Yerel Haberler
İstanbul
maNga grubunun solisti Ferman Akgül’ün tazminat davasına ret 19 Mart 2024 Salı - 13:11:19 ‘maNga’ grubunun solisti Ferman Akgül’ün, kendisini siyasi bir oluşumun içindeymiş gibi göstererek linçe maruz bıraktıkları iddiasıyla Redd Grubu’nun 2 üyesi ile sanatçı Aylin Aslım’a açtığı manevi tazminat davasında karar çıktı. Mahkeme, Akgül’ün açtığı davanın reddine karar verdi. ‘maNga’ grubunun solisti Ferman Akgül’ün, kendisini siyasi bir oluşumun içindeymiş gibi göstererek linçe maruz bıraktıkları iddiasıyla Redd Grubu’nun üyeleri Doğan Duru ve Güneş Duru ile sanatçı Aylin Aslım’a açtığı 300 bin liralık manevi tazminat davasında karar çıktı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Ferman Akgül ile Redd Grubu’nun üyeleri Doğan Duru ve Güneş Duru katılmadı. Duruşmada her iki tarafı da avukatları temsil etti. Duruşmada söz alan Ferman Akgül’ün avukatı davanın kabulünü istedi. Davalılar Doğan Duru ile Güneş Duru’nun avukatları ise davanın reddini talep etti. Davanın reddine hükmedildi Kararını açıklayan mahkeme, gerekçesi sonradan açıklanmak üzere Ferman Akgül’ün davasının reddine karar verdi. Olayın geçmişi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davaya göre Redd Grubu’nun solisti Doğan Duru, sosyal medya üzerinden sanatçı Ferman Akgül ile ilgili olarak, ‘Teknofestlerde sahneye çıkanı, pandemide müzisyenler intihar ederken iş tutan grubun solistini alkışlayan insanlar olmasını geçtim. Yahu siz grupsunuz, biriniz adamın yüzüne tükürmedi mi? Biriniz de sanatçı nedir söylemedi mi? Yuh size be kardeşim.. Omurgasız sürüngen gibi her yerde olmak’ şeklinde paylaşımlar yaptı. Redd Grubu’nun gitaristi Güneş Duru da, ‘Çakma rock starlardan biri tanıtımı için bir iki milyon alır, vatandaş altına yatar’ şeklinde paylaşım yaptı. Diğer sanatçı Aylin Aslım ise, “Kaç milyon aldığını bilmem, bilemem. Türk rock camiası. Kol kırılır yen içinde kalır’cıdır. Ama burada bahsedilen kişi yıllardır AK Parti ile iş birliği yapan Manga’nın solisti Ferman Akgül’dür. Biz on yıldan fazla zamandır kara listelerdeyken, bu niye bilinmesin? Her şey bir yere kadar’ şeklinde paylaşım yaptı. Dava dilekçesinde 3 sanatçının istikrarlı ve sistematik olarak müvekkiline yönelik bir karalama kampanyası başlattığını belirten Akgül’ün avukatı Ufuk Kök, “Müvekkil, 20 yılı aşkın kariyeri boyunca hep sanatçı kimliğini ön planda tutmuş, hiçbir siyasi oluşumun içinde yer almamıştır. TOGG ile poz veren müvekkilin bu tanıtımdan 2 milyon lira aldığı şeklindeki yalan iddialar üzerine de müvekkil linç edilmiş, özel hayatının sınırları ihlal edilmiştir. Üç sanatçının saldırıları nedeniyle müvekkil ve ailesinin huzur ve sükunu bozulmuş, sosyal gelişim çağındaki çocukları bu durumdan etkilenmiş ve sosyal çevrelerinde bu durumdan zarar görme ihtimali söz konusudur. Müvekkil, sosyal medyanın da hedefi haline gelmiş, ‘yalaka Manga’, ‘yandaş grup’ gibi hakaretlere maruz kalmıştır. Üç sanatçının, kamuoyu önünde halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek başlattığı linç kampanyası yüzünden müvekkilin şeref ve itibarı ağır şekilde zarara uğramıştır. Bunun korunmasını istiyoruz. Büyük elem ve üzüntü duyan müvekkilin, hedef ve taraf haline getirilerek bir siyasi figür olarak yuftalanmasına ve ayrımcılığa uğramasına neden olan davalıların 300 bin lira manevi tazminata hükmedilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
19 Mart 2024 Salı - 13:07 Galatasaraylı futbolculara özel üretilen formaların çalınmasına ilişkin davada mütalaa açıklandı Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Kulüpte çalışan 4 sanığın 17 yıl 5 aya kadar hapsi istenirken 1 sanığın da 5 yıl 3 ay kadar hapsi talep edildi. Bir sanığın ise beraatı istendi. Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 3 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Müşteki Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik Anonim Şirketi’nin, Nike firması tarafından, sponsorluk bedeli de ödeyerek, Galatasaray ve sadece kulüp oyuncularıyla teknik heyetin kullanımına sunulan, orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, Galatasaray’ın Florya tesislerinde çalınarak, sanıklar tarafından internet ortamında satışa sunulduğunun tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, Galatasaray ile firma arasındaki sponsorluk anlaşmasına göre Galatasaray A Futbol Takımının oynaması gereken futbol müsabakaları sayısınca, her müsabakaya üçer adet olmak üzere futbolcuların ve teknik heyetin kullanması amacıyla verilen ürünlerin yüksek bedelli olup, piyasada satışının yapılmadığı, firma tarafından kulübe verilen ürünlerin öngörülen süreden önce tükendiğinin tespit edildiği, sezon ortasında eksik kalan ürünlerin firmadan istenmesi durumunda bu kez ücret talep edildiği veya sponsorluk ücretinde kesintiye gidileceği kaydedildi. Şahısların Metin Oktay Tesislerinde çalışan görevliler olduğu tespit edildi Olay sonrası Florya Metin Oktay Tesislerinde yapılan sayımlarda 2020 ve 2021 sezonuna ait kullanıma hazır orijinal 2 bin 43 adet ürünün çalındığının tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, çalınan ürünlerin internet üzerinden ikinci el eşya satışı yapılan uygulama üzerinden satışa sunulduğu, satış firmasıyla yapılan yazışmalarda şahsın, Galatasaray’da şoför olarak çalışan Ahmet K.’nın eşi olduğu, ‘Kelepir’ market isimli kullanıcının ise sanık Buğra F. olduğu tespit edildiği, kulüp yetkililerince alıcı gibi hareket ettirilen Murat K.’nın, sanık Buğra F.