EKONOMİ - 28 Mayıs 2020 Perşembe 11:45

Yüzlerce dönüm tarım arazisini don vurdu, verim yüzde 50 düştü

A
A
A
Yüzlerce dönüm tarım arazisini don vurdu, verim yüzde 50 düştü

Son günlerde Eskişehir’de hissedilen soğuk hava ile birlikte etkili olan don; domates, biber, ayçiçeği ve mısır gibi ürünlere büyük oranda zarar verdi. Dondan dolayı üreticinin zor durumda kaldığını aktaran Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, don olayının Tarım Sigorta Havuzu (TARSİM) kapsamına alınması gerektiğini söyledi.

Eskişehir’de don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verdi. Umutla ürünlerin yetişmesini bekleyen çiftçi, hasata sayılı günler kala hüsrana uğradı. Sezon başında kaliteli ve verimli hasat yapmayı planlayan birçok üretici, havanın soğuk olmasıyla gelişen donun mağduru oldu. Don sebebiyle; domates, biber, fasulye, salatalık, kabak, ayçiçeği, pancar ve mısırlar büyük oranda zarar gördü. Eskişehir’de don nedeniyle yüzlerce dönümlük tarım ürünü etkilenirken, bazı çiftçilerin zararlarının 150-200 bin lira civarında olduğu öğrenildi. Hasar gören ürünlerin düzelmesinin güç olduğu tahmin edilirken, üretici don olayının sigorta kapsamına alınmasını istiyor. Aniden gelişen bu doğa olayı karşısında çaresiz kalan üretici yardım bekliyor.

Yüzlerce dönüm tarım arazisini don vurdu, verim yüzde 50 düştü

"Yapılması gereken don olayının TARSİM kapsamına alınması"

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, don olayının Eskişehir genelinde hissedildiğini belirterek, donun TARSİM kapsamına alınması gerektiğini söyledi. Zarar tespit çalışmalarının başladığını bildiren Başkan Buluşan, "Eskişehir olarak genellendirecek olursak bütün ilçelerimizde bu don olayını yaşadık. Mısır, ayçiçeği, domates, biber, salatalık ve kabakta bunları yaşadık. Bugün Alpu, Çifteler, Seyitgazi başta olmak üzere ilçelerimizde genel olarak bir don sıkıntımız var. Zarar tespitini de tarım ilçe müdürlüklerimiz yapıyor. Önümüzdeki 10 gün içinde bu tespit işi biter diye düşünüyoruz. Tabi burada mısır için yüzde 50 dönüşme ihtimali var. Tekrar düzelebilir ama çok hasar görmüş yerler var. Bu nedenle biz mısırda geri dönüşün yüzde 50 sağlanacağını düşünüyoruz ama fidelerde mümkün değil. Bu yüzden burada yapılması gereken don olayının bir şekilde TARSİM’e alınması. Biz bunu hem Türkiye Ziraat Odası Birliğimize, hem de gerekli mercilere bildirdik. Mesela ağaç fidanı don olayında TARSİM’e giriyor ama normal fide girmiyor. Yani üretimde hiçbir şeyi ayırt etmememiz lazım. Çünkü biz üreticiyiz, üretmeyi seviyoruz ve üretmeye de devam edeceğiz. Çünkü ülkemizde tarım ile ilgili artık bazı şeyleri aşmamız gerekiyor. Bir don olayına takılı kalmamamız lazım. Bunun gibi tarıma destek verilmeli. Bir an evvel çözüm bulunması lazım. Çünkü şu an üreticimizin 100 bin, 150 bin lira gibi zarar söylemesi kolay değil. 2-3 aylık bir hadise bu. Bundan dolayı bir destek verilmeli ve el atılmalı bu konuya" diye konuştu.

