EKONOMİ - 10 Ekim 2019 Perşembe 12:55

Düşyeri, Da Vinci ile beraber dünyaya açılıyor

A
A
A
Düşyeri, Da Vinci ile beraber dünyaya açılıyor

Türkiye’nin okul öncesi çocuklar için en büyük ’öğrence’ markalarından Düşyeri, çocuklara yönelik bilim ve teknoloji odaklı yayınlarıyla dünyanın önde gelen TV kanallarından biri olan Da Vinci ile işbirliğine gitti.

Türkiye’nin okul öncesi çocuklar için en büyük ’öğrence’ markalarından Düşyeri, çocuklara yönelik bilim ve teknoloji odaklı yayınlarıyla dünyanın önde gelen TV kanallarından biri olan Da Vinci ile işbirliğine gitti.



Geleceğe hazırlanan çocukların bilim ve teknoloji konusunda çok daha donanımlı bireyler olarak yetişmesi için geniş kapsamlı bir işbirliğine giden Pepee TV ve Da Vinci TV bu anlaşma ile dünyanın ve Türkiye’nin en önemli konularının başında gelen ’eğitimde fırsat eşitliği’ konusunda da önemli bir adım attı. Bu işbirliği ile Da Vinci’nin bilimden matematik ve teknolojiye, sanattan müzik ve spora kadar geniş bir yelpazeye sahip eğlendirirken öğreten, oyun tabanlı ve özgün içerikleri artık Pepee TV’den de yayınlanacak. Pepee Tv’nin dünyanın tüm ebeveyn ve çocukları için ürettiği ürün ve hizmetler de Da Vinci ile dünyaya açılacak. Pepee TV ile Da Vinci TV’nin işbirliğinin duyurulduğu toplantıya Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç ve Da Vinci Media CEO’su Ferdinand Habsburg katıldı.



"Bu iş birliği ile artık Pepee Tv dünya çocuklarına da ulaşacak"


Toplantıda konuşma yapan Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, Pepee karakteri ile 10 yılı aşkın bir süredir çocukların dünyasında var olduklarını belirterek, "Geçtiğimiz Nisan ayında yayın hayatına başlayan ülkemizin ilk dijital çocuk televizyonu Pepee TV ile okul öncesi çocuklara hitap ediyor ve eğlendirirken öğretme prensibi ile onları yarınlara hazırlıyoruz. Çocuklara artı değerler katacağımız bu iş birliği ile artık Pepee Tv dünya çocuklarına da ulaşacak. 6 yaş üzeri çocukların eğitim kanalı olan Da Vinci Tv’nin birbirinden değerli ve önemli eğitim içerikleri de artık Pepee Tv’de de olacak. Bir şey hem eğlendirici hem eğitici olabilir. İşte biz bunu sunacağız. Bu iş birliği ile çocukların gelişimi için çok önemli olan 2,5-12 yaş grubu çocukların eğitimine katkı sağlayacağız ve çocuklarımızı dünyanın gittiği dijital eğitime hazırlamış olacağız" dedi.



"Ne Pepee TV ne de Da Vinci TV bir çizgi film kanalı değildir"


Bilgiç sözlerine şöyle devam etti: "Pepee TV olarak biz yalnızca bir çizgi film kanalı değiliz. Düşyeri olarak da işimiz çizgi film üretmek değil. Biz 2,5-6 yaş arasındaki çocukların eğitimi için varız. Amacımız eğlenirken öğretmek, öğretirken eğlendirmek. Yani biz, bir öğrence platformuyuz. Türkiye’nin milli çocuk markası Pepee TV, dünyanın önde gelen çocuklara yönelik bilim odaklı TV kanallarından Da Vinci TV ile güçlerini birleştirerek vizyoner kimliğini ortaya koymuştur. Şimdi 6 yaş üzeri tüm çocuklar Pepee TV’de izledikleri Da Vinci Kids içerikleriyle, ’büyüyünce ne olacaklarına’ deneyimleyerek karar verme şansını yakalayacak, bilimin ve dünyanın işleyişi ile ilgili en heyecan verici sırları uzmanlardan en eğlenceli şekilde öğrenecek ve spordan müziğe kadar birçok alanda kendilerini geliştirmeleri için bilimin kaldıraç gücünden faydalanacaklar. Burada şunu net olarak söylemek istiyorum ne Pepee TV ne de Da Vinci TV bir çizgi film kanalı değildir. Çizgi filmlerle çocuklara eğitimde fırsat eğişitliği sunan bir ’öğrence’ kanalıdır. Evet yanlış duymadınız öğrenci değil öğrence yani öğretirken eğlendiren bir kanaldır".



