EKONOMİ - 18 Mayıs 2019 Cumartesi 10:05

Makineciler stratejik sektör olarak yeni pakette yer almak istiyor

A
A
A
Makineciler stratejik sektör olarak yeni pakette yer almak istiyor

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 3 kamu bankasıyla imalat ve ihracat sektörünü destekleyecek bir paket açıklayacağını hatırlatan MİB Başkanı Emre Gencer, yeni pakette makine imalat sektörünün stratejik sektör olarak yer almasını istediklerini vurguladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 3 kamu bankasıyla imalat ve ihracat sektörünü destekleyecek bir paket açıklayacağını hatırlatan MİB Başkanı Emre Gencer, yeni pakette makine imalat sektörünün stratejik sektör olarak yer almasını istediklerini vurguladı. Bakan Albayrak’a çağrıda bulunan Gencer, "Önümüzdeki dönem konseptin adı, Türk markaları olmalıdır ve Türk markaları desteklenmelidir" dedi.



Makine İmalatçıları Birliği (MİB), her yıl olduğu gibi geleneksel iftar yemeğinde üyelerini ve sektör temsilcilerini buluşturdu. Hidiv Kasrı’nda üyelerinin ve sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen iftarda; makine imalat sanayisi açısından yaşanan zorluklar ve çözüm önerileri paylaşılırken, makine imalatının ‘stratejik sektör’ olarak hak ettiği değeri alması çağrısı yapıldı.



Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Başkanı Emre Gencer, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 3 kamu bankasıyla imalat ve ihracatı destekleyecek yeni bir paket açıklayacağını hatırlattı. Gencer, makine imalatının ’stratejik sektör’ olarak programdan hak ettiği desteği almasını talep ettiklerini belirterek, Bakan Albayrak’a seslendi; "Önümüzdeki dönem konseptin adı, Türk markaları olmalıdır ve Türk markaları desteklenmelidir. Devletimizin ve düzenleyici kuruluşlarımızın bu konudaki iyi niyet ve destekleyici tutumlarından şüphemiz yoktur. Hep beraber başarmak istediğimiz işler de çoktur. Biz tüm iyi niyet ve çabaları için kendilerine teşekkür ediyoruz".



Yeni rekabet koşulu: ’Korumacılık’


Geçen yıl piyasalarda yaşanan iç talep daralmasının pek çok sektör gibi makine imalatı sektörünü de olumsuz etkilediğine vurgu yapan Gencer, aradan geçen bir yıla rağmen sıkıntıların sürdüğünü söyledi.


İş dünyasının ‘daralmış bir iç talep, öngörülmesi çok zor olan kur riskleri, borçlanma maliyetlerinin tahrip ettiği bilançolar ve neredeyse yok olan yeni yatırım imkanları’ sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Emre Gencer, sektörün ihracatla ayakta kalmaya çalıştığını ifade etti.



Ancak gelişmiş ülkelerin hayata geçirdikleri korumacılık önlemlerinin dünya ticaretinde radikal bir değişimin göstergesi olduğuna işaret eden Gencer, "Korumacılık günlük tarifeleri ile beraber teknoloji ve fikri mülkiyet hakları, sübvansiyonlar ve veri koruması araçlarını silah gibi kullanıyor. Korumacılık değişimin ortaya çıkardığı yeni bir rekabet koşulu. Peki, gelişmiş ülkelerde korumacılık var, diğerlerinde ne var? Örneğin Afrika, Çin, Uzak Doğu, Rusya, Orta Asya, Güney Amerika. Buralarda da makinecimiz, çaba gösteriyor. Lakin çok uzun vadeli, düşük faizli kredilerle ve ihracat sübvansiyonları ile desteklenen rakiplerimizle bu mücadele kolay mı? Hiç ama hiç değil. Dolayısıyla tüm politikalarımızı bunları dikkate alarak belirlemeliyiz. Bu dönemde ihracatçılarımız Eximbank’ı daha fazla yanlarında görmek istiyor" dedi.



Çıkış reçetesi katma değerli üretim ve dijital teknolojiler


Makinecilerin çıkış reçetesini ‘dijital teknolojiler ve katma değeri yüksek üretimler’ şeklinde açıklayan MİB Başkanı Emre Gencer, "Dijital teknolojiyi yerelde geliştirerek katma değerimizi arttıracağız ve tüm tasarım ve üretimimizi altını çizerek söylüyorum Türk markaları ile gerçekleştireceğiz. Bize küresel bakan, bütünü gören gözler gerekiyor” diye konuştu.


