- 24 Nisan 2022 Pazar 14:18

1919 yılında Ermenilerin katlettiği Hakmehmet köyü şehitleri anıldı

A
A
A
1919 yılında Ermenilerin katlettiği Hakmehmet köyü şehitleri anıldı

Iğdır’ın merkeze bağlı Hakmehmet köyünde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler törenle anıldı.

Iğdır’ın merkeze bağlı Hakmehmet köyünde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler törenle anıldı.


Doğu Anadolu’da Ermeni çetelerinin yaptığı katliamların izleri devam ederken, Ermeni diasporasının her yıl 24 Nisan’da 1915 olayları ve sözde ’Ermeni soykırımı’ yalanını gündeme getirmesine tepkiler devam ediyor. Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal ve Hakmehmet köyü sakinleri, köyde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler için Kur’an-ı Kerim okuyup dua etti. Burada bir açıklama yapan Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal, “1919 yılında Ermeniler Iğdır’ın Tuzluca ilçesindeki Gedikli köyünde, yine Iğdır merkezdeki Oba ve Hakmehmet köylerinde bir katliam gerçekleştirmişlerdir. Oba köyünde ve Gedikli köyünde insanları tandır damlarına doldurarak diri diri yakmışlardır. Yine şu an içinde bulunduğumuz Hakmehmet köyünde bulunduğumuz bu yerde insanları su kuyusuna doldurarak yüze yakın insanı diri diri su kuyusunda boğarak şehit etmişlerdir. 1919 yılında Türkiye’de Doğu Anadolu Bölgesi’nde Iğdır’da katliam yapanların torunları, 1992 yılında Azerbaycan’ın Hocalı şehrinde aynı soykırımı gerçekleştirmiştir. Türk bayraklarını, Azerbaycan bayraklarını bugün Ermenistan’da yakmışlardı. Biz asil Türk milleti olarak Ermenilere hiçbir zaman soykırım yapmamışız, onları hep korumuşuzdur, müdafaa etmişizdir. Osmanlı tarihine baktığımız zaman koruduğumuz, ’Sadık-ı Millet’ dediğimiz Ermenilerin Dışişleri Bakanlığında, Maliye Bakanlığında çeşitli görevlerde olduğunu görmemiz mümkündür. Hastalıktan ölen insanları Türkler öldürdü diye yaygara yapmaktadırlar. Biz asil Türk milleti olarak hiçbir zaman Ermenilere veya başka milletlere katliam yapmamışız, yapmamız da mümkün değildir” dedi.



Garo Paylan’a tepki


Garo Paylan’ın sözde ’Ermeni soykırımı’nın tanınması için TBMM’ye verdiği kanun teklifine de sert tepki gösteren Ünsal, “Bugün Türk vatandaşı olan Ermeni kökenli Garo Paylan, Türkiye Büyük Millet Meclisine bir soru önergesi, bir teklif vererek soykırımı tanıyın demiştir. Bu bir terbiyesizliktir. Türk devletine meydan okumaktır. Garo Paylan ve partisini kınıyoruz. Garo Paylan, Türk milletinden özür dilemelidir” dedi.


Katliamı canlı tanıklardan dinlediğini söyleyen Iğdır Muhtarlar Derneği Başkanı Mikail Ud ise, "Ermeniler tarafından şehit edilen 83 tane şehidimizin nasıl şehit edildiklerini, geçtiğimiz yıllarda rahmetli olan canlı şahitlerinin ağzından defalarca dinledim. Bunlardan Hacı Abbas Güneş ve Hacı Oruç Türkeli adındaki vatandaşlarımız katliamın yapıldığı gün 11-12 yaşlarındaydılar. Hemen karşıdaki duvarın arkasında bu olayın nasıl gerçekleştiğini bize anlatıyorlardı. Ölünceye kadar da anlatıp ağlıyorlardı. Düzenli Ermeni ordusu bunlar, çete değil, köylüyü toplamışlar. Van tarafından gelen Ermeniler ile birleşerek bu köyün etrafını sarıyorlar, bütün aile reislerini, silahsız Müslümanları burada toplayarak, 12-13 metre su aldığımız kuyuların başına getiriyorlar. Burada hepsini hançerleyerek, kurşunlayarak su kuyusuna atıyorlar. Bir tane de büyükbaş hayvanı üzerlerine atıyorlar ki yaralı olanlar çıkmasın" diye konuştu.



