SAĞLIK - 05 Mart 2021 Cuma 17:01

“İhmal, üreme sağlığınızı etkilemesin”

A
A
A
“İhmal, üreme sağlığınızı etkilemesin”

Op.

Op. Dr. Aylin Akıncı, kadınlar hayatları boyunca en sık karşılaştıkları enfeksiyon türlerinden biri de jinekolojik enfeksiyonlar olduğunu vurgulayarak, “Şiddetli rahatsızlıklar veren bu tür enfeksiyonlar, ayrıca oluşturdukları organ hasarlarıyla da, özellikle üreme sağlığını olumsuz etkiler. Erken tanı ve tedavi kadar, normal hijyenik kurallara dikkat etmek ve bu tür enfeksiyonların oluşumunu önlemek hiç kuşkusuz ana hedef olmalıdır.” dedi.


Kadınların yaşamları boyunca en sık şikayet ettiği konulardan biri olan jinekolojik enfeksiyonlar olduğunu dile getiren Medicana Çamlıca Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aylin Akıncı, “Bu tip tabloların gündelik yaşama getirilecek hijyenik kısıtlamalarla önlenebilir. Aksi halde, gerek üreme sağlığında olumsuzluklara hatta bazı kanserlerin gelişimine neden olabilir” dedi.


Jinekolojik enfeksiyonları vajinal enfeksiyonlar, rahim ağzı enfeksiyonları, herpes virüs enfeksiyonları ve human papilloma virüs enfeksiyonları olarak dört ana gruba ayırdıklarını belirten Op. Dr. Aylin Akıncı, konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.


Vajinal enfeksiyonların, kadın doğum hekiminin en sık karşılaştığı ve ayırıcı tanıda bazen en karmaşık hale gelen enfeksiyonlar olduğunu belirten Op. Dr. Aylin Akıncı, “Jinekoloji pratiğinin en sık karşılaşılan şikayeti olan vajinal akıntıların bir kısmı tamamen doğal vajinal salgı olup bir kısmı da değişik kimyasal maddelere karşı oluşan alerjik reaksiyonlardır. Normal koşullarda vajinal florayı oluşturan birçok mikroorganizmanın da katkısıyla oluşan kokusuz ve renksiz bir salgı vardır. Vajinal enfeksiyonlarda bu salgının miktarı, rengi ve kokusu değişir. Mantarlar, parazitler ve bazı bakterilerin neden olduğu vajinal enfeksiyonlarda kaşıntı, kötü kokulu ve renkli akıntı, ilişki sırasında ağrı ve idrar yaparken, yanma şikayetleri ön plandadır” dedi


Op. Dr. Aylin Akıncı şu bilgileri verdi:


“Bakteriyel enfeksiyonlar tedavisi ihmal edildiği taktirde üst genital organlara sıçrayarak üreme sağlığı üzerine olumsuz hasarlar oluşturan enfeksiyonlardır. Akıntının mikroskobik ve bakteriyel incelemesi sonucu etken doğru olarak saptanmalı ve uygun tedavi verilmelidir.


Paraziter enfeksiyonlar oranında en sık rastlanan trikomonas vaginalis enfeksiyonudur. Hem erkekte hem de kadında rastlanan bu parazitin şikayetleri genellikle kadında ortaya çıkar. Çok rahatsız edici tahriş bulguları ve kötü kokulu yeşil akıntı çok tipiktir. Tedavide mutlaka eşlerin de tedavi edilmesi gereklidir. Aksi halde tekrarlar kaçınılmaz olur.


Vaginal enfeksiyonların en sık rastlanan nedeni hiç kuşkusuz mantar enfeksiyonlardır. En sık rastlanan mantar enfeksiyonu nedeni olan candida albicans,normalde insan vücudunda zaten var olan bir mikroorganizmadır. Değişik nedenlerle vaginal alanda bir enfeksiyon oluşturduğu zaman, beyaz peynir kıvamında bir vaginal akıntıya ve tahriş bulgularına yol açar. Uygun ilaç tedavisine dramatik bir cevap vererek hızla iyileşir.