"Her çocuğa eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı"


Bilgiç, Dünya eğitiminin dijitale doğru hızla yol aldığını ve Türkiye olarak da bunun gerisinde kalınmaması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu; "Çocuklarımıza bu yolla eğitim de fırsat eşitliği sağlamalıyız. Bugün dünyadaki en önemli sorunların başında eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması geliyor. Bilim, matematik, teknoloji ,sanat, müzik ve spora kadar geniş bir yelpaze ile eğlendirirken, eğitmeli ve güvenliği de göz ardı etmeden dijital dünyadaki eğitimde fırsat eşitliğinin de öncüsü olmalıyız. Çocuklar için onların içselleştirebileceği farklı metotlar geliştirmeli ve bu şekilde herkese eşit şartlarda ulaşabilmeliyiz".


Ayşe Şule Bilgiç, yaptıkları işin bir okul ya da bir müfredat olmadığını da sözlerine ekleyerek, "Destekleyici unsurları içinde barındıran herkesin erişebileceği eğlenceli öğrenme ortamı sunuyoruz. Çocuklar artık internette vakit geçiriyorlar. Onların olduğu yerde olmak istedik. Dünyanın bütün çocuklarına dokunabilmeyi amaçladık. Biz çocuklara neyi düşünmelerini değil nasıl düşünmeleri gerektiğini öğretiyoruz. İçerik sunarken o içerikten nasıl faydalanacaklarının da doğru yolunu gösteriyoruz. Yaptığımız işin özü Dijitalde fırsat eşitliği sağlamak ve çocukları gelecek dünyaya hazırlamaktır. Dijital dünyada en önemli konu güvenliktir. Dijital dünya çocuklar için büyük tehlikeler arz ediyor. Şiddet, sex ve korku öğeleri her yerden karşılarına çıkabiliyor. Biz bu noktada çocuklar için güvenli bir alan oluşturmak üzerine yola çıktık ve yüzde 100 güvenli bir çocuk televizyonu hayata geçirdik" şeklinde konuştu.



"Bu yolda yalnız olmadığımızı görmek bizi çok mutlu ediyor"


Düşyeri olarak okul öncesi çocuklarda uzman bir ekip olduklarını belirten Bilgiç, "Ama 6-12 yaş çocuklara hitap eden dünyada bizimle aynı düşleri kuran ve aynı hassasiyette sahip olan bir iş ortağı arıyorduk. Ne mutlu ki Da Vinci ile karşılaştık. Da Vinci 6-12 yaş çocuklar için muhteşem öğrenceler hazırlayan, dünyanın tüm çocuklarını kendi çocukları bilme hassasiyetini taşıyan çok özel bir kurum. Ferdinand bir baba korumacılığı ile dünya çocukları için dev bir marka oluşturmuş ve kar amacı taşımadan dünyanın her yerine ulaşarak çocuklarımızı eğitmeye başlamış. Bu vizyonu ve hassasiyeti ve çocuklarımız için bu güne kadar yaptıklarından dolayı huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Da Vinci ile stratejik iş birliği yapmak bizim için hem çok kıymetli hem de bu yolda yalnız olmadığımızı görmek bizi çok mutlu ediyor" dedi.



