POLİTİKA - 16 Ekim 2021 Cumartesi 16:08

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Angela Merkel arasında güldüren "koalisyon" diyaloğu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Angela Merkel arasında güldüren "koalisyon" diyaloğu

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Angela Merkel’in basın toplantısına "koalisyon" diyaloğu damga vurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Angela Merkel’in basın toplantısına "koalisyon" diyaloğu damga vurdu. Almanya Başbakanı Merkel, başkanlık sisteminin ülkesine uygun olmadığını söyleyince Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zaman zaman şikayetlerinizi bana aktardınız" ifadelerini kullandı. Diyalog basın toplantısında gülüşmelere neden oldu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel, ortak basın toplantısında kameraların karşısına geçti.


Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dost ve müttefik Almanya’nın Şansölyesi Sayın Merkel’i ve heyetini İstanbul’a misafir etmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Değerli dostum sayın Merkel ile göreve başladığı 2005 yılında bu yana karşılık saygıya dayalı yakın bir diyalog tesis ettik. 16 senendir gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde sayın Merkel her zaman sağ duyulu ve çözüm odaklı bir yaklaşık sergiledi. Görev sürecinde AB’nin içinden geçtiği krizlerde liderliği belirleyici oldu. İkili ilişkilerimizde zaman zaman sıkıntılı dönemler yaşasak da bunları aşmayı ve işbirliğimizi çok daha ileri taşımayı daima başardık. Sayın Merkel ile yakın diyaloğumuz yalnızca ikili konularda değil, bölgesel meselelere çözümler geliştirilmesine de ciddi katıklar sağladı. Suriye kaynaklı düzensiz göç krizinin engellenmesine, Suriye kuzeyine insani yardım ulaştırılmasına kadar pek çok hususta sayın Merkel sorumluluk üstlenmekten asla çekinmedi. Sayın Şansölye’ye özellikle Suriye krizinin çözümüne yönelik gösterdiği samimi çabalar için teşekkür ediyorum. Almanya’da gerçekleştirilen federal meclis sonuçlarının Alman halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Kurulacak yeni hükümete ve şansölyesine de muvaffakiyetler diliyorum. Sayın Merkel ile yürüttüğümüz başarılı çalışmaların yeni hükümet döneminde de aynı şekilde devam etmesini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.


Merkel’in Türkiye AB ilişkilerine de katkı sağladığını söyleyen Erdoğan, “Şansölye Merkel’in devlet ve diplomasi tecrübesinin etkisini hissettirdiği bir başka alan da Türkiye AB münasebetleridir. Türkiye olarak tam üyelik yolunda önümüze çıkan onca zorluğa rağmen sayın Merkel’in bu süreçteki müspet katkılarını her zaman takdirle hatırlayacağız. Nitekim Merkel ile bugün görüşmelerimizde ikili ilişkilerim başta olmak üzere gündemimizdeki meseleleri ayrıntılı şekilde ele aldık. Türkiye AB ilişkilerinin geliştirilmesine verdiğimiz önemi teyit ettik. Gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi, 18 Mart mutabakatını yenilenmesi başta olmak üzer kritik meselelerde beklentilerimizi paylaştık. Doğu Akdeniz, Afganistan, Libya, Suriye’deki gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. İkili ticaret hacminin 50 milyar dolar seviyesine ulaşmasını hedefliyoruz. Almanya’daki Türk toplumu ilişkilerimizin en önemli sosyal yönünü oluşturuyor. Bu yıl Türkiye ile Almanya arasında 1961 senesinde imzalanan iş gücü anlaşmasının 60. yıl dönümü. Almanya’nın kalkınmasına, çok kültürlü ve müreffeh bir ülke haline gelmesine katı sağlayan Türk toplumunu emeklerini bu vesile ile takdir ediyoruz. Sayın Merkel’in görev süresince Türk toplumu ile geliştirdiği yakın temastan mutluluk duyuyoruz. Irkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığı Türk toplumum başlıca sorunları olmaya devam ediyor. Saldırı, hakaret, düşmanca ve ayrımcı muamelelerde buluna tüm faaliyetlere karşı etkin tedbirler alınması önem taşıyor. Kültürel ırkçılığın toplumsal köklerinin kurutulması, Türklerin kendilerini Avrupa’da tam anlamıyla evlerinde hissetmesine yardımcı olacaktır. Şansölye Merkel bu sorunları çözümü konusunda daime samimi çaba göstermiştir. Halefinin de aynı gayret içinde olacağına inanıyorum Şansöyle’nin bundan sonra da Türk Alman dostluğuna önemli katkılar sağlayacağına eminim. Şansölye sıfatı ile Türkiye’ye son ziyareti için değerli dostuma teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hayatında kendilerine başarılar diliyorum” diye konuştu.


