POLİTİKA - 21 Mayıs 2020 Perşembe 14:52

Japonya Başbakanı Abe: "Geliştirdiğimiz ilacı Türkiye’ye bağışlıyoruz"

A
A
A
Japonya Başbakanı Abe: "Geliştirdiğimiz ilacı Türkiye’ye bağışlıyoruz"

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin açılış töreninde konuşan Japonya Başbakanı Şinzo Abe, yeni tip korona virüse karşı umut olabilecek bir ilaç geliştirdiklerini belirterek, "Arzu eden ülkelere bağışlayarak klinik çalışmaları geliştireceğiz.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin açılış töreninde konuşan Japonya Başbakanı Şinzo Abe, yeni tip korona virüse karşı umut olabilecek bir ilaç geliştirdiklerini belirterek, "Arzu eden ülkelere bağışlayarak klinik çalışmaları geliştireceğiz. Bu çerçevede ilacı Türkiye’ye de bağışlıyoruz" dedi.


Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da katıldığı açılış törenine Japonya Başbakanı Şinzo Abe de video konferans ile katıldı. Sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleştirilen törene bağlanan Abe, Japonya’da geliştirilen yeni tip korona virüse karşı umut olabilecek bir ilacı Türkiye’ye de bağışlayacaklarını açıkladı. Abe, konuşmasını Türkçe teşekkür ederek sonlandırdı.



“Emeği geçen herkese minnetlerimi sunuyorum”


Japonya Başbakanı Şinzo Abe, “Sayın Erdoğan tarafından Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesinin resmi açılış törenine davet edildim. Bana bundan 7 yıl önce İstanbul’u ziyaret edip Japon-Türk dostluğunun simgesi olan Marmara açılış törenini hatırlattı. Küresel sorun olan korona virüs sağlını nedeniyle maalesef bugün İstanbul’u ziyaretim mümkün olmadı fakat böylece Japonya’dan video aracılığıyla Türkiye’de düzenlen törene katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ne kadar uzakta olsa benim kalbim Erdoğan ve sevgili Türk halkı ile beraberdir. Öncelikle bu açılış vesilesiyle bu hayırlı girişimde emeği geçen herkese minnetlerimi sunuyorum. Bugün itibarıyla resmi olarak açılan hastane, bizim Japon firmamız ile Türk firması kamu özel sektör ortaklığı ile inşa ettiği son teknoloji ile donanmış, Türkiye’nin en büyük hastanelerinden biridir. Bu hastanenin aslında Haziran ayında faaliyete geçmesi öngörülürken, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın talimatıyla korona virüs salgını ile mücadelede istifade edilmek üzere öngörülenden erken açılmasına karar verildiğini biliyorum” dedi.



“Sakura ismini bulunduran bu hastanenin sağlık ve esenlik getirmesini diliyorum”


Hastanenin korona virüsle mücadeleye katkı sunacağını belirten Abe, “Böylece bir Japon firmasının Türkiye’nin korona virüs salgını ile mücadelesine katkıda bulunmuş olmasını büyük sevinçle karşılıyorum. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan geçen gün bu hastaneyi Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi olarak adlandırmıştı. Sağlık ve enerjiyi çağrıştıran çam ile Japonya sembolü olan kiraz çiçeği sakura ismini bulunduran bu hastanenin İstanbul halkına sağlık ve esenlik getirmesini diliyorum. Günümüzde tüm dünya korona virüs salgını ile mücadele etmekte. Bu zor günlerde Türk hükümeti ve halkının tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gibi tıbbi çalışmalar başta olmak üzere çeşitli tedbirlerle seferber olmalarına gönülden saygı duyuyorum. Alınan tedbirlerin neticesi olarak Türkiye’de vaka sayısının oldukça azaldığı, vefat oranının düşük tutulmasından dolayı 4 Mayıs’ta normalleşme planının açıklandığını biliyorum. Yeni tip korona salgını ile mücadele etmek için uluslararası işbirliği çok önemli. Bizim öncelikle yapmamız gereken işbirliği, yeni bir ilaç ve aşının geliştirilmesi, bu ilaç ve aşıya adil şekilde ulaşımın sağlanması, gelişmekte olan ülkelere yardım elinin uzatılmasıdır” diye konuştu.



“İlacı Türkiye’ye de bağışlıyoruz”


Geliştirdikleri ilacı Türkiye’ye de bağışlayacaklarını ifade eden Abe, “Japonya’da geliştirilen ve korona virüs tedavisi için bir umut olabileceği düşünülen ilaçtan bahsedersem insani bakımdan biz bu ilacı arzu eden ülkelere bağışlayarak klinik çalışmaları geliştireceğiz. Bu çerçevede ilacı Türkiye’ye de bağışlıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin duyduğu ihtiyaca binaen uluslararası örgütlerle işbirliği yaparak sağlık ve tıbbi alanda çalışanlara teknik destek ve malzeme bağışı sağlayacağız. Kendi ülkelerinde korona virüsle mücadele edilerek birçok ülkeye yardım eli uzatan Türkiye’ye saygı duyuyorum. Japonya da korona virüsten etkilenen gelişmekte olan ülkelere yardım için tıbbi gibi çeşitli yöntemlerle destek vermeye hazırdır. Çeşitli alanlarda Türkiye ile de işbirliği yapmak isteriz. Bundan sonra bir süre her iki ülke için korona virüs mücadelesi en önemli mesele olacaktır. Durum sakinleşince ikili ilişkilerimizi güçlendirme birlikte çalışacağız” dedi.


