ÇEVRE - 05 Kasım 2025 Çarşamba 19:07

İstanbul’da trafik yoğunluğu yüzde 90’a ulaştı

A
A
A
İstanbul’da trafik yoğunluğu yüzde 90’a ulaştı

İstanbul’da mesai çıkış saatlerinde trafik yoğunluğu yüzde 90’a ulaşarak adeta durma noktasına geldi. Megakentte Anadolu yakasında oluşan uzun araç kuyrukları havadan görüntülendi.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)Cep Trafik verilerine göre, akşam saatlerinde şehrin her iki yakasında da trafik yoğunluğu yüzde 90’a kadar yükseldi. Mesai çıkışının başlamasıyla birlikte D-100 Karayolu, TEM Otoyolu ve bağlantı yollarında sürücüler ilerlemekte güçlük çekti. Yoğunluğun en fazla olduğu bölgelerden biri olan Kadıköy Kozyatağı D-100 Karayolu’nda trafik adeta kilitlendi. Araçlar uzun kuyruklar oluştururken, sürücüler ilerlemekte zorluk çekti. Şehirdeki trafik yoğunluğu havadan görüntülendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris’te karavanda yaşayan emekliye belediyeden "barınma tutanağı" şoku Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki emekli Yılmaz Kurban, yaşadığı motokaravanına belediye ekiplerince "barınma tutanağı" tutulduğunu belirterek duruma tepki gösterdi. 2020 yılında kredi çekerek aldığı çekme karavanda yaşamaya başlayan Kurban, daha önce de belediyenin karavanını kaldırması üzerine ailesinin desteğiyle motokaravan aldığını söyledi. Siteler Mahallesi’nde yol kenarındaki bir park cebine aracını park ettiğini anlatan Kurban, bir sabah belediye ekiplerinin kalabalık bir şekilde geldiğini ifade ederek, "Belediye benden barınma ücreti istemiyor, barınma hakkımı elimden almaya çalışıyor. Bu araç motorlu karavan; vergisi, sigortası, kaskosu var. Bir araba nasıl trafik kurallarına uygun her yere park ediyorsa ben de park edebilirim. Amaçları sadece ‘içinde barınamazsın’ demek. Zaten bunu barınmak için aldım" dedi. Karavanda ocak, banyo ve tuvalet olduğunu, ancak tuvaleti boşaltma zorunluluğu nedeniyle genellikle dışarıdaki ücretli tuvaletleri kullandığını belirten Kurban, atık suyu da yalnızca uygun noktalara bıraktığını söyledi. Kurban "Hiçbir yere pislik bırakmam, masa sandalye atmıyorum, tentemi bile açmıyorum. Yüksek ses yok, misafirim bile gelmiyor, kimseyi rahatsız etmiyorum. Atık sularımı bidonlara doldurup kanalizasyon logarlarına döküyorum asla çevreyi kirletmiyorum" diyerek kimseye zarar vermeden kendi halinde yaşamak istediğini belirtti. "Barınmak suç gibi gösterildi" Pandemi döneminde kaldığı alanda belediyenin karavanlara yasak getirdiğini, tatilci sanılıp ücretli kamp alanlarına yönlendirildiklerini ifade eden Kurban, belediyenin karavan parkı yapmakla yükümlü olduğunu savundu. Uyarı yapılmadan zabıta ekiplerinin kapısını çaldığını söyleyen Kurban, yaşanan olayı "Geçen gün birden 8-9 kişi geldiler. ‘İçeride barınıyor’ diye tutanak tuttular. Barınmak suçmuş gibi. Karavan zaten barınmak için var. Onların tutumu üzerine kimliğimi vermedim onlarda polisi çağırdılar, polise sordum ‘Barınmak ceza gerektirir mi?’ diye; ‘Hayır’ dediler ama belediye tutanak tutarak ceza arkadan gelecek diyerek gittiler’’ şeklinde anlattı. "Belediye hizmet etmeli, ceza kesmemeli" Marmaris’te karavan parkı yapılması gerektiğini belirten Kurban, şehrin uygun alanlara sahip olduğunu ancak belediyenin bu konuyu gündeme almadığını söyleyerek "Sosyal belediyecilik diyorlar ama hizmet yok. Esnaf bile bu uygulamalardan bezmiş durumda. Tek isteğimiz: Bizi rahatsız etmesinler, hayat şartlarımızı zorlaştırmasınlar" diyerek belediyenin günlüğü bin 500 lira olan uzakta özel karavan kamp alanlarına yönlendirdiğini ifade etti. 72 yaşındaki emekli Yılmaz Kurban yaşadığı 3 metrekarelik karavanında barınmanın suç olmadığını ama belediyenin karavanlar için bir yer yapıp elektrik su desteği vereceği şehir içinde uygun bir yer gösterirse seve seve oraya gideceğini belirterek yetkililerden çözüm istedi.
Adana Bakan Yardımcısı Şatıroğlu: "Günlük 180 bin varil petrol üretip, 1.1 milyon varil petrol tüketiyoruz" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Nevzat Şatıroğlu, "Günlük 180 bin varil petrol üreten bir ülkeyiz ancak 1.1 milyon varil tüketen bir ülkeyiz. Bilimsel üretkenlik, yenilikçi düşünce ve sürdürülebilir teknoloji geliştirme alanlarında elde edilecek her bir başarı, ülkemizin kalkınmasına doğrudan katkı sağlayacaktır" dedi. Adana Alparslan Türkeş Bilim Ve Teknoloji Üniversitesi’nin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni ATÜ Konferans Salonu’nda düzenlendi. Açılışta konuşan Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, üniversitelerin Türkiye’nin kalkınma ve bağımsızlık hedefleri için önemli bir kurum olduğuna dikkat