KÜLTÜR SANAT - 30 Temmuz 2020 Perşembe 16:14

“Minberdeki desenler geometrik bir yapıya uygun çizildi”

A
A
A
“Minberdeki desenler geometrik bir yapıya uygun çizildi”

Tarihi eserleri ve mimarideki geometrik desenleri 15 yıldır inceleyerek analizlerini yapan Ketebe Yayınları Yazarı Serap Ekizler Sönmez, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif minberindeki desenleri inceledi.

Tarihi eserleri ve mimarideki geometrik desenleri 15 yıldır inceleyerek analizlerini yapan Ketebe Yayınları Yazarı Serap Ekizler Sönmez, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif minberindeki desenleri inceledi.


Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in açılmasıyla beraber dikkatleri üzerine çeken desenler de gün yüzüne çıktı. Caminin birçok yerinde desen görülürken minberdeki motifler dikkat çekti. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin minberindeki desenleri inceleyen Sönmez, bu çizimlerin rastgele olmadığını hepsinin bir geometrik yapıya ve fizik kurallarına göre çizildiğini ve her birinin farklı anlamlar içerdiğini belirtti.


“Minber üstündeki desenler geometrik bir yapıyla hazırlandı”


Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif minberinin üstüne yapılan desenlerin rastgele çizilmediğini, her birinin geometrik bir yapıya uygun olarak uygulandığını belirten Sönmez, “Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’ndeki minberin üstünde bulunan desenler bir alt yapı üzerinden giden uygulamalar fakat bunun tarihteki karşılığına baktığımızda bu uygulamaların tesadüf olmadığını görüyoruz. Yani minberde yer alan bir desen aslında klasik dönem minberleri arasında tekil bir uygulama. Sinan eserlerinde yer alan minberler ağırlıklı olarak beşgen kurgulu geometrik sisteme sahipler. Buradaki geometrik desenler ise on iki köşeli yıldız içeriyor. Dört katlı simetrili dediğimiz bir geometrik yapıya sahip. Yani kare birim hücreye sahip fakat parçalarını tek tek açılımlarına ayırıp incelediğimizde bunun erken örneklerinin de Anadolu Selçuklu’da başka varyasyonlarla uygulandığını görüyoruz. Tunceli Yelmaniye Camii’nde bulunan desen bunun altıgen kurgulu yani altı katlı simetrili bir geometrik sisteme sahip olan halidir” dedi.


“Farklı coğrafyalar farklı malzemeler”


Farklı coğrafyalarda olup aynı desenleri barındırmalarına rağmen Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni özel kılan durumu açıklayan Serap Ekizler Sönmez, “Aslında ilginç olan şey farklı coğrafyalarda ve farklı yapı malzemesi olmasına rağmen Ayasofya’yı özel kılan Memlük dönemine ait Mısır, Kahire’de bulunan Salih Talai Camii£nin minberinde yer alıyor olması. Orada ahşap bir uygulamayla burada ise mermer bir yapıyla karşımıza çıkıyor. Tek fark Salih Talai Camii’ndeki geometrik desenlerde, on iki genlerin içi farklı geometrik sistemlerle doldurulmuş. Bu da sanki farklı bir geometrik desen denenmiş gibi bir izlenim sunuyor. Aslında aynı desen on iki köşeli yıldızın içini doldurmak amacıyla yapılmış uygulamalar” şeklinde konuştu.


“Yapılan desenler mutlaka bir mesaj içeriyor”