Habsburg: "Eğitim eğlenceli olabilir"


Toplantıda konuşma yapan Da Vinci Media CEO’su Ferdinand Habsburg da işbirliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: "Türkiye’de ve dünyada 10 yıldan bu yana gerek televizyon gerekse mobil platformlar üzerinden ailelere sunduğumuz eğitici programlarımızla çocukların dünyayı keşfederken yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak en büyük hedefimiz oldu. İzleyicilerimizde merak uyandırmayı kendimize her zaman birincil görev edindik. PePee TV ile iş ortaklığımız bu anlamda Da Vinci Kids’in en iyi eğitici eğlenceyi bulma yolundaki çabalarının çok önemli bir yapı taşıdır".


Da Vinci olarak yaptığımız işi devletin yaptığı işlere tamamlayıcı olarak gördüklerini, öğrenmeyi yaşam boyu bir süreç olarak kabul eden herkese bir bilgi dünyası sunduklarını belirten Habsburg, çocuklara bilgiyle, daha donanımlı bireyler hale gelmenin yollarını sağlamayı taahhüt ettiklerini dile getirdi.



Çalışanlarının büyük bir kısmını özellikle, eğitim gereksinimlerini ve yöntemlerini video tabanlı içeriklerden seçen ebeveynlerden oluştuğunu söyleyen Habsburg, ayrıca, ebeveyn ve çocukların ne tür bir içerik ve programlamadan keyif aldıklarını öğrenmek için düzenli olarak fokus gruplarla araştırmalar yaptıklarını kaydederek sözlerine şöyle devam etti: "Bu kombinasyonla, tüm aile için eğitici TV’nin en keyifli ve doğru noktasını saptadığımıza inanıyoruz. Günümüzde dünya, eğitimin her alanında hikayesel anlatım yöntemlerini kullanarak eğitim sistemlerini video tabanlı eğitime uyarlamanın yollarını buluyor. Böylece, fizik gibi matematik gibi en karmaşık ve zor konuları bile başarıyla anlaşılması kolay içeriğe dönüştürebiliyoruz".



"Dijital öğrenmeyi doğru benimsemek önemli"


Dünya’da YouTube kullanım alışkanlıklarının kısmen de olsa okulların yerini almaya başladığı günümüzde, ebeveynlerin en büyük endişesinin, çocukların dijital güvenliğini sağlayamamak ve kontrolsüz içeriklere ulaşmasının önüne geçememek olduğu belirten Habsburg, sözlerine şunları ekledi: "Bugün dünyada çocuklar için dijital anlamda çok fazla kaynak var. Ancak bu kaynakların yönetimi, denetlenmesi gibi önemli hususlar hala tatmin edici düzeyde değil. Her çocuk iyi bir eğitime her yerden ve istediği zamanda erişebilmeli. Üretim ekonomisi odaklı tasarlanmış geleneksel eğitim sistemimizin dijital öğrenmeyi doğru şekilde benimsemesi sürecinde oluşan açığı kapatarak, çocukların dijital dönüşüme ayak uydurmasını hedefliyoruz. Müfredata bilim ve teknoloji konularının son yıllarda çok daha fazla eklenmesi ve öneminin artması oldukça umut verici bir gelişme. Ancak Türkiye bu anlamda yolun daha çok başında. Çocukların geleceğe daha donanımlı hazırlanmaları için özellikle STEAM ve kodlama konularında bilgilerinin çok daha iyi olması gerekiyor".


Gelecekte, çocukların ödevlerini videolar, oyunlar ya da benzeri yazılımsal çözümlerle dijital ortamlarda gerçekleştireceklerini belirten Ferdinand Habsburg, eğitimde teknolojinin gelişmesiyle öğretmenlerin bile zamanlarını geçirme biçimlerinin değişeceğini söyledi.



