EĞİTİM - 01 Mayıs 2020 Cuma 11:28

YÖK’ten üniversitelere 'siber güvenlik ve ağ yönetimi' eğitimi

A
A
A
YÖK’ten üniversitelere 'siber güvenlik ve ağ yönetimi' eğitimi

YÖK ve CISCO arasında dijital eğitim alanında geçtiğimiz Mart ayında başlatılan iş birliği kapsamında özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde bulunan ve "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" kapsamında yer alan 16 üniversitedeki akademisyenlere "siber güvenlik" ve "ağ yönetimi" konularında eğitimler verilmeye başlandı.

16 Mart tarihinde başlatılan ve herhangi bir ücret ödenmeden gerçekleştirilen "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi"nin ilk aşamasında 5'i yeni kurulan teknik üniversite olmak üzere toplam 8 pilot üniversitede akademisyenlere yönelik eğitimler devam ediyor. Bu kapsamda Bursa Teknik, Erzurum Teknik, Eskişehir Teknik, İskenderun Teknik, Konya Teknik, Hitit, Tokat Gaziosmanpaşa ve Yozgat Bozok üniversitelerinden seçilen bir grup akademisyene "siber güvenlik" ve "ağ yönetimi" konularında CISCO Network Akademi tarafından ücretsiz sertifika eğitimi veriliyor.

YÖK ve CISCO’nun dijital eğitim alanındaki iş birliği kapsamında ikinci adım YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç'ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıyla atıldı. Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıya YÖK yetkililerinin yanı sıra, projeye yeni eklenen 16 üniversitenin rektörü ve bu üniversitelerde proje kapsamında eğitici eğitimi alacak 32 akademisyen, CISCO Türkiye Genel Müdürü Didem Duru ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Lideri Habibe Açık katıldı. Proje kapsamında Ağrı İbrahim Çeçen, Bayburt, Bingöl, Iğdır, Munzur, Muş Alparslan, Siirt, Şırnak, Ardahan, Artvin Çoruh, Batman, Bitlis Eren, Gümüşhane, Hakkâri, Kilis Yedi Aralık ve Osmaniye Korkut Ata üniversitelerinde eğitimler verilecek.

YÖK Başkanı Saraç, toplantıda yaptığı konuşmada yeni YÖK olarak yükseköğretimde dijitalleşmeye büyük önem verdiklerini belirterek, içinde bulunulan süreçte bunun ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını altını çizdi. Saraç, küresel salgın sonrasında üniversitelerin bazı altyapı yetersizliklerine rağmen sürece hızla uyum sağladıklarını ifade ederek, “Bu olağanüstü durum karşısında son yıllarda çok hızlı karar alabilme ve çevik yönetim sergileyebilme kapasitesi yüksek bir kurum halini almış olan 'yeni YÖK', bu sürecin gerçekleri dikkate alan, sükûneti ve temkini elden bırakmayan, üniversitelerimizin ehliyetlerine karar mekanizmalarında önem veren bir yaklaşım ile yönetilmesini gözetmiştir. Üniversitelerimizden gelen geri bildirimler doğrultusunda altyapı konusunda eksiği olan üniversitelerimizin ihtiyaçları YÖK koordinasyonunda diğer üniversitelerle işbirliği içerisinde giderilmeye çalışılmıştır” dedi.

Bu süreçte özellikle dezavantajlı üniversitelerdeki akademisyen ve öğrencilere teknolojik yetkinlik kazandırılmasına büyük önem verdiklerini söyleyen Saraç, CISCO Network Akademi yetkililerine dijital eğitim alanındaki bu iş birlikleri nedeniyle teşekkür ederek, projenin başarılı bir şekilde yürütülerek Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu dijital alanda nitelikli insan kaynağına katkı sağlamasını diledi.

Proje kapsamında akademisyenlere verilecek eğitimlerin yaz sonunda tamamlanarak sertifika alan akademisyenler tarafından üniversitelerindeki diğer akademisyenlere eğitim verilmesi planlanıyor. Ayrıca 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde proje kapsamındaki üniversitelerde öğrencilere yönelik "Siber Güvenlik" ve "Ağ Yönetimi" derslerinin açılması da hedefleniyor.

