POLİTİKA - 29 Kasım 2024 Cuma 16:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail tepkisi!

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya 5 daimi üyenin eline diline bırakılamaz. Süratle değişim gerekiyor. Bu şekilde dünya yönetilemez. Bu 5 daimi üyeden bir tanesinin iki dudağı arasına 194 ülkenin kaderi terk edilemez. Dünya değişti, değişiyor. Öyleyse bu değişime yönelik ciddi bir değişim şart" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında ayrıca, "Değerleriyle insanlık daha fazla irtifa kaybetmeden Gazze’de de sürdürülebilir ateşkes bir an önce tesis edilmelidir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen TRT World Forum'da konuştu. Kendi alanında artık bir marka haline gelen TRT World Forum'un bu yıl sekizincisinin düzenlendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TRT World Forum'u yalnızca bir tartışma zemini değil, aynı zamanda dünyanın sorunlarına çözüm arayışlarının somutlaştığı bir irade platformu olarak değerlendiriyoruz.

Fikri bir zeminde kritik meselelerin ele alındığı bu platformun her yıl genişleyerek daha çok insana ulaştığını görüyor, bunu da fevkalade önemsiyoruz. Bu seneki foruma Türkiye ile birlikte 30'u aşkın ülkeden akademisyenin, siyasetçinin, sivil toplum mensubu, gazeteci, iş insanı ve kanaat önderinin iştirak ettiğini öğrendim. İnsanların arasındaki bariyerleri kaldıran bu tip etkinlikler tüm insanlığın geleceğini etkileyen küresel meselelerin çözümünde kritik önemdedir. Karşılıklı saygıya dayalı ortak bir zeminde ne kadar çok konuşur, ne kadar çok tartışırsak çözümlere de o kadar yaklaşabiliriz. Bu yılki temamız olan 'Kırılma Noktasındaki Bir Dünya: Krizleri ve Dönüşümü Yönetmek', dünyanın karşı karşıya olduğu derin sorunları ve dünyanın dönüşümünü tartışmamız gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu tema aynı zamanda mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu ve insanlığın daha adil bir düzene ihtiyaç duyduğunu da bizlere hatırlatıyor" dedi.

"Evlatlarımızın, torunlarımızın da geleceğini etkileyecek mahiyette hadiseler yaşanmaktadır"

Bugün dünyanın savaşlar, çatışmalar, ihlaller ve eşitsizliklerin pençesinde kıvrandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya derin bir vicdan ve liderlik krizinden geçmektedir. Nereye baksak, yüzümüzü nereye çevirsek istikrarsızlık görüyoruz, dram görüyoruz, derinleşen adaletsizlikler görüyoruz. Aynı şehrin iki farklı ucunda iki farklı hayat yaşanıyor. Sınır komşusu iki ülkenin birinde refah ve zenginlik hakimken diğerinde milyonlarca insan açlık ve yoksullukla boğuşuyor. Ticaretten diplomasiye, devletler arasındaki rekabet günden güne daha yıkıcı, daha agresif bir hal almaya başlıyor. Umutlarımızı yeşertecek, geleceğe daha ümitvar bakmamızı sağlayacak bütün bu gelişmelerin sayısı giderek azalıyor. Şurası muhakkak ki, insanlık bir dönüm noktasındadır. Sadece önümüzdeki 5-10 yılı değil, evlatlarımızın, torunlarımızın da geleceğini etkileyecek mahiyette hadiseler yaşanmaktadır.

Gazze'den Ukrayna'ya, Batı Afrika'dan Güney Asya'ya kadar pek çok coğrafyada süregelen insani krizler, her seferinde çok daha keskin şekilde mevcut dünya düzeninin kırılganlığını gözler önüne sermektedir. Ancak bu krizlerin insanlığın ortak istikbali için daha güçlü bir dayanışma çağrısı olduğu da inkar edilemez bir gerçektir. Hep söylediğim gibi her kriz aynı zamanda bir imkandır. Adalete, barışa, huzura, güvenlik ve istikrara açılan bir fırsat penceresidir. Layıkıyla değerlendirilebilen için her kriz yeni bir dönemin muştusu, yeni bir başlangıcın öncüsü olma potansiyeline ziyadesiyle sahiptir. İnsanlık tarihine baktığımızda bunun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz" dedi.

"Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi gerekmektedir"

Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli çıktılarından birinin irili ufaklı tüm ülkelerin bir araya gelebildiği en geniş zemin olan Birleşmiş Milletler sisteminin tesisi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Peki şu anda bu Birleşmiş Milletler'le devam edebilir miyiz? Hayır. Tamamıyla bu Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi gerekmektedir. Dünya 5 daimi üyenin eline, diline bırakılamaz. Süratle bu değişim gerekiyor. Bu şekilde bu dünya yönetilemez. Artık 2. Dünya Savaşı'nın şartlarında değiliz. Dünya değişiyor. Ciddi bir değişim şart. Bu 5 daimi üyeden bir tanesinin iki dudağı arasına 194 ülkenin kaderi terk edilemez. Bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına alan, insan hakları evrensel beyannamesinin kabul edilişi bunlardan bir diğeridir. Ruanda, Srebrenitsa soykırımlarından sonra insanlığa karşı suçlar, savaş suçları gibi suçların faillerinin yargılanması amacıyla kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi bunlardan bir başkasıdır.

11 Eylül saldırıları sonrasında medeniyetler çatışması senaryolarının yazıldığı bir dönemde İspanya ile birlikte hayata geçirdiğimiz Medeniyetler İttifakı girişimi yine bu anlayışla atılmış tarihi bir adımdır. Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Kriz dönemlerinde veya sonrasında benzer acıları, sorunları, çatışmaları, ağır hak ihlallerini bir daha yaşamamak için vücut bulmuş çok sayıda kurum, kuruluş ve inisiyatif bulunuyor. Hiç şüphesiz bunların mevcudiyeti insanlık adına, tüm insanlığın geleceği adına kıymetli birer kazanımdır. Ama bununla birlikte hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, asıl olan pratiktir, uygulamadadır. Milyarlarca dolar bütçesi, on binlerce personeli olan tüm bu kurumların etkinliğidir. Gazze krizi ile bu hakikate hem de çarpıcı bir şekilde tekrar şahitlik ettik" diye konuştu.

"Yüzlerce gazeteci yine bu süreçte yaralandı, kurşunların ve bombaların hedefi oldu"

Aynı şekilde dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna savaşının kurallara dayalı uluslararası sistemin zayıflığını gösterdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir defa burada şunu söylemek durumundayım; Gazze’de sadece insani değerler değil, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası sistemin güvenirliği de sınanmıştır. Ancak Gazze krizinde ne insanlık ne sistem başarılı imtihan verememiştir. Her birinin gerisinde umutlarla dolu bir hayat, büyük bir acı ve insanlık ayıbı olan şu rakamlar karşımızdaki vahim tabloyu ortaya koyuyor.

Bakınız kuzeyimizdeki savaşta bugüne kadar bazı tahminlere göre yarım milyona yakın insan hayatını kaybetti. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının sonucunda ise 50 bin masum Filistinli tüm dünyanın gözleri önünde hayattan koparıldı. Lübnan’da vefat edenlerin sayısı 4 bine yaklaşıyor. Gazze’de katledilenlerin yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Yine aynı saldırılarda, 100 binden fazla Gazzeli yaralandı. Şehirler tüm altyapı ve üstyapısı ile yıkıldı. Saldırılardan önce 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi'nde neredeyse ayakta sağlam bina kalmadı. Hastaneler, okullar, ibadethaneler ve daha nice sivil yerleşim yeri vuruldu. Savaş hukukuna ve insancıl hukuka dair ne kadar ilke, prensip, norm, kırmızı çizgi varsa aşıldı, çiğnendi, ayaklar altına alındı. 7 Ekim’den beri Gazze’de öldürülen basın mensubu sayısı 189’dur.

