ÇEVRE - 08 Temmuz 2021 Perşembe 14:53

Sat Buzulları için Türkiye’nin bir ucundan Yüksekova’ya geldiler

A
A
A
Sat Buzulları için Türkiye’nin bir ucundan Yüksekova’ya geldiler

Tekirdağ’da yaşayan Erdoğan ailesi, Sat Buzul göllerini görmek için Hakkari’nin Yüksekova ilçesine geldi.

Tekirdağ’da yaşayan Erdoğan ailesi, Sat Buzul göllerini görmek için Hakkari’nin Yüksekova ilçesine geldi.


Yüksekova ilçesindeki Sat Buzul gölleri, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ‘milli park’ ilan edilmesi sonrası doğaseverlerin uğrak mekanı haline geldi. Türkiye’nin bir ucunda bulunan Tekirdağ’da yaşayan Erdoğan ailesi, Sat Buzul göllerini görmek için Yüksekova ilçesine geldi. Erdoğan ailesi, merak ettikleri Cilo ve Sat Buzul göllerinin el değmemiş doğasına hayran kaldı.


3 bin 400 rakımda bulunan şelaleleri ve gölleri doyasıya gezen Adnan Erdoğan, “Biz yaklaşık 2 bin kilometre uzaklıktan geldik. Yüksekova Doğa Tutkunları Kulüp Başkan Yardımcısı Kahraman Aytan arkadaşımız bize unutamayacağımız bir doğa gezisi yaşattı. Öncelikle yollar beklediğimden daha iyiydi. Gittiğimiz yerlerde gölleri, göllerin çevresindeki karları, doğadaki çiçekleri görüp o manzarayı yaşamak çok güzel bir keyifti. Bizi en son götürdüğü Sat Göllerinden büyük gölde gördüğümüz buzullar, şelale ve yine o buzullarda yürüyüşümüz ve şelalelerdeki suyu iliklerimize kadar hissettiğimiz unutulmazdı. Sonrasında büyük göllerin üzerinde daha küçük bir göle gittim. Orada gördüğüm renk cümbüşü beni çocukluğuma götürdü. Çünkü bende çocukluğumda yazları küçükbaş hayvancılık için gittiğimiz Munzur Dağlarındaki anları yaşadım. Bu gezide bize rehberlik eden Kahraman Aytan’a teşekkür eder ve özellikle insanları bu bölgeleri görmeye davet ediyorum” dedi.


Ailece Yüksekova’ya geldiklerini dile getiren Meryem Akdeniz Erdoğan da, “Biz Tekirdağ’dan geldik. Yaklaşık 2 bin kilometrelik yol geldik. Çok yorucu oldu, ama bugünkü gezimizden sonra gördüğümüz Sat Gölleri ve bölgesindeki doğal güzellikler bütün yorgunluğumuzu aldı. Oradan Yaşadığım güzellikler rüya gibi geldi, tekrar geleceğim. Bize eşlik eden Kahraman Aytan’a çok teşekkür ederiz. Ayrıca Yüksekova halkına, esnafına misafirperverliklerinden dolayı çok teşekkür ederim. Herkesin buraya gelmesini ve görmesini isterim. Rüya gibi her şey, tekrar gelmek ümidiyle ayrılıyoruz” ifadelerini kullandı.


