EKONOMİ - 12 Haziran 2019 Çarşamba 15:50

Hayvansal gıda sektörünün güncel konuları ele alındı

A
A
A
Hayvansal gıda sektörünün güncel konuları ele alındı

İSO’da hayvansal gıda sektörünün güncel konuları ele alındı.

İSO’da hayvansal gıda sektörünün güncel konuları ele alındı.



İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 5. Grup Hayvansal Gıda Ürünleri Sanayi Genişletilmiş Sektör Toplantısı, meslek komitesi üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan açılış konuşması yaparken Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Sekreteri İlknur Menlik de “Et Sektörüne Sanayi Odaklı Bakış ve Çıkış” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.



“Gıda ticareti 1.9 trilyon dolar civarına yaklaştı”


Gıda’nın temel ihtiyaç olduğunu belirten İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Sektörümüz toplum sağlığı ve gelişimi açısından çok stratejik ve büyük öneme sahiptir. Öyle ki son yıllarda ekonomik değer olarak beklentilerin çok ötesinde bir büyüme yaşanmasının nedeni de budur. Bunu rakamlarla somutlaşturacak olursam: 2010 yılında, önemli bir kısmı hayvansal gıdalardan oluşan dünyadaki gıda ticareti 1.2 trilyon dolar civarındadı. 2018 yılına baktığımızda ise geçen sekiz yılda bu rakamın 1.9 trilyon dolara yaklaştığını görüyoruz. Bunu hafife almamak gerekir. Çünkü bu rakam dünyadaki 18.5 trilyon dolarlık mal ticaretinde çok önemli bir yer tutmaktadır” şeklinde konuştu.



“Türkiye, dünyanın en büyük tarım, gıda ve hayvancılık ülkeleri arasında”


Konuşmasına devam Bahçıvan, “Sektörümüzün ekonomimiz içindeki yerine genel olarak baktığımızda; Son TÜİK verilerine göre Türkiye’de oluşturulan katma değerin de yüzde 10,6’sında gıda sanayicilerimizin imzası var. Yine gıdanın Türkiye’deki toplam imalat sanayi işletmeleri içindeki payı yüzde 12,2’dir. İstihdamda da gıda sanayimiz yüzde 12,5 ile önemli bir yer işgal ediyor. Bu üretimin içinde yüzde 14 ile et-balık ve süt sanayimiz önemli bir yere sahip bulunuyor. Toplam gıda sanayii içindeki istihdamın yüzde 20,8’ini bu grup oluşturmaktadır. Toplam gıda sanayi içinde oluşturulan değerin yüzde 27’sini de yine et-balık ve süt sanayicilerimiz olarak bizler oluşturuyoruz. Bu veriler de gösteriyor ki; Türkiye, doğal imkanları ve üretim kapasitesiyle bugün dünyanın en büyük tarım gıda ve hayvancılık ülkelerinden biridir. Diğer yandan genç ve dinamik nüfusa bağlı olarak geniş bir iç pazara sahibiz. Son derece elverişli ve çeşitli iklim koşullarımız var. Bu iki faktör bile tarım, gıda ve hayvancılık sanayiini Türkiye’nin gelişiminin en stratejik sektörleri arasına koymamız için yeter” ifadelerini kullandı.



“Türkiye’de et tüketiminin yüzde 90’ı sığır etinden oluşuyor”


Türkiye’deki et tüketiminin daha çok sığır etinden oluştuğunu aktaran Bahçıvan, “Önemli olan önümüzdeki dönemde bu konuda vereceğimiz kararlar ve atacağımız adımlar olacaktır. Bunun için meralarımızın kullanımından besicilik politikalarına, teşviklerden üretim ve tüketim dengelerine kadar alınacak olan kararlar bu alandaki geleceğimizi belirleyecektir. Bugün Türkiye’de et tüketiminin yüzde 90’ı sığır etinden oluşuyor. Özellikle kokusundan dolayı küçükbaş hayvan tüketimi çok azalmış durumda. Bazı uygulamalarla küçükbaş etinin kokusuz olması sağlanabilir ve üretim-tüketim dengesi küçükbaşa döndürülebilir” dedi.



