ASAYİŞ - 18 Mayıs 2021 Salı 00:30

Etkisiz hale getirilen ‘Sofi Nurettin’ isimli teröristin örgütteki faaliyetleri

A
A
A
Etkisiz hale getirilen ‘Sofi Nurettin’ isimli teröristin örgütteki faaliyetleri

İçişleri Bakanlığı ve Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan bölücü terör örgütü PKK/KCK Merkez Komitesi ve HPG Askeri Konsey üyesi ‘Sofi Nurettin‘ kod adlı Halef El-Muhammed, 8 Mayıs’ta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hale getirildi.

İçişleri Bakanlığı ve Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan bölücü terör örgütü PKK/KCK Merkez Komitesi ve HPG Askeri Konsey üyesi ‘Sofi Nurettin‘ kod adlı Halef El-Muhammed, 8 Mayıs’ta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hale getirildi. 1990 yılında örgüte katılan Suriyeli terörist, Türk Ordusunca Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına yönelik 2008’de gerçekleştirilen harekatta örgütün sözde askeri kanadı sayılan HPG sorumlusuydu.


Güvenlik ve istihbarat kaynaklarından alınan bilgiye göre, Murat Karayılan ile birlikte Halk Savunma Merkezi (HSM) Merkez Karargâhı yürütmesinde yer alan Suriye uyruklu ‘Sofi Nurettin’ kod adlı Halef El-Muhammed isimli teröristin, bugüne dek örgütün sözde askeri kanadında etkisiz hale getirilen en üst düzeydeki terörist olduğu ifade edildi. 2000’li yılların başında örgüt içinde hızla yükselen Sofi Nurettin, 2007 yılında Kandil’deki mağaralardan birinde düzenlenen sözde bir törenle PKK’nın sözde askeri kanadı HPG sorumluluğuna getirildi. Nurettin, bu görevi Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının ardından Murat Karayılan ve Cemil Bayık’la birlikte örgüt yapılanmalarında yönetici konumuna kadar yükselen bir başka Suriyeli ‘Bahoz Erdal’ kod adlı Fehman Hüseyin’den devraldı. TSK’nın 2008’de Kuzey Irak’a düzenlediği “Güneş Harekâtı” döneminin de içinde olduğu uzun süre HPG’nin başında faaliyet gösteren Sofi Nurettin, Suriye iç savaşının patlak vermesi ile birlikte örgütün bu ülkedeki uzantısı PYD/YPG elebaşı ‘Mazlum Kobani’ kod adlı terörist Ferhad Abdi Şahin’le beraber Suriye’ye geçti. YPG Suriye Genel Sorumlusu olduğu 2015-2020 yıllarında Suriye’den ülkemize yönelik tüm silahlı eylem ve faaliyetlerin en tepedeki yöneticisi olan Halef El Muhammed, son olarak şubat ayında Gara’da gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 Operasyonu sırasında TSK’ya karşı eylemleri komuta etmiş ve 13 masum vatandaşımızın şehit edilmesi talimatını vermişti.



Sofi Nurettin’in yerinin belirlenmesi için özel ekip kuruldu


Örgüt içinde sözde ‘Suriye Genel Sorumlusu’ olarak Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtları sırasında TSK’ya karşı yürütülen faaliyetleri yöneten Halef El Muhammed, örgüt için hezimete dönüşen harekâtlardan sonra bir süre çalışmalarını gözlerden uzak yürüttü. İntikal eden istihbarat raporları doğrultusunda analistler, Sofi Nurettin’in Suriye’den ayrıldığı kanaatine vardı. Bunun üzerine teröristin yerinin tespit edilerek etkisiz hale getirilmesi amacıyla özel bir ekip kuruldu