Tüm bu enfeksiyonların tedavisinde ve önlenmesinde en önemli husus uygun ilaç seçimi kadar genel hijyenik kuralların yinelenmesi ve uygulatılmasıdır. Genellikle pamuklu iç çamaşırı kullanılması, genital bölgenin nemli kalmasının önlenmesi ve temizliğin uygun şekilde yapılması, kozmetik ürünlerin yaygın kullanımının önlenmesi en başta hatırlatılacak hususlardır.”


Rahim ağzı enfeksiyonlarının çok daha farklı bir klinik tablo ve ileriye dönük tehditler içerdiğini vurgulayan Uzmanı Op. Dr. Aylin Akıncı, bakteriyel kökenli olan bu enfeksiyonların bir kısmı genital organlarda kalıcı hasarlara yol açarak üretkenliği ciddi olarak engellerken, bir kısmı da rahim ağzında kanserle sonuçlanabilecek bazı değişimler başlatabileceğinin altını çizdi ve bakteriyel enfeksiyonlar için şunları söyledi: “Bakteriyel enfeksiyonlar içinde en ön planda görülen tür, klamidya enfeksiyonlarıdır. Cinsel ilişki sonucu erkekten kadına bulaşan enfeksiyon; kokusuz sarı renkli akıntı, düzensiz kanama cinsel ilişki sırasında ağrı gibi şikayetlere yol açabildiği gibi, bazen de tamamen sessiz kalıp üst genital sistemde (rahim, yumurtalık kanalları ve yumurtalıklar) hasarlara yol açar. Bu tür yayılımın sonucu kısırlık, dış gebelik gibi oldukça riskli hastalıklar gelişebilir. Uygun bakteriyel teşhis yöntemleri sonucu teşhis konan hastalar eşleri ile birlikte tedaviye alınmalı ve tedavi süresince ilişki engellenmeli veya kondom kullanımı teşvik edilmelidir. Klamidya enfeksiyonu diğer bakteriyel etkenler ile birlikte gebelerde ortaya çıktığı takdirde, doğum anında bebeğe de bulaşarak hem erken doğumlara hem de çeşitli yenidoğan hastalıklarına yol açabilir.”


Op. Dr. Aylin Akıncı, uçuk virüs olarak da bilinen herpes virüsünün, Herpes Simpleks tip 1 ve 2 olarak iki büyük gruba ayrıldığını söyledi. “Tip 1 daha çok ağız çevresi lezyonları oluştururken, genital bölge lezyonlarından Tip 2 virüsü sorumludur. Genital herpes şu an yaşadığımız toplumda eski dönemlere kıyasla çok daha fazla oranda görülmeye başlanan önemli bir sağlık sorunu olmaya başlamıştır. Virüs genellikle cinsel yolla bulaştıktan 10 gün sonra genital bölgede beliren ağrılı ülserlere dönüşür. Genel vücut düşkünlüğüne ait ateş, halsizlik gibi belirtiler de eşlik edebilirler. Bu birinci atak iyileştikten sonra genellikle vücut direncinin azaldığı dönemlerde ataklar tekrarlayabilir. Atakların genel özelliği özellikle ilaç kullanımı ile daha seyrek olması, daha az ağrılı olması ve daha kısa olmasıdır. Genellikle cinsel yolla bulaşan bu enfeksiyon hakkında en çok yanıltıcı olay, kişinin sadece aktif enfeksiyon esnasında değil ara dönemlerde de bulaştırıcı olduğudur. Herpes enfeksiyonunun gebeliği de olumsuz etkilediği iyi bilinmektedir. Özellikle aktif lezyonu olan kişilerin normal vaginal doğum yapmaları veya su kesesi açıldıktan 24 saat sonra hala bebeğin anne rahminde durduğu koşullarda yaklaşık yüzde 50 oranında bebeğe virüs bulaştırdıkları bilinmektedir. Bu da ciddi yenidoğan problemlerine yol açar. Erken gebelik dönemlerinde herpes enfeksiyonuna ilk defa yakalanmak da önemli bir düşük nedenidir. Hastalığın tekrarı, gerek erken gerekse geç gebelik dönemlerinde ilk enfeksiyona kıyasla daha az tehlikelidir. Herpes enfeksiyonlarının kanserle ilişkisi uzun araştırmalara konu olmuştur. Ancak herpes virüsünün tek başına jinekolojik kanserlere neden olduğu gösterilmemiştir. Tedavisinde antiviral ilaçlar ve genel hijyen kuralları ön planda yer alır. Semptomlara yönelik tedavi dışında antiviral ilaçlar daha seyrek ve daha hafif tekrarlara neden olarak hastayı rahatlatmaktadır” Dedi.


