ÇEVRE - 11 Eylül 2021 Cumartesi 10:59

Eğirdir Gölü, bir asırdır görülmeyen su kaybı yaşıyor

A
A
A
Eğirdir Gölü, bir asırdır görülmeyen su kaybı yaşıyor

Isparta’da şiddetli kuraklık ve kirlilikle karşı karşıya kalan Eğirdir Gölü’nde alarm düzeyi her geçen gün artıyor.

Isparta’da şiddetli kuraklık ve kirlilikle karşı karşıya kalan Eğirdir Gölü’nde alarm düzeyi her geçen gün artıyor. Göldeki kritik su kodu seviyesine çok yaklaşılırken, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Göl, yaklaşık bir asırdır gözükmeyen su kaybıyla karşı karşıyadır. Önlemler alınmazsa 20-30 yıl içinde göl diye bir şey kalmaz” dedi.


Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarından biri olan Eğirdir Gölü, son yıllarda kirlilik ve su seviyesinde ciddi kayıplar yaşıyor. 25 Ağustos 2020 tarihinde 915.85 metre olan su kodu 6 Eylül 2021’deki ölçümde 915.16 metreye düştü. Göldeki kritik seviye ise 914.75 Bu rakama ulaşıldığı zaman gölden su alımlarının tamamen durdurulması gerekiyor.



“Göl, iskeleden uzaklaştı”


Göldeki çekilme kıyı şeridinden de oldukça hissedilir dereceye ulaştı. Gölde çekilmeden dolayı adacıklar oluşurken Altınkum plajının yanında bulunan ve önceki yıllarda göle atlamak için kullanılan iskele havada kaldı. İskele ile gölün arasında da ciddi bir mesafe oluştu.


“Gölün kıyıdan çekilmesi 100 metreyi geçmiş bir vaziyette”


Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nde son 3 yıldır yaşanan aşırı kuraklık ve su kayıplarının alınmayan önlemlerle giderek arttığına dikkat çekti. Plajda bulunan iskelede göle atlama yerinin 10 yıl önce 5 metre derinliği olduğunu belirten Kesici, “Bugün ise gölden tamamen uzaklaşmış durumda ve göl artık aşırı şekilde kurumakta. Geçen yıllara göre gölün kıyıdan çekilmesi 100 metreyi geçmiş bir vaziyette. Göldeki su seviyesi de geçen yıllara nazaran 80-90 santimetre dolayında azalmış durumda. Bu 90 santimlik azalma gerçekten felakettir, gölün yok olması demektir. Zaten gölde hiçbir canlı yaşamamakta. Su bitkileri de kıyıya vurmuş vaziyette, bu durum gölün yok oluşunun manzarasıdır. Sulama devam etmektedir, buharlaşma kat kat fazladır. Bunun sebebi küresel ısınma değildir. Küresel ısınmanın temel nedeni de bizim su kaynaklarını tüketmemizden kaynaklanmaktadır” dedi.



“Göl, yaklaşık bir asırdır gözükmeyen su kaybıyla karşı karşıyadır”


Gölden su alımlarının son 60 yılda arttığını belirten Dr. Kesici, bugün gelinen manzaranın gölün hidrolojik değerleriyle karşılaştırıldığında son 100 yıldaki su çekilmelerinden kat ve kat üzerinde olduğunu ileri sürdü. Kesici, “Göl, yaklaşık bir asırdır gözükmeyen su kaybıyla karşı karşıyadır. Gölün doğal su seviyesi yüzde 70 oranında azalmış bir vaziyette. Gölün daha önce 516 kilometrekare olan yüzeysel alanı 370 kilometrekareye kadar düşmüştür. En büyük tehlike göldeki su seviyesinin azalması ve buharlaşmanın artmasıdır. Biz bu buharlaşmayı engelleyebilirsek, göldeki su seviyesini arttırabilirsek göle güç katabiliriz” diye konuştu.



“Su kodunun 917, 918 olması gerekir”


Dr. Erol Kesici göldeki su kaybının nedenleri ve alınması gereken önlemlerle ilgili olarak şunları söyledi: “Göldeki su kaybının nedenleri, tarımsal sulama için aşırı su verilmesi, gölün çevresindeki sulama sistemlerinin halen salma sulama sistemleriyle olması, gölü besleyen derelerin, çayların üzerine çok aşırı şekilde göletlerin kurulması ve yer altı sularının aşırı şekilde çekilmesidir. Bilimsel verilere göre şuan itibariyle gölün su kodu 915 ve 915’in altına gelmiş seviyededir. Özel hükümlerde derler ki; ben her zaman katılmadığını söylerim, 914,75 en tehlikesi. Zaten o seviyeye geldiğinde pompaların hiçbiri içme suyu ve diğer kullanımlar için çekememekte. Gölün biyolojik su seviyesi vardır. Güneş ışınlarının dibe etki etmesini engellemek için en az gölün su seviyesinin 917, 918 olması lazım. Su derinliği fazla olursa buharlaşma ve kirlenme daha az olacaktır.



“Önlemler alınmazsa 20-30 yıl içinde göl diye bir şey kalmaz”


Burada diğer önemli hususlardan biri de gölde yıllardır biriken dip çamurlarının temizlenmesi gerekir. Yıllardır önlem alın diye feryat etmekteyiz ama bu gidiş çok kötü bir gidiş. Göl son 3 yıl içerisinde neredeyse yüzde 50’den fazla su miktarını ve yüzey alanını kaybetmiştir. Damlama sulama sistemlerine geçilmesi gerekir diyoruz da tam manasıyla geçilmedi. Hatta damlanın da yer altına döşenmesi gerekir. Kuraklığın arttığı bir dönemdeyiz, damlama sulamayı yer altına alarak su miktarını azaltabiliriz. Bana göre eğer önlemler alınmazsa 20-30 yıl içinde göl diye bir şey kalmaz.”