"Çimlerin geri telafisi çok zor"

Kişi başına 100-150 bin lira çim masrafı olduğunu aktaran Gürbüz Aydemir isimli üretici, "Cuma günü sabahleyin başlayan soğuktan etkilenen bölgelerimiz var. Bu bölgeler içinde özellikle sebze ağırlıklı ürünlerimiz soğuk gördü. Önlem alabildiğimiz yerler var, alamadığımız yerler var. Üstünü örtebildiğimiz kadar örttük ama örtemediğimiz yerler gitti. Biz devletimizden banka ile ilgili sigortalarımızdan zararımızın karşılanmasını istiyoruz. Çünkü banka bunu yaparken işin içine doluyu sokup, soğuğu sokmadığı için bundan yararlanamıyoruz. Kişi başı minimum 100-150 bin lira çim parası var. Bunların nisan ayından bu yana hazırlanıp, tarlasını sürüp, işçisini çalıştırması işin içinde değil. Bu saatten sonra çimlerin geri telafisi çok zor çünkü sürenin sonuna geldik. Şu anda bitti. Sadece elimizde seralara ikinci ürün olarak ektiğimiz şeyler var. Onun dışında şu anda çim arıyoruz. Biz devletimizden şu andaki don olayından dolayı Eskişehir’de sebze işi ile uğraşan vatandaşlarımıza yardım etmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Mısır üretimi yapan çiftçilerimiz yüzde 50 verim kaybı yaşadı"

Mısırda yüzde 50 verim kaybı yaşandığını ve don olayının sigorta kapsamına alınmasını istediklerini aktaran Mehmet Öltörü isimli üretici ise "Tepebaşı bölgesinde mısır üretimi yapan çiftçilerimizin tarlalarında aşırı hava değişimi ve don olayının yaşanması sebebiyle yüzde 50 verim kaybı yaşadı. Yüzde 80 olan yerler de var ama genele bakarsak yüzde 50. Çiftinin zaten kazanacağı örneğin yüz dekarlık bir alanda 30 dekarsa, bunu da hava muhalefetinden dolayı kaybetti. Biz buraları önlem olarak TARSİM’den sigortalatıyoruz. Sigorta da maalesef don olayı ile ilgilenmiyor. Bu konuyla alakalı don olayının TARSİM kapsamına alınmasını bekliyoruz. Biz senelerdir bunu yaptırıyoruz ama maalesef hiçbir zaman don olayını içeriğe katmıyorlar" dedi.

"Yevmiyelerini kurtarabilirlerse ne mutlu 1 lira kazançları olmaz"

Son olarak pancar, domates ve biber üreten çiftçiler için çok geç olduğunu aktaran Öltörü şunları söyledi;
"Mısır ekimi için geç değil ama pancar ekimi, domates ekimi için geç. Biber ekimi, bahçe türünde çalışan arkadaşlar için çok geç. Bu sene yevmiyelerini, günlüklerini kurtarabilirlerse ne mutlu onun dışında 1 lira kazançları olmaz."

