- 29 Haziran 2019 Cumartesi 12:27

Hakkari dağların ‘Leoparı’ yıllarca sırtında posta taşıdı

A
A
A
Hakkari dağların ‘Leoparı’ yıllarca sırtında posta taşıdı

HAKKARİ (İHA) – Hakkâri ve Yüksekova’da 1960 yıllarında Köy Hizmetleri’nde personel olarak çalışan 90 yaşındaki dağcı Kemal Çapa, 60 yıl bölgenin dağlarında rehberlik yaptı.

HAKKARİ (İHA) – Hakkâri ve Yüksekova’da 1960 yıllarında Köy Hizmetleri’nde personel olarak çalışan 90 yaşındaki dağcı Kemal Çapa, 60 yıl bölgenin dağlarında rehberlik yaptı.


Hakkâri ve Yüksekova’da 1960 yıllarında Köy Hizmetleri’nde personel olarak çalışan dağcı Kemal Çapa, gençliğinin tamamını bölgenin dağlarında geçirmiş olduğundan halk tarafından kendisine “dağ leoparı” lakabı verildi. Ancak halk tarafından daha çok Kemale Hani olarak tanınıyor. Hakkâri dışından gelen turistlere rehberlik edip bölge dağları hakkında bilgi veriyordu. Köy hizmetlerinin personeli olmasına rağmen il ve ilçe kurumların tamamına hizmet etmiş bir rehber dağcı olarak ismini Hakkari bölgesi ve Türkiye’nin bir çok dağının zirvesine yazdı. Evlenip boşanmış ve çocukları olmayan tek başına hayatına devam 90 yaşındaki dağcı Kemale Hani Van’da yeğenleriyle birlikte yaşamına sürdürüyor.


Van ve Hakkari’den Yüksekova’ya gelen Şemdinli postasını kış aylarında yollar kapalı olup ve araç yetersizliğinden Yüksekova-Şemdinli karayolu 3-4 ay ulaşıma kapalı olması yüzünden bölgede tanınan dağcı olduğu için Şemdinli postasını taşıma görevi hiç bir sosyal güvence olmadan kendisine verildi. 8 saatte tek başına kar-kış demeden sırtında taşıyarak Şemdinli’ye götürüyordu. Bunun karşılığında kendisine ücret olarak postanın kilo başına zamanın delikli 250 kuruşu veriliyordu. Zaman zaman Yüksekova’dan Şemdinli durak Jandarma Karakolu’na kadar sırtında portakal taşıyordu ve davul zurnayla karşılanıyordu.


“Hakkâri’de ilk rehber dağcılık belgesini aldım”


Türkiye’nin birçok dağını gezen Çapa, “Köy hizmetlerinde çalışırken kış aylarında bir gün Yüksekova’ya gelen iki yabancı, Dağlıca’ya nasıl gidebileceklerini sordular. Beni tanıyan halk “iki turist seni soruyor” diye bana geldiler. Sohbet ettikten sonra, Ankara’dan Dağlıca’ya atanan iki öğretmen oldukları ve turist olmadıklarını öğrendik. Onlara dedim ki: görev yerine sizi götürebilmem için posta müdüründen bana üç günlük izin alın gidelim. Ertesi gün yola çıktık. Kar-kış hava çok soğuktu. Öğretmenler bu havalara alışık olmadıkları için bir günlük yolu bir kaç güne sığarak her akşam bir köyde misafir olduk. Üç günde Dağlıca bölgesine ulaştık. Karşılığında 900 kuruş aldım. Okullar tatil oldu. Yüksekovalı Ebubekir Hanoğlu’yu yanıma alarak tekrar Dağlıca’ya gidip öğretmenleri aynı şekilde geri getirip tekrar Ankara’ya gönderdik. Ankara’da beni anlatmışlar. Ankara’dan Tugay Komutanına bilgi vermişler, tugay komutanı beni aradı, “gel seni kursa alacağız ve belge vereceğiz” dedi. İlk defa o zaman profesyonel dağcılık federasyonu ile tanıştım. Türkiye’nin birçok vilayetinde dağları gezdik. Yaz sonunda belgemizi aldık ve Hakkari’de yıllarca profesyonel dağcı olarak eğitim verdim. Dağcılık alanında aldığım başarı ve eğitim kurslarına katılım belgelerimi hala saklıyorum. 60 yıl önce aldığım ve yıllarca kullandığım dağcı çantası ve dağcılık malzemelerime hala gözüm gibi bakıyorum, kimseye vermeden hayatımın sonuna kadar da saklayacağım” dedi.