Yüksekova Doğa Tutkunları Kulüp Başkan Yardımcısı Kahraman Aytan da, yerli ve yabancı misafirleri doğal güzelliklerle buluşturmaya devam ettiklerini belirterek, “Bu hafta Tekirdağ’dan bir aile misafirimiz oldu. Kendileri Cilo ve Sat dağlarında bulunan Sat Buzul göllerini merak ettikleri için ziyaret etmek istediler. Bizde ailemizi Sat Buzul göllerine getirdik. Ciddi anlamda hayran kaldılar. Bende bölgedeki tüm doğal güzellikleri görmelerini sağladım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Hava sıcaklığı artarken çıkan haşerelere karşı uzmanı uyardı Havaların ısınması ile birlikte kış uykusundan uyanacak canlılar ve haşereler konusunda bilgiler veren Veteriner Hekim Serkan Eroğlu, “Sıcak havalarda müstakil bağ evlerine göçecek vatandaşlarımızın evlerinde düzenlemeler yapması gerekiyor” dedi. Isınan havalarda evlerin etrafındaki su birikintileri ve otların temizlenmesi gerektiğini söyleyen Eroğlu, “Havaların ısınması ile birlikte kış uykusuna yatan yılan, akrep, sarıkız, kene ve sivrisinek gibi canlılar uyanmaya başladılar. Bununla birlikte insan sağlığı için de tehlikeli durumlar oluşmaya başladı. Özellikle keneler ve sivrisinekler olsun. Bundan sonraki dönemde tabi ki havaların ısınması ile birlikte insanlarımız yağışların da gelmesiyle birlikte bağlara doğru göçecek. Artık evlerimizden, müstakil bağ evlerimize doğru göçeceğiz. Tabi ki kış dönemi boyunca oradaki karların altında kalmış olan ağaçların yapraklarının dökülmesi ile o yaprakların altında kış uykusuna yatan akrep olabilir, çıyan olabilir veya sarıkız dediğimiz canlılar aktif hale geliyorlar. Şimdi bağlarına göçecek olan vatandaşlarımızın evlerinde düzenlemeler yapmaları gerekiyor. Bu bodrumda olsun veya bahçeli yerlerdeki bu birikintileri ya da atık otları düzenli bir şekilde temizleyecekler hatta bir takım ilaçlamalarla da evlerinin etrafını ilaçlayacaklar. Çünkü bu canlıların ısırmaları veya sokmalarına maruz kalmamak için dikkatli olmaları gerekiyor. Mesire alanında bir yeşillikte veya bir su kenarında piknik yapacak vatandaşlarımız ise çizme gibi şeyler giymeliler. Özellikle buralarda dolaşırken, çünkü otların arasındaki yılan olsun veya başka canlıları tam olarak göremedikleri için bu şekilde önlem alabilirler. Sonuç olarak bu bölgeler o canlıların yaşam alanı ve biz onların yaşam alanlarına girmiş oluyoruz” dedi. Özellikle mesire alanlarında keneye karşı vatandaşların çok dikkatli olması gerektiğini belirten Serkan Eroğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Tabi havaların ısınmış olması ile birlikte keneler birçok hastalığı nakleden canlılardır. En başta kırım kongo kanamalı ateşi hastalığını. Vatandaşlarımızın özellikle mesire alanlarına gittiklerinde, bu hayvanların mera dediğimiz yayılım alanlarından uzak yerlerde piknik yapmaları vatandaşlarımız için daha sağlıklı olur. Bu keneleri uzaklaştırıcı veya kovucu spreyler ya da onun dışında ilaçlarda kullanabilirler. Piknik yapacaklar ise çimenlerin yanına oturmadan ziyade ayaklarına kalın bir çizme ve ya poşet gibi koruyucu galoşlardan giyebilirler. Açık renkli kıyafetler giymeleri daha uygun olur. Çünkü siyah renkli, yassı bir yapıda oldukları için açık renkli kıyafetlerde bu hayvanları görmemiz daha rahat olur. Eğer ki vatandaşlarımız kene ısırmasına maruz kalmışlar ise öncelikle en yakın bir sağlık ocağına gitmeleri, kendilerinin çıkarmamaları gerekiyor. Doktor kontrolünde kenelerin çıkarılması gerekiyor. Piknik alanlarını gayet iyi seçmeliler. Havaların ısınması ile birlikte keneler artık aktif duruma geçecek kan emmek için canlılar arayacaklardır. Buna istinaden de aktif olan keneler insanların üzerine ya da koyun, keçi veya büyükbaş gibi hayvanlara, sokak hayvanlarına, evcil hayvanlarımızın üzerine de yapışabilirler. Bu durumda da dikkatli olmamız gerekiyor. Mera alanlarından veya piknik alanlarından döndükten sonra sürekli kontrollerimizi yapmamız gerekiyor.”