Ü. ile iletişime geçtiğinde sanığın formaları satmaya çalıştığı, Buğra F.’nin Antalya’da ikamet edip, sanığın kulüpte malzeme sorumlusu olarak çalışan sanık Gürsel P., çamaşırhane, temizlik sorumlusu sanık Turgut U., masör olarak görev yapan Sedat P. ile irtibatının tespit edildiği kaydedildi. Piyasa değeri 30 bin 57 TL olduğu tespit edildi Sanık Buğra F.Ü.’nün evinde 6 koli halinde toplam 276 adet kısa kollu forma, 50 adet uzun kollu forma, 16 çift çorap ve 30 adet şortun ele geçirildiği, bu ürünlerin 2022 yılı itibariyle piyasa değeri toplam 30 bin 57 TL olduğunun tespit edildiği, sanıkların savunmalarında belirttikleri “Kullanılmış olup maç sonrası hediye, soyunma odasında bırakılan veya unutulan ürünlerden” olmadığı, satışa sunulmayan, futbolcu ve teknik heyetin kullanımı için üretilen, sıfır, orjinal olup üretim barkod ve etiketi bulunan ve yapılan sayımda eksik olduğu belirlenen 2 bin 443 adet üründen olduğunun tespit edildiğinin anlatıldığı mütalada, bu konuda kolluk tutanağının bulunduğu, bilirkişi raporuna göre de Sanık Buğra’nın evinde ele geçen ürünlerden bir çoğunun eksik olduğu tespit edilen ürünler olduğu, Sanık Buğra F.Ü.’nün el konulan cep telefonunun galerisinde çok sayıda Galatasaray’a ait forma, şort, çorap ve atkı resimlerinin yer aldığı kaydedildi. Ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı ifade edildi Mütalaada ayrıca sanık Buğra F.Ü.’nün Gürsel P.’den Galatasaray ürünleri aldığını, güvenlik görevlisi şahıslardan da forma ve antrenman ürünleri satın aldığını, bunların bedelini ödediğini, kendisinin koleksiyoner olduğu, bunun dışında GS Store’dan da birçok ürün satın aldığını savunmuşsa da, yapılan tespitlerde ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı, ürünlerin yeni üretim, kullanılmamış ve depodan çalınan ürünler olduğunun tespit edildiği belirtildi. Görevlilerin kullanması için verilen malzemeleri internet ortamında satışa çıkardığı belirtildi Hazırlanan mütalaada, Metin Oktay Tesislerinde her görevliye kullanılması için birer takım malzeme verildiği, bu malzemelerin internet ortamında satışa çıkarıldığı Ahmet K.’nın çamaşırhane görevlisi olması sebebiyle çamaşırhaneye atılmış formaları ve futbolcuların kendisine hediye ettiği formaları da internet üzerinden satışa sunduğu belirtildi. 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünlerin satışa sundukları tespit edildi Sanık Ahmet K.’nin, 2021 yılı başından, 2022 yılı sonlarına kadar 2 yıla yakın sürede sayıları binlerce olan Galatasaray’a ait forma, antrenman malzemeleri gibi ürünleri internet sitelerinde satışa çıkardıkları tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, sanıkların koleksiyon amacı, unutulan eski eşya olmadığı, internet üzerinden satışa çıkarılan ve sayımı yapılan eksik ürünler olduğu, bu eksik ürünlerden ele geçirilen bir takım ürünlerin sanık Buğra F.’nin evinde ele geçirilen ürünler olduğu, sanıkların 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünleri satışa sundukları tespit edildiği söylendi. 4 sanık hakkında 17.5 yıla kadar hapis cezası istendi Mütalaada Yılmaz Yanık, Ahmet K. Gürsel P. ve Turgut U. hakkında “Zincirleme şekilde Nitelikli hırsızlık” suçundan 17,5 yıla kadar, Buğra F. Ü. hakkında ise “suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi” suçundan 5 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Savcı, Buğra F. Ü’nüm kastının yoğunluğu, suç işlenmekte kullanılan araçlar, tespit edilebildiği kadarıyla 2 yıl gibi uzun bir süre boyunca çalınan ürünleri internetten satışa sunması gözetilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesini talep etti. Savcı ayrıca sanık Sedat P. nin hakkında delil yetersizliğinden beraatini talep etti. Duruşma ertelendi Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, Cumhuriyet Savcısının açıkladığı mütalaaya karşı tarafların gelecek celse savunma yapmaları için süre vererek duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik AŞ tarafından, kulüp oyuncuları ile teknik heyeti için ürettiği orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, şirketin rızası dışında üçüncü kişiler tarafından internet ortamında satışa sunulduğu gerekçesiyle savcılığa şikayetçi olunduğu aktarıldı. Firmanın kulübe verdiği ürünlerin profesyonel standartlarda olduğu, özellikle antrenmanda ve müsabakada görev yapan futbolcuların performansını artırma ve terlemeyi önleme gibi birçok özelliği bulunduğu ve piyasada bu ürünlerin satılmadığı da iddianamede belirtildi. İddianamede, 13 Ocak 2022’de yapılan bir sayımda tesiste bulunması gereken 2 bin 443 parça ürünün çalındığının anlaşıldığı belirtilerek, bunların ikinci el eşyaların sunulduğu internetteki bir sitede satıldığı da kaydedildi. Araştırmada, sanık Yılmaz Yanık’ın berber olduğu, bazı Galatasaraylı futbolcuyla tıraş yapmak için irtibat kurduğu anlatılan iddianamede, diğer sanıklardan Sedat Peker’in kulüpte masörlük, Ahmet Kör’ün de futbol takımında şoförlük yaptığı, Turgut Uygun’un çamaşırhanede çalıştığı, Gürsel Polat’ın ise akademi sorumlusu olduğu açıklandı. Sanıkların futbolcuların ve teknik heyetin kullanımına sunulmuş ürünleri hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri belirtilen iddianamede, ürünlerin piyasaya arz edildiği ve satıcıların haksız kazanç sağladıkları ifade edildi. 6 sanığın "iştirak halinde zincirleme şekilde bina ve eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık" suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 aydan 17 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
maNga grubunun solisti Ferman Akgül’ün tazminat davasına ret