Yüzlerce gazeteci yine bu süreçte yaralandı, kurşunların ve bombaların hedefi oldu. Çıplak ayaklarıyla yağmurun, çamurun içinde bir tas çorba için saatlerce sıra bekleyen çocukları gördükçe hepimizin yüreği yaralanıyor. Soruyorum sizlere. Vücudunda taş yerine kalp taşıyan herhangi bir kimse böyle bir trajediye sessiz kalabilir mi? İsrail hükümetinin kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki herkesin güvenliğini tehlikeye atan saldırganlığı karşısında bundan bize ne diyebilir miyiz? Barış varken hep birlikte barış içinde yan yana yaşamak varken Allah aşkına, bu kan, bu çatışma, bu savaş niye? Eğer bugün harekete geçmezsek ne zaman geçeceğiz? Gazzeli, Filistinli, Lübnanlı mazlumların acısı hepimizin acısıdır. Öyle de olmalıdır. Zulme rıza zulümdür. Zalimin yanında duran zulme de ortak olur. Hukuk önünde hesabı verilmeyen her suç failini daha da pervasızlaştırır, daha büyük cinayetlerin işlenmesini teşvik eder. Türkiye olarak acı ama doğru olan bu gerçekler temelinde, devleti ve milletiyle ilk günden beri Gazze'deki mezalime sesimizi yükseltiyoruz. Üstat Necip Fazıl'dan ilhamla kollarımızı açıp şöyle sesleniyoruz: 'Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak. Haykırsam kollarımı makas gibi açarak, durun bir dünya iniyor tepemizden. Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden. Holokost utancı sebebiyle yol verilen bu insanlık faciasının sonu çıkmaz sokaktır, felakettir, daha büyük bir dramdır" diye konuştu.

"Gazze’de de sürdürülebilir ateşkes bir an önce tesis edilmelidir"

Türkiye'nin her şeyi barış, adalet, tüm bölgenin güvenliği için yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne söylüyorsak tıpkı ecdadımızın 4 asırlık idaresinde olduğu gibi tüm inanç mensuplarının yan yana, huzur içinde yaşayabilmesi için söylüyoruz. Bizim hiçbir ülkeye ve millete kategorik olarak düşmanlığımız yok. Sırf farklı bir inançtan, farklı bir kültürden veya kökenden diye kimseye öfke duymuyoruz. Kimseden nefret etmiyoruz. Husumet beslemiyoruz. Biz tarih boyunca ister Musevi ister Hristiyan olsun, zulme maruz kalan herkese kapısını sonuna kadar açmış bir milletiz. İspanya’dan kovulan 500 bini aşkın Musevi’ye kapısını açan bu millettir. Biz kapımızı açtık. O gün bugündür onlar misafirimiz olarak bizimle beraber yaşadılar, yaşıyorlar. Bizim zihin dünyamızda ne mazluma kimliği sorulur, ne zalimin inancına bakılır. Çok açık ve net söylüyorum. Biz tam 420 gündür bölgemizi kan deryasına çeviren bu cinnet halinin artık son bulmasını arzu ve temenni ediyoruz.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Galant hakkında çıkardığı yakalama kararını bu bakımdan çok önemli buluyoruz. İsrail ile Lübnan arasında önceki gün sağlanan ateşkesin de aynı şekilde kalıcı olmasını temenni ediyoruz. Sahada kış şartları daha fazla bastırmadan, daha fazla masum kanı dökülmeden, daha fazla annenin, babanın yüreğine evlat acısı düşmeden, daha fazla çocuk, yetim, öksüz kalmadan, uluslararası kurumlara olan güven daha fazla örselenmeden velhasıl kurumları ve değerleriyle insanlık daha fazla irtifa kaybetmeden Gazze’de de sürdürülebilir ateşkes bir an önce tesis edilmelidir. Türkiye ilk günden beri bunu savunmuştur. Bugün de aynı yerdedir. Gazze’deki soykırımın durması ve kalıcı barışa giden yolun açılması için değil elimizi, tüm bedenimizi taşın altına koymaya hazırız. 29 Kasım Filistin halkı ile uluslararası dayanışma günü münasebetiyle bir kez daha baskıya, işgale ve zulme direnen Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu, haklı davalarına yönelik desteğimizin çok daha güçlü biçimde devam edeceğini burada tekrar ilan ediyorum" ifadelerini kullandı.

