EKONOMİ - 14 Ocak 2020 Salı 14:16

Deniz suyu sıcaklığı düştü; balık tezgahları doldu,taştı

A
A
A
Deniz suyu sıcaklığı düştü; balık tezgahları doldu,taştı

Kış mevsiminin yüzünü göstermesi ve deniz suyunun 6 derecelere düşmesi balık fiyatlarını düşürdü.

Kış mevsiminin yüzünü göstermesi ve deniz suyunun 6 derecelere düşmesi balık fiyatlarını düşürdü. Balıkçıklar, deniz suyu sıcaklığının düşmesi ile birlikte tezgahların şenlendiğini söyledi.



İstanbul’da mevsim normallerinde giden hava sıcaklığı balık fiyatlarını düşürdü. Deniz suyu sıcaklığının düşmesi ile birlikte tezgahlar şenlenmeye başladı. Bu durum balık satışlarını da olumlu etkiledi. Balıkçılar, havaların soğuması ve deniz suyu sıcaklığının 6 derecelere düşmesi ile birlikte fiyatların düştüğünü söyledi. Balıkçılardan alınan bilgilere göre; hamsinin kilosu 15 lira, istavritin 15-20 lira, mezgit 30 lira, çinakop ise 40 ile 45 lira arasında değişiyor. Balıkçılar en çok talebin hamsi, çinakop ve istavrite olduğunu söylüyor.



“Su sıcaklığının düşmesi ile birlikte balıklar hareketlendi”


Havaların soğuması ve su sıcaklığının düşmesi ile birlikte tezgahların şenlendiğini söyleyen balıkçı Savaş Düzenli, “Önceden su sıcaktı ve balıklar hareketsizdi yerinde yatıyordu. Su sıcaklığının düşmesi ile birlikte balıklar hareketlendi. Hareketlenince de balık tezgahlarımız şen şakrak oldu. Benim kendi bildiğim kadarıyla su sıcaklığının 6 - 7 derece olması lazım. Geçen ay mesela 14-15 derece su sıcaklığı vardı ve düşmüyordu sıcaklık. Son zamanlarda ayaz soğuklar gelince su sıcaklık seviyeleri düştü ve balıklar tekrardan hareketlendi. Şuan tezgahlarımıza her türlü balık geliyor” ifadelerini kullandı.



“Geçen hafta günde 3-4 kasa satıyordum şimdi ise 10 kasa satıyorum”


Balık fiyatlarına da değinen Düzenli, “En son hamsi 30-35 liraydı şuan da 15 lirayı gördü. İstavrit 25 - 30 liraydı şuanda 15 - 20 lira. Tekir 70-80 liraydı şuanda 50 lira. Çinakop 60 70 liradan aşağı yoktu şuanda 40 45 lira. Mezgit 40 50 liraydı şimdi 30 liraya kadar düştü. Hamsi, istavrit, çinakop tekir, mezgit şuan zaten en revaşta ki 4 balığımız bunlar. Vatandaş zaten haberlerden duyduğu zaman çıkıp geliyorlar torba torba alıp gidiyorlar. Önceden vatandaş gelip 1 kilo alıyordu 4 kişiyi doyurmaya çalışıyordu. Şimdi ise vatandaş geliyor 2 kiloya 30 lira veriyor 4 kişi rahatlıkla doya doya yiyor. Şuan en fazla talep hamsi ve istavritte çünkü fiyatları diğer balıklara göre daha uygun. Bu iki balık en fazla tüketiliyor. Çinakop, tekir, mezgit bunlar hamsi ve istavrit sevmeyenlerin tercihi oluyor. Geçen hafta 30 lirayken 3-4 kasa anca satardım şuanda ise günlük 10 kasa balık satıyorum” şeklinde konuştu.



“Şuanda elimizi suya vurduğumuz zaman üşüyoruz”


Hamsi ve istavritin tezgahlara neşe getirdiğini belirten balıkçı Selim Albayrak, “Biz hep söylüyoruz havanın soğuması lazım ki deniz sıcaklığı düşsün. Deniz suyu soğudukça balıklar hareketleniyor. Sıcak suda balık dipte yatıyor ve avlayamıyoruz. Balık şuanda kendini yüzeye attı buda tabi ki ister istemez tezgahlarımıza yansıyor. Şuanda elimizi suya vurduğumuz zaman üşüyoruz. Önceden su sıcaktı ve etkilemiyordu. Buda demektir ki deniz suyu baya soğumuş. Fiyatlar şuanda hamsi 15 lira, çinakop şuanda 35 40 arası. Çipura ve levrek zaten sabittir. İstavrit ise 15-25 lira arasında. İnsanlar en fazla hamsiye ağırlık veriyor. Bu seferde vatandaşımız hamsiye ağırlık verdiği için diğer balıklarımız pek satılmıyor” diye konuştu.



“Tam 8 kilo balık aldım”


Hatay Antakya’ya ailesine balık gönderen bir vatandaş, “Çinakop balığını buradan alıp Antakya’ya gönderiyorum. Bizim oralarda çok sevilen bir balıktır. Aileme, arkadaşlarıma, misafirlerime buradan aldığım balığı gönderiyorum. Tam 8 kilo balık aldım. Çinakop ve lüfer sezonunda 10-15 defa balık gönderiyorum. Aldığım balıkları uçak ile gönderiyorum. Herhangi bir zarar gelmiyor gönderdiğimde” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.