EKONOMİ - 10 Ekim 2019 Perşembe 12:55

Düşyeri, Da Vinci ile beraber dünyaya açılıyor

A
A
A
Düşyeri, Da Vinci ile beraber dünyaya açılıyor

Türkiye’nin okul öncesi çocuklar için en büyük ’öğrence’ markalarından Düşyeri, çocuklara yönelik bilim ve teknoloji odaklı yayınlarıyla dünyanın önde gelen TV kanallarından biri olan Da Vinci ile işbirliğine gitti.

Türkiye’nin okul öncesi çocuklar için en büyük ’öğrence’ markalarından Düşyeri, çocuklara yönelik bilim ve teknoloji odaklı yayınlarıyla dünyanın önde gelen TV kanallarından biri olan Da Vinci ile işbirliğine gitti.



Geleceğe hazırlanan çocukların bilim ve teknoloji konusunda çok daha donanımlı bireyler olarak yetişmesi için geniş kapsamlı bir işbirliğine giden Pepee TV ve Da Vinci TV bu anlaşma ile dünyanın ve Türkiye’nin en önemli konularının başında gelen ’eğitimde fırsat eşitliği’ konusunda da önemli bir adım attı. Bu işbirliği ile Da Vinci’nin bilimden matematik ve teknolojiye, sanattan müzik ve spora kadar geniş bir yelpazeye sahip eğlendirirken öğreten, oyun tabanlı ve özgün içerikleri artık Pepee TV’den de yayınlanacak. Pepee Tv’nin dünyanın tüm ebeveyn ve çocukları için ürettiği ürün ve hizmetler de Da Vinci ile dünyaya açılacak. Pepee TV ile Da Vinci TV’nin işbirliğinin duyurulduğu toplantıya Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç ve Da Vinci Media CEO’su Ferdinand Habsburg katıldı.



"Bu iş birliği ile artık Pepee Tv dünya çocuklarına da ulaşacak"


Toplantıda konuşma yapan Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, Pepee karakteri ile 10 yılı aşkın bir süredir çocukların dünyasında var olduklarını belirterek, "Geçtiğimiz Nisan ayında yayın hayatına başlayan ülkemizin ilk dijital çocuk televizyonu Pepee TV ile okul öncesi çocuklara hitap ediyor ve eğlendirirken öğretme prensibi ile onları yarınlara hazırlıyoruz. Çocuklara artı değerler katacağımız bu iş birliği ile artık Pepee Tv dünya çocuklarına da ulaşacak. 6 yaş üzeri çocukların eğitim kanalı olan Da Vinci Tv’nin birbirinden değerli ve önemli eğitim içerikleri de artık Pepee Tv’de de olacak. Bir şey hem eğlendirici hem eğitici olabilir. İşte biz bunu sunacağız. Bu iş birliği ile çocukların gelişimi için çok önemli olan 2,5-12 yaş grubu çocukların eğitimine katkı sağlayacağız ve çocuklarımızı dünyanın gittiği dijital eğitime hazırlamış olacağız" dedi.



"Ne Pepee TV ne de Da Vinci TV bir çizgi film kanalı değildir"


Bilgiç sözlerine şöyle devam etti: "Pepee TV olarak biz yalnızca bir çizgi film kanalı değiliz. Düşyeri olarak da işimiz çizgi film üretmek değil. Biz 2,5-6 yaş arasındaki çocukların eğitimi için varız. Amacımız eğlenirken öğretmek, öğretirken eğlendirmek. Yani biz, bir öğrence platformuyuz. Türkiye’nin milli çocuk markası Pepee TV, dünyanın önde gelen çocuklara yönelik bilim odaklı TV kanallarından Da Vinci TV ile güçlerini birleştirerek vizyoner kimliğini ortaya koymuştur. Şimdi 6 yaş üzeri tüm çocuklar Pepee TV’de izledikleri Da Vinci Kids içerikleriyle, ’büyüyünce ne olacaklarına’ deneyimleyerek karar verme şansını yakalayacak, bilimin ve dünyanın işleyişi ile ilgili en heyecan verici sırları uzmanlardan en eğlenceli şekilde öğrenecek ve spordan müziğe kadar birçok alanda kendilerini geliştirmeleri için bilimin kaldıraç gücünden faydalanacaklar. Burada şunu net olarak söylemek istiyorum ne Pepee TV ne de Da Vinci TV bir çizgi film kanalı değildir. Çizgi filmlerle çocuklara eğitimde fırsat eğişitliği sunan bir ’öğrence’ kanalıdır. Evet yanlış duymadınız öğrenci değil öğrence yani öğretirken eğlendiren bir kanaldır".



