EKONOMİ - 18 Ekim 2023 Çarşamba 09:24

Kira davaları arabuluculuk sayesinde yüzde 90 azaldı, bugüne kadar 7 bin anlaşma sağlandı

A
A
A

1 Eylül itibariyle ev sahibi kiracı uyuşmazlıklarında zorunlu hale getirilen arabuluculuk olumlu sonuçlar verdi. Yasanın yürürlüğe girmesinde bu yana 6 haftalık sürede Türkiye genelinde aylık kira davası sayısı 20 binden 3 bine gerilerken, yüzde 60’lık anlaşma oranına ulaşıldı. Arabuluculukta toplam anlaşma rakamı 7 bine yaklaştı.

Kira uyuşmazlıklarında 1 Eylül itibariyle yeni döneme geçildi. Ev sahibi-kiracı uyuşmazlıkları mahkemeden önce arabuluculuk faaliyetiyle giderilmeye başlandı. Arabuluculuk sisteminin kira davalarına sayısal olarak etkisi 6 haftada net olarak görüldü. 1 Eylül öncesinde Türkiye’de bir ayda ortalama 20 bin kira davası görülüyordu, bu rakam 3 bine düştü. Kira anlaşmazlıklarında arabuluculuk başarısı ise yüzde 60 seviyesine ulaştı.

"Kira davaları yüzde 90 azaldı"

Türkiye’de kira uyuşmazlıklarının arabuluculuk ile kolaylıkla ve hızlı bir şekilde çözüldüğünü vurgulayan Avukat Arabulucu Umut Metin, “1 Eylül 2023 tarihinden önce Türkiye’de bir ayda ortalama 20 bin kira davası görülüyordu. Arabuluculuk yürürlüğe girdikten sonra geçen 6 haftada açılan dava sayısı sadece 3 bin 15 oldu. Ayda hemen hemen 2 bin dava görülür duruma gelindi. Kira davalarında yüzde 90 oranında bir azalma yaşandı” dedi.

Kira davaları arabuluculuk sayesinde yüzde 90 azaldı, bugüne kadar 7 bin anlaşma sağlandı

Türkiye’de kira davalarının en fazla görüldüğü iki adliye olan İstanbul Çağlayan Adliyesi ve Ankara Adliyesi’ndeki azalışına dikkat çeken Metin, “6 hafta içerisinde Ankara Adliyesi’nde Ekim ayında açılan kira davası sayısı yaklaşık 250, Çağlayan Adliyesi’nde 400 civarında. Türkiye’nin en önemli iki adliyesine bakıldığında dava sayılarında çok büyük oranda bir azalma gözlemliyoruz” diye konuştu.

"Anlaşma sayıları artıyor"

Arabuluculukta şu ana kadar yaklaşık 7 bin anlaşmayla sonuçlandığını belirten Metin, “Arabuluculukta anlaşma oranları yüzde 60 seviyesine yaklaştı. Bu oran Eylül ayının ortalarında yüzde 49’lar seviyesindeydi. Toplum anlaşmak istiyor. Onları barıştıracak, anlaşma sağlatacak kurumu arıyorlardı ve buldular. Arabuluculuk topluma çok fayda sağladı.

Kira davaları arabuluculuk sayesinde yüzde 90 azaldı, bugüne kadar 7 bin anlaşma sağlandı

"Arabuluculuk etkisiyle ev sahibi kiracı kavgaları azaldı"

Kiracı-ev sahibi uyuşmazlıklarında arabuluculuk faaliyetinin 4 haftada tamamlandığını anlatan Metin, devam eden görüşmeler olduğunu ve ay sonuna kadar anlaşma oranlarının daha da artmasını beklediğini söyledi. Metin, “Şu an yaptığımız görüşmelerde yakın dönemde anlaşma sağlayacağız. Bu da anlaşma sayımızın her geçen gün katlanarak artıyor. Artık kiracı ve ev sahibi arasında şiddete dönüşen kavgaların sorunların azaldığını gözlemliyoruz. Bu durum sayılarla da anlaşılmış durumda” diye konuştu.

"Arabuluculuğun toplumsal etkisini yakın dönemde daha fazla hissedeceğiz"

Yüksek anlaşma oranından dolayı adliyelerdeki dava yükünün azaldığını anlatan Metin, hakimlerin ve avukatların adaletin daha iyi sağlanması daha etkin çalışır vaziyete geldiğinin altını çizdi. Metin, “Yıl sonunda arabuluculuğun toplumsal faydasını göreceğiz. Bugüne kadar 7 bin anlaşma yapıldığını hesaba katarsak; iki taraf var ve 14 bin kişinin anlaştığını düşünebilir. Onların ailelerini de katarsak çarpan etkisiyle yaklaşık 100 bin kişinin arabuluculuk sayesinde kira sorunlarını geride bıraktığını anlamış oluruz. Arabuluculuğun toplumsal olarak birbirini anlayan bir hâl oluşturduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

Ali Canberk Özbuğutu - Yunus Kılıç


 

