GENEL - 11 Eylül 2019 Çarşamba 12:45

Karar sonrası Arda Turan’dan ilk açıklama

A
A
A
Karar sonrası Arda Turan’dan ilk açıklama

Ünlü futbolcu Arda Turan ile şarkıcısı Berkay arasında yaşanan kavgada kararını açıklayan mahkeme Arda Turan’a 3 ayrı suçtan toplam 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verdi.

Ünlü futbolcu Arda Turan ile şarkıcısı Berkay arasında yaşanan kavgada kararını açıklayan mahkeme Arda Turan’a 3 ayrı suçtan toplam 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verdi. Karar sonrası açıklama yapan Arda Turan, “Kendi adıma da dersler çıkardığım muhakkaktır. Bu olayın manşeti; üstüme atılan bu iftiralardan dolayı yaptığım hatalardan aldığım cezalar değil, taciz suçlamasından beraat ettiğimdir. Başımı; kendi huzurundan başka bir yerde eğdirmeyen Allah’a şükürler olsun" dedi.


Futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay davasında mahkeme üçüncü duruşmada kararını açıkladı. Arda Turan "kasten adam yaralamadan" 1 yıl 15 gün, "ruhsatsız silah taşımak" suçundan 10 ay ve "meskun mahalde ateş etmek" suçundan 10 ay, toplamda 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası aldı. Turan, cinsel taciz suçlamasından ise beraat etti. Mahkeme hükmün açıklanması geriye bıraktı. Ünlü futbolcu 5 yıl içerisinde herhangi bir suç işlerse bu suçtan aldığı cezadan hüküm giyecek. Karar sonrası ünlü Futbolcu Arda Turan sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaptı. Turan, o açıklamada yaşadığı olaylardan ders çıkardığını belirterek mesleğini en iyi şekilde yaparak yakınlarını gururlandırma amacında olacağını ifade etti.



"Sözlü taciz suçunu işlemedim, işlemem de mümkün değildir"


Yaptığı yazılı açıklamada davanın bugün neticelendiğini belirten, ailesinden dostlarından ve bugüne kadar kendisini örnek alan tüm gençlerden özür dilediğini ifade eden ünlü futbolcu Arda Turan, “Öncelikle; yaşanan olaylarda üstüme atılan çirkin "sözlü taciz" mirasını temizlemek niyetiyle o anda yaptığım anlık hatalardan dolayı; ailemden, kulübümden, dostlarımdan ve en önemlisi beni bu güne kadar örnek almış bütün genç kardeşlerimden tekrar özür dilerim. Bunu en samimi duygularımla söylüyorum. Bununla birlikte, bu aşamada bazı açıklamalar yapmanın da zorunluluğunu duyuyorum. Bilinmesini isterim ki; insanoğlunun karşılaşacağı en zor durumlardan birinin, bir iftira karşısında, hem de böylesi ağır ve çirkin bir iftira karşısında haklılığını savunmaya çalışmak olduğunu tecrübe ettim. Adınıza ve ailenize iftira atarak çamur bulaştırmaktan başka bir şey düşünmeyenler karşısında gerçeği haykırmanın bazen yeterli ve ikna edici olamayabileceğini yaşayarak gördüm. İlk gün ne söylediysem, bugün de aynısını söylemekte birlikte, bugün Türk adaleti de ilk gün söylediğimi, yaptığı yargılama ve verdiği hükümle bir kez daha tescil etmiş oldu. Ben, konuşulması bile beni rahatsız eden bu yargılama konusu, sözlü taciz suçunu işlemedim. İşlemem de mümkün değildir. Bugün itibarıyla tüm kamuoyunu; bu iddiaların ortaya atıldığı günlerde söylenenleri, yapılan sözde haberleri ve mahkemeye dahi saygı duymayarak kendilerine uzatılan her mikrofonda devam eden yargılamayı etkilemeye yönelik beyanları verenleri hatırlamaya; bu olayı adeta kendilerini öne çıkarıcı bir reklam malzemesi olarak kullananların kimler olduğunu düşünmeye davet ediyorum” ifadelerine yer verdi.



“Bu olayın manşeti taciz suçlamasından beraat ettiğimdir"


Turan açıklamasının devamında yaşadığı olaylardan ders çıkardığına dikkat çekti. Mesleğini en iyi şekilde yaparak yakınlarını gururlandırma amacında olacağını ifade ederek, “Allah’a şükürler olsun ki Türk adaleti bu ağır ithamların çirkin birer iftira olduğuna karar verdi. O dönemde bana bu iftirayı atanlara çanak tutanları, buna içten içe sevinen ve hatta dostundan şüphe edenleri kendi vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Kendi vicdanlarında kendilerine karşı dileyecekleri özür, umarım ki bundan sonraki yaşamları için onurlu bir başlangıcın ilk adımı olur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen söylemek isterim ki; ben yine de insanlara, güzele ve iyiye olan inancımı hiç kaybetmedim. Bu olaylardan kendi adıma da dersler çıkardığım muhakkaktır. Bundan hareketle; çok çalışıp, mesleğimi en iyi şekilde yapıp her zaman yanımda olan ailemi, sevgili eşimi, kulübümü ve dostlarımı gururlandırmak en büyük amacım olacaktır. Son olarak söylemek istediğim şey; bu olayın manşeti; üstüme atılan bu iftiralardan dolayı yaptığım hatalardan aldığım cezalar değil, taciz suçlamasından beraat ettiğimdir. Başımı; kendi huzurundan başka bir yerde eğdirmeyen Allah’a şükürler olsun" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.