"Her çocuğa eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı"


Bilgiç, Dünya eğitiminin dijitale doğru hızla yol aldığını ve Türkiye olarak da bunun gerisinde kalınmaması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu; "Çocuklarımıza bu yolla eğitim de fırsat eşitliği sağlamalıyız. Bugün dünyadaki en önemli sorunların başında eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması geliyor. Bilim, matematik, teknoloji ,sanat, müzik ve spora kadar geniş bir yelpaze ile eğlendirirken, eğitmeli ve güvenliği de göz ardı etmeden dijital dünyadaki eğitimde fırsat eşitliğinin de öncüsü olmalıyız. Çocuklar için onların içselleştirebileceği farklı metotlar geliştirmeli ve bu şekilde herkese eşit şartlarda ulaşabilmeliyiz".


Ayşe Şule Bilgiç, yaptıkları işin bir okul ya da bir müfredat olmadığını da sözlerine ekleyerek, "Destekleyici unsurları içinde barındıran herkesin erişebileceği eğlenceli öğrenme ortamı sunuyoruz. Çocuklar artık internette vakit geçiriyorlar. Onların olduğu yerde olmak istedik. Dünyanın bütün çocuklarına dokunabilmeyi amaçladık. Biz çocuklara neyi düşünmelerini değil nasıl düşünmeleri gerektiğini öğretiyoruz. İçerik sunarken o içerikten nasıl faydalanacaklarının da doğru yolunu gösteriyoruz. Yaptığımız işin özü Dijitalde fırsat eşitliği sağlamak ve çocukları gelecek dünyaya hazırlamaktır. Dijital dünyada en önemli konu güvenliktir. Dijital dünya çocuklar için büyük tehlikeler arz ediyor. Şiddet, sex ve korku öğeleri her yerden karşılarına çıkabiliyor. Biz bu noktada çocuklar için güvenli bir alan oluşturmak üzerine yola çıktık ve yüzde 100 güvenli bir çocuk televizyonu hayata geçirdik" şeklinde konuştu.



"Bu yolda yalnız olmadığımızı görmek bizi çok mutlu ediyor"


Düşyeri olarak okul öncesi çocuklarda uzman bir ekip olduklarını belirten Bilgiç, "Ama 6-12 yaş çocuklara hitap eden dünyada bizimle aynı düşleri kuran ve aynı hassasiyette sahip olan bir iş ortağı arıyorduk. Ne mutlu ki Da Vinci ile karşılaştık. Da Vinci 6-12 yaş çocuklar için muhteşem öğrenceler hazırlayan, dünyanın tüm çocuklarını kendi çocukları bilme hassasiyetini taşıyan çok özel bir kurum. Ferdinand bir baba korumacılığı ile dünya çocukları için dev bir marka oluşturmuş ve kar amacı taşımadan dünyanın her yerine ulaşarak çocuklarımızı eğitmeye başlamış. Bu vizyonu ve hassasiyeti ve çocuklarımız için bu güne kadar yaptıklarından dolayı huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Da Vinci ile stratejik iş birliği yapmak bizim için hem çok kıymetli hem de bu yolda yalnız olmadığımızı görmek bizi çok mutlu ediyor" dedi.



Habsburg: "Eğitim eğlenceli olabilir"


Toplantıda konuşma yapan Da Vinci Media CEO’su Ferdinand Habsburg da işbirliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: "Türkiye’de ve dünyada 10 yıldan bu yana gerek televizyon gerekse mobil platformlar üzerinden ailelere sunduğumuz eğitici programlarımızla çocukların dünyayı keşfederken yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak en büyük hedefimiz oldu. İzleyicilerimizde merak uyandırmayı kendimize her zaman birincil görev edindik. PePee TV ile iş ortaklığımız bu anlamda Da Vinci Kids’in en iyi eğitici eğlenceyi bulma yolundaki çabalarının çok önemli bir yapı taşıdır".


Da Vinci olarak yaptığımız işi devletin yaptığı işlere tamamlayıcı olarak gördüklerini, öğrenmeyi yaşam boyu bir süreç olarak kabul eden herkese bir bilgi dünyası sunduklarını belirten Habsburg, çocuklara bilgiyle, daha donanımlı bireyler hale gelmenin yollarını sağlamayı taahhüt ettiklerini dile getirdi.



