EKONOMİ - 15 Mart 2019 Cuma 12:58

Microsoft ve Vodafone işbirliği ile yapay zekâ Türkçe’yi söktü

A
A
A
Microsoft ve Vodafone işbirliği ile yapay zekâ Türkçe’yi söktü

Microsoft Türkiye ve Vodafone Türkiye, yapay zekâ alanında önemli bir adım atarak Türkçe tabanlı bir sohbet robotu geliştirdi.

Microsoft Türkiye ve Vodafone Türkiye, yapay zekâ alanında önemli bir adım atarak Türkçe tabanlı bir sohbet robotu geliştirdi. Microsoft’un dünya çapında doğal dil anlama (NLP) teknolojisi LUIS sayesinde Türkçeye çeviri ihtiyacını ortadan kaldıran ve kullanıcıların taleplerini anlayıp doğru çıkarımlar yapabilen TOBi, Vodafone abonelerinin yeni dijital asistanı olacak.



Microsoft Türkiye ve Vodafone Türkiye, Türkçe doğal dil işleme (NLP) teknolojisine dayalı bir sohbet robotu geliştirdi. Vodafone’un müşteri hizmetlerine yönelik yapay zekâ tabanlı bir dijital asistan olarak konumlandıracağı TOBi, abonelerin fatura, tarife, cihaz fiyatları gibi konulara ilişkin sorularını kesintisiz, hızlı, net ve tutarlı bir şekilde ve insan müdahalesi olmadan yanıtlamayı amaçlıyor.



Genel olarak İngilizce tabanlı çözümlerin sunulduğu ve otomatik olarak Türkçeye çeviri yapan sistemlerin aksine ana dili Türkçe olan TOBi’nin geliştirilmesi, yapay zekâ alanında Türkçenin önceliklendirilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Microsoft’un doğal dil anlama teknolojisi LUIS ile geliştirilen sistem; ses, arama ve görüntü destekli diğer bilişsel hizmetlere de kolayca entegre edilebiliyor. LUIS’e kazandırılan Türkçe dil desteği özelliği, bundan sonra yapılacak başka yapay zekâ projelerinde Türkçenin de doğal bir dil olarak kullanılabilmesine; Türkçe metin okuma ve anlama, yazım hatalarını düzeltme, sesli olarak Türkçe söylenen bir cümleyi anlama gibi özelliklerin eklenebilmesine imkân veriyor.



“Türkçemizi yapay zekâ çalışmalarında üst sıralara taşıdık”


Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, yeni sistemin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin dijital geleceğine olan yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. 26 yıldır Türkiye’de milyonlarca kişinin yaşamına dokunduk, birçok teknolojik ilki ve dönüşümü birlikte yaşadık. Ülkemizin rekabet gücünü bilişim ve inovasyonla geliştiren adımlar attık. Bugün Vodafone ile hayata geçirdiğimiz chatbot projesi, sıradan bir iş birliği değil. Biz, iki global güç olarak el ele verdik ve Türkçemizi yapay zekâ çalışmalarında üst sıralara taşıyıp bizi gururlandıran bir projeye imza attık. Dünyada en çok konuşulan İngilizce, İspanyolca gibi dillerle birlikte bu uygulamayı Türkçe hayata geçirerek Türkçenin de önceliklendirilen diller arasında yer almasını sağlayarak büyük bir başarıya imza attık. Bu adımımız, Microsoft Türkiye ve Vodafone Türkiye’nin ülkemizi yurtdışında başarıyla temsil ettiğinin bir göstergesidir. Aynı zamanda, bağlı olduğumuz global şirketlerin de ülkemizin geleceğine duyduğu güvenin ve inancın eseridir” dedi.



