EKONOMİ - 08 Kasım 2018 Perşembe 17:12

Isparta’da İŞKUR - Teknokent işbirliği

A
A
A
Isparta’da İŞKUR - Teknokent işbirliği

Isparta Çalışma ve İş Kurumu (iŞKUR) İl Müdürlüğü ile Göller Bölgesi Teknokent işbirliğine gitti.

Isparta Çalışma ve İş Kurumu (iŞKUR) İl Müdürlüğü ile Göller Bölgesi Teknokent işbirliğine gitti.


Teknokent Toplantı Salonu’nda yapılan oturuma, Göller Bölgesi Teknokent Genel Müdürü ve SDÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdal Terzi ve kuruluş bünyesindeki firmaların yönetici ve temsilcileri, İŞKUR adına da İl Müdür Yardımcısı Mustafa Höke, Şube Müdürü Latif Seven, İş ve Meslek Danışmanı Alper Erdik katıldı.


16 akademisyen, 5 öğrenci, 5 özel sektör ve 2 destek firmasını himaye eden Göller Bölgesi Teknokent yetkililerine, işgücü piyasasında mesleki deneyimsizlik nedeniyle dezavantaj yaşayanlara ve onları istihdam etmek isteyen özel sektör işverenlerine yönelik olarak 2009’dan bu yana düzenleniyor olan İşbaşı Eğitim Programı (İEP) hakkında bilgi veren İŞKUR temsilcileri, 2018 yılında bu programla alakalı olarak yapılan yeni düzenlemeleri ve bunların Teknokent çatısı altında bulunan işletmelere sağladığı avantajları anlattı.



İŞKUR tarafından 9 ay boyunca 75 TL harçlık ödenecek


“Geleceğin Meslekleri” olarak tabir edilen Siber Güvenlik, Yazılım Geliştiricisi, Bulut Bilişim Uzmanı gibi mesleklerde, en az iki çalışanı olan ve Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren firmaların düzenleyecekleri İşbaşı Eğitim Programlarında, 18-29 yaşları arasındaki gençleri çalıştırmaları halinde, bu katılımcılara, İŞKUR tarafından 9 ay boyunca günlük 75 TL cep harçlığı ödeneceği, yine bu kişilerin Genel Sağlık ve İş Kazası ve Meslek Hastalığı sigorta primlerinin de Kurum tarafından karşılanacağı bilgisi aktarıldı.



İstihdam teşvikleri


İşverenlerin, İşbaşı Eğitim Programı sonrasında katılımcıları istihdam ettiklerinde yararlanabilecekleri “İşe İlk Adım” projesinin getirileri ve diğer istihdam teşvikleri de ayrıca ele alındı.


Toplantının ardından, Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Serdal Terzi ile yapılan ikinci görüşmede de Bilimsel ve Teknolojik Araştırma alanında TÜBİTAK’a en çok proje sunan öğrenciye sahip yükseköğretim kurumu olan Süleyman Demirel Üniversitesi’nin, bu başarıyı sürdürmek adına yapıyor olduğu çalışmalar konuşuldu.



İşgücü piyasasına katkı sağlamada mutabakata varıldı


TÜBİTAK’a, bundan sonraki süreçte de proje sunacak öğrencilere, SDÜ Yenilikçi Teknolojiler Uygulama Araştırma Merkezi (YETEM) bünyesinde kurulan Ön Kuluçka ve Kuluçka Merkezlerinde verilen eğitimlere ek olarak; bu öğrencilerin İŞKUR desteğiyle düzenlenecek uygulamalı girişimcilik eğitimlerinden de yararlandırılması ve bu sayede projelerini hayata geçirdiklerinde, Isparta ekonomisine ve işgücü piyasasına katkı sağlamalarının önünü açmak için ortak çalışma yapılması hususunda mutabakata varıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.