Gencer, bunun için de sanayii ve üniversite iş birliği, kümelenme bazlı modeller, bilgi temelli yatırımlar ve teknolojik dönüşümü mümkün kılacak insan kaynağı üzerinde durularak makine üretimini destekleyecek bir eko sistemin oluşması gerektiğine dikkat çekerek, "Tüm sanayi ve üretim sektörleri makine sektörüne, yani bize bağlıdır. Türk makineleri olmadan ne savunma sanayi, ne enerji sektörü, ne tekstil, ne de kimya belli bir seviyeyi geçemez" açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Tüketiciler Birliği’nden "kantinler daha fazla denetlensin" çağrısı Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, okullardaki kantinlere yönelik denetimlerin artırılması gerektiğini söyleyerek, "Aldıkları gıdaları ucuza alıp pahalıya satarak daha çok kâr etmek adına bayatlamış, kötü ürünleri alma durumları var" dedi. Kayseri’de Servet Akaydın İlk ve Ortaokulu’ndaki 23 öğrencinin okuldaki kantinden aldıkları köfte ekmekten zehirlenmesinin ardından açıklamalarda bulunan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, kantinlerin daha fazla denetlenmesi gerektiğini kaydetti. Kantinlerin ticari bir işletme olduğuna dikkat çeken Şahin, bazı kantinlerde ucuza gıda alınıp pahalıya satılarak daha çok kâr edildiğini belirterek, yetkililere çağrıda ulundu. Şahin, "Her okulda bir kantin var. Okullardaki kantinler ticari amaçlı kurulmuş işletmelerdir. Bunları biz hastane veya çocukların sağlığını düşünen bir işletme olarak görmeyelim. Bunlarda kâr etmek istiyorlar. Bunların da bilinçli ve bilinçsiz yanlış yapanı var. Aldıkları gıdaları ucuza alıp pahalıya satarak daha çok kâr etmek adına bayatlamış, kötü ürünleri alma durumları var” diye konuştu. "Ailelerin kantini takip etme hakkı var" Ailelere seslenen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, "Aileler böyle bir olayla karşılaştıkları zaman çocuklarını, hatta kantini bile takip etmeleri lazım. Bu yetkimiz var. Kantine gidip ne sattığını takip edebiliriz. Nereden aldığını da sorabiliriz. Zaten sordurmuyorlarsa o çocuğu okuldan almak lazım" dedi. "Eğitimli insanlardan böyle bir tehdit ve küfürler yemeniz daha acı bir şey" 23 öğrencinin zehirlendiği Servet Akaydın İlk ve Ortaokulu’ndaki öğretmenlerin basına saldırmasına da tepki gösteren Şahin, "Yaşadığınız sıkıntıdan dolayı çok geçmiş olsun diyoruz. Ülkem adına utanç verici bir şey. Eğitimli insanlardan böyle bir tehdit ve küfürler yemeniz daha acı bir şey” diye konuştu. Şahin, yetkililerden konunun üzerine gidilmesini istedi.
Batman Tüpraş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı 12. kez düzenlediği çocuk şenliği ile kutladı Türkiye enerji sektörünün önde gelen şirketlerinden Tüpraş, sosyal sorumluluk projelerini de sürdürüyor. Geleneksel hale gelen Tüpraş Batman Rafinerisi Çocuk Şenliği’nde 1.500’ü aşkın çocuk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birbirinden keyifli etkinliklerle kutladı. “Enerjimiz Geleceğe” sloganıyla Türkiye’nin enerjisini üretirken, toplumsal fayda odaklı projeleri de hayata geçiren Tüpraş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, geleneksel Tüpraş Batman Rafinerisi Çocuk Şenliği’nin 12’ncisini düzenledi. Tüpraş Batman Sosyal Tesisleri’nde geniş katılımlı etkinliklerle kutlanan şenlikte, 10 çevre ilköğretim okulundan, 7-11 yaş arası 1.500’ü aşkın öğrenci ve Batman Rafinerisi çalışanlarının çocukları buluştu. Batman Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle gerçekleşen