‘10’uncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’


Beş yıllık kalkınma planından bahseden Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri İlknur Menlik, “2014-2018 arasını kapsayan 10’uncu kalkınma planında temel noktalar olarak üretimde verimliliğin artırılması, ithalata olan bağımlılığın azaltılması, kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi ve tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi belirlenmiştir. Keza 2013-2017 Stratejik Planı’nda da tarım sektörüne ilişkin hedefler arasında göze çarpan uzun vadeli bir hedef “kırsal kalkınmanın sağlanması” olmuştur. Kırsal kalkınmanın sağlanması konusunda en önemli atılımlardan biri tarım işletmelerinde bütünlüğün sağlanması, arazi parçalanmasının önüne geçilmesi için hukuki ve kurumsal düzenlemelerin yapılması olmuştur. Aynı süreçte ortaya koyulan Kırmızı Et Stratejisi, besicilikte girdi temini, maliyetler, arz talep projeksiyonları, destekler ve finansman konularına eğilmiştir” şeklinde konuştu.



“Buzağı ölümleri hayvancılığımızı olumsuz etkileyen faktörlerdir”


Türkiye’deki hayvancılığın sorunlarından da bahseden Menlik, “Besiciliğin en önemli girdileri besi hayvanı ve yemdir. Besi hayvanının girdi masraflarındaki payı yüzde 50-60, yemin payı yüzde 25-40 arasındadır. Dünyada hayvancılık konusunda başarılı ülkelerin bu iki konuda büyük avantaj sahibi oldukları görülmektedir. Ülkemiz hayvancılık sektörünün bir diğer sorunu, mevcut kapasitenin yüzde 70-80’i arasındaki bir bölümün 1 ve 10 baş hayvan sahibi işletmelerce kapsanmakta olmasıdır. Bunun yanında kayıt dışı ve kaçak hayvanlar, ciddi boyuttaki buzağı ölümleri hayvancılığımızı olumsuz etkileyen faktörlerdir. Üretim etkin bir veri bilgi yönetimi ile, üretimde ve tüketimde mevsimsellik etkisinin gerçeğe yakın şekilde öngörüldüğü bir sistemle takip edilerek öngörülerde bulunulmalıdır. Bu da sanayicinin sistemde güçlü bir aktör haline getirilmesi, hayvancılıkla ilgili uzun vadeli arz ve talep yönetim programlarının oluşturularak uygulamaya geçirilmesi ile mümkündür. Ülkemizde hayvancılığı ayağa kaldırmaya yönelik hayvancılık destekleri son 15 yılda önemli miktarda artmıştır. Ancak bu desteklerin hayvancılık konusunda deneyimi olmayan kişilerce kullanımı ve işletmelerin kapanması sonucu beklenen etkiye ulaşılamamıştır. Bu durum hayvancılığı ilerletmek için ahır yapmanın yetmediğini gözler önüne sermektedir. Bir meslek oluşturmanın özünde belli bir uzmanlık alanını tekel altında tutmak yatar. Bu bağlamda çiftlikten çatala hayvancılık değer zincirindeki tüm örgütsel yapıların iş ve gelir modellerinin gözden geçirilmesi, güncel ihtiyaçlara göre yeniden yapılanmalarının sağlanması gereklidir” dedi.



“Türkiye’de 15-18 yaş arası günlük ortalama hayvansal protein alımı kadınlarda 20, erkeklerde 30 gram civarındadır”