Çalışanlarının büyük bir kısmını özellikle, eğitim gereksinimlerini ve yöntemlerini video tabanlı içeriklerden seçen ebeveynlerden oluştuğunu söyleyen Habsburg, ayrıca, ebeveyn ve çocukların ne tür bir içerik ve programlamadan keyif aldıklarını öğrenmek için düzenli olarak fokus gruplarla araştırmalar yaptıklarını kaydederek sözlerine şöyle devam etti: "Bu kombinasyonla, tüm aile için eğitici TV’nin en keyifli ve doğru noktasını saptadığımıza inanıyoruz. Günümüzde dünya, eğitimin her alanında hikayesel anlatım yöntemlerini kullanarak eğitim sistemlerini video tabanlı eğitime uyarlamanın yollarını buluyor. Böylece, fizik gibi matematik gibi en karmaşık ve zor konuları bile başarıyla anlaşılması kolay içeriğe dönüştürebiliyoruz".



"Dijital öğrenmeyi doğru benimsemek önemli"


Dünya’da YouTube kullanım alışkanlıklarının kısmen de olsa okulların yerini almaya başladığı günümüzde, ebeveynlerin en büyük endişesinin, çocukların dijital güvenliğini sağlayamamak ve kontrolsüz içeriklere ulaşmasının önüne geçememek olduğu belirten Habsburg, sözlerine şunları ekledi: "Bugün dünyada çocuklar için dijital anlamda çok fazla kaynak var. Ancak bu kaynakların yönetimi, denetlenmesi gibi önemli hususlar hala tatmin edici düzeyde değil. Her çocuk iyi bir eğitime her yerden ve istediği zamanda erişebilmeli. Üretim ekonomisi odaklı tasarlanmış geleneksel eğitim sistemimizin dijital öğrenmeyi doğru şekilde benimsemesi sürecinde oluşan açığı kapatarak, çocukların dijital dönüşüme ayak uydurmasını hedefliyoruz. Müfredata bilim ve teknoloji konularının son yıllarda çok daha fazla eklenmesi ve öneminin artması oldukça umut verici bir gelişme. Ancak Türkiye bu anlamda yolun daha çok başında. Çocukların geleceğe daha donanımlı hazırlanmaları için özellikle STEAM ve kodlama konularında bilgilerinin çok daha iyi olması gerekiyor".


Gelecekte, çocukların ödevlerini videolar, oyunlar ya da benzeri yazılımsal çözümlerle dijital ortamlarda gerçekleştireceklerini belirten Ferdinand Habsburg, eğitimde teknolojinin gelişmesiyle öğretmenlerin bile zamanlarını geçirme biçimlerinin değişeceğini söyledi.



"Günümüzde ’teknolojinin doğru kullanımı’ ve ’eğitim’ en büyük mücadele verdiğimiz alanlardan biri"


Habsburg, sözlerine şöyle devam etti: "Bize göre ideal eğitim sistemi, dijital ortamlarla uyum içinde çalışan yenilikçi stratejik düzenlemelerin yapılmasının yanı sıra, insani ve duygusal etkileşimlerle yeni nesil öğretmenlerin daha da özgürleştirilmesinden geçmektedir. Günümüzde ’teknolojinin doğru kullanımı’ ve ’eğitim’ en büyük mücadele verdiğimiz alanlardan biri. Kendimizi geleceği daha iyi bir şekilde inşa etmek ve tasarlamak için sürekli geliştirmeliyiz. Çocuklarımıza makinalarla ya da yeni teknolojilerle rekabet etmeyi öğretemeyiz ancak değerlerini korumayı, inançlı olmayı, özgür düşünceyi, takım çalışmasını, başkalarını önemsemeyi, müzik ve sanat gibi eşsiz şeylerin önemini öğretebiliriz. Çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyler makinaların bildiklerinden daha farklı ve fazla olursa makinalar bize asla yetişemezler. Biz Da Vinci olarak böyle yapıyoruz".