"Günümüzde ’teknolojinin doğru kullanımı’ ve ’eğitim’ en büyük mücadele verdiğimiz alanlardan biri"


Habsburg, sözlerine şöyle devam etti: "Bize göre ideal eğitim sistemi, dijital ortamlarla uyum içinde çalışan yenilikçi stratejik düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra, insani ve duygusal etkileşimlerle yeni nesil öğretmenlerin daha da özgürleştirilmesinden geçmektedir. Günümüzde ’teknolojinin doğru kullanımı’ ve ’eğitim’ en büyük mücadele verdiğimiz alanlardan biri. Kendimizi geleceği daha iyi bir şekilde inşa etmek ve tasarlamak için sürekli geliştirmeliyiz. Çocuklarımıza makinalarla ya da yeni teknolojilerle rekabet etmeyi öğretemeyiz ancak değerlerini korumayı, inançlı olmayı, özgür düşünceyi, takım çalışmasını, başkalarını önemsemeyi, müzik ve sanat gibi eşsiz şeylerin önemini öğretebiliriz. Çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyler makinaların bildiklerinden daha farklı ve fazla olursa makinalar bize asla yetişemezler. Biz Da Vinci olarak böyle yapıyoruz".



"PePee TV ile iş birliğimiz bizim için çok önemli"