Teknolojinin bilgiye erişimi demokratikleştirdiğini hatırlatan Kansu, sözlerine şöyle devam etti: “Doğal dil işleme alanındaki gelişmeler inanılmaz boyutta. Önemli bir dönüşümün eşiğindeyiz. Teknoloji artık bizim dilimizden anlamaya başlıyor. Diğer benzer sistemlere göre, Türkçe dilini anlama oranı çok yüksek, çok daha tutarlı, esnek ve çabuk öğrenen bir çözüm geliştirdik. Global deneyimimizin ve bilgi birikimimizin payı burada çok büyük. Türkiye’nin yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi teknolojik gelişmelerde öncü rolü üstlenmesi için hepimize önemli görevler düşüyor. Biz de bu bilinçle, bu projede Vodafone ve Microsoft Türkiye ekipleri ve Türk mühendislerin katılımıyla çalıştık ve yüzde yüz yerli bir proje geliştirdik. Nihai hedefimiz, Türkçe doğal dil işleme teknolojimiz ile farklı sektörlerde de katma değer oluşturmak. Bunlar öğrenen sistemler olduklarından, ne kadar farklı sektörde farklı senaryolarla kullanılırlarsa, Türkçe yapay zekâ uygulamalarımız da o kadar gelişecektir.”



“Müşterilerimizin daha karmaşık soru ve işlemleriyle ilgilenebilmeleri için zaman kazandıracak”


Vodafone Türkiye müşterilerine dünya çapında bir dijital deneyim sunmak istediklerini belirten Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan ise şunları kaydetti: “Vodafone’luların yeni dijital asistanı TOBi, ‘Vodafone Yanımda’ uygulamamız içinden erişilebilen yepyeni bir müşteri iletişim kanalı olacak. Temelde amacı, müşterilerimizin Vodafone’dan aldığı veya almak istediği hizmetler konusunda onlara yardımcı olmak ve hayatlarını kolaylaştırmak. Müşterilerimiz, TOBi ile yazışarak, faturalarından, data kullanımlarına kadar bir çok konuda bilgi alabilecekler. Diğer konularla ilgili soruları olursa, TOBi onlara konuya ilişkin bir link gönderecek ya da canlı sohbet için bir müşteri temsilcisine yönlendirecek. Bir sonraki aşamada, tarifeler, cihaz fiyatları gibi konularda da TOBi’nin müşterilerimize yardımcı olabilmesini hedefliyoruz. Böylelikle TOBi, çağrı merkezi temsilcilerimize, müşterilerimizin daha karmaşık soru ve işlemleriyle ilgilenebilmeleri için zaman kazandıracak. Hedefimiz, müşterilerimiz nezdinde daha dijital, çevik, hızlı ve sade bir şirket olmak. TOBi, bu hedefimize ulaşmamızda bize yardımcı olacak ve müşterilerimizi daha iyi bir geleceğe taşıyacak.”