Abe, “İçinden bulunduğumuz 2020 yılı Japonya ile Türkiye arasında dostluğun temelinde yatan Ertuğrul faciasının 130. yıl dönümüdür. Düzenlenmesi planlanan anma töreni maalesef korona virüs nedeniyle ertelenmiş durumdadır. Ertuğrul faciası bizim dostluğumuz kaynağıdır. Anma töreninin kriz sona erdikten sonra gerçekleşmesini bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İmrahor İlyas Bey Camii’ne uzay kafes: 100 yıl sonra üstü kapatılacak Geçmişi Ayasofya Camii’nden 100 yıl eskiye dayanan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Tarihte geçirdiği çeşitli badirelerden dolayı üst yapısı ve ahşap bölümleri yok olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Doğal çevreden etkilenmemesi adına geçici çatı kurma fikrimiz ortaya çıktı. 100 yılı aşkındır doğal çevreden etkileniyordu. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” dedi. Restorasyonu tamamlandıktan sonra ibadete açılacak olan tarihi camideki çalışmalar havadan görüntülendi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nden 100 yıl daha öncesine tarihlenen ve 5. yüzyılda inşa edilen İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul’daki en eski dini yapı olarak biliniyor. Bizans döneminde kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürüldü. 2. Beyazıt döneminde, İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülen yapı tarihte birçok badire atlattı. En büyük hasarı Latin istilasında gören tarihi cami, 1894 depreminden de etkilendi. Sultan 3. Selim döneminde onarılan İmrahor İlyas Bey Camii’nin, 1900’lü yılların başında önce yangın daha sonra da yağmurdan dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap bölümü çöktü. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla beraber İmrahor İlyas Bey Camii kedi haline terk edildi. 1934 yılında Ayasofya Camii, müzeye çevrilince tarihi yapı müzeye devredildi. 1954-1955 yıllarında bir onarım geçiren İmrahor İlyas Bey Camii, yaklaşık 100 yıl atıl kaldıktan sonra 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleşti. İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyonu için hazırlanan projeler 2019 yılında Koruma Kurulu tarafından kabul edildi. Tarihi camide restorasyon devam ediyor Onaylanan projeler çerçevesinde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Tarihi camide çevre temizliği gerçekleştirildi. Çeşitli badirelerden dolayı 100 yıldır üstü açık olan İmrahor İlyas Bey Camii’ni korumak adına Uzay Kafes Sitem Geçici Çatı kurulumu devam ediyor. Çatının kurulumunda tarihi camide bulunan opus sectila döşemelerin zarar görmemesi için, döşemeler kum torbalarıyla korumaya alındı. Geçici çatının tamamlanmasından sonra tekke binasında itinalı söküm gerçekleştirilecek. Ayrıca tarihi camide, kuzey bölümdeki üst galeriyi taşıyan sütunlar bulunurken güney bölümündekiler yok oldu. Güney bölümündeki sütunlarda aslına uygun restore edilecek olan İmrahor İlyas Bey Camii, çalışmaların tamamlanmasının ardından ibadete açılacak. Öte yandan tarihi camide kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı havadan görüntülendi. “Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz” İmrahor İlyas Bey Camii’nin tarihi hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “İmrahor İlyas Bey Camii’nin inşasını Semavi Eyice ve Müller Wiener gibi uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre, 5. yüzyılda inşa edildi. Dolayısıyla Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz. İstanbul’daki en eski dini yapı olarak ifade edebiliriz. İlk inşa edildiğinde ‘Studios Manastırı’ yapılıyor. İstanbul’un fethine kadar da manastır olarak işlev görüyor. Fetihten sonra 2. Beyazıt döneminde Mirahor İlyas Bey tarafından camiye ve tekkeye çevriliyor. İmrahor İlyas Bey’den bahsetmek gerekirse, 2. Beyazıt devrinde sarayda ahırların, en başındaki kişi. İmrahor İlyas Bey Camii, cami ve tekkeye çevrildikten sonraki ilk şeyhi de burada metfun bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboldu” Tarihî süreçte İmrahor İlyas Bey Camii’nin birçok badireler atlattığını ifade eden Feyyaz Fidan, “Depremler ve yangınlar görüyor. En büyük tahribatı ama Latin istilasında gördüğünü ifade edebiliriz. Ardından 1894 depreminde bir hasar görüyor. 