EKONOMİ - 23 Ekim 2019 Çarşamba 15:35

Yöresel Ürünler Fuarı(YÖREX) 10. kez kapılarını açtı

A
A
A
Yöresel Ürünler Fuarı(YÖREX) 10. kez kapılarını açtı

Antalya Ticaret Borsası (ATB) öncülüğünde TOBB’un desteğiyle bu yıl 10’uncusu ANFAŞ Fuar Merkezinde düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) kapılarını açtı.

‘Sizin oraların nesi meşhur’ sloganıyla 23-27 Ekim tarihlerinde açık kalacak YÖREX’te, 7 bölgeden 81 il, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 18 kalkınma ajansı, 150 civarında oda ve borsa ile toplam 647 civarında katılımcı firma, yöresel ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sunacak. 250 bin ziyaretçinin hedeflendiği YÖREX için, ANFAŞ Fuar Merkezinde açılış töreni gerçekleştirildi.

Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Davut Çetin, fuara katılan bazı il ve ilçelerin belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşları ile ziyaretçiler katıldı.

"81 ili kapsıyor"
Açılışta konuşan ev sahibi ATB Başkanı Ali Çandır ise Göbeklitepe’den bugüne 12 bin yıllık medeniyetler birikiminin bir yansıması olan yöresel ürünlere sahip çıkma, hakkını ve hukukunu koruma gerçek değerini buldurma, ulusal ve uluslararası piyasalarda ticaretini artırma gibi amaçlarla yöresel ürünler projesini ve YÖREX Fuarı’nı ürettiklerinin altını çizdi.

YÖREX’in 81 ilin tamamını kapsadığını ve o ürünleri insanların tatmasını ve hissetmesini sağladıklarını kaydeden Çandır,

“ Çalışmalarımız bize gösterdi ki bu topraklara özgü 3 bine yakın yöresel ürünümüz bulunmaktadır. Yine gördük ki bu ürünlerimizin büyük bölümü, kıyada köşede kalmış, öz tüketimle sınırlanmış, ticari değeri azalmış ve yok olmaya yüz tutmuştu. Çünkü insanlarımız bir taraftan hızlı tüketime ve kitle ürünlerine meylederken diğer taraftan da yöresinden büyük kentlere göç halindeydi”dedi.

"657 katılımcı"
Fuarda 164 oda ve borsa, 18 kalkınma ajansı ve toplam 647 katılımcının yer aldığını dile getiren Başkan Çandır, “Fuarımızda 5 gün boyunca her adımda başka bir yöremizin ve ilimizin zenginliklerini göreceksiniz. Ülkemizin her köşesinden gelen katılımcılarımızın eşsiz yöresel ürünlerini tadacak ve deneyeceksiniz, yeri gelecek memleket hasretini giderecek, yeri gelecek merak ettiğiniz yöreleri tanıyacaksınız. Kırsal kalkınma, gastronomi ve coğrafi işaret temalı seminerler izleyeceksiniz, Türkiye’nin Peynirleri Sergisi’ni göreceksiniz. Yöresel ürün üreticilerimizin ticari bağ kurduğunu gözlemleyeceksiniz” diye konuştu. Çandır, dünya üzerinde 200 milyar avroluk coğrafi işaretli ürün piyasası bulunduğunu belirtti.

"En az 2 milyar avrolu ihracat olması lazım"
Türkiye’nin ekonomik konumu itibariyle en az 2 milyar avroluk bir coğrafi işaretli ürün ihracatı olması gerektiğine vurgu yapan Çandır, “Ancak, henüz bunun çok gerisindeyiz. Özellikle uluslararası düzeyli coğrafi işaretli ürün ihracatımız birkaç yüz milyon avro düzeyindedir. Son 10 yıldır dünya tarım ürünleri fiyatları sürekli gerilerken coğrafi işaretli tarım ürünlerinin fiyatları artmaktadır. Çünkü bu ürünler ikamesizdir. Dolayısıyla ürünlerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde gerçek ekonomik değerine ulaştırmak ve pastadan daha fazla pay alabilmek için bilinen en etkili aracın coğrafi işaret tescili olduğunun bilinmesi gerekir. Ki son on yılda epeyce yol aldık. Geride bıraktığımız on yılda coğrafi işaretli ürün sayımızı 4 katın üzerinde artırdık. Yine 10 yıl önce 48 olan coğrafi işaretli il sayımızı, bu yıl itibariyle 81 ilimizin tamamına yaydık” dedi.

"CİBİS kurulmalı"
Coğrafi işaretin, ürünlere beklenen değeri kazandırması için mutlaka etkili bir kayıt, takip ve denetim sistemi olması gerektiğine değinen Çandır, “Ancak bu sistemi hayata geçirdiğimizde ve oluşturulan katma değeri insanlarımız gördüğünde, yöresel ürünlerimize daha fazla sahip çıkacaktır. Böyle bir süreci yaşayabilmenin etkili yollarından biri ise; müstakil bir coğrafi işaret enstitüsü ile üretici, tüketici ve denetleyen gibi tüm tarafların yer alacağı coğrafi işaret bilgi sistemi (CİBİS) kurmaktır“ diye konuştu.