Habsburg, PePee TV ile yaptıkları iş ortaklığının eğitim vizyonlarını gerçekleştirmelerini sağlayan önemli bir yapı taşı olduğunu yineleyerek sözlerini şöyle tamamladı: "PePee TV’nin dijital platformlara oturan, küresel, kaliteli ve yeni dünyaya uygun eğitim anlayışı ve güvenilir içerik vizyonu Da Vinci’nin tüm dünyada eğitimde sunmayı amaçladığı yeniliklerle mükemmel bir paralellik göstermektedir. Bu anlamda, daha fazla çocuğa kaliteli eğitim içerikleri sunmak ve çocuklarımızı geleceğe daha hazır bireyler olarak büyütmek için PePee TV ile iş birliğimiz bizim için çok önemli. Düşyeri’nin ürettiği PePee TV ile yaptığımız bu iş birliği çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlamasını amaçladığımız stratejik bir iş ortaklığıdır. İçeriklerimizin dijital ortamlarda da erişilebilir olması sadece İstanbul’da değil Anadolu’daki bir çocuğun da Da Vinci ve PePee Tv’den yaygın bir şekilde faydalanmasını sağlayacaktır".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Öğretir: En iyi Türkçeyi kullanarak gençlere rol model olma çabasındayım İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü tarafından düzenlenen “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” etkinliğinde, ATV Ana Haber Sunucusu-Anchorman Cem Öğretir, üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleriyle bir araya geldi. Etkili iletişim için gerekenleri gençlere tek tek anlatan Cem Öğretir, televizyon haberciliği hakkında da öğrencileri bilgilendirdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nün organizasyonuyla üniversitenin kampüsünde, “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” eğitimi düzenlendi. Ünlü Spiker Cem Öğretir etkinlikte katılımcılara; etkili iletişim, beden dili ve diksiyon ile ilgili uygulamalı eğitim verdi. Cem Öğretir, beden dilinin nasıl olması gerektiği, bir insanın nasıl ikna edilebileceği ve öz güven konularını detaylı olarak ele aldı. Söz konusu etkinliğe İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İGÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kaya, İGÜ ve UBF öğretim elemanları ve davetliler katıldı. “Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model” Günlük hayatta kullanılan kelime ve cümlelerin ne kadar sık kullanılırsa o kadar çok alışkanlık yaptığını belirten Cem Öğretir, “Aslında bu da televizyon gibi bir alışkanlık meselesi. ‘İyi bir alışkanlık mı, kötü bir alışkanlık mı?’ bunun cevabını seyirciye bırakıyorum. Ben bir televizyon dünyası çalışanı olarak kendi açımdan en iyisini yapmaya gayret ediyorum, bunun için Türkçeyi en güzel şekilde kullanıp gençlerimize iyi örnek olma çabasındayım. Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model. Dolayısıyla rol model olduğunuzda büyük bir sorumluluğu da üzerinize alıyorsunuz” dedi. “Televizyon haberciliği şekil değiştiriyor” Cem Öğretir, habere ulaşmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde ana habere duyulan ihtiyacı sorgulayan bir seyirciye, halâ tam anlamıyla sosyal medyaya güven oluşmadığı için insanların televizyon aracılığı ile haberleri doğrulattığını anlattı. Cem Öğretir, “Televizyon haberciliği yok olmaktan ziyade şekil değiştirip dönüşüyor. Aynı, radyonun televizyon ortaya çıktığında artık kullanılmayacağının düşünülmesi gibi basılı gazetecilik de artık dijital mecralara taşınıyor.” dedi Kariyeriyle ilgili merak edilen soruları da yanıtlayan Cem Öğretir’in gerçekleştirdiği eğitim, öğrenciler ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü.
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde iki üniversite arasında bilimsel çalışmalar ile eğitim-öğretim iş birliği yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek. YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.
Ankara Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Silvan Barajı ve Hidroelektrik Enerji Santrali’nde (HES) elektrik üretimi için ilgili firmalarla anlaşma imzalandığını belirterek, Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası katkı sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Yumaklı, Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandığını duyurdu. İlgili firmalarla yapılan anlaşma Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası kazandıracak. Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada Silvan projesinin Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) en önemli etaplarından birisi olduğuna dikkati çekti. “8 baraj ve 23 sulama tesisi olmak üzere toplam 31 adet bileşeni bulunan Silvan projesinin ekonomimize yıllık 20 milyar TL katkı sağlaması planlanıyor” diyen Yumaklı, Kulp Çayı üzerindeki Silvan Barajı ve HES’in bu bileşenlerin en önemlilerinden birisi olduğunu vurguladı. Yumaklı, Silvan Barajı’nın 175,5 metre yüksekliğindeki 8,7 milyon metreküp dolgu hacmine sahip gövdesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Silvan Barajı, depolama kapasitesi olan 7,3 milyar metreküp rezervuar hacmi ile GAP’ın Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci sulama barajı olacak. Halihazırda fiziki gerçekleşmesi yüzde 96 seviyesinde bulunan Silvan Barajı’nın ara depolamalar ve sulama