Çağatay Gür - Burak Tekin - Mustafa Kaplan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Ata Sahne Sanat Merkezi, ‘Dünya Tiyatrolar Günü’nde kapılarını açtı Samsun’un Atakum Belediyesi tarafından yapılan Ata Sahne Sanat Merkezi, “Dünya Tiyatrolar Günü”nde “Bimarhane” isimli tiyatro oyunu ile kapılarını açtı. Atakum Belediyesi tarafından atıl durumda olan binada yapılan Ata Sahne Sanat Merkezi için açılış töreni düzenlendi. Açılıştan önce Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci ve beraberindekiler ilk olarak, aynı binada açılan Atakum Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Temel Nacar Resim Sergisi’ni gezdi. Akabinde kurdele kesilerek merkezin açılışı gerçekleştirildi. Açılışta, Düşevi Oyuncuları tarafından “Bimarhane” isimli oyun sahneledi. Dört akıl hastasının bakış açısıyla Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşananları sahneye taşıyan “Bimarhane” isimli oyun, davetlilerden büyük alkış aldı. “Atakum özellikle sanat ve kültür alanında 2 büyük eser kazandı” Programda konuşan Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, "Burası 2012 yılında başlanmış, yarım bırakılmış, çürümeye terk edilmiş bir binaydı. Karadeniz’in en çağdaş, modern, son teknoloji ile mücehhez çok amaçlı salonunu yaptık. Tiyatro, konser ve buna benzer etkinliklerin yapılabileceği, çevre düzenlemesiyle bu bölgeye değer katacak bir eser ortaya getirdik. Adı da Ata Sanat Merkezi. Atakum’da her şey adını atasından alıyor. Burası Hasan Ali Yücel Gençlik ve Bilim Merkezi’ni tamamlıyor. İkisi bir araya geldiğinde buranın sanat, kültür, üniversite kimliğinin altyapısını oluşturuyor. Önümüzdeki dönemde bu 2 salon da kendini ispat etmiş olacak. Atakum’da 45 bin üniversite öğrencisi yaşıyor. 108 ülkeden 10 bin yabancı uyruklu öğrenci var. Özellikle Hasan Ali Yücel Merkezi’ne sürekli geliyorlar. Burada da diğer sanatsal etkinliklerini yapacaklar ve gittikleri yerlere de anlatacaklar. Atakum özellikle sanat ve kültür alanında iki büyük eser kazandı" dedi. Salon hakkında bilgi Ata Sahne Sanat Merkezi, Atakum Belediyesi Etüt Proje Müdürlüğü tarafından yeniden modern, çağın şartlarına uygun ve Atakum’un ihtiyaç duyduğu şekilde projelendirildi ve yapımı tamamlandı. Merkez içerisinde tiyatro, konser ve sanat etkinliklerinin düzenlenebileceği akustik ve profesyonel ses ışık sistemi projeleri ile gerekliliklerinin tümü karşılanmış olan 550 kişilik konferans salonu, kitap sergisi ve satışı için kullanılacak ve imza günler gibi etkinliklerin düzenlenebileceği sergi salonu, uygun sayıda ve yeterlilikte sanatçı soyunma odaları, teknik ve idari ofislerin yer aldığı, tüm faaliyetler için uygun fuaye alanları yer alıyor.
Yozgat İftara yetişemeyenlerin yardımına ASH koşuyor Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından ‘Her Anınızda Hep Yanınızda’ sloganı ile iftara yetişemeyen vatandaşlara ikramlarda bulunuluyor. Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal, personeli ile birlikte iftar saatin Terminal kavşağında trafikte bekleyen araçlara hazırladıkları kumanyaları dağıtarak orucunu açamayanların yanında oldular. İl Müdürü Arif Topal personeli ile birlikte "Her Anınızda Hep Yanınızda" diyerek trafikte kalıp iftara yetişemeyen vatandaşlarımıza otogar kavşağında iftariyelik ikramında bulundu. İl Müdürü Topal, "Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak Ramazan’ın bereketini hep birlikte paylaşıyor kalpten kalbe giden yolda buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi. İl Müdürü Topal, ramazan ayında insanların bir araya gelerek paylaşımın ve yardımlaşmanın önemine vurgu yaparak şunları söyledi: "’Her Anınızda Hep Yanınızda’ sloganıyla yola çıktık ve bu anlayışla trafikte kalan vatandaşlarımıza destek olmaya gayret ettik. İftar saatinde trafikte bekleyen araçlara hazırladığımız kumanyaları dağıtarak, orucunu açamayan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu hissettik. Bu tür etkinliklerle, sadece maddi destek değil, aynı zamanda manevi dayanışmayı da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak, toplumumuzun her kesimine ulaşarak onların yanında olmaya gayret ediyoruz. Ramazan’ın bereketini hep birlikte paylaşarak, kalpten kalbe giden yolda buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu vesileyle, tüm Yozgatlı vatandaşlarımızın ramazan ayını en içten dileklerimle kutluyor, birlik ve beraberlik içinde nice güzel paylaşımlara vesile olmasını temenni ediyorum’’ diye konuştu.
