SAĞLIK - 20 Ekim 2020 Salı 13:42

Yerli antibiyotikli kemik çimentosu Sağlık Bakanlığı’ndan onay aldı

A
A
A
Yerli antibiyotikli kemik çimentosu Sağlık Bakanlığı’ndan onay aldı

Isparta’da yaklaşık bir yıl önce ortopedi ve beyin ameliyatlarında kullanılmak üzere Türkiye’nin ilk yerli kemik çimentosunu üreten firma, şimdi de Sağlık Bakanlığı’ndan antibiyotikli kemik çimentosunun sertifikasını aldı.

Isparta’da yaklaşık bir yıl önce ortopedi ve beyin ameliyatlarında kullanılmak üzere Türkiye’nin ilk yerli kemik çimentosunu üreten firma, şimdi de Sağlık Bakanlığı’ndan antibiyotikli kemik çimentosunun sertifikasını aldı. Kemik çimentosu ithalatını yüzde 50 azaltan firma, 6 ülkeye de ihracat yapıyor.


Süleyman Demirel Üniversitesi Teknokent’te bulunan bir firma, 2015 yılında başladığı AR-GE çalışmalarından başarılı sonuç alarak, 2019 yılında KOSGEB’in destekleriyle ilk yerli kemik çimentosu üretmeye başladı. Total eklem protezlerinin yanı sıra, kırık tespiti ve osteoporoza bağlı vertebra kırıklarının tedavisi ve eklem ile kemiklerin yeniden yapılmasında kullanılan kemik çimentosu için AR-GE çalışmalarına devam eden firma, başarısını yeni ürünle taçlandırdı. Firma, yeni ürettiği yerli antibiyotikli kemik çimentosu için Sağlık Bakanlığı İlaç Ruhsatlandırma Daire Başkanlığı’ndan onay belgesini aldı. Cerrahi alanlarda hayati öneme sahip bir medikal ürün olan antibiyotikli kemik çimentosunun yerli üretimi bu alandaki ithalatı da yüzde 50 azaltacak.



“Antibiyotikli versiyonu için onay alındı”


Firmanın sahibi Yavuz Genç, Türkiye’nin tıbbi cihaz alımında en az bir ürünün dışa bağımlılığını sona erdirmek amacıyla 2015 yılında yola çıktıklarını ve yaklaşık 4 yıl süren çalışmaların ardından kemik çimentosu üretmeye başladıklarını ifade etti. Bir hafta önce de ürünün antibiyotikli versiyonu için versiyonunu Sağlık Bakanlığı İlaç Ruhsatlandırma Daire Başkanlığı’ndan onaylı sertifikayı aldıklarını belirten Genç, bu ürünün de cerrahların kullanımına sunulduğunu söyledi.



“Antibiyotikli versiyonu cerrahlar tarafından oldukça tercih ediliyor”


Antibiyotikli kemik çimentosunun, enfeksiyon riski taşıyan hastalarda protez ile doku arasındaki mikroorganizmaların oluşumunu engellediğini ve bu yüzden cerrahlar tarafından oldukça tercih edildiğini belirten Yavuz Genç, “Bu ürünler, herhangi bir travmaya bağlı vertabiada oluşan kırıklarda enjekte edilerek, dokunun tekrar eski haline gelmesini ve sağlam bir yapıya kavuşup, stabil olmasını sağlıyor. Şu anda ürünlerimiz Türkiye genelinde en çok beğenilerek kullanılan ürünlerdir. Bunun yanı sıra antibiyotiksiz kemik çimentosu vakalarda kullandırdığımız ürünlerimizdir” diye konuştu.