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İletişim Başkanı Altun: "RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Anayasa’nın ve yasaların ortaya koyduğu çerçevede RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir" dedi. İletişim Başkanı Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmeyi, kamu düzenini bozmayı, bireysel hak ve özgürlükleri baskı altına almayı hedefleyen yayınlar karşısında kamu otoritesinin takınması gereken tavır bellidir. Anayasa’nın ve yasaların ortaya koyduğu çerçevede RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir. Medya kurum ve kuruluşlarına düşen sorumlu, ilkeli, ahlaki ve hakikat temelli yayıncılık yapmaktır. Eğer demokratik toplum düzenini muhafaza etmek, basın özgürlüğünü teminat altına almak istiyorsak öncelikle yapılması gereken budur" ifadelerini kullandı. Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya, vandalizmi özendirmeye ve şiddet tırmandırmaya yönelik yayınların kabul edilemez olduğunu belirten Altun, "Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya, vandalizmi özendirmeye, şiddeti tırmandırmaya, terör örgütlerine zemin kazandırmaya ve yargı kurumlarını yıpratmaya yönelik yayınlar hiçbir surette savunulamaz. RTÜK’ün uyguladığı tedbirlere yönelik ağır eleştiriler yönelten kesimlere, öncelikle kendi ideolojilerine yakın eksende yayın yapan medya kuruluşlarında Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize karşı mütemadiyen dile getirilen ağır iftira, hakaret ve ithamları görmezden gelen tutumlarını terk etmeleri çağrısında bulunuyoruz" açıklamasında bulundu. Basın özgürlüğü adı altında kışkırtma, hakaret ve iftira edilerek yapılan yayınların son bulması gerektiğini vurgulayan Altun, "Basın özgürlüğü kisvesi altında son günlerde gördüğümüz kışkırtmaların, hakaretlerin, iftiraların, kişisel haklara tecavüz eden yayınların son bulması gerektiğinin ısrarla altını çiziyoruz. Bu çerçevede yayıncılarımıza bir kez daha sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, yayınlarında hakarete, iftiraya ve kişilik haklarına zarar veren eylemlere ve söylemlere yer vermemeleri gerektiğini önemle hatırlatıyoruz. Bizler, Milletimizin haklarını korumak için, büyük ve güçlü Türkiye için gece gündüz demeden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Nevşehir Başkan Arı: "Türkiye’nin Avrupa’ya ne kadar ihtiyacı varsa Avrupa’nın da en az o kadar Türkiye’ye ihtiyacı var" Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Genel Kurulu’nda "Avrupa Konseyi’nin misafirleri değil ev sahipleriyiz. Türkiye’nin Avrupa’ya ne kadar ihtiyacı varsa Avrupa’nın da en az o kadar Türkiye’ye ihtiyacı var" dedi. Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın Fransa’nın Strazburg şehrinde gerçekleştirilen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma büyük yankı uyandırdı. Belediye Başkanı Rasim Arı konuşmasında, "Aslında bugün burada bambaşka bir konuşma yapmak istiyordum. Hukukun üstünlüğünden, demokrasiden, ağzımızdan hiç düşürmediğimiz insan haklarından bahsetmek istiyorum. Lakin beni getiren aracın yanlış bir yerde indirmesi sonucu gördüğüm manzaradan sonra söylesem kar etmiyor sussam gönlüm razı değil çerçevesinde birkaç kelam etmek istiyorum. Ülkemizde on binlerce insanımızın katledilmesine vesile olan hem ülkemizde hem de Avrupa’da terörist olarak ilan edilen bir terör örgütünün elebaşının tamda Avrupa’nın göbeğinde burada posterinin açılmış olmasından sonra ne söylersek hiç birinin kar etmediği anlaşılır. Şöyle düşünelim siz Türkiye’ye bir ziyaret yapsanız ve Avrupa’nın terörist olarak gördüğü bir organizasyonun bu denli bir propagandasının olduğunu görseniz ne yapardınız? Eminim ki bu gök kubbeyi başımıza yıkmaya kalkardınız. Ama biz onu yapmıyoruz ve sadece hakikatleri söylemek zorundayız" diye konuştu. "Türkiye Cumhuriyeti hala kabul edilmemiştir" "Biz birbirimize karşı açık şeffaf ve samimi olmak zorundayız" diyen Başkan Arı, şunları kaydetti: "Avrupa Konseyi’nin misafirleri değil ev sahipleriyiz. O günden bugüne konseyin kurulmasına vesile olan hiçbir ülke yok ki Avrupa Birliği’nin dışında olsun. Lakin Türkiye Cumhuriyeti hala kabul edilmemiştir. Siz bunu adaletli bir şekilde gereğini yapmadıktan sonra burada söylediğimiz söylenen hiçbir sözün Türkiye’de ne Halk tarafından ne de siyasetçiler tarafından ciddiye alınacağı mı zannediyorsunuz? O yüzden ülkemizin etrafında ki bu ateş çemberi, Dünya’nın Ortadoğu’nun yaşadığı bu süreçte bizim Avrupa’ya ne kadar ihtiyacımız var ise Avrupa’nın en az o kadar bize ihtiyacı var. Biz bu ikircikli tavırdan kurtulup samimi, objektif ve söylediklerimizin karşı taraf da tesir etmesini istiyorsak demokrasi de ve eşitlik de ortak noktada buluşmak zorundayız. Hepinize saygılar sunuyorum" diye konuştu.