Almanya Şansölyesi Angela Merkel ise karşılama için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek, “Son yıllarda görüş ayrılıklarına rağmen gerçekten Türkiye ile iyi ilişkiler için çabaladık. Bu iyi ilişkileri sürdürmek için karşımızda çok sayıda görev var. Örneğin 60. Yıldönümü işgücü anlaşmasının. Tabii ki Almanya’da yaşamakta olan 4 milyona yakın Türk kökenli insan. Bu iş gücü anlaşmasının yıl dönümünü kutladık törenlerle. Almanya’da artık doktor bilim adamı, akademisyen olarak çalışan, anne ve babaları ilk göçmenler olan insanların ne kadar örnek teşkil eden kariyerleri olduğun gördük. Bunlardan ikisi de Uğur Şahin ve Özlem Türeci. Biz ikili ilişkilerimizin gündemini ele aldık. Bu vesile ile Türkiye’de bulunan tutuklu bulunan veya yurt dışına çıkış yasağı bulunan Alman vatandaşlarının durumuna da değindik. İnsan hakları konularını ele aldık. Almanya’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı olaylarına hem kendim, hem eyalet hükümetleri olarak karşı çıktık. Türkiye AB ilişkilerine değindik. Yasadışı göç konusu önemli bir konu. Türkiye’ye AB’ni bu konuda vereceği desteğin devam edeceğini de ifade ettim. Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye önemli çalışmalara imza attı. Aynı zamanda insan kaçakçılarına karşı mücadele konusunda işbirliğimiz sürüyor. Afganistan’a insani yardım konusunda da görüştük. BM ile birlikte bu kış Afganistan’da felaketler yaşanmaması için çabalamalıyız. Taliban ile olan görüşmeler hakkında da bilgi aldık. Biz de Afganistan sorumlularımızla bunu ele alacağız. Suriye’deki durum konusunda yoğun bir bilgi alışverişinde bulunduk. Maalesef BM himayesinde anayasa komisyonu çalışmaları iyi ilerlemiyor. İdlib’deki durum da gergin. Libya konusunu ele aldık. Berlin konferansı ardından bir diğer konferans Fransa’da olacak. Burada en kısa sürede seçimlerin yapılmasını arzu ediyoruz. Bunun için Libya’dan yabancı güçlerin çekilmesinin gerektiğin ifade ettim. Sudan ve Suriye’den gelen paralı askerlerin burada bulunması söz konusu” şeklinde konuştu.


Türkiye’de ve Almanya’da yaşanan afetlere dikkat çeken Merkel, “Türkiye’de çok yıkıcı orman yangınları oldu. Almanya’da sel felaketleri yaşandı. Bu olaylar bize iklimin ne kadar önemli bir konu olduğunu ortaya koydu. Türkiye’nin Paris anlaşmasını onaylamış olasını memnuniyet ile karşılıyoruz. G20 konferansı gerçekleşecek. Burada Almanya Türkiye’yi de çevre dostu teknoloji geliştirmesi konusunda destekleyecek. Kapsamlı görüşmelerimiz oldu. Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkileri de ele aldık. Almanya burada istikşafi görüşmeleri sürdürülmesi konusunda ısrarcıydı. Halen burada aşılması gereken bazı sorunla var. Fakat bunları sadece görüşerek, müzakerelerle başarılabileceğine inanıyorum. Kıbrıs konusu gibi bazı konuları için 16 yıl yeterli değildi ama bu sürede başardığımız bazı konular da oldu. İşbirliği için görüş ayrılıklarına rağmen diyalogumuzu sürdürdüğümüz için teşekkür etmek istiyorum” açıklamalarında bulundu.