“6 ülkeye ihracatımız var, Almanya’da bir şirketle görüşüyoruz”


Genç, kemik çimentosunun yaklaşık bir yıldır yurtdışındaki sağlık kuruluşlarına ihraç edildiğini ifade ederek, “Halihazırda 6 ülkeye ihracatımız var. Bunlar yakın ülkelerimiz ve Asya ülkeleri. Avrupa ülkelerinden sadece Almanya’da görüştüğümüz bir şirket var. Onlara da yakın zamanda ürünlerimizi göndermeye başlayacağız. Şu ana kadar ihraç ettiğimiz ürünlerle ilgili iyi geri dönüşler alıyoruz. Ürünlerimiz dışa bağımlılığımızı ciddi anlamda azalttı çünkü tıbbi cihazda yüzde 85 oranında dışa bağımlı bir ülkeyiz. Biz orta biyolojik ürünlerdeyiz ama tıbbi cihaz çok geniş bir kalem ve ülkemiz yerli üretimde son yıllarda çok ciddi bir ivme kazandı. Bu alanda yerli üreticilerle bizle iyi bir uyum sağlıyoruz. Yerli protez üreticileri yerli kemik çimentosunu tercih ediyorlar. Şu anda ithal olan kemik çimentolarıyla ciddi rekabet halindeyiz. Onların farklı bir fiyat politikası var ancak bizim de karşı bir savımız var. Kendi ürünümüzde kemik çimentosunda dışa bağımlılığı yüzde 50 azalttık diyebiliriz” dedi.



“İthalatı azaltmak için büyük şirketlerle diyalog halindeyiz”