19 Mart 2024 Salı - 13:11 maNga grubunun solisti Ferman Akgül’ün tazminat davasına ret ‘maNga’ grubunun solisti Ferman Akgül’ün, kendisini siyasi bir oluşumun içindeymiş gibi göstererek linçe maruz bıraktıkları iddiasıyla Redd Grubu’nun 2 üyesi ile sanatçı Aylin Aslım’a açtığı manevi tazminat davasında karar çıktı. Mahkeme, Akgül’ün açtığı davanın reddine karar verdi. ‘maNga’ grubunun solisti Ferman Akgül’ün, kendisini siyasi bir oluşumun içindeymiş gibi göstererek linçe maruz bıraktıkları iddiasıyla Redd Grubu’nun üyeleri Doğan Duru ve Güneş Duru ile sanatçı Aylin Aslım’a açtığı 300 bin liralık manevi tazminat davasında karar çıktı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Ferman Akgül ile Redd Grubu’nun üyeleri Doğan Duru ve Güneş Duru katılmadı. Duruşmada her iki tarafı da avukatları temsil etti. Duruşmada söz alan Ferman Akgül’ün avukatı davanın kabulünü istedi. Davalılar Doğan Duru ile Güneş Duru’nun avukatları ise davanın reddini talep etti. Davanın reddine hükmedildi Kararını açıklayan mahkeme, gerekçesi sonradan açıklanmak üzere Ferman Akgül’ün davasının reddine karar verdi. Olayın geçmişi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davaya göre Redd Grubu’nun solisti Doğan Duru, sosyal medya üzerinden sanatçı Ferman Akgül ile ilgili olarak, ‘Teknofestlerde sahneye çıkanı, pandemide müzisyenler intihar ederken iş tutan grubun solistini alkışlayan insanlar olmasını geçtim. Yahu siz grupsunuz, biriniz adamın yüzüne tükürmedi mi? Biriniz de sanatçı nedir söylemedi mi? Yuh size be kardeşim.. Omurgasız sürüngen gibi her yerde olmak’ şeklinde paylaşımlar yaptı. Redd Grubu’nun gitaristi Güneş Duru da, ‘Çakma rock starlardan biri tanıtımı için bir iki milyon alır, vatandaş altına yatar’ şeklinde paylaşım yaptı. Diğer sanatçı Aylin Aslım ise, “Kaç milyon aldığını bilmem, bilemem. Türk rock camiası. Kol kırılır yen içinde kalır’cıdır. Ama burada bahsedilen kişi yıllardır AK Parti ile iş birliği yapan Manga’nın solisti Ferman Akgül’dür. Biz on yıldan fazla zamandır kara listelerdeyken, bu niye bilinmesin? Her şey bir yere kadar’ şeklinde paylaşım yaptı. Dava dilekçesinde 3 sanatçının istikrarlı ve sistematik olarak müvekkiline yönelik bir karalama kampanyası başlattığını belirten Akgül’ün avukatı Ufuk Kök, “Müvekkil, 20 yılı aşkın kariyeri boyunca hep sanatçı kimliğini ön planda tutmuş, hiçbir siyasi oluşumun içinde yer almamıştır. TOGG ile poz veren müvekkilin bu tanıtımdan 2 milyon lira aldığı şeklindeki yalan iddialar üzerine de müvekkil linç edilmiş, özel hayatının sınırları ihlal edilmiştir. Üç sanatçının saldırıları nedeniyle müvekkil ve ailesinin huzur ve sükunu bozulmuş, sosyal gelişim çağındaki çocukları bu durumdan etkilenmiş ve sosyal çevrelerinde bu durumdan zarar görme ihtimali söz konusudur. Müvekkil, sosyal medyanın da hedefi haline gelmiş, ‘yalaka Manga’, ‘yandaş grup’ gibi hakaretlere maruz kalmıştır. Üç sanatçının, kamuoyu önünde halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek başlattığı linç kampanyası yüzünden müvekkilin şeref ve itibarı ağır şekilde zarara uğramıştır. Bunun korunmasını istiyoruz. Büyük elem ve üzüntü duyan müvekkilin, hedef ve taraf haline getirilerek bir siyasi figür olarak yuftalanmasına ve ayrımcılığa uğramasına neden olan davalıların 300 bin lira manevi tazminata hükmedilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Galatasaraylı futbolculara özel üretilen formaların çalınmasına ilişkin davada mütalaa açıklandı
19 Mart 2024 Salı - 13:07 Galatasaraylı futbolculara özel üretilen formaların çalınmasına ilişkin davada mütalaa açıklandı Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Kulüpte çalışan 4 sanığın 17 yıl 5 aya kadar hapsi istenirken 1 sanığın da 5 yıl 3 ay kadar hapsi talep edildi. Bir sanığın ise beraatı istendi. Galatasaray Spor Kulübünün futbolcu ve teknik heyeti için özel üretilen kıyafetleri tesislerden çalıp daha sonra sattığı iddia edilen 6 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 3 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Müşteki Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik Anonim Şirketi’nin, Nike firması tarafından, sponsorluk bedeli de ödeyerek, Galatasaray ve sadece kulüp oyuncularıyla teknik heyetin kullanımına sunulan, orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, Galatasaray’ın Florya tesislerinde çalınarak, sanıklar tarafından internet ortamında satışa sunulduğunun tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, Galatasaray ile firma arasındaki sponsorluk anlaşmasına göre Galatasaray A Futbol Takımının oynaması gereken futbol müsabakaları sayısınca, her müsabakaya üçer adet olmak üzere futbolcuların ve teknik heyetin kullanması amacıyla verilen ürünlerin yüksek bedelli olup, piyasada satışının yapılmadığı, firma tarafından kulübe verilen ürünlerin öngörülen süreden önce tükendiğinin tespit edildiği, sezon ortasında eksik kalan ürünlerin firmadan istenmesi durumunda bu kez ücret talep edildiği veya sponsorluk ücretinde kesintiye gidileceği kaydedildi. Şahısların Metin Oktay Tesislerinde çalışan görevliler olduğu tespit edildi Olay sonrası Florya Metin Oktay Tesislerinde yapılan sayımlarda 2020 ve 2021 sezonuna ait kullanıma hazır orijinal 2 bin 43 adet ürünün çalındığının tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, çalınan ürünlerin internet üzerinden ikinci el eşya satışı yapılan uygulama üzerinden satışa sunulduğu, satış firmasıyla yapılan yazışmalarda şahsın, Galatasaray’da şoför olarak çalışan Ahmet K.’nın eşi olduğu, ‘Kelepir’ market isimli kullanıcının ise sanık Buğra F. olduğu tespit edildiği, kulüp yetkililerince alıcı gibi hareket ettirilen Murat K.’nın, sanık Buğra F.