SAĞLIK - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 16:05

Bu hastalık ölüm nedenleri arasında ilk sırada

A
A
A
Bu hastalık ölüm nedenleri arasında ilk sırada

Sinsi bir hastalık olan hipertansiyonun birçok sağlık sorununa neden olduğunu ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Elif İjlal Çekirdekçi, hipertansiyon oluşumunda genetik faktörlerin de etkili olduğunu belirterek, ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerektiğini kaydetti.

Sinsi bir hastalık olan hipertansiyonun birçok sağlık sorununa neden olduğunu ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Elif İjlal Çekirdekçi, hipertansiyon oluşumunda genetik faktörlerin de etkili olduğunu belirterek, ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerektiğini kaydetti.


Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Elif İjlal Çekirdekçi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada tansiyonun kalpten pompalanan kanın atar damar duvarına yaptığı basınç şeklinde tanımlandığını ve yaşamın devamlılığını sağladığını oysa hipertansiyonun, kan basıncındaki “normalin üzerindeki artış” ve “tansiyon hastalığı” olarak bilinen durum olduğunu söyledi. Çekirdekçi, bu sinsi hastalığın yıllarca hiçbir belirti vermeyebileceğini ve kötü sonuçlara neden olmaması için erken tanı konulmasının yaşamsal önem taşıdığını ifade etti.


“Tansiyonun düzenli takibinin yapılması gerekmektedir”


Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre hipertansiyonun tüm ölüm nedenleri arasında birinci sırada olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, yaşla beraber artış gösteren bu duruma, diyabet gibi diğer hastalıkların da sıklıkla eşlik ettiğini kaydetti. Tansiyonun düzenli takibinin ve tedavisinin yapılmaması halinde kalp, damar, beyin, göz, böbrek gibi organlarımızda geri dönüşü çoğu kez olmayan hasarlara, hatta can kaybına neden olduğunu dile getiren Çekirdekçi, bu nedenle yüksek kan basıncının ‘ sessiz katil ’ olarak da anıldığını hatırlattı.


Yapılan araştırmalarda 18 yaş üzeri erişkinlerde her üç kişiden birinde, 50’li yaşlardan itibaren ise her iki kişiden birinde hipertansiyon olduğunu belirten Çekirdekçi, “Türkiye verilerine baktığımızda hipertansiyon farkındalığı, ilaç kullanma sıklığı, tedavi-kontrol oranlarında kayda değer artış olsa da bunların yeterli düzeyde olmaması, Avrupa ülkelerine göre geri kalması ve yaşlanan nüfus da dikkate alınınca rakamlar kaygı verici olmaya devam etmektedir.”


“ Ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerekir ”