3. Selim devrinde Hassa baş Mimarı tarafından onarıldığını biliyoruz. 1900’lü yılların başlarına geldiğinde ise önce yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboluyor. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunuyla kullanıma kapatılıyor. 1934 yılında ise Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesiyle, müzeye devrediliyor. 1954-55 yıllarında bir onarım geçiriyor. Daha sonra 2012 Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleştiriliyor. Bu süreçte tabi biz projelendirme çalışmalarına başladık. Böyle bir yapının projelendirmesi de çok detaylı bir iş oluyor. İskeleler kuruyoruz, araştırma çukurları açıyoruz ve nihayetinde 2019 yılında restorasyon projelerini Koruma Kurulu tarafına onaylatıyoruz. 2023 yılının başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği koordinasyonuyla restorasyon çalışmalarına başladık. Bu kapsamda, öncelikle çevre temizliği ve yüzeysel bitki temizliği yapıldı. Ardından buranın doğal çevreden etkilenmemesi adına çünkü 100 yılı aşkındır doğal şartlardan etkileniyordu, bir geçici çatı kurma fikrimiz oldu. Uzay kafes sistem geçici çatı yapılması bilim kurulumuzda onaylandı. Koruma Kurulu tarafından da onaylandı. Bu onaylardan sonra ancak bu sistemi kurmaya başladık. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” şeklinde konuştu. “Üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” Restorasyonun tamamlanmasının ardından İmrahor İlyas Bey Camii’nin ibadete açılacağını belirten Fidan, “Şuna temas etmek lazım; Harim de opus sectila denen döşemelere özellikle önem atfediliyor. Bu tabii yalnızca İstanbul’un, Türkiye’nin kültürel mirası değil, dünyanın kültürel mirası olarak görebiliriz. Opus sectila döşeme sistemi de yapıldığı dönemde birçok şehirden gelen taşların geometrik düzen içerisinde döşenmesi. Bunu Ayasofya Camii’nde de görüyoruz. Geçici çatı yapılırken, opus sectilanın kötü etkilenmemesi, herhangi bir düşmeye maruz kalmaması adına kum çuvallarıyla koruma yapıldı. Bunun dışında geçici çatı yapılmasından sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tekke binasının itinalı sökümünü yapacağız. Yapıda muhtes olan önceki onarımlarda çimento harçlı sıvalar yapıdan uzaklaştırılacak. Bundan sonra da İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyon çalışmalarını tamamlayarak cami olarak ibadete açılmasını hedefliyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii özgününde yan nefler ve galeri katı da bulunuyordu. Yan neflerden kuzeyde bulunan sütunlar, üst galeriyi taşıyan sütunlardı bunlar günümüze kadar ulaştı fakat güney yönündeki sütunlar günümüze ulaşamadı. Tabii restorasyon kapsamında bunlarında ihyası gündeme gelecek. Bunları da yapıp üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” diye konuştu.
Kocaeli Sosyal medya tartışması cinayetle bitti: Maskelerle kahveyi taradılar Kocaeli’nin Darıca ilçesinde sosyal medyada başlayan tartışma cinayetle sona erdi. Kar maskeleri ile kahvehane basan iki kişi, 19 yaşındaki Arda Yücel Ekşioğlu’nu öldürdü. Olayın ardından 8 kişi gözaltına alındı. Olay, 12 Nisan günü İstasyon caddesi üzerinde bulunan kahvehanede meydana geldi. İddiaya göre Arda Yücel Ekşioğlu ile Y.T. sosyal medya üzerinden tartıştı. Olayın büyümesi üzerine karşı taraf harekete geçti. Kar maskeleri ile geldiler 17 yaşındaki C.Ş. ile Y.T. kar maskelerini takarak, çalıntı motosiklet ile Arda Yücel Ekşioğlu’nun bulunduğu kahvehaneye geldi. Silahı çeken Y.T. kahvehaneye ateş etti. 8 kurşunun isabet ettiği kahvehanede Arda Yücel Ekşioğlu hayatını kaybetti. Olayın ardından iki zanlı kaçarak bölgeden uzaklaştı. Cinayetin ardından Kocaeli Emniyet Müdürlüğü cinayet büro ekipleri harekete geçti. Soruşturmayı derinleştiren ekipler, iki zanlının şehir dışına kaçtığı belirledi. Teknik ve fiziki takibin ardından cinayet zanlısı Y.T. Mersin’de, motosiklet sürücüsü C.Ç. Sakarya’da yakalandı. İki zanlının kaçmasına yardım ettikleri iddia edilen R.Ç., İ.A., M.İ.A., E.Ö., İ.K.T İstanbul, Sakarya, Mersin ve Kocaeli’de düzenlenen operasyonda yakalandı. A.Ö. ise polis ekiplerinin rutin kontrolleri sırasında gözaltına alındı. Yakalanan 8 zanlı adliyeye sevk edildi.