Halef El Muhammed’in yerinin belirlenmesi amacıyla Suriye’de yaşayan ailesi ve yakınlarını kıskaca alan MİT, sahadan intikal eden her türlü istihbari bilgiyi de analiz ederek teröristin daha önce pek çok kanlı eylemin talimatının verildiği Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına geri dönüş yaptığı tespit edildi. Irak’a geri dönerek örgüt içindeki faaliyetlerini burada sürdüren Suriyeli teröristin, PKK ile PYD/YPG arasındaki organik bağın dünya kamuoyundan gizlenmesi için ‘YPG Suriye Sorumluluğu‘ görevinde bulunduğu rapor edildi. ‘Sofi Nurettin’ kod adlı teröristin, tekrar Irak’ın kuzeyine geçişinin örgüt saflarında çok gizli tutulduğu aktarılan istihbarat raporlarına göre, kurulan özel ekip, Sofi Nurettin’in yeni görevi ve Irak’ta bulunduğu yerin belirlenmesi için öncelikle profil çalışması yürüttü. Sofi Nurettin’in geçmiş dönemde aldığı görevler, kişilik özellikleri, üst düzey örgüt mensupları arasındaki güç mücadeleleri gibi pek çok faktör göz önünde bulunduruldu. Profil çalışmasının sonuçları ve sahadan intikal eden bilgiler doğrultusunda Sofi Nurettin’in Gara’da Murat Karayılan ile birlikte sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü tespit edildi.



Operasyon örgütün üst düzey yöneticileri arasında büyük korkuya neden oldu


‘Sofi Nurettin’ kod adlı Halef El Muhammed’in etkisiz hale getirildiği MİT’in Irak’taki yerel ağı tarafından doğrulanırken, operasyonun örgütün üst düzey yöneticileri arasında büyük korkuya neden olduğu öğrenildi. MİT’in Irak’taki yerel ağı, ayrıca Sofi Nurettin’in hem örgütün üst yöneticileri arasında hem de genç kadrolar üzerinde önemli ağırlığının bulunduğunun altını çizerek, Sofi Nurettin’in öldürülmesi örgütteki çözülmeyi hızlandıracağı için mümkün olduğunca gizli tutulmaya çalışıldığını ifade ettiler.



Sofi Nurettin’in öldürüldüğü örgüt tarafından resmi olarak ilan edilmedi


Sofi Nurettin’in etkisiz hale getirilmesinin neden olduğu korku, teslim olan örgüt mensuplarının ifadelerine de yansıdı. MİT tarafından gerçekleştirilen operasyon sonrasında teslim olan bir örgüt mensubu, Sofi Nurettin’in etkisiz hale getirildiğinin kadrolar arasında bir dedikodu şeklinde kulaktan kulağa dolaştığını ancak örgüt tarafından resmi olarak ilan edilmediğini söyleyerek, böyle bir ismin bile etkisiz hale getirildiği bir ortamda genç kadroların kendi hayatlarını kurtarmak için teslim olmaktan başka çare bulamadığını ifade ediyor.



