ASAYİŞ - 08 Kasım 2019 Cuma 09:30

(Özel) Güvenlik görevlisinden duyarlılık örneği

A
A
A
(Özel) Güvenlik görevlisinden duyarlılık örneği

Başakşehir’de bulunan bir sitenin güvenlik görevlisi duyarlılık örneği göstererek, içinde binlerce dolar olan çantayı sahibine teslim etti.

Başakşehir’de bulunan bir sitenin güvenlik görevlisi duyarlılık örneği göstererek, içinde binlerce dolar olan çantayı sahibine teslim etti. Duyarlılık örneği gösteren site güvenlik görevlisi Cemal Özder, "500 bin dolar da olsa yine aynı şeyi yapardım. Çünkü, bu benim hakkım değil ben hakkım olana razıyım, hakkım olanı istiyorum" dedi.


Başakşehir 4. Etap Mevlana Celaleddin Rumi Caddesinde, bulunan bir sitenin güvenlik görevlisi Cemal Özder, sitenin bahçesinde gezdiği sırada bir çanta gördü. Çantayı alan Özder, içine bakınca binlerce dolar olduğunu gördü. Durumu hemen arkadaşına bildiren Özder, çantanın sahibini aramaya başladı. Güvenlik görevlileri, kısa sürede içinde binlerce dolar olan çantanın sahibinin adresini belirledi.



"Açtığımız da içinde 22 bin 700 dolar vardı"


Çantayı bulan Cemal Özder çantayı bulduktan sonra yapması gerekeni yaptığını belirterek, "Gece çalışıyorum. Saat 05.00 civarlarında bölgemde devriye gezerken bir çanta fark ettim. Elimle tuttuğumda bir ağırlık olduğu belliydi zaten. Sonra amirimi aradım, bir çanta bulduğumu söyledim. Alıp, güvenlik noktasına getirdim. Daha sonra kayıt altına aldık, tutanağı tuttuk. Açtığımız da içinde 22 bin 700 dolar vardı. Çantanın içinde sahibinin bilgileri vardı onu aradık tutanak ile parayı sahibine verdik" dedi.



"Hakkım değil ben hakkım olana razıyım"


Hakkı olmayan parayı alamayacağını söyleyen Özder, "Benim dünya görüşüm de şöyle savunduğum bir fikir var. Ben kimsenin hakkını yemem, kimseye de hakkımı da yedirmem. Sadece görevimi yaptım. Paranın miktarı inanın önemli değil 122 bin dolar da olsa, 500 bin dolar da olsa yine aynı şeyi yapardım. Çünkü, bu benim hakkım değil ben hakkım olana razıyım, hakkım olanı istiyorum. Keşke ülkemizde bu tür duyarlılıkların daha da çok olmuş olsa, emin olun kendim yapmış kıvanç duyarım, onur duyarım" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.