HPV enfeksiyonları


Her yıl 500 bin kadını etkileyen ve kanserden kadın ölümleri arasında 5’inci sırada yer alan rahim ağzı kanseri vakalarının HPV aşısıyla azalmaya başladığını belirten Op. Dr. Aylin Akıncı, "Rahim ağzı kanserinin nedeni yüzde 95 HPV virüsü. Virüsteki bulaşmayı ancak aşıyla engelleyebiliriz. O nedenle bu aşının 9 ila 11 yaşları arasında yapılmasını öneririm. HPV aşısı, Avrupa ve Amerika’da rutin aşı takviminde. Bizde de yavaş yavaş aşılama başladı. Bu nedenle ileriki yıllarda bu kanseri daha az görmeye başlayacağız. Bu konuda bir literatür çalışması olmasa da aşılanma ile birlikte 10 yılda yüzde 30 oranında bir azalma görüldü diyebiliriz" diye konuştu.


Her kadının halk arasında bilinen adıyla simir adı verilen rahim ağzı kanseri tarama testini yaptırması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Akıncı, "Bu jinekolojik muayene esnasında yapılan bir test. Can yakıcı bir şey değil, kadınlar bundan korkmasınlar. Jinekolojik muayenelerini olup her sene bu testi yaptırsınlar. Çünkü rahim ağzı kanseri erken evrede tedavisi olan bir kanser türü. Biz o muayene sırasında bozulmuş hücreleri gördüğümüzde kanserleşmeye dahi gitmeden önlem alıyoruz. Kadınlara HPV virüsü taşıyor mu? diye bir tarama yapıyorsak ve virüs taşıyıcılığı varsa o zaman senede bir muayeneyi kesin öneriyoruz. HPV virüsü taşımayan sağlık merkezlerine ulaşması daha zor olan gruplar 5 yılda bir bu testi yaptırabilir" tavsiyesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Sandıkçı: “Yolumuza hız kesmeden devam edeceğiz” Canik Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı AK Parti Canik Belediye Başkan Adayı İbrahim Sandıkçı, “Yolumuza hız kesmeden devam edeceğiz, hemşerilerimizle birlikte 31 Mart akşamını bayrama dönüştüreceğiz” dedi. Başkan İbrahim Sandıkçı vatandaşlar ile bir araya gelerek, ilçeye yeni projeler ve yatırımlar kazandırmaya devam edeceklerini ifade etti. Eser ve hizmet belediyeciliği anlayışıyla, Canikli vatandaşlar için hizmet etmeye devam ettiklerini söyleyen Sandıkçı, vatandaşlar ile olan güçlü birlikteliğin değerine değer katacaklarını ifade etti. İlçenin geleceğine yön veren proje ve yatırımlara imza attıklarını belirten Başkan Sandıkçı, “5 yıl boyunca durmak bilmeden ve büyük bir titizlikle gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla ilçemizi yeni kimliğine kavuşturduk. Vatandaşlarımızın yerinde ve hızlı hizmet almaları için yeni projeleri ve etkin çözümleri hayata geçirdik. Canik Belediyemize borçsuz belediye unvanını kazandırırken, eser ve hizmetlerle ilçemizi ihya etmenin gayreti içerisinde olduk. Canikimizde gerçek belediyeciliği sürdüreceğimiz, daha çok gönüllere ulaşacağımız, yeni projeler ve yatırımlara imza atacağımız 5 yıla doğru ilerliyoruz. Allah’ın izniyle hemşerilerimizle birlikte 31 Mart akşamını bayrama dönüştüreceğiz. Kararlı çalışmalarımız ve güçlü birlikteliğimizle Canikimizi her alanda geliştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Ankara ATO Başkanı Baran: “Enflasyonla mücadelede başarıya ulaşacağız, başka yolu yok” Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, “Erdoğan’ın liderliğinde ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu politikaların olumlu sonuçlarını yılın ikinci yarısından itibaren daha net göreceğimize inanıyoruz. Enflasyonla mücadelede başarıya ulaşacağız. Başka yolu yok” dedi. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Ankara Ticaret Odası’nın Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. ATO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantıda Baran, yüksek enflasyonun ortaya çıkardığı sorunların devam ettiğini belirterek, enflasyonun sıkıntılarını tüm kesimlerle birlikte iş dünyası olarak yaşadıklarını söyledi. Pandemiden sonra küresel ekonomide dengelerin yerine oturmadığını ifade eden Baran, dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerin de etkisiyle yaşanan enflasyon ortamının işletmelerin gelir gider dengesini bozduğunu kaydetti. Baran, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Mart ayı başında açıkladığı verilere göre, Türkiye ekonomisinin 2023 yılında yüzde 4,5 oranında büyüdüğünü hatırlatarak, “Depreme rağmen büyümek çok kıymetli ve Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu gösteriyor. Enflasyonla mücadele sürecinde geçen hafta Merkez Bankası politika faiz oranını 500 baz puan yükseltti. Bu hamleyle faiz oranı yüzde 50 oldu. Enflasyon ve faiz maalesef bir sarmal. Bu faiz oranı yatırım ve üretim için şartları elverişsiz hale getiriyor. Ancak bu sürecin geçici olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu politikaların olumlu sonuçlarını yılın ikinci yarısından itibaren daha net göreceğimize inanıyoruz. Enflasyonla mücadelede başarıya ulaşacağız. Başka yolu yok” dedi. “İş dünyası olarak enflasyon ile mücadele sürecinde üzerimize düşeni yapmaya hazırız” Enflasyon ile toplumun tüm kesimlerini içine alan topyekûn mücadelenin önemine dikkat çeken Baran, “Enflasyon adeta bir canavar gibi hem bireysel hem de toplumsal ciddi zararlar veriyor. Bir yandan alım gücünü düşürürken diğer yandan işletmelerin ticaretini, karını, gelirini, üretim kabiliyetini olumsuz etkiliyor. İş dünyası olarak enflasyon ile mücadele sürecinde üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bu süreçte yerli-milli üretim ve ihracat gücümüzü korumamız mücadelenin temel taşı. Ticaret Bakanlığımız bir yandan Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’ni güncelleme konusunda çalışmalar yürütüyor. Diğer yandan, Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarından biri olan İngiltere ile ekonomi ve ticaret alanında ilişkileri daha ileriye taşımak için kapsamlı ve modern bir serbest ticaret anlaşması hayata geçirmek üzere müzakerelerini sürdürüyor. Her iki çalışmanın da sonuçlarını çok zaman geçmeden hep birlikte göreceğiz” açıklamasında bulundu. Toplantıda, Köln’deki ‘Internationale Eisenwarenmesse’ ve Berlin’deki ‘ITB Berlin’ fuarları nedeniyle Almanya’ya gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin izlenimlerini de paylaşan Baran, Meclis üyelerine bir sunum yaptı. Avrupa Birliği’nin en büyük sanayi ülkelerinden olan Almanya’nın da dünyadaki gelişmelerden etkilendiğini belirten Baran, “Tüm dünyayı derinden etkileyen pandemi ve ardından gelişen Rusya-Ukrayna savaşı, Almanya’da da dengeleri yerinden oynatmış durumda” dedi. Baran, ziyareti sırasında çektiği fotoğraflar eşliğinde yaptığı sunumda, eleman bulamama başta olmak üzere Almanya’nın yaşadığı ulaşım, altyapı ve temizlik hizmetlerine yansıyan sorunlarını örneklerle anlattı.