Güvenilir kaynaklara dayanan bilgiye göre MİT’in sahadan topladığı istihbari bilgiler doğrultusunda gerçekleştirdiği operasyonun örgüt üzerinde kalıcı ve yıkıcı etkileri olacağı belirtiliyor. PKK/KCK yönetimince Irak’ta bulunduğu gizlenmeye çalışılan, YPG Suriye Genel sorumluluğu görevini yürütmüş olan Halef El Muhammed’in Irak’ta faaliyet gösterirken etkisiz hale getirilmesinin PYD/YPG’nin PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyduğu ifade ediliyor. Öte yandan, Murat Karayılan ile birlikte örgütün silahlı kadrolarını yöneten ve örgüt içinde ağırlığı bulunan Sofi Nurettin’in eksikliğinin örgüt üst düzey yöneticileri arasında güç mücadelesini tırmandırarak üst düzey kadrolar arasında kırılmalara neden olacağı değerlendiriliyor. MİT’in sınır ötesinde örgüte yönelik istihbari ve operasyon çalışmalarının en üst düzeyden alt düzeye kadar tüm kadrolar için ne olursa olsun adaletin bir gün tecelli edeceğine dair kuvvetli bir mesaj verdiği vurgulanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Depremzedeler yeni yuvalarına yerleşiyor Kahramanmaraş’ta depremzede aileler, asrın felaketi 6 Şubat depremleri sonrası yapımı tamamlanıp anahtar teslimleri yapılan deprem konutlarına yerleşmeye başladı. Depremzede vatandaşların bir kısmı yeni yuvasına taşınırken, bir kısmı ise eşyalarını bıraktığını ve kısa sürede taşınacağını ifade etti. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 6 Şubat tarihli depremlerin üzerinden 14 ay geçti. Depremler sonrası çadır ve konteyner kentlerin oluşturulması ile beraber şehirde ağır hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma işlemleri de gerçekleştirildi. Depremin hemen ardından kalıcı deprem konutlarının inşaatına başladı. İl geneli toplam yapılacak olan 112 bin 414 kalıcı konut ve köy evi inşaatlarından tamamlanan konutlar hak sahiplerine teslim edilmeye başlandı. Deprem sonrası yeni yuvalarına kavuşan afetzede ailelerin mutluluğu ise gözlerinden okundu. Kimi depremzedenin anahtar teslimi sonrası eşyaları evine yerleştirdiği görüldü. Boş konutların ise kısa sürede hak sahiplerine teslim edilip yerleştirileceği öğrenildi. Evinin ağır hasar alması sonucu yeni deprem konutuna yerleştiğini ifade eden Mehmet Can, “Doğukent bölgesinde oturuyordum evimiz ağır hasar aldı ve hak sahipliğinden yeni evimiz çıktı. Devletimize teşekkür ederiz. Kurban Bayramı’nı tamamen burada geçirmek istiyoruz. Biz 7 kişilik bir aileyiz yaşlı babam da var. Kalite yönünden her şey çok güzel” dedi. Bir başka afetzede Gülten Şahin ise, “Depremde zor günler yaşattı bizlere fakat ben Ankara’ya gittim ve Eylül ayına kadar orada geçirdik. Hak sahipliğinden evimiz çıktı çok teşekkür ederim. Evimizi aldık ancak eşyaları taşımadık ileri süreçte eşyalarımızı da taşıyacağız” diye konuştu.
Van Van Tarım Fuarı 14. kez kapılarını açıyor İpekyolu Expo Fuar A.Ş. tarafından bu yıl 14. kez kapılarını açacak olan ‘Van Doğu Anadolu Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı’ için hazırlıklar tamamladı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan İpekyolu Expo Fuar A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Fuar Koordinatörü Veysi Uygun, “2010 yılından itibaren düzenli olarak organize edilen ve Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Ortadoğu ekseninde sektörün buluşma noktası olan fuar, bölgenin en büyük çiftçi buluşması haline gelmiştir. Bölgede tüm çiftçiler ve tarım birimleri tarafından beklenen fuarımız, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere Van Valiliği, Van Ticaret Borsası, Van Ticaret ve Sanayi Odası, Van Büyükşehir Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve ziraat odaları tarafından desteklenmektedir. Fuarımızda, tarım ve hayvancılık aletleri, yeni teknoloji traktör modelleri, tohum, sulama sistemleri, gıda ve birçok farklı