Nevşehir Kapadokya Üniversitesi’nden tarihi başarı Kapadokya Üniversitesi İnsansız Hava Aracı Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, havacılık alanında önemli bir başarıya imza attı. Üretilen İHA, +25kg kompozit gövde yapısıyla Türkiye’de ilk kez üretilerek tescil sertifikası alan ilk İHA-2 oldu. Üretilen İnsansız Hava Aracı (İHA), İHA-2 kategorisinde ve +25kg kompozit gövde yapısıyla Türkiye’de ilk kez Kapadokya Üniversitesi tarafından üretilerek tescil sertifikası alan ilk İHA-2 olarak tarihe geçti. Tescil sertifikasını Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) alan Kapadokya Üniversitesi İnsansız Hava Aracı Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “İnsansız Hava Aracı Üreticisi” resmiyeti kazanarak Sanayi Sicil Belgesi de aldı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Havacılık Programları Koordinatörü Samet Gençağ, “İnsansız Hava Aracı Uygulama ve Araştırma Merkezimiz tarafından üretilen insansız hava aracı İHA-2 kategorisinde yer alan, 27 kilogram maksimum kalkış ağırlığına sahip. Bu hava aracımız tamamen üniversitemiz bünyesinde bulunan araştırma ve uygulama merkezimiz tarafından geliştirilmiştir. Tasarımı, üretimi ve tescillenmesi tamamen üniversitemiz tarafından gerçekleştirilmiştir. Üretmiş olduğumuz bu hava aracı Türkiye’de bir üniversite tarafından üretilmiş ve tescili alınmış ilk İHA-2 sınıfı hava aracı olma özelliğine sahiptir. Üniversitemizin kabiliyetleri ve mevcut imkanları doğrultusunda ürettiğimiz bu hava aracıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından üretici belgesi almış bulunmaktayız. İlerleyen süreçlerde seri üretime geçmeyi hedeflemekteyiz. Bu aracımız şu an eğitim amaçlı üretilmiştir, çeşitli varyasyonları bulunmaktadır. Bu varyasyonlar tarımsal alanlarda ilaçlama, görüntü alma ve hava trafik yönetimi gibi eğitim dışında farklı uygulamaları da bulunmaktadır. Şu an İHA-2 sınıfında olan hava aracımızı ilerleterek 150 kilogram ve üstü olan İHA-3 sınıfı bir hava aracı üretmek ve ilerleyen aşamalarda içerisinde kontrol eden bir insanın olmadığı ancak insan taşıyan hava taksi projemiz de bulunmaktadır" dedi. Öğr. Gör. Emin Tugay Kekeç ise, "İHA-2 kategorisinde geliştirdiğimiz insansız hava aracında tasarım, üretim ve montaj kısımlarını da tamamen üniversitemiz uygulama, araştırma merkezimiz imkanları dahilinde öğrencilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Dokümantasyon tarafı da tamamen bize ait. İHA’da kullandığımız ekipmanlar, özellikle hafifliği ve dayanma açısından kompozit yani karbonfiber ve alışımı, türevleri, malzemeler kullandık. Bunların tasarımını ve üretimini de tamamen üniversitemiz bünyesinde gerçekleştirdik. İnsansız hava aracımız değişken faydalı yük sistemiyle birlikte farklı uygulama alanlarında kullanımı mümkündür. Ek olarak ilerleyen dönemlerde kargo taşımacılığı gibi alanlarda da değiştirilebilir bir mekanizmayla bu sistemi aktif hale getirebileceğiz" diye konuştu.