Minber üstündeki desenlerin mutlak bir mesaj içerdiğini belirten Sönmez, “Desenlerin bir anlamı olup olmadığı soruluyor. Aslında bu desenin böyle bir anlamı vardır diyemeyiz. Fakat mutlaka bir mesaj içerdiği gerçeğinin altını burada çizmek istiyorum. Bu da aslında bilim dediğimiz şeyin duygusal-romantik yaklaşımlarla gelişemeyeceğine dair ciddi mesajlar içeriyor. Geometri biliminin gelişmesiyle paralel olarak geometrik desenlerin yapılarının da karmaşıklaştığını düşünürsek bu geometrik desenlerinde bilimden ciddi anlamda etkilenmiş olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla aklımızın galat-ı meşhur şeylerden ayrıca fikrimizin hatadan uzaklaşması için geometrik desenleri hayatımıza daha çok dahil etmemiz gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi Belediyesi’nden glütensiz etkinlik Melikgazi Belediyesi çölyak hastaları ve hasta yakınları ile birlikte glütensiz mutfakta etkinlik düzenledi. Necip Fazıl Kısakürek Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinlikte çölyak hastaları ve çölyak yakınları ile birlikte glütensiz yiyecekler hazırlanarak hastalığa karşı farkındalık oluşturuldu. Melikgazi Belediyesi, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan, glütene karşı hassasiyete sebebiyet veren, özel beslenme gerektiren çölyak hastalığına karşı vatandaşlara gıda paketleri ile destek olmanın yanı sıra sağladığı eğitimlerle de bilinçlendirmeye devam ediyor. Yıl içerisinde hastalıkla mücadele eden hastalara talepleri doğrultusunda glütensiz gıda paketi yardımıyla destek olan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, toplumu bilinçlendirecek hizmet ve çalışmaları yakından takip ediyor. MELMEK kursları çerçevesinde verilen eğitimle, yaşam kalitesini düşüren çölyak hastalığına karşı mücadele eden hastalar, Melikgazi Belediyesi tarafından tedarik edilen glütensiz malzemelerle kurabiye, pasta, ekmek gibi yiyecekler üretebiliyor. Sosyal belediyecilik anlayışıyla vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sağlayan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Vatandaşlarımızın sağlıklı, huzurlu olmaları bizler için son derece önem arz ediyor. Çölyak rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın glütensiz ürünlerle beslenmeleri gerekiyor. Melikgazi Belediyesi olarak çölyak hastası vatandaşlarımıza destek olmak için glütensiz gıda desteği sağlıyoruz. MELMEK kurslarımızda çölyak alerjisi bulunan hastalara ve yakınlarına, glütensiz malzemelerle yiyecek hazırlayabilmeleri için eğitim veriyoruz. Çölyak ile mücadele eden vatandaşlarımızın her zaman yanındayız. Desteklerimiz devam edecek. Cenab-ı Allah hepimize sağlık, sıhhat nasip eylesin" dedi. Bu çerçevede düzenlenen etkinliğe katılarak hastalığa karşı farkındalık oluşturmanın önemine değinen Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya, Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu’na çölyak hastalarına verdiği destekten ve toplum bilinçlenmesi adına sağladığı eğitimlerden dolayı teşekkür etti. Etkinlik, eğitime katılan çocuklara Melikgazi Belediyesi tarafından hazırlanan çanta ve kırtasiye malzemelerin hediye edilmesiyle sona erdi.
Niğde Kimisi gelin kaynana geldi kimisi ise 70’inden sonra Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün Yeşilgölcük ve Alay beldelerinde açtığı okuma yazma kursu sona erdi. Kursu başarıyla tamamlayan 12 kursiyere düzenlenen törenle sertifikaları verildi. Yeşilgölcük ve Alay’da düzenlenen sertifika törenine Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Yeşilgölcük Belediye Başkanı Nurettin Yurtseven, Alay Belediye Başkanı Yusuf Akdemir, Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin, Yeşilgölcük Anadolu İmamhatip Lisesi Müdürü Ahmet Tayfun Eren, Alay İlköğretim Okulu Müdürü Abdullah Bozok, öğretmenler ve kursiyerler katıldı. Törende yaptığı konuşmada bireyin eğitiminin önemine dikkati çeken Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik hayatın her alanında aktif rol olan kadınların eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Çelik; "Günümüz dünyasında toplum değişen ekonomik ,teknolojik ve sosyolojik şartlarla beraber kadına her zaman olduğundan daha büyük sorumluluklar yüklemektedir. Cemiyetin her alanında gün geçtikçe rolü daha çok ön plana çıkan kadınlarımızın eğitimden de en üst düzeyde yararlanma hakkının bulunduğunu ve bu hakkın bireye teslim edilmesi noktasında da Devletimizin büyük sorumluluk üstlendiğini görmekteyiz .Ekonomik ve toplumsal hayatta farklı roller üstlenen kadınlarımızın eğitiminin güçlü olması, gelişmiş ve müreffeh bir toplum olma yolunda daha kararlı adımlar atma hususunda bizleri cesaretlendirmektedir. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde 2018 yılında başlatılan “Okuma-Yazma Seferberliği” projesi Ülkemizin dört bir yanında Halk Eğitimi merkezlerimizin koordinesinde okullarımızda açılan kurslarımızla devam etmektedir" dedi. "Okuma yazma bilmediğim için evden çıkamıyordum" Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin Halk Eğitim Merkezleri’nde kurs açılabilmesi için 12 kişi olması gerektiğini ifade ettiği konuşmasında okuma-yazma kursu için bir kişinin yeterli olduğunu vurguladı. Çeşitli sebeplerle okuma yazma öğrenemeyen ve kursu başarı ile tamamlayarak sertifika almaya hak kazanan kursiyerler ise yaşadıkları mutluluğu dile getirdi. Kursa katılanlar arasında gelin Güllü ve kaynanası Gülderen Erol ile 70 yaşındaki Fatma Soylu da yer aldı. Soylu; "Geçmişte ailem iş yaptırıp çocuk baktırmak için okula göndermedi. Ben çok hevesliydim, çok istedim okumayı. Ama göndermediler" dedi. Bir diğer kursiyer Hanife Atıcı ise, okumayı öğrendiği için mutlu olduğunu ifade ederek; "Okuma yazma bilmediğim için evden dışarı çıkamıyordum. Şimdi her yeri öğrendim, kendim gidip gelebiliyorum. Yeni başlamama rağmen TC’mi bile ezberledim. Daha ne olsun" diye konuştu.