"LGBT denilen aile düşmanlığı yapıya karşıyız"

Bu sene kuruluşunun 60’ıncı yılını kutlayan TRT’nin geniş bir yelpazede farklı mecralarda yürüttüğü çalışmaları yakından takip ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TRT, bugün 17 televizyon, 17 radyo kanalı, onlarca dijital uygulaması ve diğer çalışmalarıyla ülkemizi layıkıyla temsil ediyor. TRT World ve TRT Arabi’nin yanı sıra 41 dil ve lehçedeki internet ve radyo haberciliğiyle dünya nüfusunun yarısından fazlasına ana dilinde hitap ediyor. Bugün bir araya gelmemize vesile olan TRT World Forum gibi etkinliklerle de insanlık adına küresel meselelere hakkaniyetin temelinde ortak tartışma zeminleri oluşturuyor. Ülkemizde üretilen dizilerin dünya genelinde neredeyse 1 milyar insana ulaştığı bu dönemde TRT’miz dizi sektörünün de öncülüğünü üstleniyor. TRT yapımı dizilerin bugün 110’dan fazla ülkede 50’yi aşkın dilde yayınlanmasından büyük bir gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim. Son haflarda şu acı gerçeğe ülkemiz içinde şahit oluyoruz; tamamen izlenme kaygısıyla çekilen diziler, filmler ve programlar ne kültürümüze ne toplumsal barışımıza ne de değerlerimizin yaşatılmasına hiçbir fayda sağlamıyor.

Hatta sırf daha fazla reyting alabilmek için başta kadına ve çocuğa yönelik şiddet olmak üzere şiddetin meşrulaştırıldığını, alkol ve uyuşturucunun özendirildiğini, sapkın ve sapık ilişkilerin normalleştirildiğini görüyoruz. Bu yayınların daha tehlikeli tarafı farklı toplum kesimlerimiz arasındaki müşterek paydayı zayıflatmayı amaçlayan provokatif yayın politikasıdır. Halkımızın mütedeyyin kesimleri bağnaz, cahil, kaba, çirkin gösterilirken daha seküler hayat tarzına sahip vatandaşlarımız ise ahlaki izafiyet içindeymiş gibi lanse edilmektedir. İstisnai örnekler üzerinden tüm aile yapımız hedefe konulmakta toplumun temel direği olan aile adeta kötülüklerin kaynağı olarak yansıtılmaktadır. Bildiğiniz gibi biz zaten Türkiye’nin iktidar partisi olarak LGBT denilen aile düşmanlığı yapıya karşıyız. Açık söylemek gerekirse; son dönemde milletimizin sinir uçlarıyla oynandığını müşahede ediyoruz. Halkımızın farklı kesimlerinde infiale sebep olan televizyon yayınlarının özellikle pıtrak gibi çoğalmasının sebebi kanaatimizce sadece para kazanma hırsıyla da izah edilemez.

Bu sonuçları ileriki dönemde çıkacak bir sosyal mühendislik projesidir. Türkiye bu tarz toplumsal ve siyasal mühendislik projelerine çok sık maruz kalmış bir ülkedir. Özellikle 28 Şubat’a giden yolun taşlarının nasıl döşendiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. FETÖ’nün medya kuruluşlarının dizileri vasıtasıyla Kürt vatandaşlarımıza yönelik nefret iklimini nasıl körüklediğini de unutmadık. Milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitleme girişimlerinde FETÖ daima başı çekmişti" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Filistinli çocuklardan duygulandıran hediye

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a konuşmasından önce Kudüs'ten gelen Filistinli çocuklar tarafından zeytin ağacından yapılmış tespih hediye edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sırasında tesbihi kürsünün üzerinde bulundurduğu görüldü.