“Hazret-i Süleyman Peygamberin hapishanesi diyorlar”


Kış aylarında mahsur kalan insanlara rehberlik yapan Çapa, “Yüksekova dağlarında çok kar yağdığından; insanların buralarda yaşamasının imkansız olduğu dönemlerde Hazret-i Süleyman, Irak’tan bu bölgelere sefere çıkmış, Şemdinli’ye bağlı Nehri’den Doski mıntıkasına kadar gelmiş ve Yüksekova üzerinden İran’a, oradan da Mescidi Aksa’nın bulunduğu Kudüs’e geçecekti. Ancak Yüksekova’da çok kar yağdığı için burada mahsur kalmış, zamanın yöneticileri tarafından tutuklanıyor. Süleyman Peygamber bir kış günü kar üzerine konan bir kuşun ayaklarına bakarak kurtulmak için kuşla konuşmuş buralardan nasıl kurtulurum diye, kuştan yardım istemiş, kuş ona şöyle demiş: “Ayaklarıma bak; ayaklarına buna göre bir şey yaparsan kardan batmadan kaçarsın buralardan.” Süleyman Peygamberin aklına kuşun ayaklarına benzer ağaç ve kamıştan liva, leken, yapmak gelmiş. Bir kere denemiş kaçmak için iyi bir araç olduğuna karar vermiş ve daha sonra yeni bir tane yaparak Yüksekova’dan kaçmış. Buranın doğası çok sert ve sazlıktır. Bu yüzden Yüksekova Ovası’na ‘deşta püş-u peşengi’ diyorlar. Hem yemyeşil doğaya sahip hem de kış mevsiminde çok kar yağar. 6 ay her taraf karla kapanıyor. Bu yüzden bu bölgenin doğası ve şartları çok ağırdır her dağcının gezebileceği bir bölge değildir Hakkari bölgesi. Ben de buralarda kış mevsiminde mahsur kalan insanlara rehberlik yaparak bu zorlukları yaşadım diye konuştu.


“90 yaşındayım 60 yıl dağları gezdim”


60 yıl dağları gezdiğini belirten Çapa; Hakkâri dağları başta olmak üzere, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca dağlarından Reşko, Cilo, Sat Gölleri, Oramar dağları ve Kuzey Irak bölgesi Zaxo, Duhok, Amediye, Barzan, Mergesor, Diana ve Hewler dağlarını, Çarçella, Avaşin, Ava Sipi gibi yerleri bazen tek başına, bazen de rehberlik ettiği insanlarla beraber 60 yıl boyunca gezdi.


Çapa, “Kuzey Irak dağlarında kendim Peşmergelerle hiç sorun yaşamadım. Onlar da beni tanıyorlardı, onlara da rehberlik yaptım. Dağlarda yüzlerce yabani hayvan tanıdım. Dağ keçisi, geyik, ayı, kurt, domuz, sırtlan ve şimdi bölgede bulunmayan uçan Hindi ve birçok kanatlı hayvan türüyle karşılaştım. Yüksekova Nehil Sazlığında birçok kanatlı hayvan yaşıyor, ancak bilinçsiz avlanma ve iklim değişikliğinden artık hiçbir hayvan Yüksekova Nehil Sazlığında yaşamıyor. Bölgede gelişen olaylardan dolayı 1992’den sonra yerli ve yabancı turist buralara gelmedi, bölgede yasaklar başladı, bölgede yaşayan yabani hayvanlar da hep başka bölgelere göç etti. Bir dönem kendi evimde dağ kurtlarını besledim. Bu yüzden insanlar bana ‘Kurt Kemal’ derlerdi. Ama herkes beni yine Kemale Hani olarak tanıyor. Tabii ki şimdi beni yeni nesil tanımıyor, beni tanıyanlar ise unutmuş ve benimle ilgilenmiyorlar, en çok buna üzülüyorum” dedi.