"Kuyu 1999 yılında açıldı"


Mikail Ud, “1999 yılında dönemin valisi Sayın Şemsettin Uzun ile Atatürk Üniversitesi’ndeki hocalar ile bu kuyunun açılmasına karar verildi. Bu kuyuyu 1999 yılında açarak dünya kamuoyu gözünün önünde şehitlerimizin naaşını burada sergiledik. Avustralyalı İtalyan tarihçi ve BBC televizyonu da buradaydı. Müslümanların burada nasıl katledildiğini, gözlemlerini burada yaptılar ve kamuoyuna duyurdular. Bir köyün 83 tane hane reisini bir anda dünyadan siliyorlar. Köyün tarihçesini yok etmek için böyle bir katliam yaptılar. 1919 yılında burada yaptıklarını 1992 yılında Azerbaycan’da soydaşlarımıza yine yaptılar” dedi.


Türk milletinin hiçbir zaman katliam yapmadığını belirten Sözer Akyıldırım ise, “Türkiye mazlumların vatanı haline gelmiştir. Türk Devleti, Türk milleti her zaman azınlıklara kol kanat germiştir. Ama maalesef Osmanlı’nın son dönemlerinde devlet zayıflayınca içimizde yaşayan, ekmeğimizi yiyen, suyumuzu içen, havamızı soluyan bu gruplar bu insanlar maalesef Van’da, Erzurum’da, Erzincan’da, Malatya’da, Kahramanmaraş’ta, Kars’ta katliamlar yapmışlardır” dedi.