"PePee TV ile iş birliğimiz bizim için çok önemli"


Habsburg, PePee TV ile yaptıkları iş ortaklığının eğitim vizyonlarını gerçekleştirmelerini sağlayan önemli bir yapı taşı olduğunu yineleyerek sözlerini şöyle tamamladı: "PePee TV’nin dijital platformlara oturan, küresel, kaliteli ve yeni dünyaya uygun eğitim anlayışı ve güvenilir içerik vizyonu Da Vinci’nin tüm dünyada eğitimde sunmayı amaçladığı yeniliklerle mükemmel bir paralellik göstermektedir. Bu anlamda, daha fazla çocuğa kaliteli eğitim içerikleri sunmak ve çocuklarımızı geleceğe daha hazır bireyler olarak büyütmek için PePee TV ile iş birliğimiz bizim için çok önemli. Düşyeri’nin ürettiği PePee TV ile yaptığımız bu iş birliği çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlamasını amaçladığımız stratejik bir iş ortaklığıdır. İçeriklerimizin dijital ortamlarda da erişilebilir olması sadece İstanbul’da değil Anadolu’daki bir çocuğun da Da Vinci ve PePee Tv’den yaygın bir şekilde faydalanmasını sağlayacaktır".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Beyindeki kan pıhtıları kasıktan tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan Gaziantep Şehir Hastanesi, Girişimsel Radyoloji alanında gerçekleştirdiği yenilikçi ve başarılı tedavilerle dikkat çekiyor. Modern teknoloji ile hizmet veren hastanede, beyin pıhtıları, kasıktan girilerek yapılan müdahale ile tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan ve yaklaşık 7 aydır hizmet veren Gaziantep Şehir Hastanesi, hastalara şifa olmaya devam ediyor. Pek çok alanda modern tedavilerin uygulandığı hastanede Girişimsel Radyologlar tarafından (damar içi) özel cihazlar kullanılarak ve kasıktan girilerek yapılan müdahale ile beyindeki pıhtıların çıkarılmasıyla altı ayda 100’ün üzerinde hasta tedavi edildi. Bu sayede ameliyata gerek kalmadan ya da ameliyatla bile düzeltilemeyecek ani yaşanan inme (felç) ve beyin kanamalarına 7/24 müdahale ediliyor. Gaziantep Şehir Hastanesi’nin teknolojik alt yapısı ve en güncel tıbbi cihazlarıyla ön plana çıkan Girişimsel Radyoloji Bölümü, felçlerin önlenmesine yönelik başarılı anjiografik uygulamalar gerçekleştiriyor. Şehir Hastanesi’nin Gaziantep ve çevre illere çok başarılı bir hizmet sunduğunu ifade eden Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar, "Girişimsel Radyoloji, çok spesifik alanları içeren, özel işlemlerden oluşan, özel alet kullanımı gerektiren, ekip ruhuyla çalışan ve bu ekibin başındaki yetenekli doktorlarımız ve hocalarımız başta olmak üzere, hemşireler, teknisyenler ve diğer çalışanlardan oluşan güçlü bir ekibin varlığını ifade eder. Girişimsel Radyoloji çok özellikli bir bölümdür. Açıldığımız günden bu yana 100’ün üzerinde inme (felç) hastasına anjiyografik tedavi uygulandı ve büyük oranda başarıyla sonuçlandı. İlimiz, bölgemiz ve ülkemiz, Girişimsel Radyoloji ekibimizin hizmetinden faydalanabildiği için çok mutluyum. Bu konuda emeklerini esirgemeyen ve özveriyle çalışan tüm ekibe çok teşekkür ederiz" dedi. 6 ayda 2 bin 500 hasta muayene edildi Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, minimal invaziv işlemlerle gerçekleştirilen bu tedavilerin çeşitliliğine ve poliklinikte 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hastanın muayene edildiğine dikkat çekti. Ayrıca, 200 hastaya nörogirişimsel işlemlerin uygulandığını ve bunların 80’inin inme, 50’sinin beyin damar baloncuğu (anevrizma) geriye kalan da 70 hastanın da şah damarı (karotis stent) tedavisi olduğunu belirtti. Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Onay, Gaziantep ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki hastalara sunulan "Girişimsel Radyoloji" hizmetleri hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Mehmet Onay, hastanenin iki üst düzey biplan ve bir monoplan anjiyo cihazına sahip olduğunu ve her türlü Girişimsel Radyolojik işlemin uygulandığı ve hastaların tedavilerinin mümkün olduğunu ifade etti. Mehmet Onay, özellikle inme ve beyin kanaması gibi A grubu işlemlerin Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Girişimsel Radyoloji ünitesinde yapıldığını belirtti. Ayrıca, acil olmayan hastaların Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 1. Kat C7 blokta bulunan Girişimsel Radyoloji Polikliniği’ne randevu almadan başvurabileceklerini söyledi. "Kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damar bulunup pıhtı çıkarılıyor" Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise halk arasında felç olarak bilinen iskemik inme hastalığı ve tedavisinin önemi üzerinde durdu. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, inme semptomlarının, vücudun bir kısmında felç, yüz felci, konuşma bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıktığını ve tedavide zamanın kritik olduğunu vurguladı. Murat Altay, ilk 6 saat içinde müdahale edilmesi gerektiğini çünkü beynin kan almadığı her 5 dakikada hücrelerin ölmeye başladığını belirtti. Altay, Girişimsel Radyoloji ekibinin beyinde tıkanıklık bölgesinde "can çekişen hücrelere" yeterli kan akımını sağlamak için kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damarı bulup pıhtıyı çıkardığını ve bu işlemin hastalar için konforlu olduğunu ifade etti. Erken müdahale ile hastaların semptomlarının hızla iyileşebildiğini belirten Altay, süre uzadıkça durumun zorlaştığını söyledi. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, Gaziantep Şehir Hastanesinde bu işlemlerin ücretsiz olarak yapıldığını ekledi. “6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, “Girişimsel Radyoloji dediğimiz bölüm ülkemizde henüz yan dalı olmayan bir uzmanlık dalıdır. Minimal invaziv işlemler yaptığımız bir alandır. Burada biyopsisinden tutun damar içinden tedaviler olmak üzere birçok işlem yapıyoruz. İşlem çeşitliliğimiz çok fazla. 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” dedi. "İnme ve beyin kanamalı hastalarının tedavisinde 2 tane üst düzey biplan anjiyo cihazımız bulunmakta” Doç. Dr. Mehmet Onay, “Gaziantep Şehir Hastanesi olarak Gaziantep ve tüm Güneydoğu bölgesindeki illerdeki İnme ve beyin kanamalı hastalara Girişimsel Radyoloji hizmeti vermekteyiz. Her türlü Girişimsel Radyolojik işlemler hastanemizde yapılmakta. Ünitemiz dışında Girişimsel Radyolojiye tanımlı 10 yataklı servisimiz de bulunmakta” şeklinde konuştu. "Felçlik tedavisinde en önemli unsur erken müdahale’" Felçlik tedavisinde en önemli unsurun erken müdahale olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise “Halk arasında felç olarak bilinen inme genellikle şeker, tansiyon ve kalp hastalığı olan hastalarda oluyor. Bu hastalarda tedavide en önemli husus ’zaman’. İlk 6 saatte hastanın acil servise başvurması ve beynine atan pıhtının çıkarılması gerekiyor. Çünkü insan beynine kan 5 dakika gitmeyince hücreler ölmeye başlıyor ve geri dönüşümsüz bir sürece giriliyor. Bu nedenlerden dolayı ölen beyin hücreleri var. Bir de can çekişen ve kurtarılmayı bekleyen hücreler var. Girişimsel Radyoloji olarak biz burada can çekişen hücreleri kurtarmak için müdahale ediyoruz” diye konuştu.
Kayseri Kayseri Büyükşehir’in kırsala desteği sürüyor Kayseri Büyükşehir Belediyesi hem merkezde hem de kırsalda herkesin, her kesimin belediyesi olmayı sürdürüyor. Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi, kırsal mahallelerdeki çiftçi ve besicilere yaptığı destekle üreticinin de belediyesi oldu. 6360 sayılı kanunun getirdiği yeni büyükşehir yönetimi modelinde belediyelerin tarım ve hayvancılığı destekleme görevlerini ve sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirmeye özen gösteren Başkan Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlar tarafından beğeni toplarken, kamu yöneticileri tarafından da övgü alıyor. İl Tarım ve Orman Müdürü Saklav’dan Tarıma Yaptığı Destek Bakımından İlk ve Tek Nitelemesi İl Tarım ve Orman Müdürü Bülent Saklav, tarım destekleri kapsamında paylaştığı bilgilerde, Başkan Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği destek miktarı göz önünde bulundurulduğunda Büyükşehir’in Türkiye’de ilk ve tek belediye olduğunu vurguladı. 