alanda ürünler sergilenecektir. Her yıl traktör satışlarında satış rekorları kıran fuarımıza, başta ilimiz çiftçileri olmak üzere çevre illerinden Hakkari, Ağrı, Iğdır, Muş ve Bitlis’ten çiftçilerimiz fuara davet edilmiştir” dedi. Açıklamasında fuarın önemine değinen Uygun, “Günümüz dünyasında tarım ve hayvancılığın değeri her geçen gün artmaktadır. Sadece bölgenin değil dünyanın sayılı tarım üretimini gerçekleştiren ülkemizde, sektörü yeni teknolojilerle buluşturmak ve üretim kapasitesini artırmak için fuarımızı her geçen yıl büyütüp tarım ve hayvancılık sektörüne katkısını artırmaktayız” ifadelerini kullandı. İpekyolu Expo Fuar A.Ş. olarak fuara çok iyi hazırlandıklarını belirten Uygun, “14’üncüsü düzenlenen fuarımıza tüm bölge tarım ve orman il müdürlükleri, ziraat odaları, ticaret odaları ve ticaret borsalarından ziyaretçi beklenmektedir. Her yıl on binlerce ziyaretçiyi yüzlerce profesyonel katılımcıyla buluşturan fuarımız, 2024 yılında 100 firma ve 150’den fazla markayı 50 bin ziyaretçiyle buluşturmayı hedeflemektedir. Ayrıca fuarımızda Van Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün katkılarıyla ‘en güzel kuzu’ yarışması düzenlenecektir. Yarışmada dereceye giren ve ayrıca katılan tüm yarışmacılara ödüller takdim edilecektir. Fuarımıza her yıl gelenek haline gelen ücretsiz fidan dağıtımı Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılacaktır. 81 ilden gelen yöresel lezzetler fuarda sergilenecektir. Fuar boyunca ücretsiz servislerimiz halkımızın ve çiftçilerimizin hizmetinde olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle fuarımızın başta çiftçilerimiz olmak üzere tüm halkımıza hayırlı olmasını dileriz. Van Expo Fuar ve Kongre Merkezinde 25-28 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan bu büyük şölene tüm halkımızı bekliyoruz” diye konuştu.
Adana Ermenilerin mezalim yaptığı fırın tarihe ışık tutuyor Adana’nın Kozan ilçesinde o dönemde Ermeniler tarafından eziyet gören vatandaşların torunları mezalim fırınını ziyaret ederek, yaşanan zulüm ve eziyeti anlattı. Kozan’da tarihi çarşıda, geçtiğimiz yıllarda Tarihçi Yusuf Halaçoğlu tarafından yazısı hazırlanan, Kozan Belediyesi tarafından sembol fırın olarak ziyaretçilere açılan ’mezalim fırını’ Milli Mücadele kahramanlarının aileleri tarafından ziyaret ediliyor. Sarıkamış şehidi olan Kerimce Mehmet’in torunu 83 yaşındaki Muzaffer Eroğlu babasının küçük yaşlarda Ermeni zulmüne tanık olduğunu ifade ederek, “Çocukken yabancıları görmek için askerleri görmek için çıktıkları bir tepede harnup dibinde yatan bir adamın Ermeni ve Fransız askerler tarafından ağaca asılıp altına ateş yakıp yaktıklarını babam anlatırdı. Kozanlıları fırınlarda yakmışlar. Gece gündüz tuttukları Türkleri bu fırınlarda yaktıklarını o dönem yaşayanlar hep aktarır ve bizler çocukken babalarımızdan bu zulüm ve eziyetleri dinledik. Fransız ve Ermeni askerler bölgede çok sayıda zülüm ve eziyet gerçekleştirmiştir” dedi. Milli Mücadele kahramanlarından Sehlikzade Hasan Efendi’nin torunu Kemal Sehlikoğlu ise, “Onların iddia ettiği soykırım kesinlikle yok. Bunun için tarihi geçmişe baktığımız zaman biz millet olarak Çanakkale’de mücadele ederken Fransızlar bu bölgelerde yaşayan fanatik Ermenileri ayaklandırarak bir devlet kurma çabasına girmişler. Burada fırında yakılma olayları çok yaygın. Kaçkaç devri olarak bölgede bilinen ve Kurutuluş Savaşı’nın ilk meşalesinin yakıldığı bölgedir. Türk milleti hiçbir zaman soykırım yapmamıştır. Osmanlı Döneminde, Cumhuriyet Döneminde de zülüm ve eziyet yapmamıştır. Buradan giden Ermenilerin zarar görmemesi için Adana’ya kadar götürüldüğü bilinir. Buradan kaçan Ermeniler de aslında bunu burada Türklerle karşı kardeşçe yaşadığını, fanatik Ermenileri ayaklandırması ile Türklere zulüm ve mezalim yapıldığını aktarmaktadırlar” diye konuştu.