Ü. ile iletişime geçtiğinde sanığın formaları satmaya çalıştığı, Buğra F.’nin Antalya’da ikamet edip, sanığın kulüpte malzeme sorumlusu olarak çalışan sanık Gürsel P., çamaşırhane, temizlik sorumlusu sanık Turgut U., masör olarak görev yapan Sedat P. ile irtibatının tespit edildiği kaydedildi. Piyasa değeri 30 bin 57 TL olduğu tespit edildi Sanık Buğra F.Ü.’nün evinde 6 koli halinde toplam 276 adet kısa kollu forma, 50 adet uzun kollu forma, 16 çift çorap ve 30 adet şortun ele geçirildiği, bu ürünlerin 2022 yılı itibariyle piyasa değeri toplam 30 bin 57 TL olduğunun tespit edildiği, sanıkların savunmalarında belirttikleri “Kullanılmış olup maç sonrası hediye, soyunma odasında bırakılan veya unutulan ürünlerden” olmadığı, satışa sunulmayan, futbolcu ve teknik heyetin kullanımı için üretilen, sıfır, orjinal olup üretim barkod ve etiketi bulunan ve yapılan sayımda eksik olduğu belirlenen 2 bin 443 adet üründen olduğunun tespit edildiğinin anlatıldığı mütalada, bu konuda kolluk tutanağının bulunduğu, bilirkişi raporuna göre de Sanık Buğra’nın evinde ele geçen ürünlerden bir çoğunun eksik olduğu tespit edilen ürünler olduğu, Sanık Buğra F.Ü.’nün el konulan cep telefonunun galerisinde çok sayıda Galatasaray’a ait forma, şort, çorap ve atkı resimlerinin yer aldığı kaydedildi. Ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı ifade edildi Mütalaada ayrıca sanık Buğra F.Ü.’nün Gürsel P.’den Galatasaray ürünleri aldığını, güvenlik görevlisi şahıslardan da forma ve antrenman ürünleri satın aldığını, bunların bedelini ödediğini, kendisinin koleksiyoner olduğu, bunun dışında GS Store’dan da birçok ürün satın aldığını savunmuşsa da, yapılan tespitlerde ürünlerin eski yıllara ait olmayıp, koleksiyon yapmaya uygun olmadığı, ürünlerin yeni üretim, kullanılmamış ve depodan çalınan ürünler olduğunun tespit edildiği belirtildi. Görevlilerin kullanması için verilen malzemeleri internet ortamında satışa çıkardığı belirtildi Hazırlanan mütalaada, Metin Oktay Tesislerinde her görevliye kullanılması için birer takım malzeme verildiği, bu malzemelerin internet ortamında satışa çıkarıldığı Ahmet K.’nın çamaşırhane görevlisi olması sebebiyle çamaşırhaneye atılmış formaları ve futbolcuların kendisine hediye ettiği formaları da internet üzerinden satışa sunduğu belirtildi. 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünlerin satışa sundukları tespit edildi Sanık Ahmet K.’nin, 2021 yılı başından, 2022 yılı sonlarına kadar 2 yıla yakın sürede sayıları binlerce olan Galatasaray’a ait forma, antrenman malzemeleri gibi ürünleri internet sitelerinde satışa çıkardıkları tespit edildiğinin belirtildiği mütalaada, sanıkların koleksiyon amacı, unutulan eski eşya olmadığı, internet üzerinden satışa çıkarılan ve sayımı yapılan eksik ürünler olduğu, bu eksik ürünlerden ele geçirilen bir takım ürünlerin sanık Buğra F.’nin evinde ele geçirilen ürünler olduğu, sanıkların 2 yıl boyunca Galatasaray Kulübünün deposundan çaldıkları ürünleri satışa sundukları tespit edildiği söylendi. 4 sanık hakkında 17.5 yıla kadar hapis cezası istendi Mütalaada Yılmaz Yanık, Ahmet K. Gürsel P. ve Turgut U. hakkında “Zincirleme şekilde Nitelikli hırsızlık” suçundan 17,5 yıla kadar, Buğra F. Ü. hakkında ise “suç eşyasının satın alınması ve kabul edilmesi” suçundan 5 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Savcı, Buğra F. Ü’nüm kastının yoğunluğu, suç işlenmekte kullanılan araçlar, tespit edilebildiği kadarıyla 2 yıl gibi uzun bir süre boyunca çalınan ürünleri internetten satışa sunması gözetilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesini talep etti. Savcı ayrıca sanık Sedat P. nin hakkında delil yetersizliğinden beraatini talep etti. Duruşma ertelendi Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, Cumhuriyet Savcısının açıkladığı mütalaaya karşı tarafların gelecek celse savunma yapmaları için süre vererek duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik AŞ tarafından, kulüp oyuncuları ile teknik heyeti için ürettiği orijinal yeni sezon forma, antrenman yeleği, şort, çorap gibi ürünlerin, şirketin rızası dışında üçüncü kişiler tarafından internet ortamında satışa sunulduğu gerekçesiyle savcılığa şikayetçi olunduğu aktarıldı. Firmanın kulübe verdiği ürünlerin profesyonel standartlarda olduğu, özellikle antrenmanda ve müsabakada görev yapan futbolcuların performansını artırma ve terlemeyi önleme gibi birçok özelliği bulunduğu ve piyasada bu ürünlerin satılmadığı da iddianamede belirtildi. İddianamede, 13 Ocak 2022’de yapılan bir sayımda tesiste bulunması gereken 2 bin 443 parça ürünün çalındığının anlaşıldığı belirtilerek, bunların ikinci el eşyaların sunulduğu internetteki bir sitede satıldığı da kaydedildi. Araştırmada, sanık Yılmaz Yanık’ın berber olduğu, bazı Galatasaraylı futbolcuyla tıraş yapmak için irtibat kurduğu anlatılan iddianamede, diğer sanıklardan Sedat Peker’in kulüpte masörlük, Ahmet Kör’ün de futbol takımında şoförlük yaptığı, Turgut Uygun’un çamaşırhanede çalıştığı, Gürsel Polat’ın ise akademi sorumlusu olduğu açıklandı. Sanıkların futbolcuların ve teknik heyetin kullanımına sunulmuş ürünleri hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri belirtilen iddianamede, ürünlerin piyasaya arz edildiği ve satıcıların haksız kazanç sağladıkları ifade edildi. 6 sanığın "iştirak halinde zincirleme şekilde bina ve eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık" suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 aydan 17 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İstanbul’da yaban hayvanlarına ait yüzlerce tahnitin ele geçirildiği operasyonunun detayları ortaya çıktı