İki lider, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.


Merkel Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarının durumu ile ilgili bir soruya, “Siz de bazı vakaları biliyorsunuz. Tabii ki başarılar da oldu görüşmelerde. Bazı sorunları çözdük ama yeni vakalar eklendi. Her zaman bu konuda görüşmek gerekiyor. Boşuna görüşmediğimiz düşünüyorum. Farklı bakış açıları var. Terör suçlaması ile ilgili ne zaman terörden bahsedebileceğimizi ne zaman bahsedemeyeceğimiz konusunda” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan ise yargı bağımsızlığına vurgu yaparak, “Her ülkede yargı bağımsızdır. Yargının bağımsızlığını savunuyoruz. Türkiye’de de yargı bağımsız. Yargının vereceği veya verdiği karara benim Cumhurbaşkanı olarak müdahale etmem söz konusu değil yeter ki yargının adil olduğuna hep birlikte inanmış olalım” ifadelerini kullandı.


Merkel bir Alman gazetecinin mülteci anlaşması konusundaki sorusun ise şu yanıtı verdi:


“Mülteci anlaşması AB ile Türkiye arasında bir anlaşma. Almanya aslında himayeci olarak burada çalışıyordu. İnsan kaçakçılığını engellemek istiyoruz çünkü AB’nin bu konuda Türkiye’yi desteklemesi bir gereklilik. 6 milyarlık bir miktar, 4.5 milyarını ödedik. Çok olumlu projeler gerçekleştirildi. Bundan sonra nasıl devam edeceğiz. AB Mülteci Komiseri Türkiye’ye gelmişti. Parlamentoda 6 milyar ötesinde yeni bir dilim kararlaştırıldı. Suriyeli mülteciler konusunda Yunanistan’a yasadışı yollarla gidenler konusunda bir çözüme kavuşamadık. AB on binlerce mülteci kabul etti ama bu süreç henüz tam işlemiyor. Birçok alanda çalışılıyor. Detayları konuştuk fakat burada Almanya ve Türkiye tek başına bunu çözemeyecek. 27 üyesi ile AB‘nin bunu ele alması gerekecek. Önümüzdeki Perşembe ve Cuma günü AB zirvesinde bu konuları tekrar görüşmek için çaba harcayacağız”


Mülteciler konusunda Türkiye’nin adeta bir misafirhane olduğunu söyleyen Erdoğan ise, “5 milyon Suriyeli var, Irak, Afganistan var. Bütün bunlara ev sahipliğine devam ediyoruz. Bu inanları bizim ötelememiz, Yunanistan’ın yaptığı gibi mümkün değil. Şu anda biz ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Bu ev sahipliğimiz devam edecektir. Çünkü göçleri bugüne kadar uygulamadığımız gibi aynen kabulleniyoruz. Bir taraftan briket evler yaparak, onları ağırlamayı bir görev telakki ettik. Şu ana kadar 60 bini aşkın briket evi bitirdik. Hedefimiz 100 bin üzerine çıkarmak” dedi.


Her iki lidere birbirleri ile çalışmanın nasıl olduğu da soruldu. Almanya Şansölyesi Merkel soruya “Biz burada birbirimize okuldaki gibi not vermek için bulunmuyoruz. Biz işbirliğimize önem atfettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Türkiye’de çok şey gelişti. Altyapı açısından, İstanbul’a baktığımızda sadece bunu görüyoruz. Son defa Ankara’ya geldiğimde ne kadar önemli bir idari yapı, bir yönetim burada olduğu, ekonomik sorunlara rağmen standartların ne kadar yükseldiğini görebiliyordum. Türkiye NATO müttefiği olarak bizim için önemi bir partner. İstanbul’da kendi gözlerimizle iki kıta arasında nasıl bir köprü oluşturduğunu görebiliyoruz. İnsan hakları konusunda, bireysel özgürlükler konusunda eleştirdim. Bunu da dile getirdim. Tabii ki çözüm aradık. Farklı bakış açılarımız olabilir. Jeostratejik açıdan birbirimize bağımlıyız. Taliban konusunda, mülteciler konusunda, Afrika konusunda da detaylı görüştük. Her zaman ortak çıkarlarımız var. Bunu sonraki federal hükümet de bu şekilde görecektir” diye yanıt verdi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şunları söyledi:


