yıllarda yürütülen yoğun parenteral kuduz aşılamalarının yanında yaban hayatına yönelik ağızdan aşılama ile hastalığa duyarlı hayvanlar aynı anda bağışık hale getirilerek, evcil hayvanlar ile yabani hayvanlar arasında süregelen enfeksiyon zincirinin kırılması hedefleniyor.
Bitlis Bitlis’te Turizm Haftası kutlamaları Bitlis’te her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanmakta olan Turizm Haftası çerçevesinde Bitlis Eren Üniversitesi ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklaşa bir program düzenledi. Bitlis Eren Üniversitesi merkezi konferans salonunda gerçekleştirilen programa Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Fuat Eker, bazı kurum amirleri, STK temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, Bitlis’e olan ilginin her geçen gün arttığını söyledi. Bitlis’in sahip olduğu değerlerin bilinçli yatırımcılar tarafından değerlendirilmesiyle turizmde öne çıkan marka şehirlerden biri olabileceğini vurgulayan Vali Karaömeroğlu, “Bitlis’imizin turizm potansiyelini ortaya çıkartmak için birçok çalışmalar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bitlis, adeta doğanın ve tarihin bir araya geldiği bir cennet gibi. Kış turizmi için yüksek dağlarımızın karla kaplanmış zirveleri, kayak tutkunlarını cezbetmektedir. Ancak sadece kış sporları değil, aynı zamanda dağlarımızın eteklerindeki göllerin ve akarsuların doğal güzellikleri de doğaseverleri kendisine çekmektedir. Tarih meraklıları için Bitlis, adeta açık hava müzesi gibidir” dedi. Turizmin sürdürülebilir bir kalkınma aracı olmanın yanı sıra bir yerin ruhunu anlamak, doğal güzelliklerini keşfetmek, yeni lezzetlerle tanışmak açısından da büyük öneme sahip olduğunu hatırlatan Vali Karaömeroğlu, “‘Kapımız Açıktır Girene, Lokmamız Helaldir Yiyene’ anlayışıyla yüzyıllardır Anadolu irfanına yurt olan Bitlis’in tarihini, kültürünü, doğal güzelliklerini, folklorunu, mutfağını ve insanlarını tüm dünyaya tanıtmayı onurlu bir görev olarak görüyoruz. Amacımız, halkımızın ve yatırımcılarımızın beklentilerini göz önünde bulundurarak daha nitelikli ve sürdürülebilir turizm etkinlikleri ve yatırımlarıyla Bitlis’imizin güzelliklerinin ve değerlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasıdır” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ise Türkiye’de Bitlis Eren Üniversitesinin turizm alanında ihtisas sahibi olan 25 üniversiteden biri olduğunu belirterek, turizm değerlerinin ön plana çıkarılması için üniversite olarak ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını söyledi. Program, Bitlis Kültür ve Sanat Derneği tiyatro bölümü üyeleri tarafından hazırlanan tiyatro gösterimi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan ‘Bitlis’ konulu fotoğraf sergisinin açılmasıyla sona erdi.
Çorum Tarım ve balıkçılık sektöründe üreticiye destek başvuruları başladı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), IPARD III. Dönemi 1. Başvuru Çağrı İlanı için süreç devam ediyor. TKDK Çorum İl Koordinatörü Mustafa Mansur Yalvaçer, Vali Doç.Dr. Zülkif Dağlı’yı ziyaret ederek IPARD III. Dönemi 1. Başvuru Çağrısı ve 2024 yılı çağrı takvimine yönelik bilgi verdi. 66 milyon Avro destek bütçesine sahip çağrıyla “Tarım ve Balıkçılık Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması ile İlgili Fiziki Varlıklara Yönelik Yatırımlar” sektörüne yönelik projelere destek verildiğini dile getiren Vali Dağlı, süt ve süt ürünleri, kırmızı et ve et ürünleri, kanatlı eti ve et ürünleri, su ürünleri, meyve ve sebze ürünleri ve yumurtanın işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırım konularının desteklendiği çağrı sürecinin proje teslim süresinin 09 Mayıs 2024 tarihine kadar devam edeceğini açıkladı. Tüm projelerde; yapım işi, makine-ekipman alımı, hizmet ve görünürlük harcamalarına gerçek ve tüzel kişilerde yüzde 50, üretici örgütlerinde yüzde 70 oranında hibe desteği sağlanacağını açıklayan Vali Dağlı, “Atık yönetimi ve yenilenebilir enerji harcamaları içeren projelerde bu harcama tutarlarına ilave yüzde 10 daha destek verilecek. Sektörüne göre değişmekle 30 bin ile 3 milyon Avro aralığında uygun harcama tutarına sahip projelere verilecek desteğin yanı sıra yatırımlardaki harcamalar KDV, ÖTV ve diğer vergilerden de muaf tutulacak” dedi. TKDK’nın, 2024 yılında toplam 248 milyon avro bütçeli olarak çıkılacak çağrı ilanları takvimini yayınladığını hatırlatan Vali dağlı, “21 Mart tarihinde çıkılan 66 milyon Avroluk 1. Çağrının ardından Haziran ayında 2. Çağrı olarak kırsal alan yatırımları şeklinde adlandırabileceğimiz, bu sefer içerisinde çiftçilerimizin makine ekipman desteği olarak bildiği kısmın bulunmadığı 80 milyon Avroluk “Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve İş Geliştirme” sektörü için süreç başlayacak. Ardından Temmuz 2024 ayında hayvancılık yatırımları olarak bilinen 90 milyon Avro bütçeye sahip “Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar” için 3. Çağrı ve son olarak da Ağustos 2024 ayında çiftçilerimizin makine ekipman desteği için beklediği 12 milyon Avro bütçeli “Açık Alanda Bitkisel Üretim Projelerine Yönelik Makine Ekipman Destekleri” için 4. Çağrıya çıkılacaktır. İlgili sektörlere yatırım düşünen vatandaşlarımızın proje hazırlıklarına ve yapım işi içeren yatırımları için inşaat ruhsatı işlemlerine şimdiden başlamaları menfaatlerine olacaktır. Bu kapsamda yatırım yapmak isteyen tüm vatandaşlarımızın İl Koordinatörlüğümüzle irtibat kurmalarını, en doğru bilgiyi yetkililerden ve uzman personelden alarak yatırımlarına yön vermelerini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.