etkinlikte, Batman Valisi’nin eşi Dr. Ayten Canalp, Batman İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Beşir Tileği, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir ve eşi Zeynep Demir ile Tüpraş yönetimi hazır bulundu. Organizasyonda ağırlıklı Batman’dan olmak üzere İzmit, İzmir, Kırıkkale rafinerilerinden gelen 70 kişilik Tüpraş gönüllü ekibine 70 öğretmen eşlik etti. Etkinlik sürecinde çocuklar okullarından öğretmenleri ve Tüpraş gönüllerinin rehberliğinde alınarak, Tüpraş Batman Rafinerisi sosyal tesislerindeki eğlence alanına getirildi ve aynı şekilde, gün sonunda okullarına teslim edildi. Koç Topluluğu bünyesindeki başarılı projelerin belirlendiği "En Başarılı Koçlular"da da ödül alan toplumsal gelişim projelerinden biri olan etkinlik, Batman Valiliği’ni, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü, çevre okul yönetici ve öğretmenlerini, sivil toplum kuruluşlarını, Tüpraş gönüllerini ve ailelerini buluşturan güçlü bir iş birliği örneği oluşturuyor. 23 Nisan Batman Çocuk Şenliklerinde bugüne dek 25 bine yakın çocuğa ulaşıldı Tüpraş’ın ilk günden bu yana büyük bir titizlikle gerçekleştirdiği toplumsal gelişim projelerinden biri olan 23 Nisan Batman Çocuk Şenliği, uzun yıllardır Batman halkıyla bütünleşen bir etkinlik haline geldi. Çevre okullardan öğrencileri ve rafineri çalışanlarının çocuklarını ağırlayan şenliklerde bugüne dek 25 bine yakın çocuk misafir edildi. Çocuklar Tüpraş tesislerinde kurulan oyun parklarında animatörler ve sahne şovları ile keyifli saatler geçirdi Tüpraş Batman Rafinerisi Tesislerinde kurulan, animatörlerin çeşitli etkinlik ve sahne gösterileri sergilediği şenlik meydanında çocuklar, birbirinden keyifli oyuncaklarla ve ikramlarla doyasıyla eğlendikleri bir gün geçirdiler. 23 Nisan’a özel olarak tasarlanan, Atatürk’le birlikte hatıra fotoğrafı çekimiyle de günü ölümsüzleştirdiler. 23 Nisan Çocuk Şenlikleri, Batman rafinerisinde bölge halkının geniş katılımıyla kutlanırken; ayrıca İzmit, Kırıkkale ve İzmir rafinerilerindeki Tüpraş tesislerinde de çalışanların çocuklarına yönelik çeşitli aktiviteler düzenleniyor.
Samsun Sinüzitte risk oluşturan faktörler SAMSUN (İHA) – Kulak, Burun ve Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Cemal Ayhan, alerji, burun spreylerinin aşırı kullanımı, sigara kullanımı, yüzme, dalış ve nazal poliplerin sinüzit için risk faktörü oluşturduğunu söyledi. Çocuklar dahil her yaştan insanı etkileyebilen sinüzit; burun tıkanıklığı ve akıntısı, öksürük ve yüzde baskı hissi gibi semptomlara yol açıyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Opr. Dr. Cemal Ayhan, semptomların kişileri fiziksel, işlevsel ve duygusal olarak olumsuz etkileyebileceğini ifade ederek sinüzitin, genellikle ilaçlar ile tedavi edilse de ilerleyen vakalarda cerrahinin de bir seçenek olduğunu belirti. Sinüslerin bulundukları kemiğe göre sınıflandırıldığını dile getiren Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Cemal Ayhan, “Sinüsler, sfenoid, maksiller, frontal ve etmoid sinüs olarak 4’e ayrılır. Sağlıklı sinüsler, sinüslerin ve burun kanallarının içini nemlendiren mukus üretir. Burun çevresinde yer alan sinüsler; kafatası ağırlığının azaltılması, burundaki hızlı sıcaklık dalgalanmalarında hassas yapıların korunması, yüzde meydana gelen travmaların etkilerinin azaltılması, immünolojik savunma gibi farklı görevlere sahiptir. Sinüzit meydana geldiğinde ise şişen ve iltihaplanan mukozal