SPOR - 20 Temmuz 2021 Salı 21:44

Fatih Terim: “PSV dikkat etmemiz gereken bir takım”

A
A
A
Fatih Terim: “PSV dikkat etmemiz gereken bir takım”

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, PSV Eindhoven maçı öncesi yaptığı açıklamada, "PSV dikkat etmemiz gereken bir takım" dedi.

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, PSV Eindhoven maçı öncesi yaptığı açıklamada, "PSV dikkat etmemiz gereken bir takım" dedi.


Teknik direktör Fatih Terim, PSV Eindhoven ile oynayacakları UEFA Şampiyonlar Ligi İkinci Eleme Turu maçı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.


Kadrodaki oyunculara saygı gereği transfer konusunda açıklama yapmak istemediğini ifade eden Fatih Terim, “Başkanımızın transferlerle ilgili gerekli açıklamaları dün yaptığını düşünüyorum. Kulübümüzün ortak akıl olarak belirlediği kriterleri göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz; ama özellikle transferler konusunda çok kısa süre de olsa sizden biraz müsaade rica ediyorum. Çünkü buraya 23 kişi geldik ve bu arkadaşlarımızın hepsi birbirinden değerli. En azından bugün transfer konusunu askıya alırsak çok mutlu olacağım. Burada bulunan tüm oyunculara saygı göstermemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.



“Transferde üç sezonluk bir proje düşünüyoruz"


Terim, kadro yapılanması ve transfer ile ilgili olarak ise şunları söyledi:


“Sezonu erken açtık. Dolayısıyla biz de isterdik ki ağustos veya eylül ayında oynayacağımız maçlar olsun. Maalesef bugün bu noktadayız. Bunu bir şikayet ve mazeret olarak söylemiyorum. Biz böyle görmediğimiz gibi başkalarının da bunu fırsat olarak görmesini istemiyoruz. Çünkü bugün başkanların, yönetimlerin, teknik heyetlerin listelerini bilmeyen neredeyse yok. Hangi mevkileri güçlendirmemiz gerektiğini de herkes biliyor. Dolayısıyla Avrupa’da oynayacak olan takımların kimlerle, ne zaman oynayacağını, hangi eksiklerinin olduğunu herkes biliyor. Burada yazılı-görsel basın, bilhassa sosyal medyada zaman zaman taraftarımızın duygularıyla oynandığına inanıyoruz. Bundan da açıkçası hiç hoşlanmıyoruz. Bu yüzden kendi bildiğimiz yapmaya devam edeceğiz. Bir maç için birkaç oyuncu yetiştirmeyi planlasaydık, inanın bana olduğundan çok daha yüksek rakamlar ve yüksek bedeller ödemek zorunda kalacaktık. Başkanımızın da söylediği gibi üç sezonluk bir proje düşünüyoruz. Yakın süre içerisinde de neler yapacağımızı, Galatasaray’ın transferde nelerle karşılaşacağını göreceğiz. O yüzden oyuncular, kulüpler, menajerler, hatta yazılı-görsel basın ve sosyal medya üzerinden bu yapılanların bize pahalıya patlamasına izin vermeyeceğiz. Ayrıca takım olarak dışarıdaki unsurlar olarak da kimseden korkmadığımızın bilinmesini isteriz. Her sahada, her zaman, herkesle oynarız. Kazanırız, kaybederiz; ama çıkıp mücadelemizi en iyi şekilde südürürüz. Muhakkak eksik yerlerimiz oldu. Epey eksiğimiz var. Onun üzerine sakatlarımız var. İki tane arkadaşımız hastalandı. Ameliyat olanlarımız var Sonuçta biz Galatasarayız, buradayız, elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Umarım kazanan iki maçın sonunda kazanan biz oluruz. Acele ile karar verip Galatasaray’ın geleceğini tehlikeye atmak istemiyoruz.”



"Feghouli, Falcao ve Babel bizim için önemli"


Feghouli, Falcao ve Babel’in kendileri için önemli olduğunu ifade eden tecrübeli teknik adam, “Feghouli, Falcao ve Babel bizim önemli oyuncularımız. Başkanımızın dört oyuncu ile ekonomik işareti oyuncularımızın teknik kapasiteleriyle veya Galatasaray’a hizmetleriyle alakalı değildi. Onlar bizim kıymetlilerimiz. Galatasaray’a hizmet etmişlerdir. Tecrübeli arkadaşlarımızdır. Her an onlardan faydalanmayı düşünüyorum. Falcao’ya ufak sakatlığından dolayı bir gün izin vermiştim. Doktor ve Scott ile karar vererek bugün için daha rahat ve güçlü olsun diye Feghouli’nin de dinlenmesini istedik. Dolaysıyla üç arkadaşımız da bizim için diğer oyuncularımız gibi değerlidir. Falcao dün bana geldi. Bizimle beraber Eindhoven maçına gelmek istediğini ifade etti. Bu da beni son derece memnun etti. Kendisini aldım. Bizimle beraber. Bu önemli isim inşallah şans verdiğimiz sürede inşallah bize verdiği en iyi hizmeti yapacaktır” sözlerini sarf etti.