Samsun Elektrik firmasından ’seçim’ tedbirleri Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), 31 Mart yerel seçimlerinde kesintisiz enerji için ilave tedbirler aldı. YEDAŞ, 564 personel, 265 nöbetçi ekip, 226 araç ve ilave tedbirler ile seçim günü teyakkuzda olacak. Elektrik dağıtım şebekesini sürekli geliştiren, teknoloji entegrasyonu ile akıllı şebeke sistemlerini kullanan YEDAŞ, 31 Mart Pazar günü kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti sunmak için ilave tedbirleri aldı. Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde yaklaşık 3 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren YEDAŞ, 31 Mart yerel seçimlerinde kesintisiz enerji için sahada olacak. Seçim nedeniyle sahadaki personel sayısını arttıran YEDAŞ, toplam 564 personeli ile 31 Mart Pazar günü 5 il ve 66 ilçede teyakkuz halinde hazır bekleyecek. YEDAŞ ayrıca, enerji arz güvenliği için hizmet bölgesindeki mülki ve idari birimlerle koordineli bir çalışma sergilemek için tüm planlamalarını tamamladı. Arızlara en hızlı müdahale için ‘Mobil İş Gücü Yönetimi’ uygulaması kullanılacak Elektrik firmasından yapılan açıklamada, "YEDAŞ, seçim günü daha hızlı hizmet vermek amacıyla olması muhtemel arıza ve kesintilere müdahale için ekiplerin vardiya planlarını, operasyonel süreçleri ve ekipmanları hazırladı. Şebekede ve izleme sistemlerinde uygulamaya aldığı siber güvenlik önlemleri ile elektrik dağıtım sistemlerinin güvenliğini sağladı. İzleme sistemleri üzerinden şebekede yaşanan değişiklikleri anlık kontrol eden şebeke yönetim operatörleri, arıza veya kesinti yaşanan bölgeye en yakın ekibi yönlendirecek. Mobil İş Gücü Yönetimi uygulamasının navigasyon özelliği sayesinde ekipler en kısa yoldan kesinti yaşanan bölgeye ulaşarak hızlı bir şekilde çözüm üretecek. Çağrı merkezi temsilcileri, tüketicilerin talep, şikayet ve sorularına cevap verecek. Ekipler kesinti veya arızayı gidermeye çalışırken YEDAŞ, özellikle seçim bölgelerine jeneratörlerle elektrik vermeye devam edecek" denildi. Çağrı merkezinde ‘acil durum’ ekibi Açıklamada ayrıca alınan tedbirler hakkında şu bilgiler verildi: "Önemli bir kamu hizmeti veren YEDAŞ, tüketicilerin talep ve şikayetlerini dinleyerek tüketici memnuniyetini de en üst seviye çıkarmaya özen gösteriyor. Her şartta tedarik sürekliliği ve kalitesi için çalışan YEDAŞ, çeşitli nedenlerle meydana gelebilecek olağanüstü durumlarla mücadele için ‘Kriz Masası’ oluşturdu. Yaşanması muhtemel çağrı yoğunluğunda, tüm müşterilerin talep ve şikayetlerine hızlı dönüş sağlamak adına iletişim planı hazırlandı. Sürekli olarak görev başında olacak şekilde, maksimum sayıda vardiya planı oluşturuldu. Tüm bu organizasyonun eksiksiz ilerlemesini sağlayacak iletişim ekibi YEDAŞ Genel Müdürlük binasında konumlandırıldı. Buna ek olarak, muhtar grupları ile de koordineli şekilde iletişimin sürdürülmesi planlandı."