Genç, şu an döviz kurlarının yüksek olmasından dolayı kemik çimentosu gibi ürünlerin ithal olarak ülkeye gelmesinin zorlaştığını söyledi. Bu konuda görüştükleri distribütör firmalar olduğunu kaydeden Genç, “İthal ettikleri kemik çimentosunu yerliye çevirmek üzere büyük şirketlerle diyalog halindeyiz. Ülke olarak üretmeye ihtiyacımız var. Bu konuda da yüksek teknolojili ürünleri seçip üretmeliyiz. Tüm üniversitelerimizin özellikle tıbbi cihaz alanında üretime ve AR-GE’ye destek olmalarını girişimcilerimizle sanayicilerimizin de bu konuda ellerini taşın altına koyarak üniversite sanayi işbirliğini verimli şekilde değerlendirmelerini dilerim” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Dinler: “Özel Uğurlu Hastanesinde tek sorun ruhsat değil” Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, uzun yıllar açılamayan ve atıl vaziyette kalan Özel Uğurlu Royal Hospital Hastanesindeki sorunun sadece ruhsat olmadığını, farklı hukuki sorunların da olduğunu kaydetti. Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, Özel Kastamonu Uğurlu Hastanesi’nin hastane binası ve ruhsat satışına yönelik açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır atıl vaziyette kalan ve hastane binası ile ruhsatında yaşanan hukuki sorunlar sebebiyle açılamayana Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi hakkında bilgilendirmede bulunan Atlas Yapı Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Dinler, “Kastamonu İcra Müdürlüğü nün 2018-1 iflas dosyası ile ihaleye çıkardığı Uğurlu Royal Hospital Hastanesi binası, arsası ve bu hastaneye ait ruhsat satışı ile alakalı ihale öncesi ve sonrası, ‘bu iş size yakışır, bu milli servetin faaliyete geçip Kastamonu halkına hizmet vermesine en yakın kişiler sizlersiniz, ihaleye girmemeniz sektörünüzü inkar etmek olur’ diyen başta dönemin Kastamonu Valisi Avni Çakır ve tüm devlet yetkililerine, tüm siyasi parti yetkililerine, tüm iş adamlarına, sivil toplum örgütlerinin yetkililerine, duyarlı tüm halkımıza, yine ihale öncesi ‘ihaleye girin ki katılım artsın ve rekabet olsun masadaki alacaklılara bedelleri ödensin’ diye tarafımıza moral veren, her zaman size desteğe hazırım diyen Sayın Uzman Dr. Atıf Uğurlu Bey ve alacakla alakalı olan tüm taraflara desteklerinden ötürü teşekkür ederim” dedi. Tek sorunun ruhsat olmadığını vurgulayan Dinler, “İhale bedelini yatırdığımızdan itibaren tapumuzu 1 yıla yakın süre alamadığımızı, ihale sonucunu hazmedemeyenlerin bizlere her türlü destek olmaları gerekirken düşmanlık içerisinde olduklarını, terör örgütü sempatizanları ve birçok haini de başımıza musallat ettiklerini Kastamonu halkının bilmesini isterim. Tek derdi illegal işlerle uğraşmak olan bu kişiler kendi beyanları ile burayı hizmete açsınlar da görelim diye kamuoyunun duyacağı, göreceği şekilde beyanlarda bulunmuşlardır. Kastamonu Belediyesi’ne ait şirketin elinde bulunan ruhsatın Uğurlu binasının ayrılmaz parçası olduğu doğrudur. Bizim için de Kastamonu için de bu ruhsat önemlidir, fakat tek sorun bu değildir. Bizimle uğraşan kişilerin ihaleye itiraz etmesinden dolayı aradan geçen sürede tapumuzu alamamamızdan dolayı finansa ulaşımın zorlaşması, teşviklerin kalkması, enflasyona bağlı inşaat maliyetleri, döviz kurundan kaynaklı oluşan cihaz temini işimizi zorlaştırmıştır. Tüm Türkiye’de 1 milyon nüfusun altındaki illerde özel hastaneler ve diyaliz merkezleri iflasın eşiğine gelmiştir. Tüm zorluklara rağmen en hızlı şekilde binamızı faaliyete geçirmek için elimizden geleni yapacağımızı bildirir tüm Kastamonu halkına teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
Gaziantep GATHİB 2023 yılı olağan genel kurulu gerçekleştirildi Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) 2023 yılı Olağan Genel Kurulu’nu GAİB hizmet binasında gerçekleştirdi. Toplantı TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı ve GATHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, GAHİB Başkanı Zeynal Abidin Kaplan ile GATHİB Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 2023 yılı Birlik mali durumu ve Birlik faaliyetleri ibra edildi. Genel Kurulda açıklamalarda bulunan GATHİB Başkanı Fikret Kileci, “Pandeminin ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından dünya genelinde tekstil sektöründe daralma görülmeye başlamasına rağmen üyelerimiz dirençli bir duruş sergiledi. 2023 yılının hemen başında gerçekleşen 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkisi de olumsuz tabloya eklendiğinde oldukça zor günler geçirdik. Tüm olumsuz şartlara rağmen Birliğimiz üyesi ihracatçılarımız istikrarlı bir performans sergilediler, buradan tüm üyelerimize üstün çabaları sebebiyle teşekkürler ediyorum. 