Neşra Durmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yıllık geliri 120 bin 920 dolar olan Dijital Göçebeler Eskişehir’i tercih ediyor Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, dünya genelinde 35 milyon kişinin çalışma şekli olan ve yıllık yaklaşık 120 bin 920 dolar geliri olan dijital göçebelerin aradığı şehir kriterlerine Türkiye’de en uygun kentin Eskişehir’in olduğunu ve bu konuda çalışma yapılası gerektiğini belirtti. Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, Global Dijital Göçebe kavramı hakkında bilgi verdi. Uzaktan çalışabildikleri için Dijital Göçebe adını alan çalışanların dünya genelinde 35 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Dijital Göçebelerin sayılarının 2030 yılında 1 milyara dayanabileceğini belirten Serkan Can Zengin, bu şekilde çalışan insanların aradıkları kent özellikleri hakkında bilgi veridi. Gittikleri şehirlerde 6 ile 9 ay arasında kalan bir dijital göçebenin yıllık gelirinin yaklaşık 120 bin 920 dolar olduğu biliniyor. Konaklama, sağlık ve sosyal imkânların teminin kolaylığına göre kent seçen Dijital Göçebeler için Eskişehir’in ülkedeki en uygun şehirlerden biri olduğunu söyleyen Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, bu konuda gerekli çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizdi. Yerel yöneticilere, kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunan Zengin, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay bu konuyla alakalı birlikte proje ortağı olduğunu ifade etti. “Yıllık gelirinin 120 bin 920 dolar olduğu tespit edilmiş durumda” Dijital göçebelerin tanımı ve yıllık ortalama geliri hakkında Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, Dijital göçebe şu anda dünyada artık dijital göçebe kavramı çok yaygınlaşmaya başladı. Aslında bu ülkeler için çok ciddi bir ihracat kalemi haline gelmeye başladı. Dünyada şu anda 35 milyon dijital göçebe olduğu söyleniyor. 2030 yılı itibariyle bunun 1 milyar kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Şu anda her dijital göçebenin yıllık gelirinin 120 bin 920 dolar olduğu tespit edilmiş durumda. Bu çok büyük bir rakam. Dijital göçebe şu demek; uzaktan çalışabilen, işini bilgisayarıyla ofisten yapmak zorunda olmayan kişilere deniyor. Bu kişiler genelde gittikleri şehirlerde veya ülkelerde 6 ile 9 ay arasında kalıyorlar. Düşünsenize mesela 120 bin dolar yıllık geliri olan birinin, Eskişehir’e gelip 6 ya da 9 ay boyunca yaşayacak. Eskişehir’de para harcayacak. Burada zaman geçirecek. Dijital göçebelerin dikkat ettiği en önemli unsurların başında o şehirdeki emlak ve konaklama kolaylığı ve ucuzluğu, aynı zamanda sosyal yaşam imkanları, kültür sanat etkinlikleri ve şehir içinde yaşarken sağlıkla alakalı hizmet alabilmeleri, dijital göçebelerin şehir tercihinde önemli rol oynuyor ”dedi. “Uzaktan çalışıyorum deyip Eskişehir’de yaşayan çok insanla tanışıyoruz” Eskişehir’in dijital göçebeler tarafından sıkça tercih edildiğine değinen Zengin, “Eskişehir’e gelen, uzaktan çalışıyorum deyip Eskişehir’de hayatını geçirmeye devam eden çok insanla tanışıyoruz. Dijital göçebelerin Eskişehir’i tercih etmesi mümkün olabilir. Eskişehir buna uygun. Eskişehir çünkü kültür sanatın belki Türkiye’deki başkentlerinden bir tanesi. Sosyal yaşam olarak Türkiye’deki en insanların rahat dışarıda hayatını geçirebildiği, sosyalleşebildiği şehirlerin başında geliyor. Ve Eskişehir aynı zamanda emlak ve konut anlamında da imkanları yüksek olan bir şehir. Sadece burada dijital göçebelerin Eskişehir’e gelmesinin sağlanması, bu diyalogların kurulması ve şehrin bununla ilgili pazarlanması gerekiyor. Tabii bunun için belediyelere, turizmle ilgili tüm kurum ve kuruluşlara, aynı zamanda Eskişehir’deki tüm yerel yöneticilere bu konuya değinme gerekiyor. Özellikle bununla ilgili odalara ve çeşitli derneklere çok iş düşüyor. Bu bir çağrıdır. Eskişehir’in dijital göçebeleri ev sahipliği yapması için ve bununla ilgili şehrin hazırlıklarını artık başlatması için tüm kurum, kuruluş, kamu ve özel olmak üzere herkese yaptığımız bir çağrıdır” ifadelerini kullandı. “Turizm fakültesinin liderliğinde tüm bunların hepsi planlanabilir” Eskişehir’de dijital göçebelere yönelik çalışmaların olduğunu belirten çalışmalar Serkan Can Zengin, şöyle devam etti; “Bununla ilgili aslında çok ciddi çalışma yapan Turizm Fakültemiz var. Biz aynı zamanda Türkiye’deki bir dijital göçebe kavramını yürüten Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay’ın yürüttüğü TÜBİTAK projesinin ortağıyız. Bu hep beraber oturulup turizm fakültesinin başkanlığında veya önderliğinde kavramların üzerinde çalışıldığı ve hangi kurum ve kuruluşun neler yapılacağını ortaya çıkartılabileceği bir süreç. Çünkü dijital göçebeler kendilerini ofis arayacaklardır ama bu ofis anlık ofis. İnternet altyapısı arayacaklardır şehrin her yerinde. Buraya geldiğinde onlara şehir içindeki ilk başlangıçtaki oryantasyonu sağlayacak belki ekip veya bununla ilgili hizmet arayacaklardır. Eskişehir bununla ilgili bence Türkiye’deki en uygun şehirlerden bir tanesi. Tek dezavantajı havalimanının olmaması. Eskişehir’i transferlerin garanti edileceği, bu şehre geldikten sonraki tüm o danışmanlık veya yol göstericiliğin belediyeler veya odalar tarafından yapılması gereken bir kavram haline geliyor. Turizm fakültesinin liderliğinde tüm bunların hepsi planlanabilir.”