Yozgat Yozgat’ta öğrencilerden şehitlere büyük vefa Yozgat’ta Nida Tüfekçi Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde köy köy gezerek vatan uğruna şehit düşen askerlerin kabirlerini ziyaret ediyor, çevre temizliğini yapıyor, bayraklarını ve mezar taşlarının yazılarını yeniliyor. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Müdürlüğünün 2023’te başlattığı sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde Nida Tüfekçi Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, görsel sanatlar dersi öğretmenleriyle başta il merkezi olmak üzere köylerdeki şehit kabirlerini ziyaret ediyor. Şehitlerin kabirlerinin çevre temizliğini yapan öğrenciler, soluk mezar taşlarını yanlarına getirdikleri boyalarla yenileyip kabirlerin bayraklarını değiştiriyor. Şehitlerin kabirlerinde dua okuyan öğrenciler, şehitlere vefa borçlarını ödüyor. Şehitlerimizi unutmuyoruz Projeye katılan 10. sınıf öğrencilerinden Kadir Yılmaz, “Yürüttüğümüz proje çerçevesinde şehitlerimizin mezarlarını ziyaret ediyoruz, dua ediyoruz ve mezarların çevre temizliğini yapıp eskiyen bayraklarını yeniliyoruz. Silinmiş mezar taşlarının yazılarını boyuyoruz. Şehitlerimizi unutmuyoruz, onlar bizim içimizde yaşıyor. Bu şekilde onlara vefa borcumuzu ödüyoruz.” dedi. Şehit mezarlarının silinen yazılarını yeniliyoruz Öğrencilerden Hayrunnisa Topal ise, “Öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımızla Yozgat ve köylerindeki mezarlarımızı ziyaret ediyoruz. Şehit mezarlarının silinen yazılarını tazeliyoruz. Mezarların etrafını temizliyoruz, eskiyen bayrakları alıp yenilerini takıyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor.” şeklinde konuştu. Öğrencilerimizin milli ve manevi değerleri güçleniyor Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile birlikte yürütülen sosyal sorumluluk projesinde öğrencilere değerler eğitimi verdiklerini söyleyen Nida Tüfekçi Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Aytaş Şahin de, “Öğrencilerimiz ilimiz ve civarındaki köylerde bulunan şehit kabirlerini ziyaret ediyor. Öğrencilerimizle şehit kabirlerinin yazılarını yenilemek, temizliklerini yapmak, bakımlarını yapmak ve bayraklarını yenilemek gibi bir proje amaçladık ve şu an onu yürütüyoruz. Bu projede öğrencilerimizin topluma karşı duyarlı milli ve manevi değerlerini güçlendirecek çalışmaları ortaya çıkarmaya çalıştık. Aynı zamanda okulumuzun değerler kulübü ile birlikte yürüttüğümüz bu çalışma ile okulumuzun iklimini, kurum kültürünü dışarıya yansıtarak güzel bir atmosfer oluşturmaya çalıştık.” ifadelerine yer verdi. Bu etkinlik bizi mutlu ediyor Öğrencilerin bu etkinliği yaparken mutlu olduklarını da belirten Şahin, “Onların mutlu olması ziyadesiyle bizleri de mutlu ediyor. Bu etkinlik vatan uğruna şehit düşen askerlerimize bir vefa borcudur, değerlerimize sahip çıkmak herkes için ve öğrencilerimiz için de çok önemlidir. Bu tür sosyal faaliyetlerle çocuklarımızın hem öz güvenleri gelişiyor hem de topluma ve çevreye karşı duyarlı olmaları gelişiyor.” diye konuştu. (BMG-GF-