çekerek, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bilimi ve üniversiteleri Türkiye’nin kalkınma ve bağımsızlık hedeflerinde stratejik kurumlar olarak görmekte ve bilimsel çalışmalarda yerli ve milli üretimi teşvik eden bir anlayışı savunmakta; teknolojik gelişmenin, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin ve üniversite-sanayi iş birliğinin önemine sıkça vurgu yapmaktadır. Ayrıca, üniversitelerin fikir çeşitliliğini koruyarak gençlere özgüven kazandırması gerektiğini belirterek, bilimin rehberliğinde Türkiye’nin "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma" hedefine ulaşabileceğini dile getirmektedir. Kendimize bu görüşleri rehber alarak üniversitemizin bilim ve teknolojik alanda hatırı sayılır bir yer edinmesi için gerekli adımları atıyoruz" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin Yeşil Kalkınma hedeflerine katkı sunuyoruz" Enerji arz güvenliğinin ekonomik ve toplumsal bir zorunluluk olduğunu belirten Prof. Dr. Sözen, şunları söyledi: "İçinde bulunduğumuz yüzyıl, enerjinin ve çevrenin insanlık için en stratejik konular haline geldiği bir dönemdir. Enerji arz güvenliği, iklim değişikliğiyle mücadele, karbon salınımlarının azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir zorunluluktur. Bu nedenle, 21. yüzyılın üniversiteleri artık yalnızca bilgi üreten kurumlar değil aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek inşa eden merkezler olmak zorundadır. Biz de Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak, enerji verimliliği, temiz üretim teknolojileri, çevre bilinci ve yeşil dönüşüm alanlarında yürüttüğümüz çalışmalarla Türkiye’nin Yeşil Kalkınma hedeflerine katkı sunuyoruz." "Üniversitelere ve araştırma merkezlerine büyük sorumluluklar düşmektedir" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Nevzat Şatıroğlu, üniversitelerde yetişen gençlerin Türkiye Yüzyılı vizyonunun en güçlü teminatı olduğunu belirterek, "Üniversitelerimiz, sadece eğitim kurumları değil aynı zamanda ülkemizin geleceğini şekillendiren, fikirleriyle, araştırmalarıyla ve yetiştirdiği gençlerle Türkiye Yüzyılı vizyonunun en güçlü teminatıdır. Bugün teknolojik gelişmelerin, yapay zekadan enerji dönüşümüne kadar her alanda hızla ilerlediği bir dönemi yaşıyoruz. Bu süreçte, üniversitelere ve araştırma merkezlerine büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Bilimsel üretkenlik, yenilikçi düşünce ve sürdürülebilir teknoloji geliştirme alanlarında elde edilecek her bir başarı, ülkemizin kalkınmasına doğrudan katkı sağlayacaktır" diye konuştu. "Gemilerimizi yerli ve millileştirdik, destan yazmaya başladık" Türkiye’nin günlük 1.1 milyon varil petrol tükettiğine vurgu yapan Bakan Yardımcısı Şatıroğlu, "Türkiye, günde 1.1 milyon varil petrol tüketen bir ülke. Gabar’da destan yazmış olmamıza rağmen günlük Türkiye’de 136 bin varil petrol üretiyoruz. 34 bin varil petrol üretimimizde yurt dışındaki proje ortaklıklarımızla birlikte üretiliyor. Günlük 180 bin varil petrol üreten bir ülkeyiz ancak 1.1 milyon varil tüketen bir ülkeyiz. Bundan yıllar önce yabancı gemilerle yürüttüğümüz hidrokarbon arama çalışmaları, yabancıların gemide olması sebebiyle gecikmelere uğradı. Ne zaman ki bu gemilerimizi yerli ve millileştirip mürettebatı siz gençlerden seçtik, biz ondan sonra destan yazmaya başladık" ifadelerini kullandı. "Bu topraklarda var olmanın bedeli var" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ise uçak kazalarında şehit olan askerler için başsağlığı dileyerek, "Bu topraklarda yaşamanın, var olmanın bir bedeli var. Bu topraklarda var olmanın bedeli bugünlerde ortaya çıkmış değil, kadimden bu yana bu böyle gelmiş. Anadolu medeniyetler beşiği diyoruz ancak aynı zamanda Anadolu medeniyetler mezarlığı. Bu topraklarda yaşamanın bedelini alamayan ve gerektiği yerde o duruşu sergileyemeyen milletler, medeniyetler mezarlığında tozun toprağın altına karışıp gitmişler. Bu topraklarda var olmanın bedelini göze alarak var olmalıyız. Günümüzde savaşlar, kampüslerde, üniversitelerde yapılan teknik araştırmalarla, bilimsel araştırmalarla kazanılıyor. Günümüzün şartları bunu gerektiriyor. Savaş meydanında durmamız gerektiği gibi duracağız ama cenge hazır olmanın yolu, yöntemi, bilimsel araştırmalarla gerçekleşiyor" dedi. Konuşmaların ardından 2025 yılında "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesine giren akademisyenlere başarı belgeleri takdim edildi. Ayrıca programda, akademik olarak doktor, doçent ve profesör unvanı alan akademisyenlere belgeleri verildi. Belge takdiminin ardından ‘Güneş Enerji Santrali Şebeke Bağlantı’ açılışı düzenlendi.