EKONOMİ - 21 Ağustos 2019 Çarşamba 14:48

Isparta’dan dünyaya domates ihraç eden o köy, göç vermek yerine göç alıyor

A
A
A
Isparta’dan dünyaya domates ihraç eden o köy, göç vermek yerine göç alıyor

Isparta’da yaklaşık 12 yıl önce örtü altı domates üretimine başlayan ve bin dönümlük arazide sezonda yaklaşık 10 bin ton domates üreterek dünyaya pazarlayan Deregümü köyü nüfusunun yüzde 60’ı geçimini bu ürünle geçimini sağlıyor.

Isparta’da yaklaşık 12 yıl önce örtü altı domates üretimine başlayan ve bin dönümlük arazide sezonda yaklaşık 10 bin ton domates üreterek dünyaya pazarlayan Deregümü köyü nüfusunun yüzde 60’ı geçimini bu ürünle geçimini sağlıyor. Daha önceleri köydeki gençlerin asgari ücretli işte çalışmak için köyden kente göç ettiğini anlatan Muhtar Ali Toprakçı, şimdilerde bu durumun tersi yönde olduğunu belirterek, “Türkiye’de birçok ilde, köyden kente veriliyor ama bizi Deregümü köyümüzde her geçen gün çoğalıyor ve göç alıyoruz. Gençlerimiz, daha önce başka yerlerde iş ararken, şimdi kendi işlerini yapar konuma geldiler” dedi.


Isparta’da 2 bin 49 nüfuslu Deregüme köyü nüfusunun yüzde 60’lık kesimi tarafından üretilen domates, iç piyasanın yanı sıra birçok ülkeye ihraç ediliyor.


Kentte, yaklaşık 10 yıl önce resmi rakamlara göre bin 697 olan nüfus, köydeki üretim ve ekonomik girdinin artmasıyla birlikte yükseliş kaydediyor. Köyün çalışan kesimi daha önceleri asgari ücretli iş arayarak köyden merkeze göç yaparken, şimdilerde artık üretim yapmak üzere kentten köye dönüş yapıyor.



Toprakçı: “Köyün yüzde 60’ına yakın aileler bu işten geçimlerini sağlıyor”


İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Deregümü Köyü Muhtarı Ali Toprakçı, “Köyümüzde yaklaşık 12 yıl önce domates üretimi başladı. Köyümüz, Isparta merkezin en büyük köyü ve 2 bin 49 nüfusa sahip. Başta, çok kişi bu işle iştirak etmiyordu ama şu an köyümüzün yüzde 50’si, hatta yüzde 60’ına yakın aileler bu işten geçimlerini sağlıyorlar. Hepsi bu işe yöneliyorlar. Özellikle, bu işin iyi yönü şu; gençlerimizin daha önce dışarıda ona buna yalvarıp, ‘İşe girebilir miyiz, katar mıyız, katabilir miyiz’ demekten vazgeçip, kendi serasını kurup, işlerine devam ediyorlar. Üretim yapıyorlar” dedi.



Dünyanın domatesi Deregümü’den gidiyor


Isparta’dan, Suudi Arabistan, Romanya, Hollanda, Bulgaristan, İspanya, Moldova, Dubai, Katar ve Kuveyt’e kadar ihracat yapılan köyden iç piyasaya da domates gittiğini anlatan Deregümü Köyü Muhtarı Toprakçı, “Domatesimizin ihracat kısmı da var, Ankara - İzmir - Konya - Kayseri gibi illerimize gönderdiğimiz iç piyasa pazarlamamız da var. İhracat oranı, yüzde 30’luk kısmından oluşuyor. İhracatı genelde yakın Arap ülkelerine yapıyoruz” diye konuştu.



“Türkiye’de birçok ilde köyden kente veriliyor ama biz Deregümü köyümüzde her geçen gün çoğalıyor ve göç alıyoruz”


Yaklaşık 12 yıl önce örtü altı üretim ile başladıkları domates yetiştiriciliğinin kendi köylerine katkı sunmasının yanı sıra çevre köylere de örnek teşkil ettiğini aktaran Muhtar Toprakçı, “Burada, yaklaşık bin dönüme yakın (örtü altı) domates üretim sahamız var. Biz, karanfil üretiminden esinlenerek domatese başladık. Domates üretimini köy olarak biz yaptık. Bizim bunu yapmamız, sadece bizim köyümüze değil, başka köylere de örnek oldu. İslamköy, Yakaören, Kayı gibi çevre köylere de domates üretimi yavaş yavaş yayılmaya başladı. Biz, güzel bir örnek olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü, Türkiye’de birçok ilde, köyden kente veriliyor ama bizi Deregümü köyümüzde her geçen gün çoğalıyor ve göç alıyoruz. Gençlerimiz, daha önce başka yerlerde iş ararken, şimdi kendi işlerini yapar konuma geldiler. Üretmek, işin ayrı bir zevki tabi o yüzden de mutluyuz. Üretime ve milli ekonomiye katkı sunmaktan da çok memnunuz” şeklinde konuştu.


Üretim ve istihdam sağladıkları köyde çalışmaktan memnun olduklarını aktaran Toprakçı, son dönemdeki girdi fiyatlarının artmasının kazancı olumsuz yönde etkilediğini ve bu nedenle umutlarının Eylül ve Ekim aylarında olduğunu aktardı. Toprakçı, “Burada yaklaşık bin tonluk üretim alanında. 10 ton civarında domates üretiyoruz. Üretim yapmak güzel ama geçen yıla göre girdilerimizde biraz fazlalıklar ve pahalılıklar var. Geçen sene 1 liradan aşağı paralarda mal ettiğimiz domatesin maliyeti bu yıl 1.5 liralardan aşağı düşmüyor. Alım fiyatlarının geçen seneden biraz düşük oluşu bizi yaralıyor ama şu an Ağustos ayındayız, bu ay bittikten sonra Eylül ve Ekim’in çok daha iyi geçeceğini düşünüyoruz. Eylül ve Ekim aylarını bekliyoruz” dedi.



Selçuk: “Üreten, kazanan bir köyümüz”


Köydeki üretimin ekonomik girdi ve istihdama katkı sunduğuna dikkat çeken Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, “Merkeze bağlı Deregümü köyümüz, son 10 - 15 yıldır domates ve karanfille meşhurlaştı. Üreten, kazanan bir köyümüz. Bu bölgenin başkanı olduğumuz için gurur duyuyoruz. Hasatta birçok çalışan oluyor, işsizlere iş imkanı sağlanıyor, milli ekonomiye katkımız oluyor. Bu anlamda Deregümü halkına, tüm çalışanlarına, bu işte ilk temelleri atanlara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.



“Minimum arazideki maksimum tarım üretimini geliştirmek istiyoruz”


Kentte yayla sebzeciliğinin geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Başkan Selçuk, “Bu gördüğümüz alanlarda daha önceleri karpuz bahçeleri, üzüm bağları ve güller vardı. Bunlar söküldü, şimdilerde ekonomik anlamda minimum arazide maksimum ürün üretimine döndü. Biz bunu, bu bölgemizde domates ve karanfilde yakaladık. İlimizin başka köy ve kasabalarında da değerlendirip büyütmek istiyoruz. Çünkü, bu bölgede bin metrekarelik alandan yaklaşık 10 ton domates kalkıyor. Bu durum verime ve diğer şartlara göre değişir ama tarımımızı yayla sebzeciliği konusunda, bütün dallarda geliştirmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.