Çapa, “Uzun yıllar yaşadığım Yüksekova’dan 2016 yılında yaşanan olaylardan dolayı Van’a taşınarak, hayatıma tek başıma kaldığım evde devam ediyorum. Dağları gezmeyi çok istiyorum ancak 90 yaşındayım nefes darlığım ve gözlerim eskisi gibi görmediği için, dışarıya çıkamıyorum. Bana yardımcı edecek çocuklarım yok. Yeğenlerim var, onlar bana bakıyor ve benimle ilgileniyorlar” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı Belediyesinin borcu belediye binasına asıldı Ankara’nın Gölbaşı Belediyesi’nin borçlarının yer aldığı afiş belediye binasına asılarak halka duyuruldu. Toplam borcun 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,66 Türk Lirası olduğu ifade edildi. Gölbaşı Belediyesine borç pankartı asıldı. Asılan pankarta belediyenin borcu 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,66 TL olarak duyurulurken, aylık gelir gider farkının ise 55 milyon 402 bin 621,55 TL olduğu belirtildi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra açıklamalarda bulunan Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, nüfusa oranla Türkiye’nin kişi başına düşen en borçlu belediyesini devraldıklarını belirterek, “Bu çok acı, çok üzücü bir tablo” demişti. Odabaşı’nın sözleri Türkiye’de gündem olurken o tablo belediye binasına pankartla asılarak halka duyuruldu. Belediye binasına asılan tabloda toplam borç 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,44 TL olarak açıklandı. Toplam gelirin 26 milyon 600 TL, aylık personel giderinin 68 milyon 800 bin TL, aylık kredi taksit ödemesinin 13 milyon 12 bin 66,76 TL, aylık gider-gelir dengesindeki farkın ise eksi 55 milyon 402 bin 621,55 TL olduğu belirtildi. Belediye binasının ön cephesine asılan pankartta şu bilgiler yer aldı: "Cari Piyasa Borcu: 453 milyon 150 bin 189,88 TL Ticari Banka Kredi Borcu: 199 milyon 454 bin 117,95 TL Ticari Banka Kredi Borcu Faizi: 107 milyon 585 bin 881,55 TL İller Bankası Kredi Borcu: 32 milyon 314 bin 292,14 TL İller Bankası Kredi Borcu Faizi: 8 milyon 187 bin 191,65 TL Vergi Borcu: 33 milyon 496 bin 428,22 TL SGK borcu:4 milyon 81 milyon 354 TL Elektrik borcu: 3 milyon 252 bin 187,78 TL Kamulaştırmasız el atma sonu ödenecek: 15 milyon 428 bin 380,70 TL İade edilecek teminatlar: 20 milyon 972 bin 818,70 TL Sözleşme kesintileri: 2 milyon 181 bin 971,55 TL Diğer çeşitli emanetler: 7 milyon 382 bin 196,20 TL Kesilen kamu kurum payları: 13 milyon 137 bin 381,22 TL Belediye şirketi (BELLAS) vergi/SKK ve piyasa borcu: 159 milyon 860 bin 762 TL Belediyenin toplam borcunun 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,66 TL." Aylık gelir-gider dengesi İller Bankası kanalıyla aylık gönderilen belediye payı ile aylık personel maaşı ve kredi taksit ödemeleri ise şu şekilde oluştu: "İller Bankası aylık tahakkuk tutarı (Nisan 2024): 26 milyon 600 bin TL Aylık personel gideri (maaş/vergi/SKK) yaklaşık: 68 milyon 800 bin Aylık kredi taksit ödemesi: 13 milyon 012 bin 66,76 TL Aylık fark:-55 milyon 402 bin 621,55 TL." “Kıymetli Gölbaşı halkının bilgilerine sunuyorum” Asılan pankarta “Kişi başına düşen borç miktarı hesaba katıldığında Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden birini devraldık. Kıymetli Gölbaşı halkının bilgilerine sunuyorum” notu da düşüldü.
Bursa Hentbol ve masa tenisinde kazananlar kupa ve madalyalarını aldı Nilüfer Uluslararası Spor Şenlikleri’nde hentbol ve masa tenisi heyecanı yaşandı. Minikler, yıldızlar ve gençler kategorilerinde gerçekleşen müsabakalarda dereceye giren okullar, kupa ve madalyalarını aldı. Nilüfer Belediyesi’nin organizasyonuyla düzenlenen 22. Nilüfer Uluslararası Spor Şenlikleri, dostluk ve kardeşlik içinde geçen karşılaşmalarla devam ediyor. 24 ayrı branşta müsabakaların yapıldığı şenliklerde voleybolun ardından bu defa hentbol ve masa tenisi heyecanı yaşandı. Üçevler Spor Tesisleri’nde oynanan hentbol maçlarına minikler ve yıldızlar kategorilerinde toplam 11 takım şampiyonluk mücadelesi verdi. Miniklerde 10, yıldızlarda 12’şer dakikalık iki devre üzerinden oynanan maçlarda takımlar, profesyonelleri aratmadı. Minik kızlar kategorisinde Özel Osmangazi Çamlıca A Takımı birinci olurken, Özel Osmangazi Çamlıca B Takımı ikinci sırada yer aldı. Özel Osmangazi Okulları’nın üçüncülük kürsüsüne çıktığı hentbol branşında, Cebir Okulları da dördüncü olmaya hak kazandı. Hazinedaroğlu Özkan İlkokulu A Takımı’nın şampiyon olduğu minik erkekler kategorisinde de, Ali Karası İlkokulu A Takımı ikinci, Özel Osmangazi Çamlıca A Takımı üçüncü, B Takımı da dördüncü sırada yer aldı. Hentbolda yıldız erkekler kategorisinde birinci Vahide Aktuğ Ortaokulu A Takımı, ikinci de aynı okulun B takımı oldu. Ali Durmaz Ortaokulu da, yıldız erkekler kategorisinde üçüncülük kürsüsüne çıktı. Spor şenliklerinin ilgi gören branşlarından biri de masa tenisi oldu. Gençler kategorisine 12 kız, 48 erkek olmak üzere toplam 60 takımın katıldığı masa tenisi müsabakaları da, büyük çekişmeye sahne oldu. Tekli ve çiftli maçlar oynayan takımlar, rakiplerini eleyip finale çıkma mücadelesi verdi. Federasyon kurallarının geçerli olduğu ve 11 sayı üzerinden oynanan karşılaşmalar sonunda genç kızlarda Ertuğrul Seyhan Anadolu Lisesi şampiyon olurken, Özel 3 Mart Azizoğlu Lisesi ikinci oldu. Otomotiv İhracatçılar Birliği MTAL ile Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi de üçüncülüğü paylaşan takımlar oldu. Dereceye giren takımlar, kupa ve madalyalarını aldı.