2023 yılında gerek benim için Tekstil Sektör Kurulu Başkanı olarak gerek GATHİB Başkanı olarak oldukça yoğun bir takvimle geçti. Aynı şekilde Birliğimiz de yoğun bir takvimi geride bıraktı. 2024 yılında da tüm gücümüzle sahada olacağız, bizi 2023’ten daha yoğun bir takvimin beklediğini biliyoruz. Şimdiden tüm çalışma arkadaşlarıma ve üyelerimize başarılar diliyor, 2024’ün sektörümüz ve tüm ülkemiz için verimli bir ihracat yılı olarak kayda geçmesini temenni ediyorum” dedi. GATHİB’in ihracatı 2023 yılında 2022 yılına göre yüzde 13,1 azalışla 3 milyar 67 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Tekstil sektöründe yaşanan bu düşüşte uluslararası ölçekte tekstil sektöründe yaşanan talep daralmasının ve bölgemizde yaşanan 6 Şubat depremlerinin etkisi olduğu değerlendiriliyor. 2023 yılında bölgemiz tekstil sektörü ihracatı alt mal grupları bazında değerlendirilecek olur ise en fazla ihracat yapılan mal grupları; 837 milyon dolar ile iplik ihracatı, 818 milyon dolar ile kumaş ihracatı ve 176 milyon dolar ile elyaf ihracatı olmuştur. En fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler ise Irak, Birleşik Krallık, İtalya, ABD ve Suriye olarak sıralandı. TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Sekreteryasını üstlenen GATHİB, Fikret Kileci Başkanlığında 2023 yılında yoğun bir takvim geçirdi. Yeşil Dönüşüm, Sürdürülebilir Üretim, Döngüsel Ekonomi alanlarıyla ilgili World Circular Economy Forum, Circular Textile Days, Uluslararası Ekoteks Sempozyumu, İyi Pamuk ve Tarla Paneli, Horasis gibi onlarca panel, forum, fuar ve sempozyuma katılan GATHİB yönetimi 2024 yılı için de yoğun bir takvime sahip. Ayrıca sektöre nitelikli iş gücü ve tasarımları kazandırmayı amaçlayan ve Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nın dördüncüsü de GATHİB tarafından 2024 yılında gerçekleştirilecek.
İzmir İzmirliler gönül rahatlığıyla teleferik keyfi sürecek İzmir Büyükşehir Belediyesinin Avrupa Birliği standartlarında hizmet verdiği Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat’tan itibaren titiz şekilde yürütülen bakım çalışmaları tamamlandı. Günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği tesislerde İzmirlilerin teleferiğe gönül rahatlığıyla binebileceği bildirildi. Antalya’da meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin de yaralandığı teleferik kazası tedirginliğe yol açtı. Kaza sonrası, günde yaklaşık 2 bin 500 kişinin ziyaret ettiği İzmir Balçova’daki teleferik tesislerine ilgi azaldı. 5 Şubat’ta başlatılan bakım çalışmaları tamam İzmir Büyükşehir Belediyesi, gönül rahatlığıyla vatandaşların teleferiği kullanabileceğini açıkladı. Avrupa Birliği (AB) standartlarında hizmet sunulan Balçova’daki teleferik tesislerinde, 5 Şubat 2024’te başlatılan bakım çalışmalarının ise tamamlandığı bildirildi. 2015 yılında yenilenerek hizmete alınan tesiste titiz bir süreç yürütüldüğü aktarılırken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesine tesisin yıllık periyodik kontrollerinin yapılması ve raporlanması için davet gönderildiği ifade edildi. Neler yapılıyor Tesiste; üretici firmanın tavsiye, kullanım, bakım ve onarım kılavuzları rehberliğinde aksatılmadan yıllık, aylık ve haftalık bakımlar yapılıyor. Yılda bir kez yapılması zorunlu olan yıllık periyodik bakım çalışması kapsamında sistemdeki tüm hareketli parçalar elden geçiriliyor. Talimatlar ve kullanım ömürleri gibi ölçü toleransları kapsamında değiştirilmesi gereken parçalar yenileniyor, otomasyon ve elektrik sistemlerinde iyileştirme ve bakım çalışması yürütülüyor. Bakımlar; alanında eğitilmiş ve İZULAŞ AŞ bünyesindeki tekniker ve teknisyenler tarafından kontrol ve kayıtlar güncel tutularak yapılıyor. Tesisin EN 12927-8 standardı gereği halat manyetik kontrol testi (MRT) yıl içerisinde 6 aylık periyodlar ile tamamlanıyor. Tesisin kesintisiz çalışmasını sağlayan elektrik jeneratörleri ile tesisin elektrik trafolarının bakımları da düzenli olarak takip ediliyor. Tesis çalıştırılmadan önce ve gün içerisinde günlük çalışma kontrolleri tamamlanıp kayıt altına alınıyor. Çalışmalar iş güvenliği uzmanları tarafından da denetleniyor. İzmir’in simgelerinden İzmir’de 1974’te kurulan, yenilenerek 2015 yılında yeniden hizmete alınan tesiste; seyir terasları, dürbünleri ve mesire alanları yer alıyor. Tesiste toplam 20 kabin bulunuyor. Rengarenk kabinler İzmir’in canlandırıcı ruhunu yansıtırken, her kabin en fazla 8 yolcu taşıyabiliyor. Teleferik ile yolculuk yaklaşık 3 dakika sürüyor. 810 metrelik hat boyunca 60 dakikada ortalama bin 200 yolcu taşınıyor.