Son olarak protein açığından da bahseden Menlik, “Bireylerin bilim, okuma ve matematik konularındaki başarılarını ölçen PISA testi sonuçları, ülkemizin düşük bir sıralamada yer aldığını göstermektedir. Türkiye’nin geleceği için bu konularda daha başarılı bir nesil ortaya koyabilmemiz gereklidir. Yapılan araştırmalara göre kişi başına hayvansal protein tüketimindeki her 1 gram artış, PISA skorlarında 1,43-2,26 arasında bir artışı sağlamaktadır. Türkiye’de 15-18 yaş arası genç nüfusta günlük ortalama hayvansal protein alımı kadınlarda 20, erkeklerde 30 gram civarındadır. Türkiye genelinde ise bu miktar 35 gram kadardır. Ancak otoritelerin önerisi, günde 45-50 gram düzeyinde hayvansal protein tüketilmesidir. Bu durum, halkımızın uygun fiyata et ve et ürünlerine erişim sağlaması gereğini açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç’a ziyaretçi akını Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde milletin iradesi ile yeniden güven tazelemesinin ardından şehir protokolünün yanı sıra, sivil toplum kuruluşları, odalar, dernekler, teşkilatlar ve vatandaşlar tarafından ‘hayırlı olsun’ ziyaretleri kapsamında adeta ziyaretçi akınına uğruyor. Yerel yönetim hizmetlerini gönül belediyeciliği anlayışıyla yürüten Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, kamu kurum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile istişareler gerçekleştirerek ortak aklı ön planda tutmaya yeni dönemde de devam ediyor. Başkan Büyükkılıç, yerel seçimlerde yeniden seçilerek Kayseri için hizmetlerine aralıksız devam ederken, tebrik ve teşekkür ziyaretleri kapsamında, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Dursun Büyükbaş, Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Bölükbaşı, ERÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kamil Cihan ve heyeti, Milli Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Saraçoğlu ve heyeti, Servisçiler Odası Başkanı Yavuz Ay ve yönetimi, ASKON Başkanı İlker Barlı ve beraberindekiler ile Sarıoğlan Yıldırım Mahallesi Muhtarı Orhan Koçer, İl Müftüsü Yusuf Akkuş ve kentte görev yapan il müdürleri, KİMDER Başkanı Hacı Ali Çakıcı ve heyeti, Büyükkılıç’a ziyarette bulundular. Başkan Büyükkılıç, misafirlerini başkanlık toplantı salonu ve makamında ayrı ayrı kabul ederek, sohbet etti, istişarelerde bulundu. Ziyaretlerin ardından açıklamalarda bulunan Büyükkılıç, Büyükşehir Belediyesi olarak gönül belediyeciliği ve kucaklayıcı hizmet anlayışı çizgisinde gayret gösterdiklerini vurgulayarak, “Nazik ziyaretleri için ziyaretçilerimizin her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. El ele, omuz omuza uyum kültürü ve ortak akıl ile hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi. Samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşen ziyaretlerde Başkan Büyükkılıç’a hediye takdimleri olurken, Büyükkılıç misafirleriyle ayrı ayrı fotoğraf çektirdi.
Karabük Karabük’te üreticiler ana arı yetiştirmenin püf noktalarını öğrendi Karabük’te arıcılık yapan 26 üreticiye “Ana Arı Yetiştiriciliği" kursu verildi. Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Karabük Arı Yetiştiricileri Birliği ortaklığında Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı(BAKKA) Teknik Desteği sağlanan “Ana Arı Yetiştiriciliği" kursu düzenlendi. Bal arısı koloni bireyleri ve önemi, ana arı üretim modelleri, kontrolsüz şartlarda ana arı yetiştirme, kontrollü şartlarda ana arı yetiştirme, yapay tohumlama, ana arının gelişmesine etki eden etmenlerin ele alındığı eğitimde kursiyerlerin ana arı yetiştirmek için gerekli olan malzemeleri bilmeleri, hangi zaman ve şartlarda üretim yapılması gerektiğini bilmeleri, en verimli koloniyi oluşturmanın arıcılık alanındaki önemi ve gerekliliğini kavrayabilmeleri, ana arının ve larvaların takibinin önemini bilmeleri, ana arı ve koloni hastalıklarını bilmek ve hastalıklara karşı çözüm üretebilmek gibi becerilere hakim olmaları amaçlandı. Yüksek Ziraat Mühendisi Alim Tutar, Karabük İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından arıcılık yapan üreticilere verilen “Ana Arı Üretim