Hipertansiyonun hastada mevcut olan böbrek hastalığına, hormonal bozukluklar gibi başka bir hastalığa ya da ilaçlara bağlı da oluşabileceğinin altını çizen Çekirdekçi, “ Yaş, menopoz, genetik faktörler de hipertansiyon oluşumunda etkilidir. Bu nedenle ailesinde hipertansiyon olanların daha dikkatli olması gerekir. Bunun yanında yaşam tarzında olumsuz tutum ve davranışlar hipertansiyon gelişim riskini artırır. Daha sağlıklı bir yaşama giden yolda yardımcı olacak üç anahtar vardır. Bunlar; kilonun sağlıklı düzeyde tutulması, sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam sürmektir. Yüksek kalorili, yağ ve kolesterolden zengin gıdalar ile beslenme, önerilenin üzerinde kiloya sahip olma, hareketsiz hayat sürme, egzersiz yapmama veya çok az yapma, sigara-alkol kullanma gibi durumların düzeltilmesi hedeflenmelidir. Tedavi içinse hipertansiyonlu hastaların çoğunda ilaç tedavisi gerekir. Böylelikle kalp krizleri ve inmeler önlenebilir. İlaçlar doktorun verdiği gibi düzenli kullanılmalı ve herhangi bir yan etki ortaya çıktığında vakit geçirmeden doktora bildirilmelidir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yıllık geliri 120 bin 920 dolar olan Dijital Göçebeler Eskişehir’i tercih ediyor Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, dünya genelinde 35 milyon kişinin çalışma şekli olan ve yıllık yaklaşık 120 bin 920 dolar geliri olan dijital göçebelerin aradığı şehir kriterlerine Türkiye’de en uygun kentin Eskişehir’in olduğunu ve bu konuda çalışma yapılası gerektiğini belirtti. Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, Global Dijital Göçebe kavramı hakkında bilgi verdi. Uzaktan çalışabildikleri için Dijital Göçebe adını alan çalışanların dünya genelinde 35 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Dijital Göçebelerin sayılarının 2030 yılında 1 milyara dayanabileceğini belirten Serkan Can Zengin, bu şekilde çalışan insanların aradıkları kent özellikleri hakkında bilgi veridi. Gittikleri şehirlerde 6 ile 9 ay arasında kalan bir dijital göçebenin yıllık gelirinin yaklaşık 120 bin 920 dolar olduğu biliniyor. Konaklama, sağlık ve sosyal imkânların teminin kolaylığına göre kent seçen Dijital Göçebeler için Eskişehir’in ülkedeki en uygun şehirlerden biri olduğunu söyleyen Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, bu konuda gerekli çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizdi. Yerel yöneticilere, kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunan Zengin, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay bu konuyla alakalı birlikte proje ortağı olduğunu ifade etti. “Yıllık gelirinin 120 bin 920 dolar olduğu tespit edilmiş durumda” Dijital göçebelerin tanımı ve yıllık ortalama geliri hakkında Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, Dijital göçebe şu anda dünyada artık dijital göçebe kavramı çok yaygınlaşmaya başladı. Aslında bu ülkeler için çok ciddi bir ihracat kalemi haline gelmeye başladı. Dünyada şu anda 35 milyon dijital göçebe olduğu söyleniyor. 2030 yılı itibariyle bunun 1 milyar kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Şu anda her dijital göçebenin yıllık gelirinin 120 bin 920 dolar olduğu tespit edilmiş durumda. Bu çok büyük bir rakam. Dijital göçebe şu demek; uzaktan çalışabilen, işini bilgisayarıyla ofisten yapmak zorunda olmayan kişilere deniyor. Bu kişiler genelde gittikleri şehirlerde veya ülkelerde 6 ile 9 ay arasında kalıyorlar. Düşünsenize mesela 120 bin dolar yıllık geliri olan birinin, Eskişehir’e gelip 6 ya da 9 ay boyunca yaşayacak. Eskişehir’de para harcayacak. Burada zaman geçirecek. Dijital göçebelerin dikkat ettiği en önemli unsurların başında o şehirdeki emlak ve konaklama kolaylığı ve ucuzluğu, aynı zamanda sosyal yaşam imkanları, kültür sanat etkinlikleri ve şehir içinde yaşarken sağlıkla alakalı hizmet alabilmeleri, dijital göçebelerin şehir tercihinde önemli rol oynuyor ”dedi. “Uzaktan çalışıyorum deyip Eskişehir’de yaşayan çok insanla tanışıyoruz” Eskişehir’in dijital göçebeler tarafından sıkça tercih edildiğine değinen Zengin, “Eskişehir’e gelen, uzaktan çalışıyorum deyip Eskişehir’de hayatını geçirmeye devam eden çok insanla tanışıyoruz. Dijital göçebelerin Eskişehir’i tercih etmesi mümkün olabilir. Eskişehir buna uygun. Eskişehir çünkü kültür sanatın belki Türkiye’deki başkentlerinden bir tanesi. Sosyal yaşam olarak Türkiye’deki en insanların rahat dışarıda hayatını geçirebildiği, sosyalleşebildiği şehirlerin başında geliyor. Ve Eskişehir aynı zamanda emlak ve konut anlamında da imkanları yüksek olan bir şehir. Sadece burada dijital göçebelerin Eskişehir’e gelmesinin sağlanması, bu diyalogların kurulması ve şehrin bununla ilgili pazarlanması gerekiyor. Tabii bunun için belediyelere, turizmle ilgili tüm kurum ve kuruluşlara, aynı zamanda Eskişehir’deki tüm yerel yöneticilere bu konuya değinme gerekiyor. Özellikle bununla ilgili odalara ve çeşitli derneklere çok iş düşüyor. Bu bir çağrıdır. Eskişehir’in dijital göçebeleri ev sahipliği yapması için ve bununla ilgili şehrin hazırlıklarını artık başlatması için tüm kurum, kuruluş, kamu ve özel olmak üzere herkese yaptığımız bir çağrıdır” ifadelerini kullandı. “Turizm fakültesinin liderliğinde tüm bunların hepsi planlanabilir” Eskişehir’de dijital göçebelere yönelik çalışmaların olduğunu belirten çalışmalar Serkan Can Zengin, şöyle devam etti; “Bununla ilgili aslında çok ciddi çalışma yapan Turizm Fakültemiz var. Biz aynı zamanda Türkiye’deki bir dijital göçebe kavramını yürüten Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay’ın yürüttüğü TÜBİTAK projesinin ortağıyız. Bu hep beraber oturulup turizm fakültesinin başkanlığında veya önderliğinde kavramların üzerinde çalışıldığı ve hangi kurum ve kuruluşun neler yapılacağını ortaya çıkartılabileceği bir süreç. Çünkü dijital göçebeler kendilerini ofis arayacaklardır ama bu ofis anlık ofis. İnternet altyapısı arayacaklardır şehrin her yerinde. Buraya geldiğinde onlara şehir içindeki ilk başlangıçtaki oryantasyonu sağlayacak belki ekip veya bununla ilgili hizmet arayacaklardır. Eskişehir bununla ilgili bence Türkiye’deki en uygun şehirlerden bir tanesi. Tek dezavantajı havalimanının olmaması. Eskişehir’i transferlerin garanti edileceği, bu şehre geldikten sonraki tüm o danışmanlık veya yol göstericiliğin belediyeler veya odalar tarafından yapılması gereken bir kavram haline geliyor. Turizm fakültesinin liderliğinde tüm bunların hepsi planlanabilir.”