Hasibe Karadağ - Zöhre Alagöz - Emre Baba - Ahmet Faruk Sarıkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Bağcılar Belediyesi’ne “Erişilebilirlik” ödülü Engellilere yönelik örnek çalışmalar yürüten Bağcılar Belediyesi, AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı’nın düzenlediği Engelsiz Türkiye Programı’nda “Yerel Hizmet ve Ürünlerde Erişilebilirlik” ödülüne layık görüldü. Ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “Bağcılar’a verilen özel önemden ötürü onur duyduk. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımızı azimle daha da ileri götürerek engellilerin sesi olmaya devam edeceğiz” dedi. Özdemir, ödülü Bağcılar halkına armağan ettiğini söyledi. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından “Engelsiz Türkiye” programı düzenlendi. Avrupa’da bir benzeri olmayan ve birçok ülke tarafından da örnek alınan Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı’nın kursiyerleri de bu özel davette yerini aldı. “Engellilerle kol kola omuz omuzayız” İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim’in okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Engellilerin hak ve hizmetlerine doğrudan ulaşması anlamında erişilebilirlik ilkesini rehber edindiklerini belirten Erdoğan, “2020 yılını erişilebilirlik yılı ilan ederek bu alandaki çalışmalarımıza hız kazandırdık. Erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil, teknolojinin tüm unsurlarına kapsıyor. Engellilerin dijital hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini yakında yayınlayacağız. Türkiye Yüzyılı, engellilerin de yüzyılı olacaktır. Engelli kardeşlerimizle el ele, gönül gönüle verdik. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. Yerel hizmet ve ürünlerde erişilebilirlik ödülü Bağcılar’ın "Erişilebilirlik" bilincinin oluşması ve yaygınlaşmasına büyük katkılar sağladıklarının altını çizen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sosyal Politikalar Başkanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya ise şunları söyledi: “Sadece eğitim ve iş hayatına katılımda değil sporda, sanatta, kültürde, siyasette de kısacası hayatın her alanında engellilerimizin aktif yer alması adına destekler verdik." Protokol konuşmalarının ardından AK Parti Erişilebilirlik Ödülleri sahiplerini buldu. Engellilere yönelik öncü, özgün ve örnek çalışmalara imza atan Bağcılar Belediyesi, “Yerel Hizmet ve Ürünlerde Erişilebilirlik” ödülüne layık görüldü. Ayrıca” Toplumsal Farkındalık ve Sürdürülebilirlik” ödülü Türkiye Teknoloji Takımı T3 Vakfı’na, “Dijital Erişilebilirlik” ödülü Halkbank’a, “Ulaşımda Erişilebilirlik” ödülü IGA İstanbul’ ve “Sosyal Sorumluluk” ödülü de ORKA Oteller Grubu’na verildi. Ödülü Bağcılar halkımıza armağan ediyoruz Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, ödülü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Ödülü almanın mutluluğunu yaşayan Özdemir, şöyle konuştu: “Öncelikle çok mutluyuz. Engelliler Sarayımız, kursiyerlerimiz, eğiticilerimiz öncülüğünde özel bir ödüle sayın Cumhurbaşkanımızın takdimiyle sahip olduk. Cumhurbaşkanımızın koymuş olduğu vizyon doğrultusunda Bağcılar Belediyesi olarak kuruluşundan bu yana Başak Rehabilitasyon Merkezi’yle başlayan süreç Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı’mızla zirve konuma ulaştı. Bugün de AK Parti erişilebilirlik ödülünü yerel yönetimler düzeyinde kazanmaya hak sahibi olduk. Çok mutluyuz. Ödülü emeği geçen tüm arkadaşların adına aldığımızı ifade ediyorum. Ödülü de Bağcılar halkımıza armağan ediyoruz. Böylesine bir programda yer almaktan ve Bağcılar’a verilen özel önemden ötürü onur duyduk. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımızı azimle daha da ileri götürerek engellilerin sesi olmaya devam edeceğiz.” Filistin için işaret diliyle şarkı söylediler Ödül töreninden sonra sahneye çıkan Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı İşaret Dili Korosu, “Filistin için ses ver” şarkısını işaret diliyle söyledi. Miniklere eşlik eden Erdoğan, çocukları tebrik etti. Engelli kursiyerler, hünerleriyle büyüledi Etkinlik kapsamında Bağcılarlı engelli kursiyerler, fuaye alanlarında hünerlerini ve el emeği göz nuru ürünlerini sergiledi. Birinci fuaye alanında 40 engelli öğrencinin hayata geçirdiği “Asvab-ı Osmanlı” sergisi ziyarete açıldı. Tarihin derinliklerinden alınan ilhamla bugünün estetiğini bir araya getiren sergide öğrencilerin Osmanlı saray kıyafetlerinin göz alıcı ihtişamından esinlenerek ortaya koyduğu 23 eşsiz tasarım çok beğenildi. 23 resimden oluşan görsel bir şölen İkinci fuaye alanında ise Desenlerin Tarihi: Motiflerin Evrensel Hikayesi adlı sergide; Azerbaycan’ın kadim desenlerinden Kore’nin zarif motiflerine Filistin’in anlamlı sembollerinden Türk devletlerinin geleneksel motiflerine kadar farklı kültürlerin ortak noktalarını gözler önüne seren 23 resimden oluşan görsel bir şölen yer aldı. Yine Engelliler Sarayı’nın halk oyunları ekibi de farklı yörelere özgü folklor gösterisiyle büyük alkış aldı. Bağcılar Belediyesi Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı kursiyerlerinden oluşan “Engelleri Aşalım” müzik grubu da davetlilere mini bir konser verdi.
Bursa Dünya Engelliler Günü’nde erişilebilirlik vurgusu “Uludağ Elektrik olarak, topluma erişilebilir hizmet sunmanın sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda sorumluluğumuzun bir parçası olduğuna inanıyoruz” sözleriyle Dünya Engelliler Günü’nde engelli bireylerin sorunlarına dikkat çeken Uludağ Elektrik Genel Müdürü Remezan Arslan, İşaret Dili Görüşme Hattı’nın bu anlayışın bir yansıması olarak, toplumsal erişilebilirlik sağlama amacını güçlendirdiğini belirtti. Toplumun her kesimi için erişilebilir çözümler Türkiye’nin dört bir yanına enerji tedarik eden ve Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyondan fazla kişiye hizmet sunan Uludağ Elektrik, müşterilerinin elektrik hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla çeşitli projeleri devreye alıyor. Online İşlem Merkezi ve e-Devlet üzerinden fiziksel engele sahip olan müşterileri için elektrik hizmetlerine kolayca erişimi sağlayan şirket, görme engelli müşterileri için ise Çağrı Merkezi üzerinden tüm işlemleri sesli yanıt ile gerçekleştirebiliyor. Şirket, İşaret Dili Görüşme Hattı ile de engelli bireylerin günlük hayatlarında karşılaştıkları iletişim engellerini aşmaları için önemli bir adım atıyor. Dünya Engelliler Günü kapsamında bir kez daha hatırlatılan “İşaret Dili Görüşme Hattı” işitme ve konuşma engelli bireylerin elektrikle ilgili tüm işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilmeleri için 6 yıldır başarıyla hizmet veriyor. 0555 0 646 646 numaralı hat üzerinden hizmet veren İşaret Dili Görüşme Hattı, engelli bireylerin elektrikle ilgili işlemlerini işaret dili tercümanı aracılığıyla kolayca çözmelerine imkan tanırken, abonelik ve fatura işlemleri gibi önemli konularda doğrudan destek almalarını sağlıyor. "6 Yıldır erişilebilir elektrik hizmetleriyle engelleri aşıyoruz" Engelli bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklara karşı duyarlılık göstermek ve farkındalık oluşturmanın önemine dikkat çeken Uludağ Elektrik Genel Müdürü Remezan Arslan, “Bütün işlem merkezlerimizde engellilere uygun bir fiziki yapıda hizmet veriyoruz. Bunun yanı sıra, Online İşlem Merkezi ve Çağrı Merkezi gibi dijital platformlarımız sayesinde de müşterilerimiz, abonelik işlemleri, fatura ödeme, borç sorgulama gibi birçok işlemi hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebiliyor. İşaret Dili Görüşme Hattımız ile işitme engelli vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmet ise, toplumsal katılımı ve hizmet eşitliğini artırma hedefimizin önemli bir adımı. Bu projeyle yalnızca engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm müşterilerimize eşit ve kaliteli hizmet sunma ilkemizi de güçlendiriyoruz. Erişilebilirliğin herkes için bir hak olduğunun bilincindeyiz ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmayı ve sosyal yaşamlarında tek başına bağımsız hareket edebilmelerini sağlamak amacıyla 6 yıl önce devreye aldığımız İşaret Dili Görüşme Hattımız üzerinden görüntülü görüşme imkanı ve işaret diliyle hizmet veren müşteri temsilcimiz, vatandaşlarımızın tüm elektrik işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Projemizle ilgili aldığımız olumlu geri bildirimler bize büyük mutluluk veriyor, toplumsal erişilebilirlik anlayışıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel, engellilerle birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve engellilerden oluşan beraberindeki heyet, "3 Aralık Dünya Engelliler Günü" dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özel ile engellilerden oluşan beraberindeki heyet, Atatürk’ün mozolesine geldi. Mozoleye çelengin bırakılmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Özel ve beraberindeki heyet daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçti. Özel, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Defterde ise şu ifadelere yer verildi: "Aziz Atatürk, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, bizlere emanetiniz olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü temsilcileri ve engelli yurttaşlarımız ile birlikte huzurunuzdayız. Cumhuriyetimizin sunduğu imkanlarla her alanında başarı göstermeye gayret eden engelli yurttaşlarımız, ’Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak’ sözünüzün örnek temsilcileridir. Onların azmi ve kararlılığı, hiçbir engelin aşılmaz olmadığını tüm dünyaya göstermektedir. Sayın Genel Başkanım, huzurunuzda, engelli yurttaşlarımızın sorunlarının çağdaş ve eşit olduğunu bir bir toplum olma hedefimizin ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Engelli yurttaşlarımız eğitim, istihdam, erişilebilirlik sosyal hayata katılım konularında tam bir fırsat eşitliğine ve hak ettikleri onurlu yaşam koşullarına kavuşana dek, hep birlikte çalışmaya kararlıyız. Bu vesileyle, aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, silah arkadaşlarınızı ve partimizin kurucu kadrolarını oluşturan yol arkadaşlarınızı, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz." Konuşmasının ardından Özel, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kabri başına geçerek çiçek bıraktı.
Ankara Bakan Bak: “Engelli spor branşlarındaki başarılarımız tesadüf değil” Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, engelli sporcuların 2024 yılında katıldığı uluslararası organizasyonlarda 561 madalya kazandığını bildirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. Bakan Bak, engelli milli sporcuların 2024 yılında uluslararası alanda katıldığı organizasyonlarda şu ana kadar 182’si altın, 208’i gümüş ve 171’i bronz olmak üzere toplam 561 madalya kazandığını bildirdi. Bakan Bak, son 22 yılda engelli vatandaşlara yönelik önemli çalışmalar yapıldığını vurgulayarak, “Sporun içinden gelen bir lider olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde yapılan yatırımlar, tesisler ve ilgili federasyonlara verilen destekler sayesinde engelli spor branşlarında büyük ilerleme kaydedildi. Spor salonlarımızı, gençlik tesislerimizi her kesimden, her yaştan insanımız için erişilebilir kıldık. Onlara uygun engelli otobüsleri yaparak ulaşımlarını kolaylaştırdık. Daha önce evinden dahi çıkamayan engelli vatandaşlarımız, uyguladığımız projelerle spor yoluyla hayata tutundu. Spor organizasyonlarında madalya alan veya alamayan tüm engelli sporcularımızla gurur duyuyoruz. Başta aileleri olmak üzere antrenörlerine, sporcularımızın kulüplerine ve yöneticilerimize verdikleri emeklerden dolayı şükranlarımı sunuyorum” dedi. “Bu başarı sistemli, uzun zamana yayılan bir çabanın eseridir” Bakan Bak, engelli sporcuların katıldıkları organizasyonlarda madalya kazanmasından ziyade, ortaya koydukları çabanın çok daha anlamı ve değerli olduğunu söyledi. Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda milli sporcuların toplam 28 madalya kazanarak tarihi bir başarı elde ettiğini hatırlatan Bakan Bak, şunları söyledi: “Bu başarı tesadüf değil, sistemli, uzun zamana yayılan bir çabanın eseridir. Türkiye’nin Paralimpik Oyunları’ndaki gelişimi, yıllar içinde hem katılım hem de madalya sayısı açısından büyük bir ilerleme göstermiştir. Atlanta 1996 Paralimpik Oyunlarına hiçbir sporcumuz katılamazken, bu paralimpik oyunlarından sonra her oyunlarda sporcu göndermeye ve başarı kazanmaya başladık. Özellikle devletimizin desteğinin artması engelli branşlarında başarı gelmesini sağladı. Engelli vatandaşlarımızın sporun her branşında daha fazla yer almaları, daha fazla görünür olmaları için çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle engelli kardeşlerimizin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ediyorum.”
Adana Özel harekatın çalınan binlerce mühimmatında FETÖ şüphesi İl Emniyet Müdürlüğü, Özel Harekat Şubesinin 250 el bombası ve 270 bin mermisinin çalınarak satılmasıyla ilgili 5’i polis 1’i avukat 7 kişi tutuklandı. Tutuklanan bir polis memurunun FETÖ iltisakı sebebiyle KHK ile ihraç edilip, sonra mahkeme kararı ile göreve döndüğü belirlendi. Başka tutuklanan bir polisin ise FETÖ bağlantısı yüzünden, özel harekat şubesinden uzaklaştırıldığı öğrenildi. Adana Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğünde 250 el bombası ve 270 bin merminin ortadan kaybolması ile ilgili yeni iddialar ortaya çıktı. Depodan sorumlu özel harekat polisi O.K., iddiaya göre, borsada büyük miktarda para kaybetti. Borcunu kapatmak için depodaki mühimmat ve silahları FETÖ ile bağlantılı olduğu için 2023 yılında KHK ile ihraç edilen polis Y.Y.’ye sattı. Y.Y., mühimmat ve silahları Mersin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi’nde görevli Z.T.M. adlı kadın başkomisere devretti. Başkomiser Z.T.M. ise Mezitli Devriye Ekipler Amirliği’nde görev yapan ve FETÖ ile bağlantılı olduğu öne sürüldüğü için 2024 yılının Mart ayında özel harekattan uzaklaştırılan eşi A.M. ve Baygara çetesinin avukatı olduğu öne sürülen M.Y. ile birlikte bir cephanelik dolusu mühimmatı av bayisine sattı. Zimmetlerindeki bomba ve mermiler, eğitimlerde fazladan zayiat olarak gösterildi. Polislerin, daha sonra bu mühimmat ve bazı silahları suç örgütlerine sattığı ortaya çıktı. “100 el bombası binlerce mermi hala kayıp” Yapılan operasyonda 139 el bombası, 2’si Glock, biri Colt marka olmak üzere 55 tabanca, 3 otomatik tabanca, 2 av tüfeği, 7621 değişik çaplarda fişek, 200 şarjör, 17 balistik yelek, 5 elektroşok, 40 biber gazı, 23 bıçak, 3 çelik plaka, 2 balistik kask parçası, 22 kabza kapağı ele geçirildi. Ele geçen malzemelere göre özel harekata ait 100 el bombası ve 255 bin fişek halen kayıp. Çalınan el bombaları ve fişeklerin kime satıldığı ve şu an nerede olduğu emniyet güçleri tarafından araştırılıyor. Mühimmatın büyük çoğunluğu, çete avukatının ofisinde ele geçirildi. Polis, operasyonlarda, bir avukat ve kadrolarında görevli polislerde dahil 11 şüpheliyi gözaltına aldı. “7 şüpheli tutuklandı” Emniyet müdürlüğündeki işlemlerin ardından adliye sevk edilen şüphelilerden Y.Y., M.Y., E.T., A.M., O.K., A.K. ve K.B. tutuklandı. 4 şüpheli ise adli kontrol ile serbest kaldı. “Valilik çeteye satıldığını yalanladı” Adana Valiliği, Emniyet Müdürlüğü’nün deposundan mühimmat çalınmasıyla ilgili 11 şüphelinin gözaltına alındığını, 7 kişinin tutuklandığını, çalınan mühimmatın Baygaralar silahlı suç örgütüne satışına ilişkin ise herhangi bir delile henüz ulaşılamadığını, açıkladı. Çete avukatının yazıhanesinde ele geçirilen el bombaları ve mermiler adli emanete yollandı.