19 Mart 2024 Salı - 12:55 İstanbul’da yaban hayvanlarına ait yüzlerce tahnitin ele geçirildiği operasyonunun detayları ortaya çıktı İstanbul’un Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde yapılan operasyonda, koruma altındaki yaban hayvanlarına ait 396 tahnite el konulmuştu. Yurt içi ve yurt dışında avladığı hayvanları tahnitleyerek kendisine özel müze kuran Ali H.Ü. adlı şüpheli yakalandığı öğrenildi. Alınan bilgilere göre, öldürülmüş yaban hayvanlarının dolgusunu süs eşyası olarak sergileyen ve bunun ticaretini yapan bir kişi olduğu ihbarı üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube ekipleri, İstanbul’un Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde iki ayrı adreste yüzlerce hayvanın tahnit şekilde bulunduğu bilgisi üzerine çalışma başlatmıştı. Tespit edilen adreslere dün gerçekleştirilen baskında, yaban hayvanlarına ait 396 parça işlenmiş süs eşyası ve tahnit ele geçirilmişti. Operasyonunu yeni detayları ortaya çıktı tabiat canlılarının tahnit ve trofelerinin bulunduğu belirlenmesi üzerine düzenlenen operasyonda Ali H.Ü. adlı 1 kişi “şüpheli” olarak gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda ise piyasa değeri yaklaşık 75 milyon lirayı bulan aralarında geyik, Amerika antilobu, bizon, jaguar, timsah ve ayı ile dağ keçisi tahnitinin de bulunduğu çeşitli türde yüzlerce dolgu hayvan tahniti ele geçirildi. Bulunan tahnitlerin profesyonel avcı olduğu aktarılan Ali H.Ü. tarafından 30’u aşkın ülkede yurt içi ve yurt dışında avladığı hayvanlardan oluştuğu kaydedildi. Operasyonda yakalanan şüpheli Ali H.Ü.’nün, Türkiye’deki son Anadolu kaplanını da Hakkari’de vurup öldürdüğü, derisini de sergilediği belirlendi. Adreslerdeki aramalarda aralarında ise Türkiye’deki son Anadolu kaplanının postunun da yer aldığı ceylan, leopar, bizon, kutup ayısı, timsah, aslan, maymun ve jaguar gibi farklı türde hayvanlar ile çeşitli boynuz ve hayvan dişlerinin yer aldığı 396 parça malzeme ele geçirildi. Söz konusu mahluklara ait trofe, post ve eşyalarının da yer aldığı ele geçirilen materyaller Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkililerine teslim edileceği öğrenildi. Yakalanan şüpheli Ali H.Ü., ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.
“Vaatler kararsız seçmen için yetersiz kalıyor”
19 Mart 2024 Salı - 12:53 “Vaatler kararsız seçmen için yetersiz kalıyor” Kararsız seçmenler ve depremzedelerin yerel seçimlerde önemli rol oynayacağını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan, belediye başkan adaylarının kentin sorunlarına odaklanması gerektiğini vurguladı. 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine günler kala belediye başkan adayları sahalarda hızlarını artırarak çalışmalarını sürdürüyor. Birçok belediye başkan adayı mega projeleri ile seçmenden oy isterken, seçmenin adaylar tarafından sunulan vaat ve projelere karşı tepkisi ise merak ediliyor. Konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan İstanbul Arel Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan, seçimlerde kararsız ve genç seçmemin sonuçları önemli derece de etkileyeceğini ifade etti. Gençlerin son günlerde gündeme gelen siyasi tartışmamalardan rahatsız olduğunu belirten Ercan özellikle istihdam anlamında izlenecek politikaların gençler tarafından daha çok önemsediğini söyledi. “Gençlerimiz şu an kararsızlar” Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan; “Önemli bir seçmen profiline dikkat çekmek istiyorum. Kararsız seçmenler. Kararsız seçmenlerin şu anda olumlu ya da olumsuz yaklaşacakları belli değil. Bu kararsız seçmenlerin içerisinde de belli bir kitle var; genç kitle. Gençlerimiz şu an kararsızlar. Gençlerimiz bu siyasi olaylardan rahatsızlık duyuyorlar. Umut verici; politikalar anlamında, istihdam anlamında izleyecek politikaları önemsiyorlar. Bir diğer önemli kesim ise depremzedeler. Biliyorsunuz 6 Şubat 2023 tarihinde büyük bir deprem yaşadılar ve bu durumdan muzdaripler. Sağlam binalarda yaşamak istiyorlar. Bu tüm insanların hakkı. Depremzedeler korunaklı sağlam binalar istiyorlar. Daha umut verici kentlerde yaşamak istiyorlar. Bunun içinde partilerin uyguladığı politikalar çok önemli. O nedenle benim önerim bu vaatler gençleri de düşünerek, depremzedeleri de düşünerek bu hassasiyet çerçevesinde gerçekleşirse çok daha güzel ilerler” şeklinde konuştu. “Vaatler arasında çok eksikler var” Açıklamasının devamında İstanbul’un kent sorunlarına odaklanılması gerektiğinin altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan özellikle deprem riskinin gündemde tutulması gerektiğini vurguladı. Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan; “Trafik ve ulaşım İstanbul için temel bir sorun. Konut kira fiyatlarının artıyor olması, çevre kirliği tüm Türkiye’de büyük bir problem. Bunun önüne geçilmesi için çözüm geliştirilmeli. Siyasi partilerin buna odaklanması gerekiyor. Su kirliliği, su kıtlığı bunlar gündemimiz olmalı. Alt yapı ve yerleşim sorunları. Deprem riski gündemimiz olmalı. Sosyal ve kültürel çatışmalar var. Buna ilişkin yine vaatler benimsenirse ve önlemler alınırsa güzel olur” dedi. “Gençler düşünce ve fikirlerini dile getirmek istiyor” Yerel seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını dileyen Ercan; “Gençler düşünceleri, fikirlerini dile getirmek istiyorlar. Şu anda bu şartlarda rahatça, özgürce dile getiremediklerini, korktuklarını, ilgi duymadıklarını, siyasi olaylardan bir şeylerin beslendiğini ifade ediyorlar. Katılımcı demokrasi ne demekse, o gerçekten gerçekleşsin. Seslerinin duyulmasını istiyorlar. Biz derslerde olabildiğince onlara söz hakkı vermeye çalışıyoruz. Güzel etkileşimli dersler yapıyoruz. Onlar bu dersleri hayatta da yaşamak istiyorlar” ifadelerine yer verdi.
