GENEL - 11 Nisan 2019 Perşembe 09:32

(Özel) Kadınlardan türkülü tohum ekimi

A
A
A
(Özel) Kadınlardan türkülü tohum ekimi

Hakkari’deki Çiçeklerin Özü Kadın Kooperatifi üyesi 12 kadın çiftçi, kurdukları seralarda türküler eşliğinde hem süs bitkileri hem de sebze yetiştiriyor.

Hakkari’deki Çiçeklerin Özü Kadın Kooperatifi üyesi 12 kadın çiftçi, kurdukları seralarda türküler eşliğinde hem süs bitkileri hem de sebze yetiştiriyor.


2016 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Doğu Anadolu Projesi (DAP) tarafından sağlanan krediye başvuran 12 kadın, Hakkari-Van karayolu üzerinde bulunan 2. Tünel mevkiinde bin metrekare alana 250 bin TL maliyetinde iki sera kurdu. Günlerinin önemli bir kısmını seralarda geçiren kadınlar, ellerinde kazma, kürek ve el arabalarıyla saksılara tohum ekiyor. Toprakla bütünleşen kadınlar, tohum ekimi yaparken hep bir ağızdan Kürtçe şarkılar söyleyerek, çeşitli süs bitkileri ile domates, biber, salatalık ve soğan gibi sebze tohumlarını saksılara ekiyor. İyi bir dayanışma örneği sergileyen kooperatif üyesi kadınlar, yaptıkları işten memnun ve aile bütçesine katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyor.


Çiçeklerin Özü Kadın Kooperatifi Kurucu Başkanı Sevda Keskin, kooperatifin bölgede bir ilk olduğunu ifade ederek, amaçlarının kırsaldaki kadınların aile ekonomisine katkı sağlamalarının önünü açmak olduğunu belirtti. Keskin, “Kooperatifimiz bölgenin ilk kadın kooperatifidir. 12 üye ile oluşan bir kooperatif. Burada kadın emeğini değerlendirme adına çalışmalar yürütüyoruz. İki seramız var ve bu seralarda süs bitkileri yetiştiriyoruz. Aynı zamanda sebze yetiştiriciliği de yapıyoruz. Burada kadınlar toprağa hayat veriyor. Çünkü biz biliyoruz ki çok bereketli ve verimli topraklarımız var. Kadın eli ile buluşunca bunun bereketi katbekat artıyor. Amacımız hem toprağa hayat vermek hem de bölgede ilk olan kadın kooperatifimizi güçlendirmektir” dedi.



“Çok yoğun bir emek ve özveri var”


Bahar aylarının gelmesiyle beraber ekimlere başladıklarını ifade eden Keskin, “3 hafta sonra da biz bu süs bitkilerini alıp kent merkezinde satışa sunacağız. Süs bitkileri ile domates, biber, salatalık ve soğan gibi değişik sebze tohumları da ekiyoruz. Burada yaptığımız düzenli sulamanın ardında üç hafta gibi kısa bir sürede filizlenen fideleri satışa sunuyoruz. Kadınlar günlerinin önemli bir kısmını burada geçiriyor. Çok yoğun bir emek ve özveri var. Amacımız kırsaldaki kadınların aile ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamaktır. İki seramızdan biri çetin geçen kış aylarında hasar görmüş. Onarım yapılması içinde yetkililerden destek bekliyoruz. Tabi bizlere ilk günden beri desteklerini esirgemeyen Hakkari Valiliğine ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne teşekkür ederiz” diye konuştu.



“Çok zorlu şartlar altında bu işi yapıyoruz”


Kooperatifin başkan yardımcısı Sibel Adıyaman ise baharla birlikte seralarda süs bitkisi ve sebze tohumu ekimi yaptıklarını söyledi. Adıyaman, “Seralarımızda yaklaşık iki haftadır tohum ekimi yapıyoruz. İki veya üç hafta sonra bu tohumlarımız çimlenmeye başlayacak. Çeşitli süs bitkilerimiz kurumların peyzaj çalışmalarında kullanılacak, sebzeler ise vatandaşlarımız için satışa sunulacaktır. Çok zorlu şartlar altında bu işi yapıyoruz. Çünkü tohumlarımızı Antalya’dan alıyoruz. Bunun da bize maliyeti pahalıya patlıyor. Toplu işlerde sabah 09.00’dan akşam 17.00’ye kadar çalışıyoruz. Sulama çalışmalarında görev dağılımı yapıyoruz. Tabi bunu hava durumuna göre belirliyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.