Tokat Köylerinde cep telefonu çekmeyen kadınlar boş vakitlerini kurslarda değerlendiriyor Tokat’a 71 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle köy halkının isteği üzerine açılan kurs sayesinde kadınlar eğlenceli vakit geçiriyor. Tokat’a 71 Sulusaray ilçesine ise 6 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle kadınlar evde sıkılıyordu. Kış aylarında eve kapanan kadınların bu durumuna son vermek isteyen köy muhtarı, kaymakam ve ilçe halk eğitim merkezi ile görüşerek harekete geçti. Yapılan görüşmeler sonucunda dikiş nakış kursu açılmasına karar verildi. Ev işlerini tamamlayan kadınlar, köy konağında açılan dikiş nakış kursuna katılarak vakitlerini değerlendiriyor. Kurs kapsamında, tahta baskılar ile kumaşları boyama, dikiş ve nakış gibi el işleri öğretiliyor. Kursiyerler, istedikleri her türlü ürünü geliştirme imkânı buluyor. “Kursumuzu köy konağımızda açtık” Kursun açılış aşaması hakkında bilgiler veren köy muhtarı Tuncay Algeç, "Yaklaşık 3 ay önce kaymakamımız ve ilçe halk eğitim merkezi müdürüyle yaptığımız görüşmeler neticesinde buraya bir kurs açma gereği gördük. Kış aylarında bayanlarımızın evde kalmalarındansa burada bir şeyler öğrenip aile ekonomilerine katkı sağlayabilirler mi diye düşündük. Bu kapsamda kursumuzu köy konağımızda açtık. Şu anda da faal durumda da çalışıyor" dedi. “Ev ekonomilerine katkıda bulunuyorlar” Nakış kursu öğreticisi Zeynep Kavlak ise, "Halk eğitim merkezi olarak buraya öğrencilerime kurs vermeye geliyorum. 17 tane kursiyerim var. Her sabah Sulusaray ilçesinden Alpudere köyüne geliyorum. Saat 9’dan 3’e kadar burada eğitim veriyorum. Kursiyerlerimle güzel çalışmalar yapıyoruz. Bayanlara tahta baskı, masa örtüsü, dikiş öğretiyoruz. Herkes ailesine, eşine ve çocuklarına dikiş nakıştan ürünler yapıyor. Hem aile bünyesine katkı sağlıyorlar hem de çocuklarının çeyizlerini hazırlıyorlar" şeklinde konuştu. Bir kursiyer, “Artık telefona da ihtiyacımız olmuyor. Nakışlarımızı evlerimize götürüp evimizde de yapıyoruz” diyerek kursun kendilerine sağladığı pratiklikten memnuniyetini dile getirdi. Köy konağında düzenlenen dikiş nakış kursu, köy halkına yeni bir sosyal etkinlik alanı sunmanın yanı sıra, kadınların evde sıkılmadan vakit geçirebilecekleri ve becerilerini geliştirebilecekleri bir ortam sağlıyor.
Manisa Başkan Ergün tedavi gördüğü hastaneden taburcu oldu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, geçirdiği rahatsızlığın ardından yapılan tedaviye alerjik reaksiyon gösterince Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’ne yatırıldı. Bugün sabah saatlerinde taburcu olan Başkan Ergün, "Bana dua eden çok insan olduğunu biliyorum. Onlara da şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bugün biraz daha dinleneceğim. Yarın ve cumartesi günü yine vatandaşlarımızla kucaklaşacağız" dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, salı günü rahatsızlanarak Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tedaviye alerjik reaksiyon gösteren Başkan Ergün, hastaneye yatırıldı. Tedavisi tamamlanan Başkan Ergün, bugün sabah saatlerinde taburcu edildi. Evinde istirahat eden Başkan Ergün, yarın itibariyle seçim çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğini bildirdi. Başkan Ergün, “2 gün önce bronşlarla ve ses tellerimdeki sıkıntıyla ilgili bir serum almak için hastaneye geldim. Son 2-3 güne girdiğimiz bu süreçte bir takviye yapalım demiştim. Ancak, serumu alırken ilave bir ilacın verilmesiyle bir alerjik reaksiyon oluştu. Bu alerjinin etkileri vücutta bazı tepkimelere sebebiyet verdi. Çok şükür ilk 24 saat içerisinde hemen doktorlarımız, hemşirelerimiz gerekli muayeneleri, her türlü tedbirleri aldılar ve bizi sağlımıza kavuşturdular. Ancak tedbir amaçlı hastanede kalmaya devam ettik. Hepimize öncelikle geçmiş olsun diyorum. Gerçekten zor bir süreçti. Bu süreci geride bıraktık. Tabiki, dualarımız var, hayırlarımız var. Vatandaşımızın gönül bağıyla bağlılıkları, duaları bizlere ulaştı. Bugün, şu saatte sağlığımın çok iyi olduğunu buradan ifade ediyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum. Bana dua eden çok insan olduğunu biliyorum. Onlara da şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bugün biraz daha dinleneceğim. Yarın ve Cumartesi günü yine vatandaşlarımızla kucaklaşacağız inşallah” dedi.