“Umarım avantajlı bir netice ile ayrılırız"


PSV Eindhoven’ın güçlü bir rakip olduğunu ifade eden Terim, “Basın toplantısında gelirken koridorlardan geçtiğinizde PSV’nin ne olduğunu anlıyorsunuz. PSV’de oynayarak hepimizin yakında tanıdığı efsanelerin tek tek resmini görerek PSV’nin nasıl bir kulüp olduğunu anlayabiliyorsunuz. Son iki maçlarını, hazırlık maçlarını seyredebildim. Biri Osnabrück ikincisi de PAOK maçı. İkisini de izledik. Taraftarlarımız da bence çok önemli bir takım izleyecekler. Avrupa’da çok da benzeri olmayan bir takım diye düşünüyorum Ön alan baskısını iyi yapan. Topu kaptırdığında kontra presi iyi yapan, 4-4-2 olmasına rağmen zaman zaman 2-2-6 pozisyonuna gelen ciddi ve önemli bir takımla oynayacağız. Zaten Roger Schmidt çok saygı duyduğum bir meslektaşım. Gerek Avusturya’da gerek Almanya’da çok önemli işler yaptı. Şimdi de yine önemli bir görev üstlenmiş görünüyor. Onlar da bizim gibi sezonu erken açtılar. Belki iki taraf da kaliteli noktaya henüz ulaşamadı ama umarım buradan ikinci maçımıza umutlu, bizi daha avantajlı kılacak bir neticeyle ayrılırız. Dikkat etmemiz gereken bir takım. Onu da söylemeden geçemeyeceğim” dedi.



“Maçlarımızı saklamadık"


Şampiyonlar Ligi’nin motivasyonunun yüksek olduğunu dile getiren teknik direktör Fatih Terim, “Biz herhangi bir şekilde maçlarımızı saklamadık. Oynanan maçlar buydu. Nitekim PSV’nin de maçlarını normal kanallar vermedi; ama takımımızı geçen sene seyretmek bence en akıllıca iş. Çünkü hiç değişikliğimiz yok. Aynı takım devam ediyor. Hatta eksildik. Geçen senenin son maçlarına bakmak çok daha doğru. Teknik adam da değişmedi. Herhangi bir oyuncu da değişmedi. Sadece Aytaç ve Alpaslan’ı aldık. Epey oyuncumuz gitti. Önemli bir şey söyleyeyim. Muhakkak ki hocalar, teknik direktörler, analiz grupları maçları analiz etmek, rakipleri tanımak isterler. Rakibi ne kadar tanırsanız tanıyın, tedbir alsanız da mesele sizin nasıl oynadığınızdır. Sizin o gün nasıl mücadele ettiğinizdir. Dolayısıyla biz ne oynarsak oynayalım ben diğer takımlar gibi PSV’nin kendi oyun felsefesini değiştirmeyeceğine inanıyorum. Herkesin kendi oynanan anlayışı var. Muhakkak küçük önemler için izlenir ve analiz edilir; ama sonunda çıkıp nasıl oynadığınız ve mücadeleniz önem kazanıyor. Onun için de doğru yere bakmışlar. Burada bir tek değişiklik olabilir. Lig maçları, hazırlık maçları ve Şampiyonlar Ligi maçlarının hepsinin mücadele gücü değişiktir. Şampiyonlar Ligi en yükseğidir. İki taraf da bunun bilincinde hareket eder. Ben yüzde veren biri değilim. Her maç öncesinde herkes eşit çıkar. Kim oynar, kim kazanır bakacağız” diye konuştu.



“Düşüncemizi yakın zamanda paylaşacağız"


Transfer konusunda Galatasaray’ın menfaatlerinin ağır bastığını söyleyen Terim, “Bir daha söylüyorum. Çok küçük bir ara istedim, anlayış istedim sizden. 23 oyuncuma bunu yapmayacağım. Onlara saygı duyuyorum. Sizin de saygı duymanızı rica ediyorum. Bu bir profesyonelliktir. Yarın öbür gün değerlendiririz. Açık açık anlatırız. Daha doğrusu yavaş yavaş kimlerin geldiğini görürsünüz. Şunu söylemeye çalışıyorum. Transfer dinamik bir iştir. Bugün istediğimiz bir oyuncuyu yarın istemeyebiliriz. Aklımızda olmayan bir futbolcuyu da yarın alabiliriz. Bu bir fırsat transferidir. Ona göre hareket edersiniz. Bir tarz belirledik. Galatasaray’a ekonomik ve teknik açıdan faydalı olacak plan ve proje yaptık. Ona göre devam edeceğiz. Galatasaraylılar biliyorum ki şuraya oyuncu yetiştirilmeli diye endişeliler, hayıflanıyorlar. Haklı olabilirler; ama Galatasaray’ı daha büyük zararlara sokmamak için ben ve başkanımız böyle bir karar aldık. Bize güvensinler. Belki bazı maçları kaybedeceğiz, istedikleri gibi olmayacağız; ama üç senelik plan içerisinde çok şeylerin değişeceğini görecekler. Tabii ki yarına da konsantreyiz. Bu, hiçbir şeyi bırakacağız demek değil. Onların endişelerini ben çok yakında biliyorum. Çünkü ben de bazı mevkilerdeki eksikliklerimizi hissediyorum. Bu fırsattan yararlanmak isteyenlere bu fırsatı vermeyeceğiz. Tam bir Galatasaraylı gibi hareket edip düşüncemizi ona göre yakın zamanda Galatasaraylılarla paylaşacağız. Galatasaray’da her mevki, her dakika olabilir. Spesifik olarak şu veya bu mevki demenin haksızlık olacağını düşünüyorum. Beni de anlayacağınızı umuyorum. Bize güvensinler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.