“16 yıl kısa bir süre değil. Benim de 19 yılım var. Bu süreç içerisinde birçok dünya liderleri ile bir arada çalıştık. Sayın Şansölye özellikle Almanya’nın idaresinde, yönetiminde gerçekten başarılı bir sürece imza attı. Bundan sonraki süreçte de özellikle belki koalisyon hükümetleri olmamış olsaydı Almanya Türkiye ilişkileri çok daha farklı bir yere ulaşabilirdi. Fakat koalisyon hükümetleri çalışmayı her zaman zorlaştırıyor. Geçmişte bizdeki koalisyon hükümetleri de çok başarısız olmuş ve hiçbir netice alamamıştır. Bizim başkanlık sistemine geçmemizle bu koalisyonlardan kurtuldu. Yoğun bir çalışma içine girdik. Temennimiz odur ki yeni yönetimle bu başarılı süreci aynen devam ettiririz. Almanya’da ciddi bir Türk potansiyeli var. Bu insanlar orada sağlıklı yaşam sürecini görmek istiyorlar. Bizler de onlar orada mutlu oldukça Türkiye Almanya arasında bu mutluluğu yaşamak istiyoruz. Hedef 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmi”


Şansölye Merkel bu sırada tekrar söz alarak, “Benim koalisyon ortaklarımla çalışmaktan mutlu olmadığım anlaşılmasın. Alman hükümetlerinin özelliği budur. Koalisyonlar bizim yapımıza uygundur. Biz bir başkanlık sistemi uygulamak istemiyoruz. Her şeye rağmen Türkiye ile ilişkileri sürdürmek istiyoruz” dedi.


Bunun üzerine Erdoğan’ın “Zaman zaman şikayetlerinizi bana aktardınız” sözleri gülüşmelere neden oldu. Merkel, “Doğrudur hayat böyle fakat buna rağmen güzel” ifadelerini kullandı.


Şansölye Merkel, Almanya’da yüksele İslam ve yabancı karşıtlığı ve Köln’de cami hoparlörlerinden ezan okunması kararına ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:


“Bu Köln belediyesinin bir kararıydı. Almanya’da din özgürlüğü ver. Bu karar bu kapsamda alındı. Tabii ki biz insan düşmanlığı, ırkçılık, başka dinlere karşı düşmanlık konusunda çok kararlı bir tutum sergiliyoruz. Hiçbir şekilde hoşgörü ile karşılamıyoruz. Başından bunların önünü kesmek istiyoruz. İslam düşmanlığı olsun, Yahudi düşmanlığı olsun çok üzücü olaylar yaşadık. Her Alman hükümeti ve eyalet hükümetleri kararlı bir şekilde bunları önlemek için çabalıyor. Bunun için maddi imkanlar da seferber ediliyor. STK’lar da bu konuda çaba harcıyor. Yabancı düşmanlığı, din düşmanlığı konusunda hangi din olursa olsun. İnternetin sağladığı imkanlar nedeniyle de bu tür olaylar gelecekte de yaşanacak”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Bin 127 yatak kapasiteli Samsun Şehir Hastanesi’nde son durum Sağlık Bakanlığı Yatırımları Genel Müdürü Rıza Uçan, bin 127 yatak kapasiteli Samsun Şehir Hastanesi’nin yüzde 95’inin tamamlandığını, hedeflerinin yılsonu gelmeden hastaneyi hizmete açmak olduğunu söyledi. Samsun Şehir Hastanesi’nin son durumu, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlık makamında Samsun Valisi Orhan Tavlı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Dr. Mehmet Muş, AK Parti Samsun Milletvekili Av. Ersan Aksu, MHP Samsun Milletvekili Prof. Dr. İlyas Topsakal, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve ilgili kurum müdürleri ile birlikte Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürü Rıza Uçan’ın sunumuyla masaya yatırıldı. Yaptığı sunum sonrası hastane inşaatını ziyaret eden Genel Müdür Rıza Uçan, şehrin idarecileri ile yaptığı toplantının ardından çıkan kararları, yüklenici firma yetkililerine aktardı. İnşaatın son durumunu yerinde de inceleyen Uçan, daha sonra açıklamalarda bulundu. “Yüzde 95 oranında bir ilerlememiz var” Hastane inşaatının yüzde 95 oranında tamamlandığını açıklayan Sağlık Bakanlığı Yatırımları Genel Müdürü Rıza Uçan, “Bugün Samsun’da şehrin idarecileriyle birlikte Samsun Şehir Hastanesi’nin geldiği aşamayı değerlendirdik. Hastanenin 2021 yılında ihalesi yapılmış, pandemi ve olağan dışı piyasa şartlarından dolayı, zemininde zorlu yapıya sahip olması ve patlatmaların çok olması nedeniyle projenin ilerlemesi biraz zaman aldı. Şu aşamada yüzde 95 oranında bir ilerlememiz var. Tamamlamaya doğru gidiyoruz. Yatak katları toparlandı. Mekanik ve teknik anlamda tamamlanıyor. Otopark ve girişlerdeki çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Hedefimiz buranın yılın son döneminde hizmete alınmasıdır. Bu süreyi daha da aşağıya çekmek için yoğun bir çalışma olacak. Sadece sağlık yatırımını hizmete almak değil, bulunduğu pozisyon itibariyle karayolları ve enerji altyapılarının tamamlanması noktasında kurumların büyük bir çalışması var” dedi. “Yatak sayısı bin 127, yoğun bakım odası sayısı da 192” Samsun Şehir Hastanesi’nin teknik yapısından da bahseden Rıza Uçan, “Hastanenin yatak sayısı bin 127. Otopark olarak 2 bin 44 araçlık kapalı otopark kapasitemiz var fakat burada ciddi bir yoğunluk olacağından ilaveten bir tane daha otopark yapılması talebini değerlendiriyoruz. 40 ameliyathane, 192 yoğun bakım odası, 275 poliklinik odası, bin 20 adet de deprem izolatörü var. Çalışmalar iyi gidiyor. İlaveten bir kreşle ilgili talep var. İbadethane için bir çalışmamız olacak. 1, 2 ve 3. sınıfta okuyan tıp öğrencileri için bir morfoloji bölümüne ilişkin bir alan talebi var. İlerleyen vadede sağlık yatırımına fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi veya ilave bölümlerin eklenebilmesi ihtimaline karşı arazinin mümkün olduğunda genişletilmesi ve mümkün olduğunca verimli kullanılmasıyla ilgili de süreç devam ediyor” diye konuştu. “Hedefimiz, yılsonu gelmeden burayı toparlayıp, hizmete almak” Yılsonu gelmeden hastaneyi hizmete almayı hedeflediklerini ifade eden Uçan, şunları söyledi: “Son 1 yılda ciddi ve yoğun bir çalışma var. Özellikle karayolu ve