1991 Hakmehmet köyü katliamından sadece babası sağ kurtulan Feremez Duman, “Bu katliamda sadece babam sağ kurtuldu. Bu kuyuya babamın ismi, Uzun Hüseyin kuyusu adı verildi. Eğer biz Ermenilere katliam yaptıysak Türkiye’nin en güzel yerlerinde bunlar nasıl yaşıyor. Bunlara katliam yaptıysak bunlar nasıl bugün varlar. Katliam istiyorlarsa buyursunlar Azerbaycan’a baksınlar. Şuşa, Laçin, Karabağ ve diğer yerlerdeki şehitler Ermeni midir? Biz Türk halkıyız, biz kimseye haksızlık yapmadık, kimse de bize haksızlık yapamaz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Vali Çiçek’ten Başkan Büyükkılıç’a ’hayırlı olsun’ ziyareti Kayseri Valisi Gökmen Çiçek; Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ı makamında ziyaret etti. 2024 Yerel Seçimlerinde yeniden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinden dolayı Başkan Büyükkılıç’ı tebrik eden Vali Çiçek, hayırlı olsun temennilerini iletti. Vali Gökmen Çiçek, 2024 Yerel Seçimleri sonrası milletin iradesi ile yeniden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen ve mazbatasını alarak, yeni hizmet dönemine başlayan Başkan Büyükkılıç’a ‘hayırlı olsun’ ziyaretinde bulundu. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Vali Gökmen Çiçek’i başkanlık girişinde karşıladı. Başkan Büyükkılıç ve Vali Çiçek daha sonra başkanlık makamına geçerek sıcak ve samimi bir ortamda görüşme gerçekleştirdi. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek; görüşme sonrası yaptığı açıklamada Başkan Büyükkılıç ile iki yıl önce başlayan dostluklarının devam ettiğini belirterek, “İki yıldır Kayseri’deyim. Geldiğim günden beri sizin ilk karşılamanız ve sohbetimizle başlayan dostluğumuz iki yıldır devam ediyor. İki yıldır Kayseri’de birçok projeye birlikte giriştik. Belediyenin yaptığı olağanüstü projelerde hem izleme hem de takip etme fırsatı bulduk. Şuan seçilmeniz dolayısıyla ve projelerin devam edecek olması sebebiyle yeni bir uzun dönem bizi bekliyor” diye konuştu. Başkan Büyükkılıç’a Kayseri’ye hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Çiçek, yeni dönemin de hayırlı olması temennisinde bulunarak, “Gerçekten bugüne kadar Kayseri’ye verdiğiniz hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Yeni dönemin de hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum” dedi. Vali Çiçek, Başkan Büyükkılıç’ın projelerinden övgüyle bahsederek, şunları söyledi; “Özellikle millet bahçesi, çok büyük bir proje. Özellikle turizmde çok fazla, belediye özellikle yaptığınız yer altındaki Türkiye’ye örnek olacak müzeyi heyecanla bekliyorum. Kültepe Kaniş-Karum’da gezdirmiştiniz beni, Asur Mahallesi’ni heyecanla bekliyorum. Özellikle şehrin tanıtımı noktasında Erciyes’te yeni açılan otellerle beraber yaptığınız hareket ve Erciyes Yüksek İrtifa Merkezi bambaşka bir projeydi. Sadece Kayseri’ye katkı sunmuyor tüm Türkiye’ye katkı sunuyor. Bu ve bunun gibi birçok mimarı olduğunuz proje, bir kısmı hayata geçti bir kısmı da geçecek. Bunları heyecanla bekliyorum. Yeni seçilmenizden dolayı da hem tebrik ederken hem de birlikte çalışacak olmanın mutluluğunu yaşadığımı ifade etmek istiyor, hayırlı olsun diyorum.” Vali Çiçek’e ‘hoş geldiniz’ diyen Başkan Büyükkılıç ise; “Kayseri’mize geldiğiniz günden itibaren hem şehrimize bir ivme kazandıran hem uyum kültürü içerisinde şehrimize katkı sağlayan yaklaşımlarınızdan dolayı, pozitif bakışınızdan dolayı özellikle teşekkür ediyorum. Zaman zaman değerli Valimizle benim isimlerimizi birleştirerek vatandaşlarımızın kullanmış olduğunu görmekten de keyif alıyorum. Biz didişen değil dayanışan bir anlayışın sahibi olmaya devam edeceğiz” dedi. ‘Nerede kalmıştık’ mantığı içerisinde yola devam diyeceklerini dile getiren Büyükkılıç; "Elbette yeni bir dönem başladı, kaldığımız yerden devam ya da nerede kalmıştık mantığı içerisinde yola devam diyeceğiz. Turizm alanında da ticari sınai konularda da tarımla, hayvancılıkla ilgili de şehrimizin imarıyla ilgili, ihyasıyla ilgili merkeziyle, taşrasıyla hepsini kucaklayan yaklaşımıyla yol alacağımızı ifade ediyorum. Bizi seven, güvenen, seçen hemşehrilerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. 16 ilçe belediye başkanı arkadaşımızla el ele vermek suretiyle şehrimizi geleceğe taşıma yönünde irade göstereceğimizi ifade ederken destekleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, sağ olun. Hoş geldiniz, şeref verdiniz” diye konuştu.