“Hoyran kısmı tamamen kurumuş durumda”


TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nün üst kısmında yer alan Hoyran tarafının tamamen kuruduğunu belirterek, “Gelendost, Senirkent, Gençali, Kayaağzı gerçekten çok büyük felakette ve bataklıklaşma dediğimiz göllerin en son evresine gelmiş durumda. O üst tepede kase şeklindeki yapıda tamamen kuruma söz konusu. Gelendost’un kıyılarında ise buranın 3 katı çekilme söz konusu” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya İl Genel Meclisinde yeni dönem heyecanı Kütahya İl Genel Meclisi yeni dönemin ilk toplantısını yaptı. Yeni seçilen 37 il genel meclisi üyesi, ilk toplantıda meclis başkanı, başkan vekilleri ve katip üyeler için oy kullandı. Yapılan seçimler sonucunda 37 oyun 36’sını alan Muammer Özcura İl Genel Meclisi Başkanlığına tekrar seçildi. Meclis Birinci Başkan Vekilliğine MHP’li Ümit Çimen, Meclis İkinci Başkan Vekilliğine AK Partili Hüseyin Doğan seçildi. Meclis Asil Katip üyeliklerine Sadık Sarı ve Emin Volkan Çelik, Meclis Katip Yedek üyeliklerine Davut Karakurt ve Ömür Eldiven seçildi. Kütahya İl Genel Meclisi Başkanı Muammer Özcura, yaptığı açıklamada, "Kütahya birlik beraberlik içerisinde güzel hizmetleri, çalışmamızı görecek inşallah. Biz daha önce yaptığımız İl Genel Meclisi’nin başarısını Özel İdarenin başarısını aynı şekilde sürdürmeye çalışacağız. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum. Allah mahcup etmesin, inşallah yola devam. İl Genel Meclisi’nin Milli Eğitim’den AFAD’a sadece köyler ve kırsal kesim değil, 546 köyümüzün altyapısı, içme suyu, kanalizasyonu, yolu ana sorumluluğumuz. Bunun yanında Milli Eğitim’e, okullara, afet durumlarında sağlık kurumlarına destek olmak gibi her konuda bize düşen görevler var. Belediye ile işbirliği içerisinde, geçmişte olduğu gibi hizmetlerimize devam edeceğiz.Biz programlı gidiyoruz. Geçmişteki il genel meclis üyelerimizin ve idaremizin almış olduğu programlar var. Programlarımız aciliyet sırasına göre gerçekleşiyor. Birinci önceliğimiz, her zaman olduğu gibi, içme suyu, kanalizasyon ve yol. Bundan sonraki gelen taleplere ve imkanlara göre değerlendiriliyor. Bu şekilde zaten programlarımız da aksama olmaz. Yeni gelen arkadaşlara da bu programlar hakkında kısa bilgilendirme yapıldı. Aynı şekilde devam edeceğiz, inşallah çalışmalarımıza devam edeceğiz. Mecliste 18 AK Parti’nin üyesi, 12 Milliyetçi Hareket Partisi, 5 Cumhuriyet Halk Partisi, 2 Yeniden Refah Partisi, toplam 37 üyemiz var" diye konuştu.
Ankara Ayhan Bora Kaplan suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı verilen öğle arası sonrası yargılamanın devam edeceğini söyleme üzerine tutuklu sanıklara söz verdi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Furkan Anıl Bahar, “Bu ülkeye 8-9 yıldır hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmadım. Tutuklanınca çalıştığım kurum benim sözleşmemi iptal etti. Sadece ’Albüm’ ve ’Tren’ adlı barlarda çalıştım. Tren adlı mekanda Ayhan isimli garson vardı. Bu ismi sadece burada duydum. Tutukluluk sürem göz önünde bulundurularak beraatimi talep ediyorum” ifadelerine yer verdi. “Telsizlere ‘arkadaş’ diyorduk” Hakkındaki suçlamaların iddia olarak kaldığını söyleyen tutuklu sanık Gökhan Gülümser, “Somut bir durum yoktur. Ben araç tamiri üzerine çalışıyorum. Geçmişte Albüm ve Tren adlı mekanlarda valelik yaptım. Çalıştığım süreçte telsizlere ‘arkadaş’ diyorduk. Polis uygulamaya geldiği zamanlar saklıyorduk. Çünkü memurlar görünce telsizlerimizi kırıyorlardı” diye konuştu. Çukurambar’da bulunan bir mekanda 2019 yılında 2.5 ay vale olarak çalıştığını söyleyen tutuklu sanık Hasan Aslantaş, “Kesinlikle suçlamaları kabul etmiyorum. Vale olarak çalıştığım dönemde bizden sorumlu olan kişiyi Fethi Kara olarak tanıyordum. Bizde telsize ‘arkadaş’ diyorduk. Arkadaş dememizin nedeni emniyetten gelip telsizi gördüklerinde yanlış anlayabiliyorlardı” dedi. Tutuklu sanık beyanlarının ardından duruşma Perşembe günü devam etmek üzere ertelendi.