altyapı projeleri dikkate alındığında bugünden hizmete başlaması için Haziran ayını deklare etmemiz doğru olmaz. Hedefimiz, bu yıl içerisinde yılsonu gelmeden burayı toparlayıp, hizmete almak. Bugün de yüklenici firmaya gerekli talimatları verdik. Bin 500’e yakın personel çalışıyor. Bayramdan sonra da işler tüm hızıyla devam edecek. İzim ekiplerimiz de çalışmaları yerinde devam ediyor. En kısa zamanda hastaneyi hizmete alacağız.” İncelemelere Samsun İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras da katılarak yetkililerden bilgi aldı. Samsun Şehir Hastanesi Bin 127 yatak kapasiteli Samsun Şehir Hastanesi’nin bin 20 deprem izolatörü, 2 bin 44 araçlık açık ve kapalı otopark, 40 adet ameliyathane, 192 adet yoğun bakım odası, 31 adet yeni doğan yoğun bakım odası, toplam 275 adet poliklinik odası, acil servis alanında 24 adet oda ve 69 gözlem yatağı, 22 adet (11 iniş, 11 çıkış) yürüyen merdiven, 60 adet asansör, 3 adet emar (MR), 3 adet tomografi, 11 adet röntgen ve 5 adet anjiyosu olacak.
Kütahya "Kütahya’ya Şehir Hastanesi’ni kazandıran Cumhurbaşkanımıza minnettarız" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, dün hasta kabulünü başlayan Şehir Hastanesini ziyaret etti. Saraçoğlu, AK Parti Kütahya Merkez İlçe Başkanı Hamit Çelik, AK Parti Kütahya Merkez İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç ve beraberindeki heyetle birlikte Şehir Hastanesi ziyaret etti, muayene için gelen vatandaşlarla sohbet etti. Ziyaret sonrası konuşan Saraçoğlu, "Şehir Hastanesi hakikaten yıllarca Kütahya halkının gündeminde olmuş ve açılışı sabırsızlıkla beklenen bir hastane. Dün itibarıyla açılışı gerçekleştirildi. Şehir Hastanesi hakikaten Tüm Türkiye’de sağlık noktasında önemli bir açığını kapatan hastanelerden bir tanesi ama genelde şehir hastanelerimiz siz de biliyorsunuz ki büyük şehirlerde yoğunluk olduğu için oralarda ve şehir hastanesi olan nadir illerden bir tanesi de Kütahya oldu. Bu nokta itibarıyla özellikle bölgemizde belki tek şehir hastanesi Kütahya’da açıldı. Bundan dolayı da başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Sağlık Bakanımıza, diğer bakanlarımıza, milletvekillerimize, emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Geçmiş dönemde de hastanemizin yapılması ve bu hale gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Biz 22 yıldır iktidardayız. 22 yıldır Cumhurbaşkanımız bu millete ne söz verdiyse bir bir yerine getirmenin gayreti içerisinde oldu. Bunlardan bir tanesi de bu hastane. Her daim bizi eleştirdiler ama biz işimize gücümüze baktık. Biz millete hizmetkar olmaya kendimize adadık ve bu şekilde devam ediyoruz. Bu dönem itibarıyla 17 seçimde de bu millet AK Parti’ye, Cumhurbaşkanımıza hep destek verdi, hep birinci parti olarak çıktı. Geçmiş dönemlerde şöyle bir baktığımızda, duble yollar Türkiye’de konuşuluyordu, duble yolları gündemden çıkarttık, sıcak asfalt konuşuluyordu, onu gündemden çıkarttık. Tüm binalar depreme dayanıklı değildi. Çocuklarımız buralarda riskli binalarda okuyorlar, diyorlardı. Onlar gündemden çıktı. Tüm kurum binalarımız Kütahya’da yenilendi. Belediye binası, Valilik, Milli Eğitim, Tarım ve Orman Müdürlüğü, aklınıza gelen bütün binalar yenilendi" ifadelerini kullandı.
İstanbul Sosyal medyadaki ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin iş adamı Köksal’ın ifadesi ortaya çıktı CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin soruşturma çerçevesinde iş adamı Hüseyin Köksal’ın savcılığa verdiği ifadesi ortaya çıktı. Şüphelinin ifadesinde, "Para görüntüleri ile hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Ben o tarihte başlatılan kampanyaya bağışta dahi bulunmadım" dediği öğrenildi. Sosyal medyada CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için resen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma çerçevesinde aralarında eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve CHP Meclis Üyesi Turgay Özcan’ın