ABD, dünyanın en büyük zenginlik merkezi olmaya devam ediyor
19 Mart 2024 Salı - 12:43 ABD, dünyanın en büyük zenginlik merkezi olmaya devam ediyor Küresel servet danışmanlığı firması Henley & Partners tarafından New World Wealth ile ortaklaşa yayınlanan 2024 ABD Varlık Raporu’na göre ABD, küresel likit yatırım yapılabilir servetin yüzde 32’sini oluşturuyor. Biden-Trump başkanlık seçimlerinin rövanşının yapıldığı şu günlerde birliğin durumuna ilişkin ciddi endişelere rağmen, ABD özel servet oluşturma ve biriktirme konusunda dünyanın lideri olmaya devam ediyor. Henley & Partners tarafından New World Wealth ile ortaklaşa yayınlanan 2024 ABD Varlık Raporu’na göre ABD, 67 trilyon dolar gibi devasa bir rakamla küresel likit yatırım yapılabilir servetin yüzde 32’sini oluşturuyor. ABD şu anda dünyadaki milyonerlerin yüzde 37’sine ev sahipliği yapıyor. Bu sayı son on yılda yüzde 62 gibi etkileyici bir oranda artarak dünya genelindeki yüzde 38’lik büyüme oranının önüne geçiyor. ABD’nin GSYH’si rakibi süper güç Çin’inkine benzer olsa da, ABD likit servet söz konusu olduğunda çok daha ön sıralarda yer alıyor. Benzer şekilde, kişi başına düşen servet ve milyoner, santi-milyoner ve milyarderlerin sayısı da ABD’de önemli ölçüde daha yüksek. Çin’in 2 bin 352 santi-milyonerine karşılık ABD’nin 9 bin 850 santi-milyoneri ve Çin’in 305 milyarderine karşılık ABD’nin 788 milyarderi bulunuyor. Çin’de 862 binden biraz fazla milyoner yaşarken, kişi başına düşen servet ABD’deki 201 bin 500 dolara kıyasla yalnızca 18 bin 800 dolar. Bu ölçüt söz konusu olduğunda Monako, Lüksemburg, İsviçre, Avustralya ve Singapur’un ardından küresel olarak 6’ıncı sırada yer alıyor. Dünyanın en zengin şehri New York New York, Big Apple’ı evi olarak gören 349 bin 500 milyoner ile ABD’nin ve dünyanın en zengin şehri olmaya devam ediyor. Onu 305 bin 700 milyoner ile Körfez Bölgesi, 212 bin 100 ile Los Angeles, 120 bin 500 ile Chicago ve 90 bin 900 ile Houston takip ediyor. 68 bin 600 ile Dallas, 54 bin 200 ile Seattle, 42 bin 900 ile Boston, 35 bin 300 ile Miami ve 32 bin 700 ile Austin bu yılın ilk 10’una girerken, Washington D.C. 28 bin 300 yerleşik milyoner ile 11’inci sırada yer aldı. Son on yıldaki servet artışına bakıldığında, teknoloji patlaması sayesinde Teksas’ın başkenti Austin, 2013 ile 2023 yılları arasında milyoner nüfusundaki yüzde 110’luk artışla en büyük sıçramayı gerçekleştirdi. Connecticut’ın varlıklı Gold Coast’undaki Greenwich ve Darien ile Kuzey Kaliforniya’nın Körfez Bölgesi yüzde 80’in üzerinde servet artışına sahne olurken Miami, Dallas, D.C., Seattle ve Houston’da milyoner nüfus yüzde 70’in üzerinde artış gösterdi. ABD’deki en pahalı gayrimenkuller söz konusu olduğunda, şehirdeki ’birinci sınıf’ bir dairenin ortalama metrekare fiyatının 28 bin 400 dolar olduğu New York yine başı çekiyor. Daha sonra, en lüks konutların metrekare başına ortalama 17 bin 800 dolar getirdiği Los Angeles gelirken, onu 17 bin 500 dolar ile Palm Beach, 17 bin ile Miami Beach ve en varlıklı yerlerdeki premium konutlar için metrekare başına 15 bin 500 dolara kadar harcama yapılabilen Körfez Bölgesi takip ediyor. ABD, göç eden milyonerler için en önemli destinasyon olmaya devam ediyor ABD’de 2024 yılında gelen milyoner sayısında bir artış yaşanması beklenirken, Körfez Bölgesi, Austin, Miami ve West Palm Beach en popüler yerler arasında yer alıyor. HNWI’lerin net girişlerinin, 2023’te ülkeye taşınan 2 bin 200’den biraz fazlasına kıyasla 2024’te 3 bin 500’ü aşması bekleniyor. Özel servet çıkışları açısından Henley & Partners, 2023 yılında ABD vatandaşlarından en fazla talebi alan ülke konumunda. Bu da ABD’lileri yatırım programlarıyla oturum ve vatandaşlık başvurusu söz konusu olduğunda dünya çapında en üst sıradaki milliyet haline getiriyor. ABD’li yatırımcılardan gelen bu önemli ve artan talebi karşılamak için firma, son on iki ay içinde Chicago, Dallas, Los Angeles, Miami, New York City ve San Fransico’daki varlık merkezlerinde altı yeni ofis açtı. Talebi artıranın sadece mevcut siyasi ortam olmadığını söyleyen Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel, "Alternatif vatandaşlık ve oturum hakları her zaman ekonomik ve siyasi belirsizliklere karşı nihai sigorta poliçesi olarak görülmüştür, ancak müşterilerimizin çoğu varlıklarını çeşitlendirmek ve dünya çapında birden fazla yargı alanında yeni fırsatlar oluşturmak için yatırım göçü programlarını da kullanıyor. Bazı bölgesel çatışmalar ve savaşlar yoğunlaştıkça, ABD de dahil olmak üzere büyük dünya güçlerinin vatandaşları, seyahat etmek için ek pasaportların güvenlik ağını giderek daha fazla arıyorlar" dedi. Firmanın en son müşteri verilerine göre, ABD vatandaşları için en çok aranan yatırım göçü seçeneği, Portekiz Altın Oturma İzni Programı ve ardından Malta’nın yatırım teklifi, ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunan yabancı bireylere ve ailelerine vatandaşlığa kabul belgesi ile vatandaşlık verilmesine izin veriyor. Demirel, “Her iki seçenek de başvuru sahiplerinin ülkede önemli miktarda zaman geçirmesini gerektirmiyor. Bu nedenle her ikisinin de özellikle zamanlarının çoğunu ABD’de geçirmeyi planlayan ancak ikinci bir oturum veya başka bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmanın avantajlarından ve güvenliğinden yararlanan varlıklı Amerikalılar için cazip” şeklinde konuştu. Yunanistan, İtalya ve İspanya’da fiziki bulunma zorunluluğu olmayan ya da çok az olan vatandaşlığa götüren diğer Avrupa oturum programları da Amerika’nın istek listelerinde üst sıralarda yer alıyor ve İspanya şu ana kadar 2024’te en üst sırada yer alıyor. Akdeniz kıyı şeridi bariz bir yaşam tarzı cazibesine sahip olsa da, bu programlar aracılığıyla ABD’li yatırımcılar ve aileleri öncelikle ABD’de ikamet edebilir, ancak herhangi bir noktada yer değiştirme seçeneğine sahip olabiliyorlar.