Eğitimi’nin teorik bilgilerinin daha önce verildiğini ve şuanda da pratik olarak devam ettiğini söyledi. Eğitim ile birlikte üreticilerin ana arı yetiştirmek için pratik bilgilere ulaştığını belirten Tutar "İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından her yıl ilimizde arıcılık yapan ya da arıcılık yapmak isteyen çiftçilerimize arıcılık kursu açılmaktadır. Ancak “Ana Arı Yetiştirme Kursu” İl Müdürlüğünün başvurusu, Bakanlık onayı ile ilk defa açılmaktadır. Kursa Alanında uzman Bakanlığında onay verdiği hocalar tarafından verilmektedir. Her arıcımız kendi arılığında bulunan ana arıyı üretmesi ve özellikle kendisine bunu iş kolu olarak görmek isteyen arkadaşlarımız olursa bunlar da ileride ana arı işletmesi oluşturabilmesi için bu eğitim verildi. Çünkü ana arı üretimini ticari maksatla yapabilmesi için bu sertifikaya arkadaşların ihtiyacı var. Bu sertifika olmadan kesinlikle ticari boyutta ana arı üretimi yapan işletme olmaları mümkün değil" dedi. Karabük Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fuat Alpay, "İlimizde arıcılarımızın en büyük sorunlarından bir tanesi ana arı teminin de sıkıntı yaşamamız. Ana arı üretiminde görülen bazı sıkıntıları aşmak adına İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzle birlikte ana arı yetiştiriciliği kursu düzenledik. Kursun pratik eğitimini Karabük’te Safranbolu, Yenice ve Karabük Merkez olmak üzere üç bölgeye ayırdık" diye konuştu. Alpay, kursa 26 üreticinin katıldığını söyledi.
Bilecik Kadınların çamurdan temizlediği yeşil soğan sofraları süslüyor Türkiye’de yeşil soğanın en çok üretildiği illerin başında gelen Bilecik’te son hasadına başlanan ürün, Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. Marmara Bölgesi’nin sebze üretim merkezlerinden Bilecik’in Söğüt ve İnhisar ilçesine bağlı köylerdeki seralarda yeşil soğanın son hasadı yapılırken temizlenip satış noktalarına gönderiliyor. İklim dolayısıyla mikro klima özelliği taşıyan bölgede ’Marmara’nın Küçük Antalya’sı diye de adlandırılırken, örtü altı tarımın yapıldığı köylerde Aralık ayı gibi başlayan yeşil soğan hasadının sonuna gelindi. Yeşil soğanın hasadında ve temizliğinde çalışanların çoğunluğunu oluşturan kadınlar, sabah ev işlerini tamamladıktan sonra tarlada toplanan ürünleri çamurundan temizleyerek deste haline getiriyor. Hasatta işin yükünü, zahmetini çeken kadınlar, taze soğanın dikim, söküm, toplama, temizleme, yıkama ve paketleme gibi aşamalarının her bölümünde çalışıyor. Temizlenen yeşil soğanlar Marmara Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. "İstanbul, Ankara, Bursa bu şekilde büyükşehirlere göndeririz" Bu yıl hasadı tamamlanan taze soğan hakkında bilgi veren Yakacık Köyü Muhtarı Hüseyin Yıldırım, "Marmara’nın küçük Antalya’sı olarak adlandırılan ovadayız. Marulla beraber taze soğan hasadımız da başladı. Belirli miktarda taze soğan yapıyoruz büyük şehirlere gönderiyoruz. Taze soğan bizim köyde 50 dönüm, 60 dönüm vardır. Biz bunun kurusunu alırız dikeriz onu taze yaparız. 50 dönüm aşağı yukarı 500 ton 600 ton kuru soğan alır ekeriz biz kendi köyümüz olarak. Tabi dışarılarda var daha fazla da üretim oluyor. Biz taze soğanı işleriz, işçiliğini yaparız İstanbul, Ankara, Bursa bu şekilde büyükşehirlere göndeririz" dedi. "Söküyoruz, ondan sonra içeride temizlik yapıyoruz, temizliyoruz güzelce paketleyip gönderiyoruz" Yıldırım açıklamanın devamında, "Söküyoruz, ondan sonra içeride temizlik yapıyoruz, temizliyoruz güzelce paketleyip gönderiyoruz. Geçen sene bu kadar değildi bu sene rekolte fazla. Mesela geçen seneden en az 100-150 ton fazla ekim var. Fiyat şu anda tam şey değil bizim burada 30-40 lira arası yeşili. Tabi halde değişiyor" diye konuştu. "Taze soğan işçiliği zor biraz" Taze soğan üreticisi Kamile Aktaş ise "Burada 8 dönüm oluyor. Taze soğanı yapıyoruz, dikiyoruz bu zamanda işte. Bu ayın sonunda da yapıyoruz yani. Soğan bittikten sonra domatese başlıyoruz, dikiyoruz. Şimdi fiyatlar düşük. Bir iniyor, bir çıkıyor. Yani soğan işçilik olunca biraz zor" dedi. Öte yandan İl genelinde bin 877 dekar alanda yılda 7 bin 600 tonu aşkın yeşil soğan üretiliyor.