Muğla Marmaris Ticaret Odası yönetimi Yunanistan Başkonsolosu Kostas ile görüştü Marmaris Ticaret Odası yönetimi geçtiğimiz aylarda göreve başlayan Yunanistan Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Alexandros Kostas’a nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Marmaris Ticaret Odası (MTO) Yönetim Kurulu Başkanı S. Mutlu Ayhan, Meclis Başkanı Zekiye İpci ve Genel Sekreter Taşkın Baykara, Yunanistan İzmir Başkonsolosu Alexandros Kostas’ı ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini iletti. Yapılan görüşmede 1 Nisan itibariyle yürürlüğe giren kapı vizesi uygulaması değerlendirilirken son dönemde vize randevuları ve başvuru değerlendirme süreçlerinde yaşanan sorunlar dile getirildi. Konuyla ilgili açıklama yapan MTO Başkanı Ayhan, ”2014 yılından bu yana Marmaris Ticaret Odası olarak Yunanistan Schengen Vize Ofisi’ne ev sahipliği yapıyoruz. 2022 yılında artan talepler nedeniyle ofis sayısını ikiye çıkardık. Üyelerimize ve Marmaris yaşayanlarına hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlayan başvuru ofisleri bir süredir kısıtlı sayıda başvuru kabul ediyordu. Üyelerimizin randevu sürecinde yaşadığı sıkıntıları ve başvuru neticesinde gelen vize sürelerinin geçmişe oranla kısalması hususunda iletilen sıkıntıları dile getirerek sorunun çözülmesi konusunda destek istedik. Marmaris ve Rodos arasında ticaretin geliştirilmesi konusunda işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ettik. Oldukça samimi bir ortamda bizi ağırlayan Başkonsolos’a ilgisi ve misafirperverliği için teşekkür ederiz. İlettiğimiz sorunların önümüzdeki günlerde çözüme kavuşacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Eskişehir Archeo-Museum Alexandria Troos Projeleri EEYO’da konuşuldu Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu (EEYO) tarafından düzenlenen ’Kültürel Miras Değerlerimiz: Alexandria Troos Arkeolojik Kazısı Çalışmaları’ başlıklı seminer ve Archeo-Museum Alexandria Troos Projeleri sunumu gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Meltem Özten Anay ve ’Alexandria Troos’ kazısının yöneticisi Ankara Üniversitesi DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe’nin konuşmacı olduğu EEYO Çok Amaçlı Salon’daki seminere çok sayıda kişi katılım gösterdi. “Kültürel mirası tanıtmayı amaçlıyoruz” Seminerde konuşma yapan Doç. Dr. Meltem Özten Anay, “Archeo-Museum, ESOGÜ mimarlık öğrencilerinin ilk dönem küçük ölçekli projeleri. Amaç kültürel mirası, arkeolojik alanları tanımak. ‘Alexandria Troos’ kazısı ile bağlantılı bir proje. Çıkan ürünler 14 haftalık bir çalışma sonrası çıkan eserler, her öğrencinin projesi ise farklı. Kazı mimarların ve arkeologların beraber çalışmasının bir sonucu. Tasarım süreci içerisinde ‘Alexandria Troos’ a bir gezi düzenledik. O gezide de birçok uzmanın bize alanı anlatması, yapılan çalışmaları anlatması ve çevreyi tanımamıza yardım etmesiyle tasarım analizleri yapabildik. Bu projeyle kültürel mirasımızı tanıtmayı amaçlıyoruz” dedi. “Anadolu coğrafyası çok geniş bir kültüre sahip” Konuşmasında ’Alexandria Troos’ kazısına dair önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Erhan Öztepe ise, şu ifadeleri kullandı: “Bizden önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş evrensel değeri olan eserlere kültürel miras diyoruz. Somut ve soyut eserler vardır. Somut kültürel miraslar ikiye ayrılır; taşınılabilir, taşınılamaz miraslardır. Yerleşik olanlar taşınamaz kültürel miraslardır, taşınabilir miraslar ise müzelerde gördüğümüz farklı türden eserlerdir. Somut ve taşınamayan kültürel miraslar kendi içinde kategorilere ayrılıyor bu açıdan Anadolu coğrafyası çok geniş bir kültüre sahip. ‘Alexandria Troos’ insanlığın ortak kültürel mirasının bir parçası, Büyük İskender’in ölümünden sonra bir kent olması nedeniyle önemi büyük. Kent çok büyük bir alana sahip ve MS.14’üncü yüzyıla kadar ‘Alexandria Troos’ insan aktivitelerinin olduğu bir yerdi daha sonrasında insan faaliyetleri son bulmaya başlıyor.” Seminer Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin Archeo-Museum Alexandria Troos Projeleri sunumu ve sergisi ile sona erdi.