Kayseri Bina görevlisi büyükşehir belediye başkanlığı için yarışacak Kayseri’de 15 yıldır bina görevlisi olarak çalışan Ferdi Karabacak, Yeni Türkiye Partisi’nden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak 31 Mart Yerel Seçimleri’nde yarışacak. Adaylığı ile ilgili açıklama yapan Karabacak, “Belediye başkanları yüksek tabakadan görünebilir ama ben bina görevlisi olarak aday oldum” dedi. Halkın içinde ve halkın bünyesinde bir birey olduğunu söyleyen Yeni Türkiye Partisi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ferdi Karabacak, “Ben 15 yıldır Kayseri’de ikamet ediyorum ve bu süre zarfında da bina görevlisi olarak çalışıyorum. Yeni Türkiye Partisi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Adayıyım. Başkanlık hikayem şöyle başladı, ben halkın içinde, halkın bünyesinde olan bir insanım öncelikle. Genelde belediye başkanları yüksek tabakadan görünebilir. Bir doktor olabilir, avukat olabilir, iş insanı olabilir ama ben bir bina görevlisinin de belediye başkanı adayı olabileceğini hatta kazanarak belediye başkanı olabileceğini düşünerek halkımın da talepleri üzerine bu yola çıkmış bulunmaktayım. Halkımın istek ve taleplerine benim daha hızlı, daha olgun bir dille cevap verebileceğimi düşünüyorum” dedi. Karabacak, özellikle öğrenciler ve ulaşımla ilgili sorunlara çözüm getirecek projeleri olduğunu söyleyerek, “Çevre temizliği çok önemli bu durumda. Biliyorsunuz ülkemizde ve Kayserimizde mülteci yoğunluğu var şu anda. Benim de bunlarla alakalı çalışmalarım var. Ulaşımla, ulaşım pahalılığıyla alakalı çalışmalarım var. Hayat pahalılığının Kayseri’deki etkileriyle ilgili çalışmalarım var. Örneğin su giderleri Kayseri gibi bir yerde yüksek. Faturaları bu vatandaşların nasıl ödediklerini, ödeyemediklerini, sularının kesildiğini ben bizzat gördüğüm için bu konuda da çalışmalarım var. Özellikle öğrencilerin ulaşımla alakalı sorunlarını, yemekle alakalı sorunlarını biliyorum. Şu an Kayserimizdeki öğrencilerimiz yemek yeme ile alakalı büyük sorunlar yaşamaktadırlar. Bunlarla alakalı İstanbul’da yapılan bir çalışmayı da model olarak kullanmak istiyorum. Öğrencilere daha uygun tarifeli daha güzel ev yemekleri hizmeti sunmak istiyorum” ifadelerini kullandı. “Benim projelerim gerçekleşmesi yüksek projeler” Projelerinin gerçekleşme ihtimali yüksek projeler olduğunu söyleyen Ferdi Karabacak, “Ben direkt halkın gerçek taleplerine cevap vermek istiyorum. Benim aşırı reklam içeren projelerim yok. Hayal olacak, yapılmayacak bir projem yok. Diğer belediye başkan adayları çok projeler sunuyorlar ama bunların ne kadarını gerçekleştirebiliyorlar ne kadarı hayatımızda yer alabiliyor bu tartışılır. Fakat benim projelerim gerçekleşmesi yüksek ihtimalli projeler” dedi.
İzmir Soyer’den veda öncesi son toplantı: “Ben yola devam ediyorum” İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu (İEKKK), İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde 125’inci toplantısını yaptı. Tarihi Havagazı Fabrikası’ndaki toplantıda Başkan Soyer’e veda edildi. Duygu dolu anların yaşandığı toplantıda konuşan Başkan Soyer, “Cumhuriyet’in 100. yılında bu şehirde belediye başkanlığı yapmış olmak bana hayatım boyunca yetecek en büyük gurur. Ancak ben yola devam ediyorum. Çünkü bu ülkenin bu hikâyeyi hak ettiğini düşünmüyorum. Sizlerle birlikte yol yürümek istiyorum” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde 2009 yılında kurulan, kent ekonomisinde belirleyici role sahip kurum ve kuruluşların temsilcilerinin üye olarak yer aldığı İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu (İEKKK) 125’inci toplantısını Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlığındaki dönemin son toplantısında genel değerlendirme yapıldı. Kurul üyeleri tarafından Başkan Soyer’e veda edilerek, sevgi ve gurur dolu sözler dile getirildi. “Minnettarım” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Buraya gelirken çalışma arkadaşlarımla vedalaştım ve son toplantım için buraya geldim” diyerek sözlerine başladı. Başkan Soyer, bugüne kadar olan katkıları için İEKKK üyelerine teşekkür ederek, “Ben yola devam ediyorum. Bu yolda güçlü olmak lazım, bunu başaracağıma inanıyorum. Ben bu ülkenin bu hikâyeyi hak ettiğini düşünmüyorum. Bu yaşam kalitesini bu ülkede yaşayan hiç kimse hak etmiyor. Bambaşka bir yaşam seviyesinde yaşıyor olmalıyız. Sizlerle birlikte yol yürümek istiyorum. Gücüm yettiğince devam edeceğim. Bana gösterdiğiniz yakınlık için her birinize minnettarım” ifadelerini kullandı. İEKKK’nin Türkiye’de örneği olmayan bir yapı olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Bu kurul inanılmaz kıymetli bir kurul. Burada tarih, siyaset, arkeoloji her şey konuşuluyor. Burada büyük bir içtenlikte bütün farklılıklar masaya yatırıldı. O yüzden önümüzdeki süreç neyi getirirse getirsin ne olacaksa olsun bu kurul kalmalı. Bu şehrin hafızasında kalmalı ve unutulmamalı. Bu kurul ortak aklı, şehir için ortak vicdanı, derdi tasayı taşıyan insanlardan oluşuyor” diye konuştu. Sözlerini sürdüren Başkan Soyer, şunları kaydetti: “Bana çok büyük bir yük yüklediniz, asla bu değer karşısında sizleri mahcup etmeyeceğimi belirtmek istiyorum. Empati yapmak en çok gayret ettiğim nokta. Empati yapmaya başladığınızda demokrasinin de yolunu açmış oluyorsunuz. Benim en çok yapmaya çalıştığım şey bu. Hiç kuşkusuz yetişemediklerimiz, kusurlarımız, yanlışlarımız oldu ancak sizler onu bir tarafa bırakacak başka şeyler oluşturdunuz. Bu nezaket hiç unutmayacağım bir şey.” ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer ise “Aklı, vicdanı, nezaketi, mütevaziliği, tatlı dili, kibarlığı, beyefendiliğiyle kaybetmeye yüz tutmuş değerlerin örneğisiniz. Kent sizi çok özleyecek. İzmir’den tüm ülkeye örnek oldunuz” dedi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da İzmir’in en çok göç alan şehirlerden biri olduğunu ve Türkiye’nin batıya dönük bir şehir haline gelindiği vurguladı. Soyer’e enerjisinin hiç eksik olmaması gerektiği temennisinde bulunan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Bu masanın etrafında her konuyu medenice tartışma fırsatını bize oluşturdunuz. Siyaset sayesinde sizi tanıma fırsatımız oldu. Bizim sizlerle olan dostluğumuz sonsuza dek devam edecek. Bir kardeşiniz olarak bundan sonraki süreçte bir telefon uzaktasınız” şeklinde konuştu. Soyer ile birlikte uzun yıllar boyunca çalıştıklarını söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, “İZTARIM projesinin devam etmesi gerek. İzmir’e birlikte iş yapma kültürünü de getirdiği için bizlere ve kente çok kazanç sağladı" ifadelerini kullandı. Kurul üyelerinden Başkan Soyer’e teşekkür plaketi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tüm kurul üyeleri adına İEKKK Dönem Başkanı Mehmet Ali Kasalı’ya teşekkür plaketi verdi. İEKKK üyeleri de verdikleri hizmetlerden dolayı Başkan Soyer’e teşekkür plaketi hediye etti.