tesislerinin tamamen bitirilip hayata geçirilmesi ile yaklaşık 2 milyon 350 bin dekar tarım arazimiz suya kavuşacak ve 235 bin kişiye iş imkânı sağlanacak.” Elektrik üretimi için önemli adım Tesiste aynı zamanda hidroelektrik enerji üretiminin de gerçekleştirileceğini hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sulama projelerinin gelişimi paralelinde enerji üretimi planlanacak olan Silvan Barajı ve HES ilk aşamada yıllık 681 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Tesiste üretilecek enerji ile ülke ekonomimize yıllık 1,5 milyar TL katkı sağlanması öngörülüyor. GAP’ın en önemli etaplarından biri olan Silvan Barajı ve HES’te enerji üretimi yolunda önemli bir adım atılarak, ilgili firma ile elektromekanik işlerin yapımı ile ilgili sözleşme imzalandı. 1,8 milyar TL bedel ile imzalanan sözleşme çerçevesinde inşaat çalışmalarına ilerleyen günlerde başlanması, projenin Ağustos 2026’da işletmeye hazır hale getirilmesi planlanıyor. Silvan Barajı ve HES ile bir yandan milli servetimiz olan temiz, ucuz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz değerlendirilecek, diğer yandan sahip olduğu depolama kapasitesiyle mümbit topraklarımız suya kavuşturulacak. Ülkemizi bu tür yüz akı projeler ile geleceğe taşımaya ve tarımsal üretimde dünyada söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.”
Mersin Mehmet Ali bebeğin umudu yeşerdi: 60 milyon TL toplandı Mersin Erdemli’de 21 aylık Mehmet Ali bebeğe, 13 günlükken hastalığına teşhis konularak valilik onaylı başlatılan kampanya kapsamında belirlenen 60 milyon TL toplandı. Ailenin umutları toplanan para ile yeşerirken, kısa süre içerisinde tedavi için yurt dışına gidecekleri belirtildi. Erdemli ilçesinde yaşayan baba Abdurrahman (29) anne Sümeyye Gölgeli’nin (26) ikinci çocukları 21 aylık Mehmet Ali bebeğe 13 günlükken SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Teşhisin ardından ailenin başvurusu üzerine Mersin Valiliği onaylı kampanya başlatıldı. Erdemli Belediyesi ve Kaymakamlık başta olmak üzere ilçe halkı ve tüm kurumların desteğiyle yürütülen kampanya 19 ayın sonunda tedavi masrafı olan 1 milyon 820 bin dolar (60 milyon TL) toplandı. Müjdeli haberi alan Aile çocukları ile birlikte Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara’yı ziyaret ederek müjdeli haberi verdi. Kampanyanın tamamlanmasından dolay çok mutlu olduğunu belirten Sümeyye Gölgeli, “Bizim kampanyamız Eylül 29’da başladı ve bugün itibariyle yüzde 100’e ulaştı. Mersin Valiliğinden onaylı kampanyaydı zaten. 1 milyon 820 bin doları çok şükür bugün itibariyle hem belediyemizin hem kaymakamlığımızın hem de Erdemli halkının destekleriyle topladık. Allah kısmet ederse Mehmet Ali bundan sonraki süreçte Dubai yolcusu diyoruz. Buradan herkese de çok teşekkür ediyoruz. Öncelikle belediyemize, kaymakamımıza, Erdemli halkına, Erdemli insanına, Erdemlisine sahip çıktığı için çok teşekkür ediyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara da “ Henüz 13 günlükken SMA Tip -1 teşhisi konulan Mehmet Ali bebeğimiz için Mersin Valiliğimizce düzenlenen onaylı kampanyamız, bugün itibariyle sonuca ulaşmıştır. Vatandaşlarımızla bu müjdeli haberi paylaşmak istiyoruz. Devlet, millet omuz omuza Erdemlililerimiz yediden yetmişe bu kampanyaya destek verdi. Destek veren bütün hemşerilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşallah Mehmet Ali bebeğimizin yakında sağlıklı bir şekilde bu koridorlarda koştuğunu da göreceğiz. İnşallah hep birlikte şahit olacağız” ifadelerini kullandı. Ailenin vize işlemlerinin ardından Dubai’ye giderek Mehmet Ali bebeğin tedavisine başlayacağı kaydedildi.
Erzincan Besiciler meraları kiralayabilmek için kıyasıya yarıştı Erzincan’da tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanan meralar ihaleye çıkarıldı. Mera ihalesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan sürü sahipleri meraları kiralayabilmek için kıyasıya yarıştı. Erzincan İl Mera Komisyonu tarafından ihaleye çıkartılan meralar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü toplantı salonunda sürü sahiplerine kiralandı. Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin başkanlığında toplanan İl Mera Komisyonunun huzurunda il genelindeki ihtiyaç fazlası 43 mera ve yayla ihaleye çıkarıldı. İhaleye çıkarılan 43 meradan 33’ü sürü sahipleri tarafından kiralandı. İhale öncesinde Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin katılanlara yönelik yaptığı konuşmada meraları kiralayan sürü sahiplerinden imzalayacakları sözleşmelere uymalarını istedi. Her meranın kapasitesinin belirlendiğini ve bu kapasitenin üzerinde hayvan otlatılmasına izin verilmeyeceğini kaydeden Şahin, "kiraya verdiğimiz meraları alan sürü sahipleri sözleşmeye uymak durumundalar. Bu mera ve yaylalar kurallara uygun olarak kullanıldığı takdirde uzun yıllar hayvancılık yapan çiftçilerime hizmet verecektir. Aşırı ve düzensiz otlatma meralarımıza yoğun zarar verecektir. Unutulmamalıdır ki sürdürülebilir bir kalkınmanın ilk şartı mevcut durumu korumaktan geçer. Önümüzdeki yıllarda da bu meraların kullanılacağı unutulmamalıdır" diye konuştu.