5 yıl içerisinde Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin yaklaşık 500 milyon TL’lik bir desteklemeyi Kayserili çiftçilere aktardığını hatırlatan ve bu desteğin Türkiye’de ilk ve tek olduğunun altını çizen İl Tarım ve Orman Müdürü Saklav, “Verilere baktığımızda Kayseri Büyükşehir Belediyemiz sadece tohum desteği vermemiş çiftçilerimize aynı zamanda alet, ekipman desteği, tarımsal sulama desteği, mera ıslah projelerinde destek, sıvat desteği birçok destekle birlikte yaklaşık 500 milyon TL’lik bir desteklemeyi 5 yıl içerisinde Kayserili çiftçilerimize vermiştir. Bu Türkiye’de ilk ve tektir” diye konuştu. Büyükkılıç’a Saklav’dan Gönülden Teşekkür İl Tarım ve Orman Müdürü Saklav, bu denli büyük destekten dolayı Başkan Büyükkılıç’ı canı gönülden kutladığını dile getirerek, “Bundan dolayı Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Memduh Büyükkılıç’a, nezdinde tüm belediye yetkililerine canı gönülden teşekkür ediyoruz. İnşallah yeni dönemde de artarak devam etmesini talep ediyoruz” ifadelerinde bulundu. Tarım ve hayvancılığa desteklerin süreceğine vurgu yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ise tarım alanında kendi kendine yeten şehir olmanın önemine vurgu yaparak, “Üreteceğiz, ihraç edeceğiz, katma değer sağlayacağız, istihdama vesile olacağız ve böylece ülkemize en büyük desteği yapmış olacağız” dedi.
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi. (SK-RU
Bursa BUYAZ Şiir Onur Ödülü Ayten Mutlu’ya verildi Nilüfer Belediyesi’nin Bursa Yazın ve Sanat Derneği iş birliğiyle düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinliğinde, onur ödülü Ayten Mutlu’ya verildi. Nilüfer Belediyesi’nin, Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) ile düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinlikleri bu yıl Ürünlü Arı Evi’nde yapıldı. Dünya Şiir Onur Ödülü’nün de sahibini bulduğu geceye Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz, BUYAZ Başkanı Bülent Elitok ve çok sayıda şiir sevdalısı katıldı. Etkinlikte Arife Kalender’in kaleme aldığı Dünya Şiir Günü bildirisini şair Esra Dökmen okudu. Esra Dökmen ve Elif Burcu Özkan, etkinliğe rahatsızlığından dolayı katılamayan Dünya Şiir Onur Ödülü sahibi Ayten Mutlu’nun şiirlerini okudu. Etkinlik sonunda Dünya Şiir Onur Ödülü’nü Ayten Mutlu adına Süreyya Akçay, Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz ve BUYAZ Başkanı Bülent Elitok’un elinden aldı. BUYAZ Başkanı Bülent Elitok, yıllardır Nilüfer Belediyesi ile edebiyat üzerine çok güzel işlere imza attıklarını ifade ederek, sanatın, bilimin değerinin daha da çoğaldığı yeni bir dönem olması dileklerinde bulundu. Etkinlikte daha sonra Dünya Şiir Günü kapsamında Hilmi Haşal ve Süreyya Akçay’ın konuk olduğu bir söyleşi düzenlendi. Ayten Mutlu’nun edebi çalışmaları ve şiire bakışını ele alan Haşal ile Akçay, ödüllü şairin eserlerinden kesitler de sundu. Ayten Mutlu’nun şiirlerinde umudu içeren derinlik ve incelikte olduğunu belirten Süreyya Akçay, “Onun şiirlerinde hüzün olsa da umuda bakan pencerede var. Ona göre toplumların gelişmişlik düzeyi kadınlara verilen değerle ölçülmektedir. Kadınların eşit sayılmama hüznünü sıkça şiirlerinde işlemiştir. O kadın hakları için yaşamının her anında mücadele vermiştir. Sonsuzlukta gezinme arzusu vardır onun şiirlerinde” dedi. Şair Hilmi Haşal, Ayten Mutlu’nun kadın sorunlarını cesur şekilde dile getirdiğini belirterek, “O, çalışmalarında birçok konuya değinmiş. Konular arası geçişleri çok yumuşak yapmış. Ama en çok kadının çilesine dikkat çekmiş. Ayten Mutlu şiirin ruhuyla bilimin ışığı arasında kalan hayatın kanatlarını yazmıştır. Okuru dehlizlere çeker, sözleri ve zihinleri okşar. Okunanın aynasında kendini aramaya çağırır. O adeta okurun algısına dokunur” diye konuştu.