Şehit aileleri ve babalarıyla ilgili sözleri gerekçesiyle 3 yıla kadar hapsi talep edilen Can Ataklı hakim karşısında
19 Mart 2024 Salı - 12:37 Şehit aileleri ve babalarıyla ilgili sözleri gerekçesiyle 3 yıla kadar hapsi talep edilen Can Ataklı hakim karşısında Şehit aileleri ve şehit babalarına yönelik sözleri nedeniyle hakkında 3 yıla kadar hapis talep edilen gazeteci Can Ataklı hakim karşısına çıktı. Sanık Ataklı savunmasında, ‘’Kesip, biçilerek servis edilen bir suçlama olmuştur. Dava bir linç kampanyasına dönmüştür. Ben bunları hak etmiyorum’’ dedi. Gazeteci Can Ataklı hakkındaki 25 Aralık 2023’de sosyal medyada paylaşılan videoda şehit aileleri ve şehit babaları hakkındaki sözleri nedeniyle 3 yıla kadar hapsinin talep edildiği davanın görülmesine başlandı. İstanbul 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Mustafa Can Ataklı ve avukatı hazır bulundu. Duruşmaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Hukuki Hizmetler Birimi avukatı, Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı da katıldı. "Dava bir linç kampanyasına dönmüştür, ben bunları hak etmiyorum’’ Duruşmada savunma yapan sanık Ataklı, böyle suçlanmış olmanın ağrına gittiğini söyleyerek, ‘’47 yıllık gazeteciyim, devletin terörle mücadelesine yönelik en ufak kötü bir söz söylemedim. Çok sayıda yazım ve konuşmam vardır. Kesip, biçilerek servis edilen bir suçlama olmuştur. Bu benim ağrıma gitmektedir. Dava bir linç kampanyasına dönmüştür. Çok sayıda müşteki taraf vardır, ben bunları hak etmiyorum’’ dedi. ‘’Daha sorumlu davranması gerekirdi’’ Müşteki Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı İbrahim Gögsu ise, ‘’45 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan birinin daha sorumlu davranması gerekirdi. Nefret dolu bir üslupla paylaşım yapılmıştır. Şehitlik, dini ve milli değerimizdir. Şehit ve şehit yakınları aşağılayıcı şekilde bir paylaşım olmuştur. Sanığın cezalandırılmasını talep ederiz’’ ifadelerini kullandı. Sanık avukatı ise müvekkilinin adli kontrol talebinin kaldırılmasını ve beraatına karar verilmesini istedi. Adli kontrol tedbiri kaldırıldı Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ataklı’nın savunmasının alınmış olması gerekçesiyle adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına ve eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. ‘’Bunca yıldan sonra böyle bir suçlamaya üzülüyorum’’ Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Ataklı, ‘’Ben üzülüyorum sadece. Bunca yıldan sonra böyle bir suçlamaya üzülüyorum. Suçlamanın ne’vi yaralayıcı benim için. Hem yapmadığım bir şey, hem de bu kadar kasıtlı olarak kampanyanın sonucu. Ne yapayım?’’ ifadelerini kullandı. Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı İbrahim Gögsu ise süreci soruşturma aşamasından beri takip ettiğini belirterek, ‘’Bizler şehit yakınlarına ve gazilere yönelik her türlü nefret söyleminin ve ayrıştırıcı tutumun karşısında olacağımızı ifade etmek istiyoruz’’ dedi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Ataklı’nın ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Unutulmaya yüz tutmuş gomalak ustalığını 43 yıldır İstanbul’da yapıyor
19 Mart 2024 Salı - 12:32 Unutulmaya yüz tutmuş gomalak ustalığını 43 yıldır İstanbul’da yapıyor Birçok insanın ismini dahi bilmediği unutulmaya yüz tutmuş Gomalak ustalığını 43 yıldır yapan Ayhan Kaymak, “bir yer açıp insanlara gomalak öğretmek bundan sonraki amacım bu olacak. İnsanlara bu mesleği öğreteceğim” dedi. Teknolojiye yenilen mesleklerin başında Gomalak Ustalığının gelmesi ile biliniyor. Antik ürünlere olan rağbetin ve o ürünleri yenileme yöntemlerinin değişmesi ile bazılarının ismini dahi duymadığı kaybolmaya yüz tutmuş Gomalak Ustalığının son temsilcilerinden Ayhan Kaymak 43 yıldır bu işi yapıyor. Ayasofya Kebir Cami’nin türbe kısmındaki kapıların cila işlemlerini yapan usta bundan sonra mesleğini gençlere öğreteceği bir atölye kurmak istiyor. Afrika’da bir böceğin dışkısı ile bazı kimyasalların karışımı sonucu elde edilen gomalak, alkol ve bazen boya ile uygulanıyor. Ahşaptan üretilen malzemeler ile ortaya çıkan eşyalar. İlk önce eski kaplamalarından arındırılıyor. Daha sonra zımparalanıp gomalak özenle ahşap yüzeye uygulanıyor. Zahmetli ve bir o kadar uğraştıran mesleğin yapanların sayısı her geçen gün azalıyor. 43 yıllık gomalak ustası Ayhan Kaymak İstanbul’da mesleğin son temsilcilerinden. “Gerçekte bu işi bilen çok fazla kişi yok” 43 yıldır Gomalak ustası Ayhan kaymak , “1965 Erzincan’da doğdum. 1981 yılında Kule dibinde bitpazarında gomalak işine başladık. Bizim işimiz genelde eski ürünler ile uğraşmak. Eski mobilyaları alıyoruz tamirini cilasına bakımını yapıyoruz. Yenileyerek tekrar müşteriye teslim ediyoruz. Gomalak şöyle üretiliyor, Afrika tarafında bir böceği dışkısı ile birleşip içerisine bazı maddeler katıp yapılan bir ciladır. Eski usul bir cila yöntemidir. Gomalak ahşabın tamamen orijinalini gösterir renksiz bir ciladır. İstediğimiz zaman renkleri biz katıyoruz. Gerçekte bu işi bilen çok fazla kişi yoktur. Bizim ustalarımız vefat etti bir tek bizim yaşıtlarımız kaldı. Bu işi seversen güzel yaparsın. Ben bu mesleği çok insanlara tanıttım” dedi. “İnsanlara bu mesleği öğreteceğim” Birçok önemli tarihi yapıda çalıştığını belirten kaymak, “20 sene evvel Ayasofya Caminin türbe kısmındaki bütün kapılarını ben yenilemiştim. Abdülhamit Han’ın türbesini kapılarını da ben yaptım. Yurt dışına çok fazla eşya yapıp gönderiyorum. Abdülhamit Han türbesi yaparken benim ecdadım burayı yapmış ben bunla ayakta dursun duyguları ile yaptım ve hiçbir detaydan çekinmedim araştırdım nasıl daha iyi yapabilirim. Tatile gittiğim zaman bile ben ilk önce gidip eski eşyalara bakıyorum eski ustaların yaptığı malzemelere bakıyorum. Ama gençlere bunu anlatamadık. Kafamda başka bir proje var bir yer açıp insanlara gomalak öğretmek bundan sonraki amacım bu olacak. İnsanlara bu mesleği öğreteceğim” diye sözlerini tamamladı.
