ASAYİŞ - 12 Ocak 2019 Cumartesi 10:39

Muhterem Nur, "Artık yeter, yeter diyorum" diyerek savcılığa başvurdu

A
A
A
Muhterem Nur, "Artık yeter, yeter diyorum" diyerek savcılığa başvurdu

Müslüm Gürses’in eşi Muhterem Nur Akbaş, Müslüm filminde kullanılan yüzük ve gömleğin imitasyon olmasına rağmen gerçekmiş gibi açık arttırmayla satıldığı iddiasıyla savcılığa başvurdu.

Müslüm Gürses’in eşi Muhterem Nur Akbaş, Müslüm filminde kullanılan yüzük ve gömleğin imitasyon olmasına rağmen gerçekmiş gibi açık arttırmayla satıldığı iddiasıyla savcılığa başvurdu. Engelsiz Yaşam Vakfı ve Müslüm filminin yapımcısı Mustafa Uslu hakkında suç duyurusunda bulunan Akbaş, "Eşimin ismini paramparça ediyorlar. Gerçek yüzük parmağımda. Dünyanın en büyük parasını verseler vermem" dedi.


Merhum sanatçı Müslüm Gürses’in eşi Muhterem Nur Akbaş, geçtiğimiz günlerde Engelsiz Yaşam Vakfı’nın “9.Yılın En İyileri Ödül Töreni”nde Müslüm Gürses’in gömleği ve zümrüt taşlı yüzünü açık arttırmayla satışa çıkarmasını savcılığa taşıdı. Akbaş, avukatı Bahar Can Milli ile birlikte Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayına gelerek Engelsiz Yaşam Vakfı ve Müslüm filmi yapımcısı Mustafa Uslu hakkında “nitelikli dolandırıcılık” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.



Satıldığı iddia edilen gömlek Şanlıurfa’daki müzede


Akbaş, savcılığa verdiği ifadesinde Engelsiz Yaşam Vakfı’nın 8 Ocak 2019’da bir otelde düzenlenen ödül töreninde Müslüm Gürses’e ait olduğu iddia edilen gömlek ve yüzüğün açık arttırmayla satışa çıkarıldığını, hem kamuoyu hem de şahsının dolandırıldığını öne sürdü. Gürses’in yaşamı boyunca parmağından hiç çıkarmadığı iddia edilen ve açık arttırmayla satılan yüzüğün sahte olduğunu, gerçek yüzüğün şu anda parmağında olduğunu dile getiren Akbaş, satıldığı iddia edilen gömleğin ise Şanlıurfa’daki müzede bulunduğu söyledi.



"Hatıralarımın malzeme olmasından ve paraya dönüşmesinden rahatsızım"


İfadesinde, sahte eşyaların satışı yapılarak şahsi menfaat sağlandığını kaydeden Akbaş, "Samimi olsalardı amaç gerçekten vakıf yararına yardım olsaydı, yapımcılar kazandıkları parayla şahsi yardım yaparlardı. Hatıralarımın malzeme olmasından ve paraya dönüşmesinden oldukça rahatsız olmaktayım. Vakfın araç olarak kullanılması suretiyle insanları dolandıran şüpheli şahısların tespit edilerek cezalandırılmasını istiyorum. Şikayetçiyim" dedi.



"Bizi çok fena parçalıyorlar, eşimin ismini paramparça ediyorlar"


Muhterem Nur Akbaş, suç duyurusu ve ifade işleminin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.


Satıldığı kaydedilen yüzüğün gerçeğinin, parmağındaki yüzük olduğu söyleyerek yüzüğü gösteren Akbaş, "Eşimin imitasyon gömleği ve yüzüğünün gerçekmiş gibi açık arttırmayla satılıp bağışta bulunuluyor. Böyle şeylerden çok zedeleniyorum. Bizi çok fena parçalıyorlar. Sözleşmede böyle bir madde olmadığı halde, bana danışmadan onayımı almadan bu tür bir işe başvurmuşlar. Onları suçlu buluyorum bu nedenle. Filmden oldukça büyük bir para kazandılar. O paranın içinden bağışta bulunsalar daha çok makbule geçerdi. Kırıntı parayla 10 bin liraya 20 bin liraya yüzük, gömlek satılacak. Herkes bunu yapabilir ama milyonlar kazanan bir insan bunu yaparsa benim için çok üzücü olay. Eşimin ismini böyle paramparça ediyorlar, eşimi kullanıyorlar. Artık yeter. Yeter diyorum" ifadelerini kullandı.



"O kadar para kazansam paranın yarısını veririm"


Muhterem Nur, yapımcı Mustafa Uslu’nun bağışta bulunmak için etkinlikte yüzüğü satışa çıkardığını ancak bunun bir reklam olabileceğini ifade etti. Gömleğin Gürses’in değil, filmde giyilen gömlek olabileceğini aktaran Nur, "Yaptıklarını duyduğum gün ofislerine gittim. Bana danışabilirlerdi doğru mu değil mi diye. Ben de o zaman ’Dünyanın parasını kazandınız, bu paranın içinden veremez miydiniz?’ yani. Ben bunu konuşacağım zaman şehit ailelerinin karşıma çıkar diye söylendi. Ben şehit aileleri için çok üzülüyorum. O kadar para kazansam paranın yarısını veririm" dedi.



"Bu yüzüğü 38 yıl önce aldık, dünyanın en büyük parasını verseler vermem"


Parmağındaki yüzüğü Müslüm Gürses ile 38 yıl önce aldıklarını söyleyen Akbaş, "Bu yüzüğü 250 liraya yaptırdık. Kendisini kaybedeli 6 sene oldu. Bu yüzük parmağımda. Dünyanın en büyük parasını verseler ben bu yüzüğü vermem" dedi. Akbaş, kendisinde dahi Müslüm Gürses’in gömleği olmadığını, bütün gömleklerini geçmiş yıllarda Şanlıurfa’daki Müslüm Gürses Müzesi’ne bağışladığını söyledi. Müzeden bir tane bile gömlek verilemeyeceğini anlatan Akbaş, Gürses’in balmumu heykeli yapılacağında müzeden ricayla bir gömlek istediğini ancak ’olmaz’ yanıtı aldığını, bu nedenle o gömleğin de gerçek olmayacağını söyledi.



"Yüzük, Muhterem Hanım’ın parmağında, gömlek de müzede"


Avukat Bahar Can Milli ise yaptığı açıklamada, "Engelsiz Yaşam Vakfı’nın düzenlediği törende açık arttırmada da Müslüm Gürses’e ait olduğu iddia edilen yüzük ve gömlek satılmış. Bu gömlek ve yüzük tamamen sahte. Yüzük, Muhterem Hanım’ın parmağında, gömlek de müzede. Başsavcılığa suç duyurusunda bulunduk. Mustafa Uslu ve söz konusu vakıf hakkında ifade verdik" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.