"81 il 81 ürün"
Çandır, 81 ili kapsayan 26 bölgesel kalkınma ajanslarının ve her ildeki oda-borsaların desteğinde coğrafi işaretli “81 İl, 81 Ürün” isimli yeni bir proje paketinin kurgulanıp hayata geçirilmesinin faydalı olacağının altını çizdi. ATSO Başkanı Çetin, yöresel ürün tanıtımı değil birlik beraberlik ve kardeşliği sergileyen bir buluşma olduğunu bildirdi. Yöresel ürünlerin 30 yıldır Antalya’dan dünyaya tanıtıldığını dile getiren Çetin, yöresel ürünlerin Türkiye’nin toprağı, kültürü, tarımı, el emeği ve turizm ürünü olduğunu kaydetti.

Hisarcıklıoğlu: "Markalaşmanın buluşma noktası"
ÖREX'in artık Türkiye’nin bir vitrini olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, burada Türkiye'nin tüm renklerinin bir araya geldiğinin altını çizdi. Son 10 yılda coğrafi işaretli ürünlerin yüzde 40’ını, oda ve borsaların tescil ettirdiğini kaydeden Rifat Hisarcıklıoğlu, "Onlar tarafından tescil edilen ürün sayısı 150’yi geçti. YÖREX, yöresel ürünlerin markalaşması ve ticari değer kazanması yolunda önemli bir buluşma noktası haline geldi. Her ilin, her ilçenin yöresel lezzetleri, coğrafi işaretli ürünleri burada sergileniyor. Bu sayede YÖREX; coğrafi işaretli ürünlerin, hem Türkiye, hem de dünya ile buluşmasını sağlıyor. Üreticilerle, perakendeciler, burada bir araya geliyor. İkili iş görüşmeleri yapıyorlar. Bu işi ülke geneli yaymak üzere, 7 Bölgede de YÖREX Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi düzenlemeye başladık" ifadelerine yer verdi.

"Küresel pazara girmek önemli"
Yöresel ürünü sadece yurt içinde tescil ettirmekle işin bitmediğine değinen Hisarcıklıoğlu, "Yurt dışında da tescil ettirmek ve küresel pazarlara girmek de önemli. Şu ana kadar 3 ürünümüz Avrupa’da tescillendi. Gaziantep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı. Diğer ürünlerimizin AB nezdinde tescili için de, TOBB, oda borsa camiası olarak çalışıyoruz. Bu kapsamda AB’de tescil bekleyen 15 ürünümüz var. Bunlar; Afyon, Antakya, Edremit, Giresun, İnegöl, Kayseri, Milas ve Taşköprü’den ayrıca, Antep, Aydın ve Malatya; birer ürün için daha başvurdu. Bu topraklardan çıkan ürünlerin değerini, önce biz bilmezsek, dış pazarlara hiç anlatamayız" dedi.

"Bizim ihracatımı 100-200 milyon dolar"
"Son dönemde yaşanan ekonomik çalkantıdan kurtulmanın çözümü de Anadolu topraklarında yatıyor" diyen Hisarcıklıoğlu, " Zengin olmak istiyorsanız, bölgenizi zengin etmek istiyorsanız, kendi yöresel ürünlerinize sahip çıkın. Bakın peynire, bizde 200 çeşit peynir var. İtalya, Fransa, Hollanda, İsviçre’yi toplasan bu kadar çıkmaz. Ama ne yapmışlar, Rokfor, Çedar, Monterey, Mozeralla markalarını çıkarmışlar. Bunların her biri de, ismini o bölgeden, köyden almış, yerel ürün sonrasında İtalya, Fransa veya Hollanda yılda 3-4 milyar dolar peynir ihraç eder hale geliyor. Bizim ihracatımızda 100-200 milyon dolarlarda kalıyor."diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, coğrafi işarete sahip bir ürünün, Avrupa’da fiyatını ikiye katladığına değinerek, insanların, yerel olana, doğal olana daha fazla ilgi duyduğunu ve daha fazla para ödediğini kaydetti. Hisarcıkloğlu, TOBB olarak coğrafi işaretli ürünlere desteklerinin devam edeceğini bildirdi.

“Kalkınma yerelden başlıyor”
Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya'nın bereketli topraklardan oluştuğunu tarım ve turizmin başkenti olduğunu dile getirdi. Kentin 16’sı yabancı 4 milyonu yerli olmak üzere 20 milyon turiste ev sahipliği yaptığını kaydeden Böcek, bu çerçevede yöresel ürünlerin tanıtımına önem verdiklerini söyledi. Fuarda Antalya'nı 8 tescilli ürünün sergileneceğini dile getiren Böcek, "Organik üretimi yaygınlaştıracağız. Toprak ve yaprak analiz laboratuvarını açacağız. Büyükşehir Belediyesi olarak yöresel ürünlerin tanıtımına destek vereceğiz. Bütün üreticilerimize köylerde gübre ve tarımsal destek vereceğiz. Kalkınmayı yerelden başlatacağız” ifadelerine yer verdi.

Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, coğrafi işaretlerin markalaşmasında 10 yıldır düzenlenen YÖREX’in büyük etkisi olduğunu kaydetti.

Karaloğlu: "Marka oldu"
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, YÖREX'in, Türkiye'de yerel ürünler ve coğrafi işaretli ürünler noktasında farkındalığın artırılmasında önemli bir rol üstlendiğine değinerek, "Bugün coğrafi işaret konusu konuşuluyorsa bunda YÖREX'in katkısı büyüktür. YÖREX, hem Antalya'nın hem de Türkiye'nin çok önemli markası haline gelmiştir. Emek veren herkese teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmaların ardından Bakan Varank ve protokol üyeleri açılış kurdelesini kesip, stantları gezdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.