Microsoft Türkiye Kurumsal Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Berna Yıldız, yaptığı konuşmada, “Doğal dil akışına özel makine öğrenimi zekâsı uygulayan servisimiz LUIS’i dünya çapında başarıyla kullanıyoruz. LUIS ile en fazla senaryoyu anlayıp, en yüksek oranda doğru çözümler sunup kullanıcıların isteğini yerine getirebiliyoruz. Ayrıca sisteme, metin okuma, sesli komutları algılama, araştırma yapma, görüntü işleme gibi başka yapay zekâ yetenekleriyle desteklenen Bilişsel Servisler de ekleyebiliyoruz.Bu tür servislerle,müşterilere sunulan hizmet kalitesini arttırıyor, hizmet alan kullanıcıların işlerini kolaylaştırıyor ve hızlandırıyoruz. Kişiselleşen servislerle müşteri memnuniyetini arttıran şirketler rekabette öne geçiyor, büyüyor ve dijital dönüşüm yaklaşımlarıyla fark oluşturuyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa YÖK Başkanı Erol Özvar: "Türkiye’deki üniversitelerin yüzde 99.8’i dolu" Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu ‘Arama Konferansı’ programına katılmak için Bursa’ya geldi. Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferans, saygı duruşu sonrası İstiklal Marşı’nın okunmasıyla beraber BTÜ Rektörü Profesör Doktor Naci Çağlar’ın konuşmasıyla başladı. Çağlar, YÖK Başkanı Erol Özvar’ı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, "Bugün burada üniversitemizin ‘Arama Konferansı’ için toplandık. Üniversitemizin mevcut durumunu, şehrimizin ve bölgemizin potansiyelini, ülkemizin yeni yüzyıldaki yerini ve dünyadaki trendleri dikkate alarak bu arama konferansında ‘2030 yılı ve sonrasında üniversitemizi nerede görmek istiyoruz’ sorusuna cevap arayacağız. Hepinize, katılımınızdan dolayı teşekkür ederim" dedi. “Üniversitelerimizde 4 milyonu örgün olmak üzere toplam 7 milyon öğrencimiz var” Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferansta konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, "Yükseköğretim Kurulu olarak, mümkün olan her fırsatta Yükseköğretim Sistemi’nin paydaşlarıyla bir araya gelmeye ve fikir alışverişinde bulunmaya büyük bir gayret verdiğimi söyleyebilirim. Başlıca hedefimiz olan Türk yükseköğretiminin dünya üzerinde rekabetçi, yenilikçi, sürdürülebilir ve nitelikli bir yapıya sahip olması için ortaya koyulan her türlü görüş ve önerinin çalışmalara katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Burada da fevkalade neticeler alacağımızın kanaatindeyim. Bugün ülkemiz 208 üniversitesi yaklaşık 185 bin akademisyeni ve 4 milyonu örgün eğitim olmak üzere 7 milyona ulaşan öğrencisi ile son derece büyük bir kapasiteye ulaşmıştır. Bu kapasite ile Avrupa üniversiteler alanının en önemli paydaşlarından bir tanesidir. Bu kapasiteye ulaşılmasında başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde son 20 yılda Yükseköğretim Sistemi’ne yapılan yatırımların katkısı müstesnadır. Ülkemizde yükseköğretime erişim talebi güçlü bir şekilde devam etmektedir. 2023 yılında 3 buçuk milyondan fazla öğrencimiz üniversite sınavlarına başvurmuş, üniversite kontenjanlarının doluluk oranı yüzde 99.8 gibi son derece yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu yoğun ve güçlü talebe, doğru politikalar ile cevap vermek Yükseköğretim Kurulu’nun en temel hedeflerinden biridir. YÖK olarak bir taraftan ülkemizin yükseköğretimde sahip olduğu kapasitenin ve gücün önemini vurgularken, diğer yandan yükseköğretimimizin kalitesini daha da yükseltme irademizi her platformda ifade etmeye devam ediyorum. Üniversitelerimizin uluslararası alandaki saygınlıklarını ve görünürlüklerini yükseltmek, akademisyenlerimizin projelerini artırmak AR-GE faaliyetlerini teşvik etmek ve nihayetinde ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli beşeri sermayeyi artırmak başta olmak üzere kaliteyi önceleyen bir anlayış ile YÖK olarak hareket ettiğimizi buradan paylaşmak isterim. Üniversitelerimizdeki kalite süreçlerini yakından takip etmemiz, bu süreçlerde üniversiteleri her şekilde desteklememiz bu anlayışımızın bir tezahür olarak görülmelidir" ifadelerine yer verdi. "Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler için vardır" Türk yüksek eğitiminde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma konularında son yıllarda çok önemli mesafeler katedildiğini belirten Özvar, "2016 yılında YÖK tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması programı hayata geçirilmiştir. Bu program sayesinde 25 devlet üniversitesinin genel ve geleneksel çalışmaları dışında bulundukları bölgelerin dinamiklerini esas alarak projeler hazırlamaları ve bölgesel kalkınma odaklı misyonlar edinmeleri sağlanmıştır. Bu bakımdan, son yıllarda Anadolu’nun dört bir yanında bu misyon ile hareket eden üniversitelerimizde önemli gelişmeler kaydedildiğini, bölgesel kalkınma üniversitelerimizin çokça görünür katkılar sağladığını görmekten sadece YÖK değil, bölge insanlarımızın da memnuniyet ile ifade etmiş olması bu alanda yapmış olduğumuz çalışmaların ne kadar isabet kaydettiğini göstermektedir. YÖK’ün gelecek vizyonunda önemli yer tutan bir diğer husus ise ‘İstihdam’ konusudur. Çeşitli vesileler ile ifade ettiğimiz üzere piyasayla, istihdamla, kültür-sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları kademeli olarak dönüştürmeye devam ediyoruz. Bu vesile ile toplantının hazırlanmasında ve organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Sivas Maraş ve Tokat depremlerini önceden bildirmişti, İstanbul için rahatlatan tahmin Kahramanmaraş depreminin uyarısını 2 hafta öncesinden yaparak gündem olan Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, geçtiğimiz gün gerçekleşen Tokat depremini de 3 saat öncesinden haber vererek yeniden gündem oldu. İçelli’den bu kez İstanbul’u azda olsa rahatlatacak bir açıklama geldi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, 7 büyüklüğün üstünde beklenen İstanbul depremiyle ilgili yaptığı açıklamada kendi çalışmalarına göre beklenen depremin en fazla 6 ila 6.5 büyüklüğünde olabileceğini söyledi. İcelli, “İstanbul’da büyük bir deprem beklentim yok. Orada bulunan fay 180-190 kilometre uzunluğunda. Bu fay 123 yıl içerisinde 3 kez kırıldı. 2 kez 7 üzeri bir kez de 6 büyüklüğünde. 1912’de Mürefte depremi, 1999 Gölcük depremi zaten burayı rahatlatmıştı, 1963’te de 6.3’lük bir depremle Çınarcık fayı yırtılmıştı ve neticesinde Marmara genel olarak rahatladı. Burada yırtılmayan sadece 30-35 kilo metrelik bir kırığımız kaldı. Buda 6-6,5 büyüklükte deprem oluşturabilecek bir potansiyele sahip. Sismik kesitlere baktığımızda, 12 kilo metrenin altında bir sürünme olduğu zaten bariz olarak bellidir. Deprem silsilesine baktığımızda da bunu teyit edebiliyoruz” dedi. “Sulusaray depremi Kuzey Anadolu zonunu tetiklemez” Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan depremlerin yine Tokat sınırları içerisinden geçen Kuzey Anadolu fay zonunu tetiklemeyeceğini belirten İçelli, “Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremlerin Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durum yok. Çünkü depremi oluşturan küçük bir fay. Böyle küçük depremler büyük fayları tetikleyemez. 7 büyüklüğün üzerinde bir deprem olsaydı bunu düşünebilirdik. Özellikle depremlerin odak mekanizma çözümlerini çok iyi incelememiz gerekiyor. İki gündür biz bunu inceliyoruz. Özelikle Buğdaylı fayının üzerinde, 23 kilo metrelik bu fayın sağına ve soluna her hangi bir baskı uygulamadığını düşünüyoruz“ diye konuştu. “Beklenen büyük Tokat depremi en fazla 6.2 büyüklükte olabilir” Tokat’tan geçen Kuzey Anadolu Fayında beklenen depremle ilgili değerlendirmede bulunan İçelli, “Bölgemizde bir çok kırığımız var. Özellikle Merzifon Esençay fayı 6.5 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyele sahip. Faylar tesadüfen depremler üretmiyor. Belli bir deformasyon enerjisini biriktirip, kinetik enerjiye çevirmesi gerekiyor. 1939 yılındaki Erzincan depremi vardır. 42-43 depremleri o bölgeyi zaten rahatlatmıştı. Yıllık 2.5 santimetrelik yamulma hızını hesap ettiğimizde şuanda odada ki potansiyel enerji 6-6.2 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyeldedir” ifadelerini kullandı. “Sulusaray’da 5 büyüklükte yeni depremler beklenebilir” İçelli 2 gündür depremlerle sallanan Tokat’ın Sulusaray ilçesindeki fayda 5 büyüklükte yeni depremler beklenebileceğinin altını çizerek şunları söyledi. “Tokat Sulusaray’da halen 5 büyüklüğünde depremler bekliyoruz. Panik yapmaya gerek yok. Özellikle Tokat buradaki depremleri çok fazla hissediyor. 5.6’lık depremlerde 4.5’lik artçılar gelmeni normaldir. 5 büyüklükte depremlerde oluşabilir ama daha büyük bir deprem beklemiyoruz.”