Eyüpsultan’da Ramazan Sohbetlerinin konuğu tarihçi Prof. Dr. Tufan Gündüz oldu
19 Mart 2024 Salı - 12:23 Eyüpsultan’da Ramazan Sohbetlerinin konuğu tarihçi Prof. Dr. Tufan Gündüz oldu Eyüpsultan Belediyesi’nin Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nde gerçekleştirdiği Ramazan Sohbetlerinin konuğu bu kez Çanakkale Destanı’nın 109’uncu yıl dönümü dolayısıyla tarihçi yazar Tufan Gündüz oldu. Eyüpsultan Belediyesi, Ebu Eyyub El Ensari’nin diyarı Eyüpsultan’da vatandaşlara Ramazan ayının coşkusunu yaşatmak ve Ramazanı maneviyatına uygun olarak geçirebilmelerini sağlamak için birbirinden özel etkinliklere imza atıyor. Etkinlikte, teravih namazı sonrası Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nin avlusunda kültür, sanat, tarih ve edebiyat dünyasının önemli isimleri Ramazan Sohbetlerinde vatandaşlarla bir araya geliyor. Bu kapsamda Çanakkale Destanı’nın 109’uncu yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen söyleşinin konuğu tarihçi yazar Tufan Gündüz oldu. Çanakkale şehitleri rahmet ve minnetle yad edildi Çanakkale’de şehadete koşan şehitleri anarak başladığı söyleşide Tufan Gündüz, “Osmanlı ordusuna baktığımızda kazanan ordudur. Bizim ordularımız Viyana kuşatmasına kadar daima muzaffer ordulardı. Ama 1683’ten itibaren biz yenilen bir orduya sahiptik. 2. Viyana ile beraber ordumuzun galip gelme hissini, o psikolojiyi kaybettik” dedi. “Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’na girmek durumundaydı” Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na girmek zorunda olduğuna dikkat çeken Gündüz, “Çünkü 1. Dünya Savaşı Avrupa cephelerini büsbütün sardığında Osmanlı Devleti’nin uzaktan seyretme imkânı yoktu. Birinci nedeni boğazlar ikincisi Süveyş kanalı. Süveyş kanalı bizde değil ama müdahale şansımız vardı. Savaş sırasında Türk tarihi için enteresan bir dönüm noktası yaşandı. İngilizler ve Fransızlar, Osmanlı Devleti’nin merkezine doğrudan saldırmak ve Osmanlı Devleti’ni erken dönemde savaş dışı bırakmak amacıyla Çanakkale’ye askeri çıkartmalar yaptılar. Boğazları önce deniz yoluyla geçmek daha sonra bu işi kara savaşına döndürmeyi hedeflediler. 250 binlik bir orduyu Gelibolu cephesine yığmışlardı. Biz de Çanakkale’ye kademeli olarak sayısı 50 - 55 bini bulan miktarda asker yığdık. Ve Çanakkale’de muazzam bir kapışma başladı. 18 Mart tarihi Çanakkale Deniz Savaşları’nın tarihidir. Bütün güçleriyle geçmeyi denemişlerdir ama başarısız olmuşlardır. Bundan sonra 25 Nisan’da kara yoluyla İstanbul’a ulaşmayı düşünmüşlerdir ve kara savaşları başlamıştır” ifadelerini kullandı. “Çanakkale’de çok iyi bir savunma savaşı yaptık” Çanakkale’nin bir savunma savaşı olduğunu vurgulayan Gündüz, “Yani bizim stratejimiz savunma üzerine kuruludur. Çünkü burayı geçerlerse İstanbul düşüyor, payitaht düşüyor. 1916 yılının ocak ayına gelindiğinde düşman cephelerinde bir sessizlik, 6 Ocak tarihinde düşman cephesinin bir anda boşaldığını gördüğümüz bir tablo var. Ve şu olmuştur, 1683 tarihinden itibaren geri çekilen ordu ilk defa yenilmeyeceğini göstermiştir. Çanakkale savaşının büyük yapan tam da burasıdır ‘Bizi artık yenemezler’. Çanakkale’de çok iyi bir savunma savaşı yaptık ve yenilmedik” şeklinde konuştu. “Çanakkale Savaşı’nın sonucu kurtuluş Savaşı’dır” Çanakkale Savaşı’nın getirdiği ‘Bizi yenemezler’ duygusunun sonucunun Kurtuluş Savaşı’ olduğunu belirten Gündüz, “Çünkü aynı kadroları orada dirençte görürsünüz. O kadar çıkmazları olan bir savaştır ki, yeniden asker toplanmıştır, yeniden silah toplanmıştır. Her şeyin yeniden, yeniden yapıldığı bir şey, sonuç Lozan Antlaşması’dır. Sonuç Türk milletine miras olarak kalmış olan Misak-ı Milli’dir. İçimizde artık yenemeyecekleri duygusu vardır” dedi.