astar, çok daha fazla miktarda iltihaplı mukus üretir. Bu durum; sinüslerde tıkanıklık ve rahatsızlık, burun akıntısı ve tıkanıklığı, koku duyusunun azalması gibi semptomlar ile kendini gösterir. Sinüzitler de akut, kronik ve nazal polipozisli sinüzit olarak 3’e ayrılır. Alerjik rinit veya astımı olan kişilerin kronik sinüzitten muzdarip olma ihtimali yüksektir. Bunun nedeni, bu hastalıkların varlığında solunum yollarının iltihaplanma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır” dedi. Sinüzit için risk faktörü oluşturan faktörler Risk faktörlerinden bahseden Opr. Dr. Cemal Ayhan, “Sinüzit, sıcaklık veya hava basıncındaki değişiklikler ya da sinüse neden olan veya mukus temizliğini engelleyen herhangi bir faktör nedeniyle ortaya çıkabilir. Alerjiler, burun spreylerinin aşırı kullanımı, sigara içmek, yüzme, dalış ve nazal polipler sinüzit için risk faktörleri şunları içerebilir. Sinüs içinde virüs, bakteri ya da mantar gelişmesi durumunda sinüzit; sinüs enfeksiyonuna dönüşür. Bu tür enfeksiyonlar, virüsün sinüs astarına saldırarak şişmeye ve daralmaya neden olduğu soğuk algınlığının ardından gelişebilir. Vücudun daha fazla mukus üretme tepkisi, kısıtlı drenajla birleştiğinde bakteri büyümesine neden olan bir ortam oluşturur ve sinüs enfeksiyonuyla sonuçlanır” diye konuştu. Sinüzitin belirtileri ve tedavisi Hastalığın belirti ve tedavisi hakkında da bilgi deren Opr. Dr. Ayhan, şunları söyledi: “Sinüzit belirtileri arasında yüz ağrısı ve basınç, burun tıkanıklığı, burundan nefes almada zorluk, burundan sarı veya yeşil mukus akıntısı, dişlerde ağrı, geceleri öksürük, koku veya tat alma duyusunun kaybı, baş ağrısı, yorgunluk, boğaz ağrısı ve ağız kokusu yer alır. Bu belirtilere ek olarak; ateş, yüz veya gözde ağrı ya da şişlik, yanak veya göz çevresinde kızarıklık, şiddetli baş ağrısı, bilinç bulanıklığı veya boyun tutulması gibi semptomların görülmesi durumunda vakit kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurmak gerekir. Sinüzit tedavisinde en sık kullanılan tedaviler, ilaçlar ve sinüs cerrahisidir. Spreyler, antibiyotikler ve steroidler gibi ilaçlar, sinüzit semptomlarını tedavi etmek için öncelikli olarak tercih edilir. Buhar solumak ya da nazal tuzlu su spreylerini veya damlaları kullanmak da sinüs rahatsızlığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu ilaçlar; sinüslerin içindeki şişliği azaltmada, enfeksiyonla mücadelede ve tıkanıklıkları gidermede etkili olabilir. İlaç tedavisinden yanıt alınamadığında sinüs cerrahisi önerilebilir. Cerrahi; fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi olarak bilinen geleneksel yöntem ya da balon sinuplasti ile gerçekleştirilebilir. Balon sinoplasti işlemi, minik balonlar da dahil olmak üzere sinüs boşluklarının açılmasını sağlayan gelişmiş bir prosedürdür. İşlem sırasında endoskopide de kullanılan ince ve esnek tüplerden yararlanılır. Cerrah, bu tüpleri kullanarak tıkalı sinüs geçiş yoluna küçük bir balon yerleştirir. Daha sonra sinüs geçiş yolunun yapılandırılması ve açılması için balon şişirilir. Bu işlem, normal sinüs drenajını ve fonksiyonunu geri kazandırmaya yardımcı olur. Genellikle herhangi bir doku veya kemiğin çıkarılması ihtiyacını ortadan kaldırdığı için geleneksel sinüs cerrahisinden ayrılır. Ameliyatın ardından özellikle kronik sinüzit tekrarlayabilir. Sinüs ameliyatı geçiren hastalar, kronik sinüzitin tekrarlanmaması için devam eden tıbbi tedaviye ihtiyaç duyabilir.”