Siirt Siirt battaniyesi Avrupa’ya açılıyor Tiftik üretilen ve geçmişi eski dönemlere dayanan Siirt battaniyesi, usta eller tarafından dokunarak yurt dışına ihraç ediliyor. Gelişen teknolojiye rağmen orijinalliği bozulmadan ustaların eliyle dokunan tiftik battaniyesi Avrupa ülkelerinden rağbet görüyor. Yaklaşık 45 yıldır battaniye dokumacılığı yapan 54 yaşındaki Faraç İtil, çeşitli fuarlara katılarak kurduğu tezgahta dokumacılık yaparak mesleğini tanıtmaya çalışıyor ve el emeği göz nuru dokuma ürünlerini beğeniye sunuyor. Fuarlara katılarak Siirt battaniyesini tanıtan ve yoğun ilgi gördüğünü belirten battaniye ustası İtil, "45 yıldır Siirt battaniyesi dokumacılığı yapıyorum. Siirt battaniyesi çok özellikli bir battaniyedir. Keçi yününden yapılıyor. Özelliği ise romatizma, eklem ağrılarına iyi gelen ve sıcak tutmasıyla da ünlü bir battaniyedir. El dokuması olması hasebiyle çok rağbet görüyor. Yani bu kışın bayağı satış yaptık. Şimdi de İspanya ve İtalya’ya da ihracat ediyoruz. Yaklaşık 7-8 yıldır fuarlara katılıyoruz. Fuarlarda da tanıtıyoruz ve bayağı ilgi görüyor. Siirt battaniyesi gittiğimiz illerde çok beğeniliyor. Şimdi de İspanya’ya, İtalya’ya da gönderiyoruz. Şu aralar hem yastık olarak hem kırlent olarak da dokuyup gönderiyoruz. Yaz ayında ise Allah’ın izniyle kilime döneceğiz. Yazında kilim isteniyor bizden. Kilim olarak da bayağı sipariş verilmiş şu an İtalya’ndan da İspanya’dan siparişlerimiz var’’ dedi.
Hatay Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İskenderun’da sahaya indi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Hatay’ın İskenderun ilçesinde sahaya inerek çalışmalara başlamıştı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de İskenderun’a ge gelerek İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’e destek mesajı verdi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İskenderun ziyaretleri çerçevesinde belediye başkanı Mehmet Dönmez’i makamında ziyaret etti. Şahin, Dönmez’e hayırlı olsun dileklerinde bulunarak görevinde başarılar diledi. Şahin, Başkan Dönmez’le birlikte İskenderun’da incelemelerde bulundu. Depremin yaralarının sarıldığı bölgeye destek amaçlı Gaziantep Büyükşehir Belediye ekipleri de geçtiğimiz günlerde İskenderun’da çalışmalara başlamıştı. “Eğer alt yapıya müdahale etmeseydik lağım ve pis koku nedeni ile salgın hastalıklar görülebilirdi” İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez kentte yaşanan kanalizasyon sorunlarının çözülmesi için Gaziantep, GASKİ’nin öncülüğünde Konya ve Kayseri Büyükşehir belediye ekiplerinin desteğiyle çalışma yürütüldüğünü söyledi. Başkan Dönmez, "Ekiplerin fedakarca çalışmaları sayesinde İskenderun alt yapısının kısa sürede belirli noktalarda rahatlama kaydedildi. Çalışmalar sonucunda ortaya konacak tespitle alt yapıda hangi bölgelerde yatırım gerekeceği veya gerekmeyeceği belli olacak. Geçmiş dönem Hatay Büyükşehir ekiplerinin kanalizasyon sisteminde periyodik bakım yapmadıkları üç büyükşehir uzmanlarınca tespit edildi. Fotoğraf ve videolarla kayıt altına alındı. Eğer alt yapıya müdahale etmeseydik lağım ve pis koku nedeni ile salgın hastalıklar görülebilirdi “ dedi. “Başkan Dönmez’in İskenderun için yeni bir başlangıç yeni bir umut olduğunu gösteriyor” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GASKİ ekiplerinin 10 günlük süreçte ortaya güzel çalışmalar çıkardıklarını belirterek “Komşumuz İskenderun ve Başkan Mehmet Dönmez’in yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Komşuluk kültürümüz ve inancımız bunu gerektiriyor. Ekiplerimizi gönderdik ve on günde güzel ilerleme oldu bu çalışmalar çok önemli ve bize şunu gösterdi. Doğru başkan belediye başkanımızın ne kadar doğru olduğunu bize gösteriyor ve doğru ekip ve birlikten kuvvet doğar anlayışının İskenderun için yeni bir başlangıç yeni bir umut olduğunu gösteriyor. Biz ekip olarak başkanımızın yanındayız yakınındayız. Bizden ne talep ediyor ise Gaziantep büyükşehrinin tüm imkan ve fırsatları yanındadır. Yeni dönem hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.