da aralarında bulunduğu 13 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti. "Benim herhangi bir siyasi partiye üyeliğim yoktur" Şimdiye kadar 13 şüphelinin ifade verdiği soruşturma çerçevesinde iş adamı Hüseyin Köksal da Savcılığa ifade verdi. Şüphelinin ifadesinde, "Üçüncü kuşak temsilcisi olduğum bir şirketin sahibiyim. Her yıl devlet tarafından incelenen, tek bir usulsüzlük bulunmayan, vergilerini ödeyen bir insanım. Ne olduğu belirsiz birinin iftirasıyla şüpheli olarak ifade vermeyi doğru bulmuyorum. Benim aile şirketim ile Fatih Keleş’in aile şirketi aynı sanayi sitesinde bulunmakta. O nedenle çok eski tanırım. Çok sık görüşmem ancak tanışıklığımız vardır. Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olan Murat Ongun’u genel olarak basından tanırım. Birkaç sefer de kendisiyle karşılaştığımız ve oturmuşluğumuz vardır. Benim herhangi bir siyasi partiye üyeliğim yoktur. Soruşturmaya konu para görüntüleri ile hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Ben o tarihte başlatılan kampanyaya bağışta dahi bulunmadım. Bu nedenle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dediği öğrenildi.
Konya Konya Ticaret Odası KGTÜ’yü seçti Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi (KGTÜ) ile Konya Ticaret Odası (KTO) arasında laboratuvar hizmetlerine ilişkin işbirliği protokolü imzalandı. KTO üyeleri, düzenlenen protokol kapsamında gıda, yem, toprak, gübre ve su analizleri hizmetlerini, KGTÜ’nin Stratejik Ürünler Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SARGEM) Laboratuvarlarında yaptırabilecek. Protokol hakkında bilgi veren KGTÜ Rektörü Prof. Dr. Erol Turan, “Üniversitemiz gıda ve tarım alanında son yıllarda büyük atılımlar gerçekleştirmektedir. Mevcut imkanlarımızı çevremizdeki kuruluşların ve vatandaşlarımızın da hizmetine sunabilmek adına atılan adımların bir yenisi bugün Konya Ticaret Odası ile de imza altına alınmış oldu. Geçtiğimiz ay Kars Ticaret ve Sanayi Odamız ile de işbirliği protokolü imzalamıştık. Bu minvalde Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi İktisadi İşletmesi bünyesinde faaliyet gösteren, Stratejik Ürünler Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SARGEM) Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı ve Biyosidal Ürün Analiz Laboratuvarı, uyguladığı Kalite Yönetim Sistemi, kalifiye ve tecrübeli personeli, uluslararası (ISO, AOAC, NMKL vb.) ve ulusal (TS, TGK vb.) geçerliliği olan metotlarla, modern fiziksel mekânları ve altyapısı, en son teknolojik cihaz ve donanımlarıyla bölgede ve ülkemizde önemli ihtiyaçlara cevap vermektedir. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi SARGEM Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ‘Kuruluş Yeterlilik İzin Belgesi’ almış ve 66 farklı analizde çalışma yeterliliğine sahiptir. Bunun yanı sıra ‘TSE Deney Hizmeti Alınabilecek Laboratuvar Onayı’ ile 120 farklı analiz yapma yetkisine sahiptir. Laboratuvarımız KOBİ’lere hizmet vermek amacıyla KOSGEB tedarikçi havuzunda da yer almaktadır. SARGEM Özel Gıda Kontrol Laboratuvarımız aynı zamanda ülkemizde ve bölgemizde gıda ve yem sektörüne yönelik gıda, yem, su ve su ürünlerinde; fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik, enstrümantal ve moleküler biyolojik analiz hizmetleri ile gıda güvenliği konularında danışmanlık, denetim, eğitim hizmetleri vermektedir. Bu kapsamda bir tarım şehri olan Konya’mızda bizlerden daha çok hizmet almaları için kapılarımızı çiftçilerimize açtığımız gibi tüm vatandaşlarımızın da analizlerine açığız. Bugün Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk ile imzaladığımız işbirliği protokolü ile KTO üyelerine de hizmet verecek olmaktan mutluluk duyuyoruz. Protokolümüzün üniversitemize ve Konya Ticaret Odamıza hayırlı olmasını temenni ederim” dedi. Protokolü Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk ile Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Erol Turan imzaladı.