SAĞLIK - 22 Ocak 2020 Çarşamba 10:26

Büyüközer: "Domuzla bulaştırılmış bir hayat sistemi içindeyiz"

A
A
A
Büyüközer: "Domuzla bulaştırılmış bir hayat sistemi içindeyiz"

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr.

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, "Domuzla bulaştırılmış bir hayat sistemi içindeyiz." dedi.



Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer Son zamanlarda sıkça gündeme gelen tağşişli gıdalar ile ilgili açıklama yaptı. Büyüközer; domuz derisi, iç yağı, kılı, kollageni, kemikleri, bağırsakları, karaciğeri, pankreası, kalp kapakçığı kullanılarak yapılmış eşyalardan, gıdalardan, ilaçlardan, kozmetiklerden ve katkı maddelerinden haberdar olunması gerektiğini söyleyerek, "Domuzla bulaştırılmış bir hayat sistemi içindeyiz." dedi.



Domuzun derisi, kılı, kemiği ve iç organları nerelerde kullanılır?


Birçok Müslümanın domuz derisinden yapılmış bir ceketi, bir ayakkabıyı, bir el çantasını, bir bel kemerini veya herhangi bir deri mamulünü, hele hele market raflarında cicili bicili ambalajları içerisinde olan ve her gün çoluk çocuk tükettikleri hazır gıdaları, kozmetik ürünlerini ve tedavi olmak için aldıkları ilaçları kullandığından habersiz bulunduğunu söyleyen GİMDES Başkanı Büyüközer, "Birçok vesilelerle tespit ettik ki insanlarımızın çoğunluğu yediği, içtiği, giydiği, kullandığı eşyalar hakkında bilgi sahibi değil, işin kötüsü birçok insanımız ilgi de duymuyor. Bu sebeple, bu eşyaları tekrar tekrar tükettiklerini ve kullandıklarını görüyoruz. Hayal ediyoruz ki birçok cami, birçok merkez ve birçok kutsal mekânda, evlerde, iş yerlerinde necaset yağıyor. Buralarda yaşayan insanların duaları nasıl kabul edilebilir? Bu durumda olanlardan birinin siz olabileceğinizi düşünebiliyor musunuz? Ayakkabıların görünen tüm deri süetleri ve içlerinde kullanılan astarlar. Deri ceketler, dizlik, dirseklik ve bel kemerleri, deri mantoları, deri pantolonları. Hanım ve erkek çanta ve cüzdanları derileri, ya da astarları, deri koltuk ve mobilyaları domuz derisinden yapılmış olabilir. Gıda sanayinde, un üretim tesislerindeki kıl fırçalarda, pastanelerde ve evlerde fırın ürünlerinin üzerilerine yağ, yumurta sürme fırçalarında, traş fırçalarında çoğunlukla domuz kılı kullanılmaktadır. Kozmetikte kullanılan birçok fırçalarda domuz kılı karşımıza çıkmaktadır. Yağlı boya ve badana fırçaları domuz kılından yapılmaktadır." dedi.



Gıdalarda ve ilaçlarda jelatinin L. Sistan, Heparin, kan plazma, kan sulandırma ilaçları ve çeşitli enzimlerde görüldüğünü kaydeden Büyüközer, "Kozmetikte saç, deri, sabun, krem, losyon, ruj gibi güzellik ürünlerinde domuz yağı kullanılabilmektedir. Bugün domuzla olan ilişkimiz sadece jelatinle sınırlı değil maalesef. Kan plazmalarından, ameliyat malzemeleri ve preparatlarına, vitaminlerden çeşitli ilaçlara kadar domuzun karaciğer, pankreas ekstraktlarından, kıllarına kadar her eczasından bir madde bulunmaktadır. Mesela Heparin ilacı çoğu hastaların mutlaka muhatap olduğu bir ilaç. Ameliyatlarda enjeksiyon işlemlerinde uzun zaman yatakta kalan hastalara kanın pıhtılaşmasını engellemek için kullanılan bir ilaç. Heparin ya doğrudan kan damarına verilir ya da deri altına enjekte edilir. Mesela şeker hastalarının olmazsa olmazı durumunda olan insülin ilacı domuzun pankreasından yapılabiliyor. Akciğer rahatsızlıklarında kullanılan öksürük ve balgam söktürücü olarak domuz kılından elde edilen L. sistainin kullanılabilmektedir. Birçok ilaçta koyulaştırıcı, yapıştırıcı, dolgu yapıcı, kapsül yapıcı olarak domuz kemik ve derisinin kollageninden elde edilmiş jelatin kullanılmaktadır." ifadelerini kullandı.



Katkılar maddeleri neden kullanılır?


Bu ürünleri üreten ve satan firmaların çoğunluğu gayrimüslimlerden oluştuğunu belirten GİMDES Başkanı, "Zamanında dünya ticaretini ele geçirdikleri için üretim bolluğu, fiyat ve stok durumu dolayısı ile domuz ürünleri birçok ülkede ucuz ve kolay kullanılabiliyor. Düşük fiyatı nedeniyle onu pazarlamak ve satmak daha kolaydır. Kullanılmasının en önemli sebeplerinden birisi, bu ürünleri üreten ülkelerde çoğunlukla domuz üretimi yapılmaktadır. Kâr marjları nispeten yüksek olduğu için hızlı bir süreçte çoğu ürünlerde kullanılmaktadır."



Ürünlerden nasıl kurtulacağız?


Bu noktada en duyarlı toplumlar, Müslüman toplumların olması gerekirken çoğu ülkede kimlik sorunu ile cebelleştiğini kaydeden Büyüközer, "Ümit ediyoruz ki 100 yıldır kendisine sunulan bu kimliğin sahte olduğunu idrak edecek; devlet sorumlusu, düşünürü, mühendisi, üreticisi, satıcısı ve tüketicisi ile şuurlu bir neslin çıkmasının beklendiği bir döneme girmiş bulunuyoruz. Şeriat, domuzun liaynihi (bizzat kendisi, aslen ve kat’i olarak) haram ve necis olduğunu bildirmiştir. Dolayısı ile bu ürünü normal şartlarda kullanmanız asla caiz olmaz. Bu ürünleri tüketmekten uzak durmalı ve ehil bir sertifikalama kurumundan helal ve tayyib sertifikası almış ürünleri tüketmemiz gerekiyor. Allah en iyisini bilir." şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.